KALITE, KARİYER VE BAŞARI TAKTİKLERİ ...

Kategoriler Dışındaki Genel Konularla İlgili Araştırma Yazıları.
Kullanıcı avatarı
onurxt
*SiyahAkrep*
*SiyahAkrep*
Mesajlar: 3446
Yaş: 45
Kayıt: Pzr 30 Eki, 23:42

KALITE, KARİYER VE BAŞARI TAKTİKLERİ ...

Okunmamış mesaj gönderen onurxt » Cum 27 Eki, 23:36

Yazan: Mustafa Çeşitcioğlu
Kaliteli yaşam... Kaliteli yaşam...Kaliteli yaşam .

Günümüz Türk toplumunda bazı insanlar, içsel yetersizlikleri sonucu; para-pul, mal-mülk, şan-şöhret, mevki-makam vb. dışsal “araç”ları “amaç” haline getirmektedirler. Bu tür dışsal araçları amaç edinen ve yaşamlarının merkezine koyan insanlar, dışsal değerlere ulaştıkça, ne yazık ki içsel eksikliğin azalmayıp gittikçe arttığını fark ederler. Üstüne üstlük, bir de mutsuzluk gerçeğiyle yüzleşirler.

Bu kez, mutluluğun dışsal değerlerin miktarına bağlı olduğunu düşünerek, onların miktarını artırmaya çalışırlar. Daha fazla para, daha fazla alkol, daha fazla cinsel, daha fazla hız vb. Ancak, dışsal değerlerin miktarını artırdıkça içsel dengesizlik artmaya devam eder. Ta ki, sorunun içsel olduğunu anlayıp, kendi özüne dönünceye kadar. Ancak bu kez de -İvan İlyiç’in yaşamında olduğu gibi- hayatı ıskalamış olmanın acısını yaşarlar.

Tolstoy’un, “İvan İlyiç’in Ölümü” adlı eserinin kahramanı İvan İlyiç, bir sorgu yargıcı olarak güçlüdür. Herkesin, herhangi bir ayrıcalık olmaksızın herkesin, kendine en çok yetebilen kimselerin bile avucunun içinde olduğunun farkındadır. Çünkü, başlıklı bir kağıt üzerine yazacağı birkaç sözcükle, herkesi tanık veya sanık olarak karşısına getirebilir. Karşısına gelen bu insanlara, izin vermediği sürece sorularına ayakta cevap vermek zorundadır.

İvan İlyiç için, işi çok önemlidir. Neredeyse bütün zamanını işiyle ilgili görevlere harcar. Yaşamdaki varoluşu, sürekli çalışmasına bağlıdır. Bir işkolik olarak; kişisel, aile ve çevre yaşamını hep ihmal eder. Yaşamı boyunca yüksek mevki ve makamlara ulaşmak için çalışır. Hatta evde bile, işiyle ilgili kitaplar okur, resmi yazıları gözden geçirir, hukuk kitaplarını karıştırarak notlar alır.

Aile yaşamında geçimsizdir. Her zaman öfkelenecek, kızıp bağıracak bir neden bulur. Masa örtüsü üzerindeki küçük bir leke, yemeğin tadı, oğlunun dirseğini masanın üstüne koyması, kızının saçının dağınık olması gibi nedenler onu kızdırmaya yeter. Öfkesi, ya yemeğe otururlarken ya da tam çorba içmeye başlarken patlar.

Ancak bir gün ölümcül bir hastalığa yakalanır. Roller değişmiştir artık. Doktorlar güçlü, İvan İlyiç ise güçsüzdür. Doktorlar, kendisinin sanıklara davrandığı gibi davranırlar. İvan İlyiç, ölmekte olduğunu anlayıp, umutsuzluğa kapılır. Yaşamının son döneminde de olsa, kendi kendisiyle ve yaşamıyla hesaplaşmaya başlar. Yüksek mevkilerde, insani değerlerden yoksun, mevki ve makam için yaşanmış bir ömrü sorgular. Yaşadığı sürece kendisine başarı gibi görünen pırıltılı şeylerin; insanı insan olarak zenginleştirmekten ve mutlu etmekten uzak, koskocaman bir boşluk olduklarını görür. Gerçekten yaşaması gerektiği gibi yaşamadığının farkına varır.

Sağlıklı iken farkına varamadığı, hizmetçisi Jerasim’deki insani güzellikleri görür. Geçmişteki davranışlarından dolayı, kendisinden özür diler. Aynı şekilde, yaşamı kendisine ve ailesine zehir ettiği için, eş ve çocuklarından da bağışlanmasını ister. Hep çevresini ve eşini suçlayan kötü ruhlu bürokrat gitmiş; geçmişe başka bir gözle bakan, hatalarını anlayan, dengesiz yaşadığını fark eden, ömrünün son anında da olsa iyi insan olma yolunda ilerleyen bir İvan İlyiç gelmiştir. Bu çarpıcı değişimlerden sonra, öfke ve bağırmalarına son verir ve rahatlar. Eş ve çocukları yanı başında olduğu halde, artık ölmekte ve son nefesini vermektedir.

Dışsal değerleri yaşamın merkezine koymak, mutluluk, başarı ve özdeğeri bunların miktarına endekslemek çoğu kez felaketleri de beraberinde getirir. Kimi kez birey bu uğurda, en değerli varlıklarını bile harcamaktan çekinmez. Harcadıkları; kimi zaman kendi sağlığı, kimi zaman eşi, kimi zaman çocukları, bazen de nadide dostları olabilir.

Sizin de tanıdığınız İvan İlyiç’ler var mı?

Ya da, sabahları aynada gördüğünüz kişinin İvan İlyiç’e benzeyen yönleri var mı?

Sevdiğimiz insanların kıymetini anlamak için, onları kaybetmemiz mi gerekir?

Peki değişmek için ne bekliyoruz? Hastalık, kaza, ölüm…

Sağlıklı iken bu değişimi başlatamaz mıyız?

Maalesef, önceki yaşamımda ben de bir İvan İlyiç’tim. Bir işkolik olarak dengesiz yaşar, kendimi ve ailemi hep ihmal ederdim. Olumsuzluklarda hep çevremi suçlardım. Ancak İvan İlyiç’te olduğu gibi, değişmek için ölümcül bir hastalığı beklemedim. Sorumluluk üstlendim. Yaşam otomobilimin direksiyonuna geçtim. Ve kaderimi değiştirdim.

VAR MISINIZ.., hemen şimdi telefona sarılıp, eş ve çocuklarımıza ya da anababamıza, onları ne kadar çok sevdiğimizi söylemeye… Eve döner dönmez, onları kucaklayıp doyasıya öpüp koklamaya… Kaçırdığımız günleri telafi etmeye… Zararın neresinde olursak olalım, geri dönmeye…

Ya da, incittiğimiz dost ve arkadaşlarımızı ziyaret etmeye… Onların kendilerini değerli hissetmeleri için, belki de onlara bir özür kartı yollamaya…

Veya, kırgın olduğumuz insanlarla barışmaya… Eski hesapları kapatmaya…

Görüşme fırsatı bulamadan dargın ayrıldığımız insanları bağışlayarak, sırtımızdaki o gereksiz ağırlık küfesinden kurtulmaya… Tırtılın kelebeğe dönüşmesinde olduğu gibi, yeniden doğmaya... “Keşkesiz” bir yaşama, yelken açmaya… İkinci hayatımızı, ıskalamadan dolu dolu yaşamaya…

Ve yaşamınıza katkıda bulunanlara, teşekkür etmeye…

Kaliteli yaşam yolculuğumuzu başlatmaya… Kendimizle gurur duyacağımız, o cesaret dolu ilk adımı atmaya… VAR MISINIZ?

Yaşam bir mum gibidir, ikinci kez yakmak mümkün değildir. Bu nadide mumu, cennet ya da cehenneme çevirmek, bizim elimizdedir!... Tercih sizin.

Anlamlı, coşkulu ve farkındalık dolu günler dileğimle...



(Yazar ve serbest danışman Mustafa Çeşitcioğlu’nun uzmanlık alanı “zihin”dir. Türk toplumunda kalite bilincini oluşturmayı ve geliştirmeyi kendisine misyon edinmiştir. Araştırmacı yazar olarak, 1995-2002 yılları arasında, dört kitaptan oluşan “Kaliteli Yaşam Dizisi”ni hazırlamış olup; dizinin ilk kitabı, “Kaliteli İnsan” adıyla Alfa yayınlarından 2003 yılında piyasaya çıkmıştır. Ağırlıklı olarak; NLP teknikleriyle etkin ilişki geliştirme ve iletişim, zihin yönetimi ve yüksek performans, yaşam koçluğu, holistik stres ve zaman yönetimi, beden dili ve imaj yönetimi konularında seminerler vermektedir.)


Rahman Rahim olan Allah'ın adıyla

1. Asra andolsun;
2. Gerçekten insan, ziyandadır.
3. Ancak iman edip salih amellerde bulunanlar, birbirlerine hakkı tavsiye edenler ve birbirlerine sabrı tavsiye edenler başka. (ASR SURESİ)


Cevapla

“Araştırma Genel Konular” sayfasına dön