Süreyyadan Seyyan hanıma doğru.. (Kendimle bir hasbihal)

Süreyyadan Seyyan hanıma doğru.. (Kendimle bir hasbihal)

Forum kuralları
Genel Ahlak Kurallarına aykırı, T.C. YAsalarına aykırı, Dini ve inançsal konularla alay edici tarz ve yayınlar kesinlikle yasaktır.
Kullanıcı avatarı
Ahmet
*SiyahAkrep*
*SiyahAkrep*
Mesajlar: 605
Yaş: 46
Kayıt: Pzr 09 Eki, 23:59

Süreyyadan Seyyan hanıma doğru.. (Kendimle bir hasbihal)

Okunmamış mesaj gönderen Ahmet » Sal 06 Ağu, 23:12

Süreyyadan Seyyan Hanıma doğru.(Kendimle bir hasbihal)

Ah zavallı ben .Vah zavallı talihsiz başım. Yine aglıyorsun yüzün gülerken. Karanlıga ışık yakmak dururken, ıslık çalıyorsun korkmamak için.
Keşki içimin yangınlarını dindirecek, yaralı kalbimi teskin edecek "Aman boş ver! Bu da geçer" diyecek başımı omzuna yaslayacagım gerçek bir dostum, sırdaşım , arkadaşım olsaydı.

Ben ağlarken o gülseydi yüzüme.Bende gülseydim.Önüme çıkan yol ayrımlarında, hayırhah nurani bir zat gibi elimden tutup dogru yola çekseydi. " Gel seninle işret edip keyfedelim, şu güzel kız suretlerine bakalın şu tatlı yiyeceklerden yiyelim" diyenlere dur deseydi.

Ama nerde!
Benim dost bildiklerim baya meşgul bu son gunlerde.Hadi bunlar olmadı. Hadi serencam-ı ömrümde bir vefali dost, bir sadık yar bulmadım. Keşki denizde kum, gökte yıldız, agaç dalında yaprak,esen rüzgar, yagan yagmur damlası olsaydım. Derelere, denizlere karışsaydım.Karışsaydımda küçücük bir yagmur damlasıyken umman olsaydım. Ya da kuru bir odun parçası olsaydım. Kütüklere bölseler, çıra gibi yaksalardı. Rüsgar esseydi savursaydı külümü bilmediğim yerlere.

Bu ahmet ki "ol" deyince oluverdi o ilahi emrin icabı. Bu ahmet ki sesine ses katmalıyken alemin. Zikirlerde serzakir olmalıyken;
"Halayda delikanlı başı olacağım." diye tutturmasın mı.
Oda olmadı.

Nakışta nakkası, kitapta katibi, çiçekte sikkeyi, böcekte turrayı görmeliyken gözleri; kainatta temerküz eden ilahi nağmeleri duymalıyken kulakları, eşşek arılarının vızıltısına kulak kabartmasın mı. Ey kari, bari sen söyle ben şimdi ne edeyim.

Sen ne dersen de bilmem ama benim yollara düşme vaktim geldi. Ben bir masal kahramanıyım nihayetinde. Oturmak canımı yakar. Dizlerimin siyatik agrısı tutar. Gözlerim görmez kulaklarım durmaz olur. Sesim kesilir, bir köşede unuturum kendimi.

Neyse...
Ahmet beyin canı sıkkın bu son günlerde.
... Şehrinde geceyi ruhumu saran hafakanlarla geçirdim. Leyyale derdimi döktüm. Cibali söylettim. Sanki düşmanmışım gibi gözlerini dikmiş öfkeyle bana bakan duvarlara kafa tuttum. Uykuya dalinca her gece üstüme çöken karabasanlarla muhabbet ettim.

Bir ara aynada yansıyan suretime nerden geldiyse aklıma " Anlata bilsem bir kelimeyle bütün acılarımı" diye başlayan şairi mechul güzel bir şiir okudum. Saga yattım , sola döndüm , takla attım...Hasılı her zaman oldugu gibi karanlıkla cedelleştim. Yastıgımla güreştim. Sabahı zor ettim.

Dagların ardından usulca dogan güneş yeni güne göz kırkınca, icimi sebep siz bir hüzün kapladı. Aslında sebebi belliydi bu hüznün. Oldum olası ayrılıkları sevmem.
Şimdilerde dargın olsakta, kırsakta birbirimizi, varlıgımı hiçbir zaman umursamamış, bana her zaman yok muamelesi yapmış bu şehrin kaldırımlarından uzak düşecek olmanın hüznü kaplamıştı icimi.

"Aman boş ver; sen binler seneden beri sinesinde nice ayrılıklar ,nice hüzünler, nice göz yaşları gizleyen vefasız bir sevgilisin." diyerek; yeni dogan günü mutluluk şarkıları söyleyerek karşılayan kuşlara bir selam çaktım. Dilimde eskilerden kalma bir türkü, yüregimde öfke, sitem karışımı duygularla, birazda seyyan hanıma duydugum özlemin heyecaniyla yollara düştüm.


Ayaklarım geri geri gitsede; gitmeliydim bu şehirden
Zira farkına vardım, bu şehirde bu yaşıma kadar birilerinin yoldaşı, birilerinin dava arkadaşı, birilerinin komşuşu , birilerinin sırdaşı olmuşum. Olmuşum ama ne yazıkki her kesin hiç bir şeyimişim aslında. Ne ugruna ölünecek bir arkadaş, ne başımı omzuma dayayacagım bir dost, ne de yorgun bir gün sonrası gözlerine bakınca yüregimi titretecek bir sevdigim olmuş.

Peki hayatına hiçbir anlam katmayan bu insanlara bunca sene, bunca ay, bunca hafta,bunca gün, bunca saat bunca dadika, bunca saniye,bunca salise,nasıl ve neden tahammül etmişim.Nasıl farketmeden beni tüketmelerine, sömürmelerine, yıpratmalarına, hakiki bir dost arkadaş kardeş gibi yüzüme gülerken; yüzlerine taktıkları maskenin ve o maskenin ardında gizledikleri gerçek yüzlerinin farkına varmamısım. fazla iyimsermişim. Fazla safmışım


YA Sevmeli Beni YA Öldürmeli


Cevapla
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“Serbest Alan” sayfasına dön