Çay Üzerine
- koyuakrep05
- *SiyahAkrep*
- Mesajlar: 3226
- Yaş: 32
- Kayıt: Cum 15 Haz, 14:36
Çay Üzerine
Çay Üzerine
İnsanın en önemli ihtyaçlarından birisi sudur. Uzmanlar yanlış hatırlamıyorsam günde en az 8 bardak su içilmesi gerektiğini söyler. Muhtemelen çoğumuz da bu miktarı içmiyoruz. Buna karşın önemli bir kitlenin vazgeçemediği bir tutku var. Bu tutku ne kahve ne de kola. Tutkunun adı günde 7-8 bardak tükettiğimz çay. Çay dünya üzerinde çok eski zamanlardan beri yaygın bir şekilde tüketilen bir içecek değil ama şu anda dünya üzerinde sudan sonra en çok tüketilen içecek konumuna ulaşmış durumda. Çay üzerine yazılan yazılarda en başta hep çaya dair efsane anlatılmıştır. Ben de sizlere bu efsaneyi aktarayım:
“Zamanın birinde büyük bir imparator yaşarmış. Bu imparator çok uzak bir diyarda, Çin’de, hükmünü sürermiş. Güzel bir günün, güneşli bir öğle vakti, çiçeklerle bezeli bahçesinde dolaşırken, o zamana kadar hiç duymadığı esrarengiz bir kokuyla karşılaşmış. Bu koku öylesine hoşuna gitmiş ki, hemen yanına hizmetlilerini çağırıp, kokunun kaynağını bulmalarını buyurmuş. Meğerse koku, kaynayan bir suyun içine kazara düşen yemyeşil ve küçük yaprakçıkların haşlanması sonucu oluşmuş. ‘Kokusu bu kadar güzelse, tadı kim bilir nasıldır?’ diye düşünen imparator, çayın tadına bakmış…”
Adına çay denen ve günün vaz geçilmezi konumuna yükselen sıcak tadı 17. yüzııldan itibaren İngilizlerin tadımıyla birlikte dünya merak etmiş ve tadıca da bu lezzetten vaz geçememiş. Türkiyenin ise çayla tanışma süreci şöyledir:
Türkiye’nin çayla tanışması 1787 yılında gerçekleşir. Japonya’dan getirilen çay tohumları, ilk olarak Bursa civarına ekilir. Ancak, iklim şartlarının olumsuzluğu nedeniyle bu girişim başarısızlıkla sonuçlanır.
Buna rağmen, 1917 yılında zamanın Halkalı Ziraat Mektebi Alisi Müdür Vekilliği yapmış olan botanikçi Ali Rıza Erten, yapmış olduğu teknik çalışmalar sonucunda 16.02.1924 tarihinde Rize’de çay yetiştirilmesi için meclisten onay alır. Böylece günümüz çay üretiminin temelleri atılmış olur. 1947’de kurulan ilk fabrika ile üretim hızlanır. Bugün ülkemiz kuru çay üretiminde 5. sıradadır. Dünya çay tüketim ortalamasında da 4. sırada bulunmaktayız.
Çay yıllar içerisinde her ülkenin kültüründe yerini almış ve zamanla kültürel damak tadına göre de farklılaşmıştır. İngilizler çayı sütlü içmeyi severken bize çay ve süt kelimelerinin yanyana durması bile garip gelmektedir. Uzakdoğu ve bir çok ülkede çay demlemede porselen kullanımı önemlidir hatta bu husus çay ambalajlarımıza da yansımıştır. Bizim kültürümüzde ise çay semaverde demlenip ince belli bardakta içilince tadını bulmaktadır.
Kahvaltınızı çay olmadan yaptınız mı hiç? Yaptıysanız da pek anlam bulamamışsınızdır. Beni çayın sıcaklığını içimde demini dudaklarımda hissettmediğim kahvaltı menüsü doyurmamaktadır açıkçası. Gün içerisinde konuk ettiğimiz misafirlerle yaptığımız sohbetleri "tavşan kanı çay" ın yanında yapmazsak tadını bulamayız. Hanımlar dahi ev toplantılarına isim vermiş çayla. Çayın apayrı bir gizemi olduğunu yapılan bilimsel raştırmalar da ortaya koymaktadır: çay aşırı miktarda tüketilmediği sürece antidepresan-antioksidan etkiye sahiptir. Ama şu da unutulmamalı ki aşırı tüketimde demir eksikliğine yol açmakta ve de aşırı demlenmiş bir çayda da zararlı maddeler açığa çıkmaktadır. Haydi şimdi "tavşan kanı çay"ınızı yudumlarken bilmecemi de cevaplayın:
Al rengine bakılır
Bardaklara dökülür
Buram buram tüterken
Önünde diz çökülür.. Nedir bu?!?
Alinti
İnsanın en önemli ihtyaçlarından birisi sudur. Uzmanlar yanlış hatırlamıyorsam günde en az 8 bardak su içilmesi gerektiğini söyler. Muhtemelen çoğumuz da bu miktarı içmiyoruz. Buna karşın önemli bir kitlenin vazgeçemediği bir tutku var. Bu tutku ne kahve ne de kola. Tutkunun adı günde 7-8 bardak tükettiğimz çay. Çay dünya üzerinde çok eski zamanlardan beri yaygın bir şekilde tüketilen bir içecek değil ama şu anda dünya üzerinde sudan sonra en çok tüketilen içecek konumuna ulaşmış durumda. Çay üzerine yazılan yazılarda en başta hep çaya dair efsane anlatılmıştır. Ben de sizlere bu efsaneyi aktarayım:
“Zamanın birinde büyük bir imparator yaşarmış. Bu imparator çok uzak bir diyarda, Çin’de, hükmünü sürermiş. Güzel bir günün, güneşli bir öğle vakti, çiçeklerle bezeli bahçesinde dolaşırken, o zamana kadar hiç duymadığı esrarengiz bir kokuyla karşılaşmış. Bu koku öylesine hoşuna gitmiş ki, hemen yanına hizmetlilerini çağırıp, kokunun kaynağını bulmalarını buyurmuş. Meğerse koku, kaynayan bir suyun içine kazara düşen yemyeşil ve küçük yaprakçıkların haşlanması sonucu oluşmuş. ‘Kokusu bu kadar güzelse, tadı kim bilir nasıldır?’ diye düşünen imparator, çayın tadına bakmış…”
Adına çay denen ve günün vaz geçilmezi konumuna yükselen sıcak tadı 17. yüzııldan itibaren İngilizlerin tadımıyla birlikte dünya merak etmiş ve tadıca da bu lezzetten vaz geçememiş. Türkiyenin ise çayla tanışma süreci şöyledir:
Türkiye’nin çayla tanışması 1787 yılında gerçekleşir. Japonya’dan getirilen çay tohumları, ilk olarak Bursa civarına ekilir. Ancak, iklim şartlarının olumsuzluğu nedeniyle bu girişim başarısızlıkla sonuçlanır.
Buna rağmen, 1917 yılında zamanın Halkalı Ziraat Mektebi Alisi Müdür Vekilliği yapmış olan botanikçi Ali Rıza Erten, yapmış olduğu teknik çalışmalar sonucunda 16.02.1924 tarihinde Rize’de çay yetiştirilmesi için meclisten onay alır. Böylece günümüz çay üretiminin temelleri atılmış olur. 1947’de kurulan ilk fabrika ile üretim hızlanır. Bugün ülkemiz kuru çay üretiminde 5. sıradadır. Dünya çay tüketim ortalamasında da 4. sırada bulunmaktayız.
Çay yıllar içerisinde her ülkenin kültüründe yerini almış ve zamanla kültürel damak tadına göre de farklılaşmıştır. İngilizler çayı sütlü içmeyi severken bize çay ve süt kelimelerinin yanyana durması bile garip gelmektedir. Uzakdoğu ve bir çok ülkede çay demlemede porselen kullanımı önemlidir hatta bu husus çay ambalajlarımıza da yansımıştır. Bizim kültürümüzde ise çay semaverde demlenip ince belli bardakta içilince tadını bulmaktadır.
Kahvaltınızı çay olmadan yaptınız mı hiç? Yaptıysanız da pek anlam bulamamışsınızdır. Beni çayın sıcaklığını içimde demini dudaklarımda hissettmediğim kahvaltı menüsü doyurmamaktadır açıkçası. Gün içerisinde konuk ettiğimiz misafirlerle yaptığımız sohbetleri "tavşan kanı çay" ın yanında yapmazsak tadını bulamayız. Hanımlar dahi ev toplantılarına isim vermiş çayla. Çayın apayrı bir gizemi olduğunu yapılan bilimsel raştırmalar da ortaya koymaktadır: çay aşırı miktarda tüketilmediği sürece antidepresan-antioksidan etkiye sahiptir. Ama şu da unutulmamalı ki aşırı tüketimde demir eksikliğine yol açmakta ve de aşırı demlenmiş bir çayda da zararlı maddeler açığa çıkmaktadır. Haydi şimdi "tavşan kanı çay"ınızı yudumlarken bilmecemi de cevaplayın:
Al rengine bakılır
Bardaklara dökülür
Buram buram tüterken
Önünde diz çökülür.. Nedir bu?!?
Alinti
Madem ki bu kere maglubuz
Netsek neylesek zaid
Gayri uzatmam sözü
Madem ki fetva bize ait
Verin ki basak bagrina mührümüzü
Netsek neylesek zaid
Gayri uzatmam sözü
Madem ki fetva bize ait
Verin ki basak bagrina mührümüzü
çok güzeldi koyuakrep teşekkürler hayatta vazgeçemiyecegim bir içecek sanırım çaysız kahvaltıya kahvaltı demem sabah kalkınca bir bardak içmeden kendime gele bildigimide hatırlamıyorum tam bir çay koligim
Ne masaLım nede bir şiir
KeLimeLere anlam yüklemekten vazgeçtim
AnLatasım yok
AnLayasım yok
ÖyLesine işte...
Çocuk olsam yeniden
KeLimeLere anlam yüklemekten vazgeçtim
AnLatasım yok
AnLayasım yok
ÖyLesine işte...
Çocuk olsam yeniden
- akrep_S_26
- *SiyahAkrep*
- Mesajlar: 1468
- Yaş: 40
- Kayıt: Pzt 28 Nis, 01:39
- gitaristimm
- *Yılan*
- Mesajlar: 187
- Yaş: 32
- Kayıt: Sal 17 Tem, 21:03
ben de çay istiyoruuum..
radyo dinlerken ii gidio..
radyo dinlerken ii gidio..
Kimse sormadan kaybolsam gölgemde, herşeyi unutsam dönermiyim geriye?
http://www.msnbc.msn.com/id/21253084 "No" (Ermeni soykırımı yok..!! oylamaya katılın..!!!!)
..::10Ksm::..
http://www.msnbc.msn.com/id/21253084 "No" (Ermeni soykırımı yok..!! oylamaya katılın..!!!!)
..::10Ksm::..
- koyuakrep05
- *SiyahAkrep*
- Mesajlar: 3226
- Yaş: 32
- Kayıt: Cum 15 Haz, 14:36
- koyuakrep05
- *SiyahAkrep*
- Mesajlar: 3226
- Yaş: 32
- Kayıt: Cum 15 Haz, 14:36
- koyuakrep05
- *SiyahAkrep*
- Mesajlar: 3226
- Yaş: 32
- Kayıt: Cum 15 Haz, 14:36
- akrep_S_26
- *SiyahAkrep*
- Mesajlar: 1468
- Yaş: 40
- Kayıt: Pzt 28 Nis, 01:39
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
-
Yeni mesaj Sanat, Anlam, ve Yalnızlık üzerine - Andrey Tarkovsky
gönderen İkizler_Akrep » Sal 23 Tem, 17:58 » forum Kültür-Sanat - 2 Cevaplar
- 3360 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İkizler_Akrep
Sal 23 Tem, 18:06
-
-
-
Yeni mesaj Tuba Erzan Kıran - Bağlanmak ve Ayrılmak üzerine...
gönderen Lal » Pzr 28 Tem, 00:55 » forum Serbest Alan - 0 Cevaplar
- 1937 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Lal
Pzr 28 Tem, 00:55
-