DENİZ YILDIZLARI
DENİZ YILDIZLARI
DENİZDEKİ ZIRHLI BİRLİK: DENİZ YILDIZLARI
Oldukça küçük ve marifetli, fazla önemsenmeyen ama detayda gizlenmiş
muhteşem özellikleri ile bu önemi hak eden, mükemmel ve ilginç bir
hayvan, Deniz Yıldızı.
Gerektiğinde midesini dışarı fırlatır, ayakları ile görür, eğer vücudu zarar
görürse onu yeniden geliştirir ve su basıncını kullanarak hareket eder. Bu
örnekler denizaltında yaşayan birbirinden çok farklı ve belki de aklımıza
hiç gelmeyen, düşünemeyeceğimiz kadar çok çeşitlilikte, renkte, özellikte
yüzlerce hayvandan sadece bir tanesine aittir. Görüldüğünde sadece deniz
yıldızı diye üzerinden geçilen ama denizaltındaki hayvanların içerisinde, en
olağandışı olanlarından bir tanesidir.
Deniz yıldızının özelliklerini, cüssesi ile kıyaslamamak gerekir. Çünkü
küçük gözükür ama iskeleti, esnek eklemler gibi hareket eden zırhlı bir
tabakadan oluşmuştur. Korunması için hazırlanan bu kalkan, düşmanlarına
karşı muazzam bir direnç göstermesini sağlar. Tehlikeye açıktır ama
inanılmaz şekilde kuvvetlidir .Vücudunun çok büyük bir bölümünü
kaybetse bile, yeniden geliştirebilir. Genel diskin 1/5'i ve en az bir kolu
kalıncaya kadar bu fonksiyonunu çalıştırır. Bu hayvan böyle çok nadir
rastlanan bir mekanizmayı nasıl çalıştırmakta ve kendi inşasını nasıl
yeniden sabırla gerçekleştirmektedir? Ya da kendini koruyacak bu zırha
ihtiyacının olduğunu nasıl düşünmüş ve böyle bir koruyucu kalkan
yapmıştır?
Cenab-ı Allah hem rengi ve şekli çok orjinal bir hayvanı yaratıp, hem de
modern teknolojinin yetersiz kaldığı bir kounda, ona böyle üstün bir özellik
bahşetmiştir. Bir darbeyle kolaylıkla ezberlenecek bu hayvanın sadece bu
özelliklerinde değil, şimdi anlatacağımız özelliklerinde de gösterdiği şuur,
yaratılmış olduğunun, korunuyor olduğunun ve bunu yaratan Rabbimizin,
örneksiz olarak, taahül dahi edemeyeceğimiz daha birçok hayvanı
yaratmaya da kadir olduğunun sadece bir örneğidir.
Deniz yıldızları içerisinde öyle bir tür vardır ki, bu diğerlerinin aksine
larvalarını suya bırakmaz ve kollarıyla bir kese oluşturarak larvalarını
burada muhafaza eder. Bunları üzerlerine gelerek korur ve vakti gelinceye
kadar kollarını açmaz. Bu deniz yıldızının koruyucu anne olma özelliğinden
dolayı mıdır? Neslinin devamını sağlamak için geliştirdiği bu özellik son
derece orjinal ve kendisine özgüdür.
Hareketini sağlayan sistem ise yine oldukça ilginçtir. Suyu, vücudunun üst
tarafında bulunan çok küçük bir noktadan içeri çeker ve bütün vücudunda
bulunan ve ayaklarında son bulan kanallara yönlendirir. Vücudunun içinde
su basıncını değiştirerek ayaklarını oynatır ve ilerler. Burada iki satırda
kısaca özetlenen bu özellik, yani suyun basıncının değiştirilmesi, aslında
karmaşık bir sistemi gerektirir. Eğer suyu içeri alan ufak delik olmasaydı
ya da suyun içinde dolaşacağı kanallar olmasaydı, hareket imkanı
olmayacak ve kolaylıkla yakalanabilecekken, tam tersine, bu özellik
sayesinde oldukça hızlı hareket etmekte ve tehlikelere karşı koymaktadır.
Bu küçük hayvanların, bir başka akıllara durgunluk verecek özelliği ise, en
sevdiği besin olan yumuşakçaları yemek için gösterdiği gayret ve
uyguladığı yöntemdir. Güçlü kasları ile sıkı sıkıya kapaklı olan kabukluların
kabuklarını, vücudunun altında bulunan, aynı zamanda nefes almak ve
hareket etmek için kullandığı emme gücüne sahip ayaklarını kullanarak
açar. Kapakları, midelerini yumuşakçanın üzerine atabilecek kadar açması
yeterlidir. İçine attığı midesindeki sindirici sıvılar, yumuşakçanın vücudunu,
sıvı hale yani yiyebilmesi için ideal hale getirir. Böyle bir sıvı herhangibir
labratuvarda belki elde edilebilir ama mucizevi olan, bu özelliğe, su altında
yaşayan, görünüşte sadece 5-6 ayağı ve koruyucu dikenlerinden başka bir
şeyi olmayan bir havanın sahip olmasıdır.
Bu hayvanların böyle bir özelliği yumuşakçalar olan büyük düşkünükleri
sonucu geliştirmedikleri aşikardır. "Bedi" sıfatının bir tecellisi olarak,
sedece bizim görebilmemiz, O'nun sınsuz aklını ve gücünü
kavrayabilmemiz için hazırlanmıştır.
Ayrıca farklı tür bir deniz yıldızı, yiyecek bir şey bulduğunda çevrede
bulunan bütün deniz yıldızları uzun mesafelerde bile olsalar, oraya gelerek
toplanırlar. Okyanus yiyeceğindeki bir yiyeceğe ulaşmak için, deniz balığı
olarak da bilinen bu hayvanlar, üst üste dizilerek yiyeceğe ulaşmayı
başarırlar. Yemek bittikten kısa süre sonra da farklı noktalara dağılarak
başka yiyecekler ararlar. Bu hayvanlar, bir yiyecek olduğunu nasıl
anlarlar? Anlasalar bile uzak mesafelerdeki diğer deniz yıldızlarına nasıl
haber veririler? Haber verseler bile buna ulaşmak için farklı yerden gelip,
neden üst üste dizilirler? Bu üç aşamadan hiçbirinin, normal şartlarda
gerçeleşmesi imkansızdır. Öğreti yoluyla dahi zorlanarak yapılabilecek bu
olay, doğal olarak gerçekleşir. Cenab-ı Allah, yeryüzü üzerinde yarattığı
her canlıya rızkını vermiş ve bunlara ulaşmanın yollarını da göstermiştir.
Yoksa hiçbir hayvan, Allah'ın ilhamı ve yol göstermesi dışında kendi
zekasını kullanarak bir takım metodlar geliştirme ve bunlara ulaşma
kapasitesine sahip değildir.
Alıntı: Serap Akıncıoğlu
Oldukça küçük ve marifetli, fazla önemsenmeyen ama detayda gizlenmiş
muhteşem özellikleri ile bu önemi hak eden, mükemmel ve ilginç bir
hayvan, Deniz Yıldızı.
Gerektiğinde midesini dışarı fırlatır, ayakları ile görür, eğer vücudu zarar
görürse onu yeniden geliştirir ve su basıncını kullanarak hareket eder. Bu
örnekler denizaltında yaşayan birbirinden çok farklı ve belki de aklımıza
hiç gelmeyen, düşünemeyeceğimiz kadar çok çeşitlilikte, renkte, özellikte
yüzlerce hayvandan sadece bir tanesine aittir. Görüldüğünde sadece deniz
yıldızı diye üzerinden geçilen ama denizaltındaki hayvanların içerisinde, en
olağandışı olanlarından bir tanesidir.
Deniz yıldızının özelliklerini, cüssesi ile kıyaslamamak gerekir. Çünkü
küçük gözükür ama iskeleti, esnek eklemler gibi hareket eden zırhlı bir
tabakadan oluşmuştur. Korunması için hazırlanan bu kalkan, düşmanlarına
karşı muazzam bir direnç göstermesini sağlar. Tehlikeye açıktır ama
inanılmaz şekilde kuvvetlidir .Vücudunun çok büyük bir bölümünü
kaybetse bile, yeniden geliştirebilir. Genel diskin 1/5'i ve en az bir kolu
kalıncaya kadar bu fonksiyonunu çalıştırır. Bu hayvan böyle çok nadir
rastlanan bir mekanizmayı nasıl çalıştırmakta ve kendi inşasını nasıl
yeniden sabırla gerçekleştirmektedir? Ya da kendini koruyacak bu zırha
ihtiyacının olduğunu nasıl düşünmüş ve böyle bir koruyucu kalkan
yapmıştır?
Cenab-ı Allah hem rengi ve şekli çok orjinal bir hayvanı yaratıp, hem de
modern teknolojinin yetersiz kaldığı bir kounda, ona böyle üstün bir özellik
bahşetmiştir. Bir darbeyle kolaylıkla ezberlenecek bu hayvanın sadece bu
özelliklerinde değil, şimdi anlatacağımız özelliklerinde de gösterdiği şuur,
yaratılmış olduğunun, korunuyor olduğunun ve bunu yaratan Rabbimizin,
örneksiz olarak, taahül dahi edemeyeceğimiz daha birçok hayvanı
yaratmaya da kadir olduğunun sadece bir örneğidir.
Deniz yıldızları içerisinde öyle bir tür vardır ki, bu diğerlerinin aksine
larvalarını suya bırakmaz ve kollarıyla bir kese oluşturarak larvalarını
burada muhafaza eder. Bunları üzerlerine gelerek korur ve vakti gelinceye
kadar kollarını açmaz. Bu deniz yıldızının koruyucu anne olma özelliğinden
dolayı mıdır? Neslinin devamını sağlamak için geliştirdiği bu özellik son
derece orjinal ve kendisine özgüdür.
Hareketini sağlayan sistem ise yine oldukça ilginçtir. Suyu, vücudunun üst
tarafında bulunan çok küçük bir noktadan içeri çeker ve bütün vücudunda
bulunan ve ayaklarında son bulan kanallara yönlendirir. Vücudunun içinde
su basıncını değiştirerek ayaklarını oynatır ve ilerler. Burada iki satırda
kısaca özetlenen bu özellik, yani suyun basıncının değiştirilmesi, aslında
karmaşık bir sistemi gerektirir. Eğer suyu içeri alan ufak delik olmasaydı
ya da suyun içinde dolaşacağı kanallar olmasaydı, hareket imkanı
olmayacak ve kolaylıkla yakalanabilecekken, tam tersine, bu özellik
sayesinde oldukça hızlı hareket etmekte ve tehlikelere karşı koymaktadır.
Bu küçük hayvanların, bir başka akıllara durgunluk verecek özelliği ise, en
sevdiği besin olan yumuşakçaları yemek için gösterdiği gayret ve
uyguladığı yöntemdir. Güçlü kasları ile sıkı sıkıya kapaklı olan kabukluların
kabuklarını, vücudunun altında bulunan, aynı zamanda nefes almak ve
hareket etmek için kullandığı emme gücüne sahip ayaklarını kullanarak
açar. Kapakları, midelerini yumuşakçanın üzerine atabilecek kadar açması
yeterlidir. İçine attığı midesindeki sindirici sıvılar, yumuşakçanın vücudunu,
sıvı hale yani yiyebilmesi için ideal hale getirir. Böyle bir sıvı herhangibir
labratuvarda belki elde edilebilir ama mucizevi olan, bu özelliğe, su altında
yaşayan, görünüşte sadece 5-6 ayağı ve koruyucu dikenlerinden başka bir
şeyi olmayan bir havanın sahip olmasıdır.
Bu hayvanların böyle bir özelliği yumuşakçalar olan büyük düşkünükleri
sonucu geliştirmedikleri aşikardır. "Bedi" sıfatının bir tecellisi olarak,
sedece bizim görebilmemiz, O'nun sınsuz aklını ve gücünü
kavrayabilmemiz için hazırlanmıştır.
Ayrıca farklı tür bir deniz yıldızı, yiyecek bir şey bulduğunda çevrede
bulunan bütün deniz yıldızları uzun mesafelerde bile olsalar, oraya gelerek
toplanırlar. Okyanus yiyeceğindeki bir yiyeceğe ulaşmak için, deniz balığı
olarak da bilinen bu hayvanlar, üst üste dizilerek yiyeceğe ulaşmayı
başarırlar. Yemek bittikten kısa süre sonra da farklı noktalara dağılarak
başka yiyecekler ararlar. Bu hayvanlar, bir yiyecek olduğunu nasıl
anlarlar? Anlasalar bile uzak mesafelerdeki diğer deniz yıldızlarına nasıl
haber veririler? Haber verseler bile buna ulaşmak için farklı yerden gelip,
neden üst üste dizilirler? Bu üç aşamadan hiçbirinin, normal şartlarda
gerçeleşmesi imkansızdır. Öğreti yoluyla dahi zorlanarak yapılabilecek bu
olay, doğal olarak gerçekleşir. Cenab-ı Allah, yeryüzü üzerinde yarattığı
her canlıya rızkını vermiş ve bunlara ulaşmanın yollarını da göstermiştir.
Yoksa hiçbir hayvan, Allah'ın ilhamı ve yol göstermesi dışında kendi
zekasını kullanarak bir takım metodlar geliştirme ve bunlara ulaşma
kapasitesine sahip değildir.
Alıntı: Serap Akıncıoğlu
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 16 Cevaplar
- 8331 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ahmet
Cum 08 Kas, 18:24