Güneş Oğlak Burcunda

güneş oğlak burcunda, güneş oğlakta, oğlak burcu güneşte, haritada güneş oğlak burcunda, güneş oğlakta nasıl etkiler

Astroloji ve Burçlarla İlgili Herşey.
Kullanıcı avatarı
Yönetici
Portal Yöneticisi
Portal Yöneticisi
Mesajlar: 4681
Yaş: 47
Kayıt: Sal 22 Şub, 11:33

Güneş Oğlak Burcunda

Okunmamış mesaj gönderen Yönetici » Pzt 26 Ara, 00:47

Oğlak burcu kış gündönümünde başlar. O gün geceler en uzun, gündüzler en kısadır. Yani karanlık çok güçlüdür, umutlar tükenmiştir, sanki aydınlık hiç gelmeyecek gibidir. Oysa hemen ertesi gün gündüzler uzamaya, güneşin ışığı gökyüzünde daha uzun görünmeye başlar. Dolayısıyla Oğlak hem karanlığın hem ışığın, hem ölümün hem doğumun burcudur. Kış gündönümü binlerce yıldır, mitik Güneş tanrısının, eskiden Mitra’nın, şimdi İsa’nın, her yıl yeniden doğma günü olarak kutlanmaktadır. Bu gelenek günümüzde Noel olarak sürdürülmektedir. Konuyla ilgili resimlerde eski yıl yaşlı bir adam olarak giderken, yeni yıl bir bebek gibi emekleyerek gelirken görülmektedir.

Karanlıkla ışığın, ölümle doğumun, verimlilikle kıtlığın bir arada görüldüğü Oğlak burcunun bu çelişik özellikleri, bu burçta doğan insanların da doğalarında barındırdıkları çelişkilerdir.

Oğlak burcu kendi kendine harekete geçebilen, inisiyatif sahibi bir öncü burçtur. Aynı zamanda maddesel dünyada bir takım şeyleri uygulamak ve somutlaştırmakla ilgili olan bir toprak burcudur. Toprak burçlarının sonuncusudur. Dolayısıyla maddesel dünyayı her boyutuyla deneyimlemiş, onun geçiciliğini, bu dünyadaki her şeyin ölümlülüğünü idrak etmiştir. Buna rağmen yine de bu maddesel dünyada gelecek nesillere yararlı olabilecek toplumsal bir sorumluluk üstlenmek ve bayrağı kendisinden sonra gelene devretmek arzusundadır.

Oğlak burcu deyince gözümüzün önünde dağ keçisi ve onun tırmandığı dağlar canlanır. Dağlar verimli ama kayalıktır. Bazı bölümlerinde harika meyve veren çalılar, ağaçlar vardır, ama bazı bölümlerinde de geçit vermez sarp kayalar bulunur. Yani dağlar hayatın ödülleri ile olduğu kadar, zorlukları ile de doludur. Dağların kayalıkları geçmişin izleri ile doludur. Dağlardaki yaşlı keçiler bir sürü medeniyetin yükseldiğine ve battığına şahit olmuşlardır. Dolayısıyla, Oğlak burcunda doğanlar ünün kırılganlığının, maddesel başarının geçiciliğinin ve, yönetme, idare etme arzularına rağmen, kendi ölümlülüklerinin farkındadırlar.

Oğlak’ın yöneticisi Satürn akıp giden zamanın oluşturduğu tarihin efendisidir. Geçmişi değerlendirerek, onun bugüne ve geleceğe katkısını sağlamak ister. Mücadeleler sonunda değerini ispatlamış olanı korur, geleneğe saygı gösterir. Dağların zirvesindeki bilgelik, hayatın kanunlarını derinden kavramış olan bir bilgeliktir. Doğru zamanda, doğru yerde olduğunu ancak başarıları ve yenilgileri ile adım adım hayatı gerçekleştirme sonucunda ulaşabildiğin bir dağ zirvesinde hissedebilirsin. Ve Oğlak burcu bunu yapabilecek özelliklere sahip olarak dünyaya gelmiştir.

Bir dağ keçisi dağlarda daha önce hiçbir canlının geçmediği arazide, engelleri tek tek aşarak, kendisine bir yol açar ve dağın zirvesine ulaşır. Açtığı yol o arazide ilktir, bir kişiliktir ve sadece ona aittir. Dolayısıyla bir Oğlak, dağın zirvesinde kendisi için ayrılmış olan yere bu yolu açarak ulaşmak ve zamanı geldiğinde o yerden ayrılmak zorundadır.

Oğlak için yazılanları okuduğumuzda bu bilgelik ve sağduyu ile bu burçta doğan bir insanın hayatının çok güzel olacağını düşünebiliriz. Ancak ne yazık ki bunlar insanın sahip olduğu potansiyelleri anlatıyorlar. Bu potansiyelleri hakkıyla gerçekleştirmeden önce birkaç kere dağdan düşmemiz, kolumuzu, bacağımızı kırmamız gerekiyor.

Oğlak toplumsal bir burçtur, yani topluma katkıda bulunmak zorundadır. Dolayısıyla bir Oğlak burcu kadınının sadece bir ev kadını rolünde kalması çeşitli sorunlara neden olur. Evin içinde ağır sorumluluklar altında ezilebilir, yönetme arzusunu sadece aile fertleri üzerinde doyurmaya kalkması çok kontrolcü ve sert tanınmasına neden olabilir.

Oğlak burcu bu dünyaya kendisine bir hedef belirlemek ve adım adım bu hedefi gerçekleştirmek üzere gelmiştir. Diyelim ki bir Oğlak insanı Pazartesi günü için kendisine bir hedef koydu. Tam evden çıkmak üzere iken aile fertlerinden birisinin bir sorunu belirdi. Eğer aşırı sorumluluk duygusu ile bir başka insanın çözebileceği bu sorunu üstlenip kendi hedefinden vazgeçerse, kendine olan saygısını yitirebilir. Öte yandan bu sorunu çözmek için bir şey yapmazsa onlar üzerindeki kontrolünü yitirebilir. İşte bu noktada seçmesi gereken kendi hedefidir, çünkü ancak bu şekilde kendisine saygı duyan birisi olabilir.

Çalışan Oğlak insanlarının ise karamsarlık ve güvensizlik nedeniyle hoşlanmadıkları bir işte, emeklilikten başka bir hedefleri olmadan çalışmaları çok yanlıştır. Kendi özelliklerini sergileyebildikleri işlerde çalışmaları, eğer bunu yapamıyorlarsa, mevcut koşullar içerisinde kendilerine bir hedef belirlemeleri ve bunu gerçekleştirmek için uğraşmaları gerekir. Dağ keçisinin dağa engelleri aşa aşa tırmandığını söylemiştik.

Demek ki hedefinin önüne engeller çıkacaktır, ancak o bunlardan yılmadan yoluna devam etmek zorundadır. Oysa çoğu Oğlak insanının daha ilk engelde geri çekildiğini ve kendisini sıkıcı bir duruma mahkum ettiğini görürüz. İşyerinde patronundan çekinir veya onunla çatışır veya içinde yaşadığı ülkenin düzeninden şikayet eder, gerçekleştiremedikleri için düzeni veya ailevi sorumlulukları suçlar.

Oğlak’ın yöneticisi Satürn zamanın ve sorumlulukların yanı sıra otoriteyi, sınırları, yapıları, mükemmeliyeti, korkuyu ve suçluluk duygusunu temsil eder. Sözü edilen sorumluluk, başkalarının sorumluluklarını üstlenerek bu yükün altında ezilmek değildir. Oğlak insanının esas sorumluluğu kendisini gerçekleştirmek, yaşamında seçimler yapmak ve bu seçimlerin sonuçlarıyla yüzleşebilmek sorumluluğudur, çünkü Satürn “ne ekersen onu biçersin” prensibinin gezegenidir.

Eğer düzenden şikayet ediyorsa, bir şekilde düzenin hiyerarşik modeli içinde hareket etmeyi, eğer otorite konumundakilerle (baba, patron, başbakan) çatışıyorsa, güvenli bir şekilde onların karşısında durabilmeyi öğrenmek zorundadır. Lüzumsuz sorumlulukları üstlendiyse, bunlara sınır koyabilmelidir. Eğer doğru adımı atamama kaygısı ile ufak bir adım bile atamıyorsa, bu mükemmeliyetten vazgeçmelidir. Ya düşerse diye korkup yılıyorsa, biraz ter döküp tırmanmalıdır.

Tüm bunları yapmalıdır, çünkü eğer yapmazsa içinde derinlerde bir ses yapabileceklerini yapmadığı için kendisini suçlamaya başlayacaktır. Ve çok içerilerden gelen bu cılız ses duyulamayacağı için, dış dünyadaki yansıması çevresini ve koşulları suçlamak veya karşısına kendisini suçlayan insanlar çıkartmak şeklinde görülecektir.

Bu cılız sesi bastırmak için, bazen Oğlak insanlarının çok duyarsızlaştıklarını, katılaştıklarını, kendi adımlarını atmak yerine başkalarının adımlarını kullandıklarını görürüz. Bu yöntemlerle dağa tırmanıp, kendilerini otorite ilan ederlerse, aslında zirvede kendilerine ayrılan yerde bulunmadıkları için, asla güvende hissedemezler. Yerin asıl sahibinin bir gün geleceği korkusu ile iyice duyarsızlaşıp, sonunda bir gün dağdan tepe taklak yuvarlanırlar. Siz iyisi mi bugünlerde adımlarınızı iyice düşünerek ve sağlam atın.

© Barış İlhan
21 Aralık 2008
http://www.astrolojidergisi.com


"Sükunetin vereceği huzuru hiçbir maddi imkan sunamaz"


Cevapla
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“Astroloji” sayfasına dön