Bilince Bağlı Gezegensel Etkiler
Alan Oken
1994’te Şikago’da ISAR konferansında sunulmuştur.
Astrolojinin esoterik dinamikleriyle, eksoterik olanları arasındaki farkı
paylaşabilmek için, size Yunanistan’a yaptığım bir geziyi örnek vermek
istiyorum. Rodos’tan, Girit’e gidiyorduk. Rodos’ta havaalanına vardım,
üzerinde Yunanca yazılar olan iki kapı vardı. Yunanca bilmememe rağmen,
alfabesine aşinayım. Bir kapıda Esoteriki diğerinde Eksoteriki
yazıyordu. “Hay Allah, doğru yerde olmalıyım, peki hangi kapıyı
seçmeliyim?” dedim. Bunun üzerinde düşündüm ve kendi kendime
Esoteriki içerisi, Eksoteriki de dışardaki demek dedim. Yaşamın esoterik
dinamikleri, enerjinin içsel veya en derin hareketleriyle ilgiliydi. Bu,
mistiğin yaşamı olmalıydı, çünkü ülkenin içerisindeydi. Daha kolay
ayırdedilebilir olan Eksoteriki ise dışarısıydı. Bu durumda Eksoteriki dış
hatlar uçuşu olmalıydı. Yunanistan’da olduğumdan ve ruh durumum daha
çok esoterik eğilimde olduğu için, Esoteriki kapısından geçtim ve Girit’e
gittim.
Esoterik ve Eksoteriği, bir başka yönden uygulamak isterim, çoğumuzun
içinde enerjimizi tüketmeden uygun gerilimi yaratan bir hareket vardır.
Uygun gerilim, enerjiyi tekrar yeniler ve artırır. Alt ve üst benlik arasındaki
uygun gerilimden bahsediyorum. Eğer içsel ve dışsal dünyalarımız
arasında bilinçli bir (esoterik terminolojide, Antakarana veya Gökkuşağı
köprüsü olarak adlandırılan) köprü yaratabilirsek, eğer sübjektif
gerçekliğimize karşı objektif olmaya çalışırsak, o zaman esoterik olarak
çalışıyoruz demektir. Hepimiz birer şifacı olarak çalışıyoruz ve hepimiz şifa
verme konusunda çalışıyoruz.. Şifa (Heal) kelimesi , aslında aynı zamanda
zenginlik (wealth) kelimesiyle de gerçekten ilgili olan bütün (whole)
kelimesiyle ilişkilidir. Kendi bütünlüğümüz içinde şifa vermede ilerledikçe,
kendi zenginliğimize doğru bütün seviyelerde ilerleriz.
Birçoğumuz eksoterik (dış) yaşamın gerilimlerinden bunaldığımız ve
yorularak tükendiğimiz yere gelmişizdir. Kökeni Ay olan ve Ay tarafından
yönetilen bu yaşam bize, “bu annemin veya babamın hatası; bu çevremin
hatası; bu kocamın hatası ve bu benim hatam, bu nedenle kendimi bugün
çok berbat hissediyorum” ‘la ilgilidir. Birçoğumuz, bunu saçma bulur ve bu
durum bizi içine çeker. Fiziksel, duygusal ve zihinsel düzeydeki zorluklarla
ne kadar uğraşırsak, kafamız o kadar karışır. Bir durumu, oluştuğu
düzeyde tam odaklanılmış rafine bir sentez aracılığıyla, çözemezsiniz.
Yaşamımıza temas etmek için başka bir tanım düzeyi bulmalıyız. Kendimizi
tanımladıkça, biz buyuz dedikçe, o oluruz. Eğer Tanrı’nın çocuğuyum
dersem, o zaman Tanrı’nın çocuğuyumdur. Eğer aptal olduğumu
söylersem, o zaman da aptalımdır. Kendimize, kendimizle ilgili ne
diyorsak, bizi tanımlayan ilahi sözcük o’dur.. Sistem böyle çalışır.
Benim için, astroloji, kendi yaratılış amacını gerçekleştirmiştir. Esoterik
anlamda, astroloji, bilincin gelişmini sağlayan araçtır. Ben bilincin
gelişmesi için ve özellikle de sezgisel bedenin gelişmesi için bir araç
olduğuna inanıyorum. Üzerinde uğraştığımız arketipsel ilişkilerdir.
Astrolojinin arketipsel dinamiklerine uyum sağladıkça büyürüz. Kişisel
olmayan bazı dinamikleri, yaşamın etkilerinin kişiliklerarası doğasını
görmeye başlarız ve bunları kişisel olarak idare edebilir ve yaşamımızın
içine uyarlayabiliriz.
Ben 27 yıllık astroloğum. Astroloji bana ruhu olan bir beden değil de
bedeni olan bir ruh olduğumu gösterdi. Kendimi o seviyede tanımladıkça,
daha çok o son derece ruhani beyaz kulede hissetmiyorum, daha büyük
sevginin, gücün olduğu bu gezegende, benim ve diğer insanların
yaşamlarının daha iyileştirilmesi için gerekli olan dönüşümü başarma
yetisiyle dolmuş buluyorum. En azından buna inanmayı tercih ediyorum.
Astroloji kökeninde esoteriktir. Yaşamın doğasını, kendi sembolik diliyle
açıklar. Bu dil önemlidir, fakat belirli bir durumun yapısı içindeki enerjiyi
algılama yeteneği, daha çok Pluto, Neptün ve Uranüs’le ilgilidir.
Kişiliklerarası etkilerle ve kişiliklerarası perspektifle daha çok ilgilidir.
Şimdi, gezegenleri yöneticisi oldukları burçlardan biraz farklı bir perspektifi
sizlerle paylaşmak isterim. Bu, kadim bilgi öğretilerle ilgilidir. Ruh
seviyesinden bakıldığında, başka dinamikler ortaya çıkar. Esoterik olarak
ruhumuzdan hareket ettiğimizde artık merkezimiz kendi göbek deliğimiz
değildir. Dünyadaki trajedinin nedeni adı ‘Ben, benim, benimcilik’ olan
evrensel bir hastalıktır: Kolektif veya kişisel bir “ben, benim, benimcilik ”e
sahipsek, bir hastalığımız var demektir. Kova çağı, bireysel kendini ifadeyi
kaybetmeden, yönelimci kolektiflikte israr eder. Bilinç çözüldükçe, daha
bireyleşiriz , bu da daha evrensel olur. Ne kadar ‘kendim’ olursam , o
kadar ’sen’ olurum. Bireyleşmiş kolektifliğin bu dinamiği, yeni çağın önemli
paradigmasıdır .
Eğer esoterik düzeyde, doğum haritasına göre, astrolojik olarak
çalışıyorsak, kolektif çıkarsamalarla daha fazla içiçeyiz demektir, o zaman
Mars Koç’un yöneticisi olmayı bırakır ve Merkür olur, çünkü ister Yükselen
ister Güneş burcu olsun ben merkezli Koç, evrenin kaynağından, Tanrı’nın
zihninden bir düşünce başlatır. Koç bireyi Merkür’e, yani arketipsel
farkındalıktan kaynaklanarak, kolektife doğru yaratılan fikre nüfuz eder ve
böylece aklın ateşiyle saflaşır.
Boğa, esoterik olarak işlediğinde, yöneticisi Vulkan gezegeni olur.
Vulkan’ın fiziksel veya metafiziksel bir gezegen olması farketmez. O
kolektif bilinçte bir arketiptir. Vulkan Tanrıların demircisiydi. Tanrılar bütün
aletlerini getirirlerdi, çünkü belli düzeyden sonra artık daha fazla mucize
gerçekleştiremiyorlardı. Aletler tekrar güçlendirilmeliydi. Bu yoldaki
Yükselen Boğa ve Güneş burcu Boğa insanı, meseleyi daha fazla olasılıkla
doyurma yeteneğiyle ilgilenir. Bunu yapabilmek için, üçüncü göz olan
Boğanın gözünden bakabilmeniz gerekir. Biçim içindeki doğru değeri
görebilmeli ve bu doğru değeri kendi amacınız için değil, kolektifin iyiliği
için serbest bırakabilmelisiniz.
İkizler’in esoterik olarak süren yaşamına girdiğimizde, Merkür’ün ikiliğine
ve çeşitliliğine artık sahip değiliz. İkizler’in yöneticisi daha büyük uyum
senfonileri yaratmak için karşıtları etkileyen Venüs olur. Venüs, daha
büyük uyum sağlamak için, bu ilişkilerin dinamiğini yaratır, kişiliklerarası
amaçlar için kişileri ve fikirleri biraraya getirir. Venüs fiziksel olarak, bizim
doğru insan ilişkileri kanunu dediğimiz yardımı ortaya çıkarır. Bu kanun,
Kova çağı kanununun temelinde vardır. Bir diğer önemli kanun ise
sirkulasyon kanunudur.
Esoterik olarak incelenen Yengeç enkarnesine geçtiğimizde, artık, ‘benim
annem, benim evim ve benim yiyeceğim’ yoktur. Ay’ın etkisi Neptün’le yer
değiştirmiştir. Neptün, evrensel kaynakların pınarıdır. Okyanusta
altınlarınız, elmaslarınız vardır. Neptünyen Yengeç bireyi, tüm insanlık
ailesi için, kaynak yaratmaya çalışır. Kendisi için, kişisel olmayan bir
düzeyde hareket etmesine izin veren bir hizmet alanı yaratmaya çalışır.
Kendi kişisel hayatına daha kişisellikten uzak yaklaşır ve kişisel olmayan
hayatta da daha kişisel hale gelir.
Aslan’a geldiğimizde, Güneş hala yöneticidir, fakat o Güneş’in aslı değil,
gölge oluşturan bir güneştir, şöyle ki çok güçlü bir Aslan bireyi sizin
enerjinizi çeker, çünkü kişiliği çok parlak şekilde ışıldar. Işığın gölge
oluşturmadığı tek yer güneşin kalbidir. Parlamayan bir ışık sadece yayılan
ışıktır. Bu yayılma damla damla yaşamın içine dolar, onu yaratır ve
destekler.
Başak’a geldiğimizde, “Ah Tanrım, araştırmalarımla ne yapmalıyım? Ne tip
bir işim olmalı?” vs diyen bir Merkür’ümüz yoktur. Şimdi Başak’ı Ay
yönetiyor. Annemiz var. Başak için harika bir çelişki vardır. Başak her
zaman hamiledir ve hiçbir zaman doğurmaz, Başak-Balık (aksı) için, İsa
Bebek için, kaynakları herzaman harekete geçirebilir. Bu Başak, içindeki
İsa’yı besleme dinamiklerinin her zanman farkındadır ve diğer insanların
bu tarz beslenmelerini çok pratik şekilde halledebilir.
Terazi’ye geldiğimizde, artık ‘Burada olanlar için yarışalım... Bir ilişkinin
nasıl olması gerektiğine dair kişisel görüşüme bağlı bir ideal yaratalım...
Sen bana karşı oyunu’ yoktur. Bunun yerine, ilişkilerin kişisel olmayan
dinamiklerine geçeriz ve Uranüs Terazi’nin yöneticisi olur. Venüs yönetici
olarak kişilik düzeyinde çalışır, Uranüs ise ruh düzeyinde çalışır.
Gezegensel enerjilerin, düşük ve yüksek oktavlı başka bir formuna
sahipsiniz. Cazibe gücü ve insanları biraraya getiren manyetik gücüyle
Venüs’ünüz var, ama bunlar grup dinamikleri için, Uranüs’e özgü amaçlar
içindir.
Akrep’e geldiğimizde, Mars Akrep’i ruh düzeyinde de yönetir. Akrep’in
düşük seviyesi “Seni elde edeceğim, çünkü senin enerjine ihtiyacım var”
artık yoktur, ama onun yerine yeniden doğuşa yol açan ölüm, yani Mars
vardır. Fiziksel formu, arzuyu öldürmenin amacı sadece onları yok etmek
değil, fakat yeniden yaşam vermek amacıyla bireyin ve Akrep tipi bireyle
ilişkide bulunanların tümünün içlerindeki ruhu ve gizli güçlüleri serbest
bırakmaktır.
Yay’a geçtiğimizde, esoterik yönetici Dünya olur. "Havaya bir ok attım.
Dünya’ya düştü, nereye düştüğünü bilmiyorum ve gerçekten umurumda
değil, çünkü onun sorumluluğunu almak istemiyorum.” biçimindeki Jüpiter
idealizmi artık yoktur. Dünya Yay’ın yönelimi olur, çünkü Yay enkarnesinin
amacı, Yol’daki tek bir noktaya yönelmiş bir mürit olmak ve okuyla Yol’u
gösterebilmektir. O Yol, dünyevi bir yoldur. Kendimizi dünyaya veririz.
Yay’ın üst doğasının amacı, dünyayı kutsal bir gezegen olabilme fırsatını
verebilecek şekilde doyurmaktır. Güneş sisteminde yedi kutsal
gezegenimiz vardır ve Dünya henüz bunlardan biri değildir. Kolektif Yay
etkisi olarak, görevimiz, üst ve alt benliğimizin ikililiğini kaybedip alt-üst
benlikleri birbirlerine kaynaştırarak bu tek hedef yönünde ilerlemektir.
Sonra, David yıldızı bilinçte şeklini alır. Alt ve üst üçgenler biraraya gelir
ve tek bir noktaya yönelmiş benlik ve tek bir noktaya yönelmiş insanlık
olarak dışa açılırız.
Oğlak’ta, Satürn aynı zamanda çifte yöneticidir. Fakat, “Ah hayatım sınırlı”
veya ‘ihtiyacım olanı alacağıma emin olmak için kontrol ederim’ şeklindeki
Satürn’ün alt doğasına sahip olmak yerine, kaynakların doğru kullanılması
için mevcut imkanları genişletebilen, bilincin sınırlarına varan bir Satürn’e
sahip olmalıyız. Artık sahip olduğumuz psikolojik biyolojik odaklı bir
karmanın aracı olan bir Satürn değil, üretici olmayan, zihinsel ve fiziksel
davranış biçimlerinden yaratılmış doğru ve doğru olmayan sorumlulukları
gerçekten gösteren ve gezegensel karmaya daha çok açılan bir Satürn’dür.
Kova’ya geldiğimizde, harika bir şey ortaya çıkar. Kova enerjisinin
arkasındaki Jüpiter gezegeni durmaktadır. Jüpiter, Uranüs vasıtasıyla Kova
çağının Tanrısıdır. Eksoterik düzeyde, çok Uranüsyen olacağız ve bütün bu
keşifleri göreceğiz vs. Bilim insanlığın kendi ilahi ifadesine ulaşmasına
yarayacak araçtır, fakat 2. Işın Tanrısı dediğimiz Jüpiter, Aşk Tanrısı,
Bereket Tanrısıdır. Esoterik düzeyde, hepimizin “Ah Tanrım, şimdi Ay’dayız
ve görüyorum ki bu bir gezegen” şeklinde bir vizyonu olabilir. Eğer
hepimizin böyle bir perspektifi varsa, o zaman sevgi bolluğu kolektif Kova
çağı perspektifinde hepimizle paylaşmak için orada olacaktır.
Nihayet Balık’a geliyoruz. Kendine zarar vermek, kendini yok etmek
yerine, üst benlik ve onun anlamının yeni vizyonuyla, Pluto Balık’ın
yöneticisi olur, çünkü alt benliğin serbest kalması ve Anka Kuşunun
yeniden doğmasını işaret eder. Fedakarlık (sacrifice) iki Latince
kelimeden; kutsal anlamına gelen sacra ve yapmak anlamına gelen fice
ficare’den gelir. Fedakarlık bir şeyi kutsal yapmaktır. Daha büyük bir
yaşama doğmak için gelişen ölümler dizisi aracılığıyla , Pluto tarafından
bütün hale getiriliriz.
Burçlara ve gezegenlere bu perspektiften baktığımızda, astrolojinin bir
başlangıç bilimi olarak bize verdiği olasılığın ve armağanın farkına varırız.
Çok teşekkür ederim.
Çeviren: Hasan Gedik
not:
Alan Oken The Wisdom School'un kurucu başkanıdır. Alan Oken's Complete Astrology, Soul Centered Astrology. A Key to Your Expanding Self, Houses of the Horoscope, and Rulers of the Horoscope adlı kitaplar da dahil olmak üzere onlarca kitabın ve yüzlerce makalenin yazarıdır. Uluslararası düzeyde tanınmış bir konuşmacıdır. Altı dil bilmekte ve dünyanın hemen her yerinde konuşmalar yapmaktadır.
BİLİNCE BAĞLI GEZEGENSEL ETKİLER
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
-
Yeni mesaj Şiron 8. Evde Neleri Etkiler
gönderen Akrep » Pzr 09 Tem, 23:20 » forum Astrolojide Evler - 0 Cevaplar
- 2361 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Akrep
Pzr 09 Tem, 23:20
-
-
-
Yeni mesaj Şiron 7. Evde Neleri Etkiler
gönderen Akrep » Pzr 09 Tem, 23:18 » forum Astrolojide Evler - 0 Cevaplar
- 2375 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Akrep
Pzr 09 Tem, 23:18
-
-
-
Yeni mesaj Şiron 6. Evde Neleri Etkiler
gönderen Akrep » Pzr 09 Tem, 23:16 » forum Astrolojide Evler - 0 Cevaplar
- 1699 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Akrep
Pzr 09 Tem, 23:16
-
-
-
Yeni mesaj Şiron 5. Evde Neleri Etkiler
gönderen Akrep » Pzr 09 Tem, 23:13 » forum Astrolojide Evler - 0 Cevaplar
- 2243 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Akrep
Pzr 09 Tem, 23:13
-
-
-
Yeni mesaj Merkür Yay Burcunda Nasıl Etkiler
gönderen Akrep » Pzt 11 Ara, 20:20 » forum Astrolojide Evler - 0 Cevaplar
- 6779 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Akrep
Pzt 11 Ara, 20:20
-