Evde Lotus ve Arınma Teknikleri

duyguları topraklama teknikleri, oto hipnoz yöntemi, temizlenme teknikleri, arınma teknikleri

Kategoriler Dışındaki Genel Konularla İlgili Araştırma Yazıları.
Kullanıcı avatarı
MAVİ LOTUS
*GriAkrep*
*GriAkrep*
Mesajlar: 447
Yaş: 51
Kayıt: Çrş 06 May, 13:29

Evde Lotus ve Arınma Teknikleri

Okunmamış mesaj gönderen MAVİ LOTUS » Çrş 21 Eki, 12:33

Evde Lotus ve Arınma Teknikleri
Resim

Lotus tekniği: Bir çeşit otohipnoz yöntemidir.

Otohipnoz: Oto-hipnoz kişinin kendi zihnini hipnoz haline getirmesi ve kendine olumlu değiştirici değişiklikleri yaratacak telkinleri vermesidir.

Peki bunu nasıl yapacağınız?

Öncelikle nasıl yapacağımızdan ziyade bu tekniğin ne işe yaradığını anlatalım isterseniz..Bunun için şu alıntıya bakalım:

**

TAKINTILAR, KORKULAR VE TEMİZLEME TEKNİKLERİ

Bizim regresyon ve trans tekniklerinin nasıl işlediğini şöyle bir anlatmak istiyorum. Bana ilk kez gelip koltuğuma oturanlar, haklı olarak sorular soruyorlar, ve neden bu uygulamaların işe yaradığını açıklamamı istiyorlar.

Bazı okurlarım ise yukarıdaki örnek mailde olduğu gibi, oto hipnoz tekniklerini nasıl uygulayabileceklerini soruyorlar. Keşke bunları uzaktan ya da yazı yoluyla öğretebilseydim. Ama ne yazık ki, birlikte uygulama yapmadığımız takdirde işimiz zor. Yine de bu yazımda, biraz oto hipnoz tekniklerim ve ofisimde neler uyguladığım hakkında bilgi vermeye çalışacağım.

Bizim istediğimiz, olumsuz duygulardan, korkulardan, takıntılardan kurtulmak, öyle değil mi?

Geleneksel bir anlayışla geleneksel metotlarla çalıştığımızda, bir takıntının ya da korkunun sebebine inebiliriz. Onu ne zaman yüklendiğimizi bulabiliriz. Ve bundan sonra ne yapmamamız gerektiğini anlayabiliriz.

Ama ne yazık ki, bilmek, o korku ya da takıntıdan kurtulmamızı sağlamıyor. Bir adım öne geçmemiz lazım. Daha fazlasını sağlamamız lazım. Bir insan değersizlik duygusunun çocukluğunda annesinin kendisine empoze ettiği duygulardan ya da kötü davranmasından kaynaklandığını bilebilir. Ama bunu bilmek, bu duyguyu yok etmiyor.

Yaptığım çalışmalar, ve bazen neredeyse günde 5-6 vaka görmem sebebiyle, ABD de uygulanan en yeni teknikleri de defalarca denedim. Orada yakaladığım en önemli gelişme, kökleşmiş bir duyguyu temizlerken, sadece regresyon ya da hipnoz değil, kişinin içine atıp derinlere gömdüğü bazı derin duyguların ortaya dökülmesi ve o duygular sebebiyle hiçbir zaman veremediği tepkileri trans altında vermesinin sağlanması gerektiğiydi.

Bilinç ve bilinçaltı birbirinden iki farklı ve ayrı organ değildir. Tam tersine, her ikisi iç içe geçmiş bir algılama sistemidir. Bizler, içgüdüsel olarak acı çekmekten kaçınırız. Nasıl fiziksel bedenimizdeki yaranın acısını dindirmeye uğraşıyorsak, duygusal acılardan da var gücümüzle kaçınırız. Bu bizim, hayatta kalma içgüdümüzle alakalıdır.

Çocukluğumuzdan itibaren, çeşitli olumsuz duyguları, onlarla başa çıkamayacak kadar kuvvetli hissediyorsak, zihnimizle kendimizi rahatlatmaya çalışırız. Bir dönem sonra, mantığımız çok baskın gelmeye başlar. Hatta bazen normalin dışına çıkar, ağlamamız gereken yerde ağlamayız. Tepki vermek yerine susar, içimize atarız. Başka bir korku yüzünden öfke, acı, endişe, suçluluk gibi bazı kuvvetli duyguları bilinçaltımıza bastırır, üzerine bir güzel örteriz. Bunu yapan insanlar aslında hayatta güçlü bir duruş sergilerler. Oysa içsel olarak durum hiç de sanıldığı gibi değildir. Kişi yeniden acı çekmeye başlar. Çünkü artık duyguları ve zihni arasındaki bağ, gerçekçi olmaktan uzaktır.

Kişi bilinçaltından gelen bir takım sıkıntı ve huzursuzluk duygularını hissedebilir, ama bunların neden kaynaklandığını hatırlamadığı için onları farklı olaylara yönlendirir. Örneğin, yalnızlık korkusu sebebiyle acı çeken bir kadın, sadece hayattan zevk almadığını düşünerek, iş değiştirmeye kalkabilir. Ya da duygusal doyumsuzluğunu aşırı yemek yemekle bastırabilir. Mutsuzluğunun sebebi olarak, eşini, çocuğunu, ya da patronunu görebilir.

Bilinçten bilinçaltına doğru her bir problem için, bir zincir olduğunu hayal edin. Bu zincirin en alttaki halkasını bulup çıkartmazsak, kişi hiçbir zaman kalıcı olarak iyileşmeyecektir. Bunu bir örnekle açıklamak isterim.

Bir kadın var diyelim. Erkekler ona hep sorumsuzca davranmışlar. Hiçbir zaman hayatına sorumluluk alabilen, sırtını gerçek anlamda yaslayabileceği, kendisinden daha kuvvetli bir erkek çıkmamış. Çıkanlar da onu tercih etmemişler. Bu kadın, hayatına giren pek çok sorumluluk sahibi, düzgün erkeği geri çevirmiş. Aslında hayatta aradığı erkek tipi bu olsa bile, aşık olamamış hiç birine? Ne yazık ki, kime aşık olacağımıza bilinçaltımız karar verir demiştik, öyle değil mi?

Bu kadın, günün birinde çok sorumsuz, kendinden zayıf bir erkeğe aşık oluvermiş. Ve onunla acı çekmeye başlamış. Sonunda adam kadının beklentilerini karşılayamayacağını içgüdüsel olarak algılayınca, kadının onu bırakmasını sağlayacak şekilde ona ekstra kötü ve zayıf davranmaya başlamış. Ve kadın ayrılmak zorunda kalmış. Ama acı çekerek? Çünkü hayatının geri kalan kısmında kadın adamı görmeyecek bile olsa, onu takıntı geliştirmiş. Onu bir türlü unutamadığını düşünmüş. Egosunu bir kez tatmin edebilse, onun pişman olduğunu duyabilse, adam gelip dizlerinin üzerinde yalvarsa, belki bu takıntısı geçermiş?


Hikaye size tanıdık geldi mi?

Bu kadınla ilk çalışmaya başladığımda sadece konuştuk. İlişkilerde iz bırakan 4 önemli öyküye bakarım her zaman. Baba, ilk sevgili, en çok iz bırakan sevgili ve varsa mevcut sevgili? Bu öyküler, benim derinlerdeki zincirin halkalarını yakalayabilmem için bir gösterge olurlar ve 2. görüşmedeki trans çalışmamı nasıl yönlendireceğim hakkında fikir verirler.

Daha sonra yavaş yavaş gevşeterek alfa konumuna inmeyi öğrettim. Bu konuma sizler de kendi başınıza inebilirsiniz. Sakince bir yatağa uzanın. Etraftan sizi rahatsız edecek bir ses gelmemesine özen gösterin. Çünkü çok deneyimli değilseniz, benim sesim olmadan tek başınıza konsantre olmanız zor olacaktır. 3 kez burnunuzdan derin nefes alın ve ağzınızdan verirken bedeninizdeki kasları dikkatlice gevşetin. Daha sonra göz kapaklarınız kapalı kalmak koşuluyla, her nefes aldığınızda, göz bebeklerinizi yukarı çıkartarak alnınızın tam ortasına bakıyormuş gibi odaklayın. Nefes verirken tekrar aşağı indirin. Bunu 10 kez tekrar ettikten sonra sırasıyla kırmızı, turuncu, sarı, yeşil, mavi,mor ve kristal beyaz ışıktan renkler ve objeler hayal edin. Daha sonra aktif 5 duyunuzla hayal kurmaya çalışın.

Bu hayalleri kurabildiğinizde alfa konumunda olacaksınız.

Translarım başladığında korkuların sebeplerine inerken, ilk etapta kadının son sevgilisine kafasını takmış olduğunu, ve tüm öfkesini ona yönelttiğini fark ettim. Adam canını o kadar yakmıştı ki, ancak karşısında sürüm sürüm süründüğünü görürse iyileşebilecekti. Oysa bu bilinçten bilinçaltına uzanan zincirin sadece görünen 1. halkasıydı. Biraz regresyon uyguladığımızda, aslen babasına öfkeli olduğunu fark etti. Babası küçükken çok zayıf karakterli görünmüş. Hiç güvenememiş. Çünkü babası o daha çok küçükken annesini başka kadınlarla aldatmış. Hem de herkesin gözleri önünde. Babası son derece duygusal, bir o kadar da sorumluluktan kaçan bir adammış. Kızını doğru dürüst sevmek bir yana, annesini bile mutlu edemiyormuş.

Bu, yüzeyde görünen 2. halkaydı.

Babasına öfke duyduğu aşikardı. Bunu bulmak ise yeterli değildi.

Öncelikle alfa konumunda babasına olan öfkesini çıkartmak üzere parts terapi uyguladık. Trans altında, kişi bastırdığı öfkelerin vücudunun neresinde toplandığını bulur. Ve onları çıkartır. Daha sonra öfkelendiği tüm karakterler ile aynı temizliği yapar.

Ama bu da yeterli değildir.

Bu kadın için de yeterli olmadı. Bana hep şunu söylüyordu. ?Seda Hanım, ben zaten babama öfkemi çıkartıyorum. Ona hep bağırıyorum. Bu hoşuma gitmiyor çünkü bu kez de suçluluk hissediyorum. Kötü evlat olmak istemem.?

Zincirin 3. halkası, suçluluk duygusu idi. Bu bazen bir acıma duygusu da olabiliyor.

Düğümün son halkasını çözen ise, bu öfkeye hiçbir zaman verilmemiş tepkinin dile getirilmesi oldu. Her zaman bu böyledir. Asla verilmemiş tepkiler verilmelidir. Sadece trabs altında ?Baba sana çok öfkeliyim? demek yetmez. ?Baba bu öfkem yüzünden senin ölmeni istiyorum. Yok ol. Benim yakamdan düş? ya da her ne hissediyorsanız, onları dile getirmelisiniz. Bu sizi asla kötü bir evlat yapmaz, çünkü bu tepkileri sadece trans altında ve tek başınıza vereceksiniz. Ağlayacaksınız. Biriktirdiğiniz tüm duyguları, ki bu her zaman sadece öfke olmaz, bazen suçluluk acıma ya da endişe olabilir, tek tek açık yüreklilikle tanımlamalı ve ona göre tepkilerinizi ağlayarak vermelisiniz.

Benim bir danışanım, Ölmek istiyorum. Yok olmak istiyorum? demişti. Oysa bunları dile getirdiği için sisteminden tamamen temizlendi, ve bir daha asla aynı duyguları hissetmedi.

Kendinizle yüzleşmek biraz zordur. Uzun süredir bana gelen, hatta eğitimime katılan bir danışanım ile derin bir çalışma yaptığımızda, aslında değişmeyi istemediğini fark ettik. Yalnızlığı kendisi tercih ediyordu. Daha sonra aynı problemden 1 danışanımın daha rahatsız olduğunu fark ettim. Kendinizle yüzleşmezseniz, gerçek tepkilerinizi kendinizi yargılamak yüzünden vermezseniz, asla değişemezsiniz.

Bir başka danışanım, çok para istediği halde, para sahiplerine öylesine büyük öfke ve kıskançlık biriktirmişti ki, asla değişemedi. Beni bile suçladı. Çünkü zamanında ve yerinde cesaretle verilmeyen tepkiler, öfke ya da diğer olumsuz duyguları pekiştirir ve kişi bunu bana bile yönlendirebilir. O anda kolayında kim varsa ona yöneltecektir. Çünkü içine dönüp yüzleşmeye hazır değildir.

Böyle danışanlarımla bir yerlerde bir eşikte tıkanabiliyoruz. Ama daha sonra muhakkak bana gelirler. Belki 3 ay sonra belki 6 ay? Ama muhakkak gelip benimle yeniden çalışmaya başlarlar ve bu kez çok başarılı oluruz.

Sizler evde bu çalışmaları yazı yazarak yapabilirsiniz. Oto hipnoz tekniğine başlamadan önce muhakkak sıkıntınızın ana kaynağını bulup, yüzleşmekten korktuğunuz tepkileri vermelisiniz. Bunu yazarak da yapabilirsiniz. Ama yazı, noktasız virgülsüz olmalıdır. Çok hızlı yazılmalıdır. Sadece duygu ve tepkiler yazılmalıdır. Bu bir günlük değildir. Anıları ya da olayları yazmayın lütfen.

Trans altında yapılan çalışmalarda, mantık biraz daha geri planda kalmakla birlikte, hala aktiftir. Ama aynı zamanda bilinçaltı da aktif olacağından, verdiğiniz tepkilerin sadece kendi başınıza yaptığınız bir çalışmadan ibaret olduğunu bilseniz bile, duygusal sisteminizden sonsuza kadar çıkartıyor olacaksınız.


Hepinize başarılı uygulamalar diliyorum.

Sevgilerimle,

Seda Diker


"BAZI KİŞİLERİN FİKİRLERİ SENİN GERÇEĞİN OLAMAZ"..


Kullanıcı avatarı
MAVİ LOTUS
*GriAkrep*
*GriAkrep*
Mesajlar: 447
Yaş: 51
Kayıt: Çrş 06 May, 13:29

Re: Evde Lotus ve Arınma Teknikleri

Okunmamış mesaj gönderen MAVİ LOTUS » Çrş 21 Eki, 12:38

Şimdi de lotus tekniğinin nasıl ve hangi nedenlerle yapıldığını inceleyelim ve nelere iyi geldiğini, hayatımızda neleri ve nasıl iyileştirdirdiğini inceleyelim:

Bunun için de aşağıdaki alıntıya bakalım yine:

**

EVDE LOTUS TEKNİKLERİNİ UYGULAYIN

Hepinize Merhaba,

Çalışma sistemimi buradan elimden geldiğince şeffaflaştırmaya gayret ettiğimi artık biliyorsunuz. Geçtiğimiz yıl içinde ben de sistemimi geliştirdim. Workshop larıma gelen tüm katılımcılarım için, evde kendi başlarına çalışırken yapmaları gerekenleri yeniden burada yayınlamak istedim. Çünkü elinizde yazılı bir kaynak yok. 1. eğitimimden sonuncuya kadar, tüm katılımcılarım için, benim çalışma sistemimin son halini şimdi buradan vermek istiyorum.

Sevgili Hanımlar,

Bilinçaltının, beyninizin bir köşesinde olmadığını hatırlatmak isterim. Bilinçaltı, tüm bedeniniz ve onun etrafındaki yumurta şeklindeki enerji alanında saklıdır. Bilinçaltı, duygular yolu ile programlanır. Hipnoz olmak ya da bilinçaltınızı programlamak için uyumak zorunda ya da bilincinizi kaybetmek zorunda değilsiniz. Çünkü bu işin beyninizle bir alakası yoktur. Sadece 3 şey gereklidir. Odaklanmak, şiddetli bir duygu, ve tekrar eden davranış ya da sözler. İşte bu kadar? Bu programlama için vücudunuzdaki fotonların yaydığı frekansın dalga boyu, alfa konumunda, yani saniyede 7-8 civarında tutulmalıdır. Hepinizin eğitim boyu deneyimlediği gibi, bu frekansa inmek zor bir şey değildir.

Eğer yumurta şeklindeki enerji alanınız tam ve doyumlu ise, mutlu ve sağlıklı bir bedene sahip olursunuz. Eğer enerjinizi çaldırmaya, başkalarının emmesine izin vermeye başlarsanız, çok geçmeden ruh haliniz bozulmaya başlar.

1. aşamada, sebebini bilmediğiniz bir sıkıntı yaşarsınız. Hayattan zevk alamazsınız ama bunun sebebini tam olarak bilemediğiniz için, yaşamınızda kötü gittiğini sandığınız şeyleri sebep olarak görürsünüz. Ama hiç biri gerçek sebep değildir.
2. aşamada enerji alanınız biraz daha küçülür. Artık günlük işlerinizi yapmakta isteksizleşirsiniz. Her sabah işe giderken canınız sıkılır. Yemek pişirmek gibi rutin işlerden kaçınırsınız.
3. aşamada evden çıkmak istemez, hafta sonlarını geceliğinizi bile çıkartmadan geçirebilirsiniz.
4. aşamada, artık uyumak istersiniz. Bedeniniz bağışıklık sistemini yarı yarıya zayıflatmıştır. Hep büyük bir mutsuzluk içinde kıvranırsınız.

İşte enerji alanınız bu kadar önemlidir. Her insan birbirinden enerji alır ve verir. Bazı kişilere daha fazla enerji akıtır, ama geri alamayız. Böyle durumlarda, sadece kendimizi severek ve mutlu ederek enerji alanımızı besleyebiliriz. Yoksa psikosomatik rahatsızlıklar duyabiliriz.

Artık çalışma sistemimde, sadece eğitime katılmak ya da sadece kişisel seanslara katılmak diye bir kavram yok. Bunun yerine, eğer ilişkiler üzerine çalışıyorsak, muhakkak eğitime de kişisel seanslara da katılım istiyoruz. Çünkü 3-4 kez kişisel bazlı trans çalışması, duygusal temizliğinizin daha derin ve kalıcı olmasını sağlayabiliyor.

Bilinçaltımızdaki kalıplar ve olumsuz duygular, aslında çocukluktan gelir. Çocuklukta sıkışmış ve tepkisi verilmemiş 4 ana duygu ararız. SUÇLULUK, ACIMA (kendinize ya da başkalarına), KORKU ve ÖFKE. Bu duyguların öncelikle trans altında bünyeden çıkartılması ve tam ifade bulması gerekir. Bu ifade başarıyla tamamlandıktan sonra tepkisi verilir. Tepkinin nasıl verildiğini birazdan anlatacağım. Ve tepki verildikten sonra, vücutta duygusal baz yaratılmış olur. Artık vücut, yeni bir olumlu duyguyu kabul edecek hale gelmiştir. Bu çalışmayı önden yapmazsanız, vücudunuz hiçbir olumlamayı kabul etmeyecektir. Dolayısıyla ne kalıplarınızdan, ne korkularınızdan kurtulamadığınız gibi, çekim yasasını da çalıştıramazsınız.

Öncelikle eğitimde yaptığınız gibi, alfa konumuna gevşemelisiniz. Bu gevşeme, herhangi bir meditasyon tekniği kullanılarak da elde edilebilir. Zor değildir. 7-8 dalga boyuna inebilmenin tek şartı, 5 odaklanarak 5 duyunuzla hayal kurabiliyor olmanızdır. Yani renkli, sesli, kokulu duygulu dokunuşlu hayaller olmalıdır. Her insan her duyuyu aktive edemeyebilir, ama en azından 1-2 tanesini başarmalıdır. Ama hayal kurduktan sonra bunun mutluluğunu ya da coşkusunu yüreğinizde duyamazsanız, duygu çalışması başarıya erişmez.

Gelelim DUYGU TOPRAKLAMA çalışmasına?

Gevşedikten sonra yukarıdaki 4 duyguyu (hangileri varsa) vücudunuza getirmelisiniz. Daha sonra, hayalinizde bu duyguyu kimler için hissediyorsanız, o kişileri karşınızda bulmalısınız. Gözlerinizle görüp, kulaklarınızla seslerini işitebilmelisiniz. Ve bu 4 duygunuzu onlara açıkça ifade etmelisiniz.

Her zaman yaptığımız gibi, duygular ifade edilirken herhangi bir toplumsal, ahlaki ya da dinsel kural olmamalı. Tabular olmamalı? Sadece kendi başınıza tepkinizi ve duygunuzu açıkça, dürüstçe çıkartmalısınız. Hafifçe sesli olarak söyleyebileceğiniz gibi, gözlerinizi açıp yazı da yazabilirsiniz. Her ikisi de duygulara odaklanmanızı sağlayacaktır.

Daha sonra bu duyguların tepkileri verilmelidir.

Suçluluk duyuyorsanız, hayalinizde Tanrı ile konuşup af dileyebilirsiniz mesela.

Öfkeniz varsa, karşınızdakini cezalandırmalısınız. İçinizden geldiği gibi ve sizi rahatlatacak kadar acımasız olmalıdır.

Kendinize acıyorsanız o zaman Tanrı?yı hayal edip kendinizi kurban gibi hissettiğiniz için duygularınızı tepkilerinizi ve Tanrı?ya olan öfkenizi söylemelisiniz. Bunun dini olarak herhangi bir yaptırımı olmayacak, bir kez ağzınızdan çıktı mı, vücudunuzu rahatlatacaktır. Daha sonra unutabilirsiniz.

Korkunuz varsa, bu kez yine Tanrı?yı ya da Yüksek Benliğinizi hayal edip onun kucağına oturup, sırtınızı ona yaslayabilir, güvende olduğunuzu hissedebilirsiniz.

Bu tepkiler gerçek ve samimi olarak verildikten sonra konuştuğunuz ve muhatap aldığınız herkesi karşınıza dizip, yeni kararlarınızı açıklamalısınız. Yeni kararlar, silmeye çalıştığınız inanç kalıbının tersi olmalıdır. Örneğin, kimseye güvenemediğinizi hissediyorsanız, ?Bundan sonra benim hayatıma sadece güvenebileceğim insanlar girsin? diye bir karar alıp bunu söylemelisiniz.

Bu şekilde baz yarattığınız vücudunuza şimdi yeni duyguyu yerleştirmeye hazırsınız. Yeni duyguyu yani güvenebileceğiniz insanların sizi bulduğunu temsil eden bir hayal kurun. Bu hayal 2 dakikayı aşmasın. Sizi ikna edecek bir hayal olsun. İnanırlığı yüksek olsun. Ve daha sonra alfa konumuna inerek hayalinizi kurun. 5 duyunuzla kurun. Bu durumda zihniniz bunun sadece bir hayal olduğunu bilse bile, hayalinizi doğru kurar da sonunda GÜVEN duygusunu tam olarak yüreğinizde hissedebilirseniz, bilinçaltınız hayal ile gerçeği ayırt edemeyecektir. Çünkü bilinçaltının mantığı yoktur. Duygular yoluyla odaklanarak ve tekrar eden görüntü ve sözlerle programlandığınızı unutmayın.

İşte bu şekilde yeni duyguyu minimum 17 saniye boyunca vücudunuzda tutun. Bunu alfa ve beta geçişleri yaparak 5 kez arka arkaya tekrar edin. Ve bu çalışmayı tam 21 gün boyunca uygulayın.

Bildiğiniz gibi eğitimlerimde bu çalışmayı her birinizle yapıyoruz. Ama eğitim sonrasında, siz evde minimum 21 gün boyunca tek bir duygu üzerine çalışıyorsunuz. Ama bu yeterli değil. Evde ayrıca dişilik ile ilgili tüm problemlerinizi çıkartıp, anne ve babanızla yaşadığınız problemler ile bunların bağlarını kurmak zorundasınız. Ve bağlar kurulduktan sonra, yeniden yukarıdaki topraklama çalışmaları yapılmalıdır.

Bana geldiğinizde kişisel seanslarınızda bazen trans ve regresyon bazen de sadece konuşma ve yaşam koçluğu uygulanır. Çünkü regresyon ile, bilinçli olarak, bazı duygularınızın köklerine yani ana rahmine ya da varsa bir geçmiş yaşam öykünüze gidilir. Ve oradaki olumsuz duygular yeniden çerçevelendirilmek zorundadır.

Burada çok önemli bir şeyi vurgulamak isterim. Pek çok spiritüel rehberin uygulattığı gibi, trans altında kızdığınız kırıldığınız kişileri AFFETMEK ZORUNDA DEĞİLSİNİZ. Bu kesinlikle demode ve artık dünya ekollerinde uygulanmayan bir yöntemdir. Çoğunlukla rehber, danışanının affettiğini duymaya çalışır ama bu yapay kalacaktır. Sorunu çözmez. Duygusal topraklama yönteminin uygulanması daha önemli ve daha hızlı bir değişim sağlamaktadır.

Regresyon çalışmamızı tamamladıktan sonra, yeni duygunuzu zaman içinde bilinçaltınıza ve sisteminize oturtabilmemiz için pekiştirme seansları yapılmalıdır. Pekiştirme seansları, evde kendi başınıza da uygulanabilir. Sadece regresyonunuzun son ve olumlu kısmını evde tekrar ederek duyguyu derinleştirip kuvvetlendirmekten ibarettir.

Bu da sizin tam olarak değişiminizi garanti etmez. Diğer seanslar yeni duygularınızı hayata ve seçimlerinize adapte etmeyi de içermelidir. Bu da enerji alanlarınızın tam olarak beslenip sağlıklı alana kadar genişleyebilmesi için, MUTLULUK ve SEVGİ kaynaklarınızı artırmayı içerir. Sevmediğiniz şeyleri hayatınızdan acilen çıkartıp yerine sizi mutlu edeceki kendinizi sevmenizi sağlayacak şeyleri yerleştirmelisiniz.

Yeni ilişkilerinizde muhakkak dişilik prensiplerine göre strateji yapmak, telepatik bağ kurmak, ilişkinin gidişatını doğru olarak okumak, 10 adım ileriyi görebilmek gibi yeteneklerinizi birlikte uygulama yaparak geliştirmeliyiz. Bunun için yeni ilişkiniz başladığında bana 1-2 ayda bir gelmeniz yeterli olacaktır ve kişisel gelişiminizi hızlandırır.

Tüp bebek için gelen hanımlarda ise, yine yukarıdaki sistem geçerlidir. Ek olarak tüp bebek denemesi öncesinde yumurta oluşumu ve embriyoların gelişimi sırasında yapılması gereken trans çalışmaları üzerine çalışıyoruz. BU çalışmalar, bildiğiniz gibi tıbbin yerine GEÇMEZ. Sadece tıbbi yardımı destekler ve etkisini artırır.

Bu çalışmaları bana gelemeyen, yeterli parasal kaynağı olmayan, randevu alamayan sevgili hanımlar için de bu kadar açık anlattım. Bir yandan da eğitimime katılan hanımların ellerinde kullanım kılavuzu benzeri bir çalışma örneği olsun istedim. Önümüzdeki hafta, ayrılık acısını yönetmek ve ilişki bağımlılığını kırmak üzerine uzun çalışma önereceğim.

Korkularını ve kalıplarını yenmiş, tertemiz ve özgür bir toplum haline gelmemiz dileğiyle?


Sevgilerimle

Seda Diker
"BAZI KİŞİLERİN FİKİRLERİ SENİN GERÇEĞİN OLAMAZ"..

Kullanıcı avatarı
MAVİ LOTUS
*GriAkrep*
*GriAkrep*
Mesajlar: 447
Yaş: 51
Kayıt: Çrş 06 May, 13:29

Re: Evde Lotus Teknikleri

Okunmamış mesaj gönderen MAVİ LOTUS » Çrş 21 Eki, 12:55

MAVİ LOTUS'UN NOTU:

Alıntıdaki şu paragrafa dikkat:

Bilinçaltımızdaki kalıplar ve olumsuz duygular, aslında çocukluktan gelir. Çocuklukta sıkışmış ve tepkisi verilmemiş 4 ana duygu ararız. SUÇLULUK, ACIMA (kendinize ya da başkalarına), KORKU,ve ÖFKE. Bu duyguların öncelikle trans altında bünyeden çıkartılması ve tam ifade bulması gerekir. Bu ifade başarıyla tamamlandıktan sonra tepkisi verilir. Tepkinin nasıl verildiğini birazdan anlatacağım. Ve tepki verildikten sonra, vücutta duygusal baz yaratılmış olur. Artık vücut, yeni bir olumlu duyguyu kabul edecek hale gelmiştir. Bu çalışmayı önden yapmazsanız, vücudunuz hiçbir olumlamayı kabul etmeyecektir. Dolayısıyla ne kalıplarınızdan, ne korkularınızdan kurtulamadığınız gibi, çekim yasasını da çalıştıramazsınız.

**

Burada yazıp çizmem ve Akreportal'da yazmamı bu paragrafla açıklayabilirim..

Hayır yalnış anlaşılmasın..Benim burada yada Akreportal'da çözmeye çalıştığım çocukluk takıntılarım değil..Orada yaşadığım acıları çözmeye çalışıyorum.. ANLATABİLDİ Mİ?..


Yani oradaki insanlara tepkimi ve duygularımı aktararak orada yaşadığım acıların ruhumda yarattığı olumsuzlukları onarıyorum..Çünkü eğer bunu yapmazsam yukarıda da belirttiğim gibi yeni ufuklara açıklamayacağım..ve hep yerimde sayacağım..gelişimim duracak..Hatta daha gerileyeceğim..inşallah bu sefer anlayabilirsiniz beni..
"BAZI KİŞİLERİN FİKİRLERİ SENİN GERÇEĞİN OLAMAZ"..


Cevapla
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“Araştırma Genel Konular” sayfasına dön