21.Yüzyılda Ekonominin Öncüleri İslam Ülkeleri Olacak

Kategoriler Dışındaki Genel Konularla İlgili Araştırma Yazıları.
Kullanıcı avatarı
onurxt
*SiyahAkrep*
*SiyahAkrep*
Mesajlar: 3446
Yaş: 45
Kayıt: Pzr 30 Eki, 23:42

21.Yüzyılda Ekonominin Öncüleri İslam Ülkeleri Olacak

Okunmamış mesaj gönderen onurxt » Prş 12 Haz, 17:23

1. Kısım


Müslüman ülkelerin büyük çoğunluğu hem jeo-stratejik olarak avantajlıdır, hem de doğal gaz ve petrol başta olmak üzere değerli enerji kaynaklarına ve doğal zenginliklere sahiptir. Ne var ki, bu kaynaklar ve stratejik imkanlar yüzyıllardır gereği gibi değerlendirilememiş ve İslam ülkeleri imkanları olmasına rağmen dünya ekonomisinde lider konumda olamamıştır. Ancak içinde bulunduğumuz dönemde ekonomistler tarafından da dikkat çekildiği üzere bu durum büyük bir hızla değişmektedir. Allah’ın izniyle 21. yüzyıl İslam coğrafyasında ekonominin güçleneceği ve İslam ülkelerinin dünya ekonomisine yön verecekleri bir yüzyıl olacaktır.

İslam coğrafyası, dünya geneli ile karşılaştırıldığında sahip olduğu önemli doğal kaynaklarla dikkat çekmektedir. Ancak doğal kaynaklardaki bu zenginlik, uzun yıllardır İslam ülkelerinin ekonomisine olumlu olarak yansımamış ve İslam ülkeleri bu avantajdan gereği gibi faydalanamamıştır. Yeraltı kaynakları bakımından zengin olmasına rağmen çoğu ülkede üretimi artıracak ya da çıkarılan kaynağın ülke sanayisinde kullanılmasını sağlayacak gerekli alt yapı ve teknolojik imkan yetersiz olduğu için, bu zenginliklerin ülke ekonomisine katkısı sadece ihracatla sınırlanmıştır. Fakat içinde bulunduğumuz 21. yüzyılda bu durum Allah’ın izniyle değişecek İslam coğrafyası kaynaklarını doğru değerlendirerek ve imkanlarını birleştirerek hem ekonomik hem de teknolojik olarak layık olduğu seviyeye yükselecektir.

İslam Ülkelerini Refaha Taşıyacak Doğal Kaynaklar


1- Ortadoğu'nun Zengin Doğal Kaynakları


-Batı tarafından tüketilen petrolün yaklaşık yarısı bu coğrafyadan ihraç edilmekte, dünya tarım ürünlerinin %40'ı da yine bu bölgede üretilmektedir.


-Dünya ekonomisinin başta Basra Körfezi bölgesi olmak üzere, İslam coğrafyasından ihraç edilen petrol ve gaza bağımlı olduğu, pek çok ekonomist ve stratejist tarafından da açıkça ifade edilmektedir. Sadece Basra Körfezi bölgesi, bugüne kadar keşfedilmiş dünya petrol rezervlerinin 2/3'sini barındırmaktadır.


-Yapılan araştırmalar yalnızca Suudi Arabistan'ın ispatlanmış 262 milyar varil petrol rezervi olduğunu göstermektedir ki, bu da dünya petrolünün %25.4'ü demektir.


-Dünya petrol rezervlerinin %11'i Irak, %9.6'sı Birleşik Arap Emirlikleri, %9.2'si Kuveyt, %8.6'sı İran, %13'ü diğer OPEC ülkeleri ve geri kalan %22.6'sı da dünyanın diğer ülkelerine aittir. Üstelik ABD Enerji Bakanlığı tarafından yapılan araştırmalar, Körfez bölgesinin petrol ihracatının 2000 ile 2020 yılları arasında %125 artacağını göstermektedir. Bu, tıpkı bugün olduğu gibi gelecekte de, dünya enerji ihtiyacının büyük ölçüde Körfez'den sağlanacağı anlamına gelmektedir.


-Petrolün yanı sıra, Ortadoğu'nun dünya gaz rezervinin yaklaşık %40'ına sahip olduğu gerçeğinin de göz ardı edilmemesi gerekir. Bunun %35'e yakını Körfez bölgesindedir.


-Öte yandan Cezayir, Libya ve diğer bazı Kuzey Afrika ülkelerinin toplam rezervleri ise dünya rezervlerinin %3.7'sidir.


Rahman Rahim olan Allah'ın adıyla

1. Asra andolsun;
2. Gerçekten insan, ziyandadır.
3. Ancak iman edip salih amellerde bulunanlar, birbirlerine hakkı tavsiye edenler ve birbirlerine sabrı tavsiye edenler başka. (ASR SURESİ)


Kullanıcı avatarı
lotus2
*SiyahAkrep*
*SiyahAkrep*
Mesajlar: 2702
Yaş: 51
Kayıt: Pzr 11 Şub, 07:13

Okunmamış mesaj gönderen lotus2 » Prş 12 Haz, 17:56

Buna inanalım yeter..neden olmasın..hatta bu yukarıdaki maddeler olmadan da olur..
"ALEM HEPİMİZE YETER, BİR LOTUS MU FAZLA GELDİ?.."

VE YİNE DİYORUM: "İLLAKİ İNSAN OLMAK"..

Kullanıcı avatarı
KEDİ
*SiyahAkrep*
*SiyahAkrep*
Mesajlar: 3994
Yaş: 53
Kayıt: Sal 01 May, 18:51

Okunmamış mesaj gönderen KEDİ » Prş 12 Haz, 19:36

siz kendinizi kandırın 21. yüzyılda öncülük edecek sanırım avrupa ülkesi kalmıyacak tüm avrupa ülkeleri uzaya taşınmış olacaklar sizde dünyayı biz yönetiyoruzdiye sevine dururursunuz :lol:
Ne masaLım nede bir şiir
KeLimeLere anlam yüklemekten vazgeçtim
AnLatasım yok
AnLayasım yok
ÖyLesine işte...


Çocuk olsam yeniden

Kullanıcı avatarı
gece_akrebi
Portal Yöneticisi
Portal Yöneticisi
Mesajlar: 5308
Yaş: 46
Kayıt: Pzt 17 Eki, 13:37

Okunmamış mesaj gönderen gece_akrebi » Prş 12 Haz, 20:25

islam ülkelerinin ekonomide bu çağın öncüsü olamayacakları görünen bir gerçek ama birkaçı kendi refah seviyesini hepey yükseltmiş, buna en iyi örnek dubai emirliği... petrolün 100 sene kadar bir ömrü var deniyor, adamlar bu korkunç gerçeği bildiği için başka alternatif yollar bulmuşlar turizm gibi, yani adamlar kendilerini aşmışlar, diğerleri ise ya iç savaşta yada şimdilik petrolden gelen geliri başka yatırıma dönüştüremeyecek kadar kalın kafalılar, diğerleri pakistan bangladeş gibi ülkelerinde hiç bir çıkar yolu yok yokluktan başka.
bir yanımız ölüm bir yanımız düğün...

Kullanıcı avatarı
dark
*SiyahAkrep*
*SiyahAkrep*
Mesajlar: 1573
Yaş: 42
Kayıt: Prş 12 May, 23:46

Okunmamış mesaj gönderen dark » Prş 12 Haz, 20:30

ne petrolu su satın tabı bulursanız=)
Ey Hamza
Gördüğün Hiçbirşeyden Korkmazsın bu Doğru
Ama Heybetini Gizli Tut Zira
Yürüyüşün Ölümü Korkutuyor.


Kullanıcı avatarı
onurxt
*SiyahAkrep*
*SiyahAkrep*
Mesajlar: 3446
Yaş: 45
Kayıt: Pzr 30 Eki, 23:42

Okunmamış mesaj gönderen onurxt » Cum 13 Haz, 22:29

2. Kısım


2- Orta Asya ve Kafkaslar'ın Yeraltı Kaynakları



Kafkasya ve Orta Asya ülkeleri de doğal gaz ve petrol açısından oldukça zengin kaynaklara sahiptir. Örneğin Kazakistan'da şu ana kadar tespit edilmiş petrol miktarının 10-17.6 milyar varil olduğu bildirilmektedir. Doğal gaz kapasitesi ise 53-83 trilyon küp olarak tahmin edilmektedir.


Türkmenistan'ın doğal gaz yataklarındaki miktar 98-155 trilyon küp olarak hesaplanmaktadır ve Türkmenistan dünyanın dördüncü en büyük doğal gaz üreticisidir.


İslam ülkelerinin bazıları da çok değerli maden yataklarına sahiptir. Örneğin Özbekistan ve Kırgızistan altın üretiminde dünyanın önde gelen ülkelerindendir.


Türkiye, önemi son yıllarda daha da iyi anlaşılmış olan bor madeni açısından dünyanın en zengin rezervlerinden birine sahiptir.


Tacikistan dünyanın en büyük alüminyum işleme tesislerine sahiptir.


İslam Dünyası İmkanlarını İslam Birliği ile Birleştirecek

Müslüman ülkelerin ekonomilerinin işleyişi ve ekonomik yapıları arasında farklılıklar vardır. Bazı ülkelerin ekonomisi yer altı zenginliklerine (petrol zengini ülkelerde olduğu gibi) dayalı iken, bazılarının ekonomisi coğrafi yapılarının elverişli olması nedeniyle tarıma dayalıdır. Bu farklılık kısmi de olsa toplum yapıları için de geçerlidir. Kimi ülkelerde çoğunluk kırsal kesimde yaşarken, kimi ülkelerde şehir kültürü daha hakimdir. Bu farklılıklar ancak bir ülkenin diğerini eksik yönde desteklemesi, birinin diğerinin ihtiyacını karşılaması, herkesin uzmanlaştığı konularda diğerlerine yardımcı olması ile önemli bir zenginlik kaynağına dönüştürülecektir. Kurulacak bir İslam Birliğinin, aynı çatıda toplanan İslam ülkelerine Allah’ın izniyle şu katkıları olacaktır:


Bir iş birliği kapsamında gerçekleşecek ülkelerarası yardımlaşma tek yönlü olmayacaktır. Yapılacak ortak yatırımlar ve ortak girişimler, bu noktada önemli bir adım olacaktır. Ortak girişimler sayesinde, hem ülkeler karşılıklı olarak birbirlerinin tecrübelerinden istifade edecekler, hem de oluşturulan yatırım sahaları her iki tarafın ekonomisi için de gelir kaynağı olacaktır.


Bir ülkede petrol üretilirken, belki bir diğerinde bu petrol işlenecek, tarım imkanları sınırlı olan bir İslam ülkesinin ihtiyaçları tarım zengini ülkeler tarafından giderilecektir.


İş gücü sınırlı olan bir ülkenin bu eksikliği bir başka İslam ülkesi tarafından karşılanacak, iş gücü olan ancak sanayisi gelişmemiş ülkelerde de, gelişmiş olanlar çeşitli yatırımlar yapabileceklerdir.


Yatırımın yapıldığı ülke gibi, yatırımı yapan veya yatırıma katkıda bulunanlar da bu durumdan gelir elde edeceklerdir.


Bilgi birikimi ve tecrübe paylaşımı bereketi artıracak, teknolojik gelişmelerden tüm Müslümanlar gereği gibi yararlanacaklardır.


İslam dünyasının imkanlarını ve gücünü birleştirmesini sağlayacak ortak girişimlerle, yüksek teknoloji ürünü olan pek çok malzeme Müslüman ülkelerde de üretilebilecektir.


Oluşturulacak İslam ortak pazarı sayesinde, bir ülkede üretilen ürünler, gümrük, kota gibi sınırsal engellere takılmadan bir diğer ülkede kolaylıkla pazarlanabilecektir.


Ticaret alanı genişleyecek, tüm Müslüman ülkelerin pazar payı artacak, ihracat gelişecek, bu, Müslüman ülkelerdeki sanayileşme sürecini hızlandıracak, ekonomide sağlanacak kalkınma ile teknolojide de gelişme yaşanacaktır.


Müslüman ülkeler diğer yatırım gruplarına karşı ortak bir güç olarak hareket edebilecek ve küresel ekonominin önemli bir parçası haline geleceklerdir.


Müslüman halkların refah seviyesi ve yaşam standardı yükselecek, İslam dünyasındaki eşitsizlikler ortadan kalkacaktır.


Ekonomik büyüme, bilim ve teknolojiye yapılacak yatırımları artıracak, teknolojinin ilerlemesi ekonominin daha da hızla büyümesini sağlayacaktır.


Ekonominin gelişimi ile birlikte eğitim seviyesinde de doğal bir yükselme olacak, toplum çok yönlü gelişecektir.


İslam Birliği çatısı altında bireylerin vize ve sınır engeli olmadan rahatça hareket edebildikleri, ticaret serbestliğinin olduğu, serbest girişimciliğin desteklendiği bir sistem, İslam dünyasının hızla kalkınmasına aracı olacaktır. Bu kalkınma hareketi, doğal olarak Müslüman ülkelerin hızla modernleşmelerini ve ileri toplumlar seviyesine ulaşmalarını sağlayacaktır.
Rahman Rahim olan Allah'ın adıyla

1. Asra andolsun;
2. Gerçekten insan, ziyandadır.
3. Ancak iman edip salih amellerde bulunanlar, birbirlerine hakkı tavsiye edenler ve birbirlerine sabrı tavsiye edenler başka. (ASR SURESİ)


Cevapla

“Araştırma Genel Konular” sayfasına dön