DOKU VE ORGAN NAKLİ

Kategoriler Dışındaki Genel Konularla İlgili Araştırma Yazıları.
gbk
*SiyahAkrep*
*SiyahAkrep*
Mesajlar: 2090
Yaş: 44
Kayıt: Sal 05 Şub, 07:48

DOKU VE ORGAN NAKLİ

Okunmamış mesaj gönderen gbk » Cum 04 Nis, 17:09

DOKU VE ORGAN NAKLİ HAKKINDA GENEL BİLGİ

Tedavisi mümkün olmayan hastalıklar nedeniyle görev yapamayacak derecede hasar gören organların yerine, canlı veya ölüden alınan yeni, sağlam organın konularak hastanın tedavi edilmesine organ nakli ya da organ transplantasyonu denir.

Günümüzde kalp, böbrek, karaciğer, akciğer, pankreas, ince bağırsak, kalp kapağı, kornea, deri, kemik ve kemik iliği nakli yapılabilmektedir.

Doku ve organ nakli, canlı donörden(canlı verici) ve kadavra donörden(ölü verici) olmak üzere iki şekilde yapılabilir. Canlı donörden alınan organla yapılan nakilde, verici genellikle hastanın 4. dereceye kadar yakın akrabalarıdır. Bu yöntemle nakli yapılabilen organlar böbrek ve karaciğerdir. Çünkü yasalara göre vericinin yaşamını mutlak surette sona erdirecek veya tehlikeye sokacak olan organ ve dokuların alınması yasaktır. Kadavra donör ise, bir hastalık veya kaza sonucu yoğun bakıma alınan ve beyin ölümü gerçekleşen hastaya denir.Beyin ölümü, beyinde geri dönüşümsüz hasar oluşması demektir ve bitkisel hayattan farklıdır. Bitkisel hayattaki bir hasta uzun süre sonra tekrardan normal yaşamına dönebilir, ancak beyin ölümü gerçekleşmiş bir hastanın eski haline dönmesi imkansızdır. Beyin ölümü gerçekleşmiş hastalarda solunum makineye bağlı olarak sağlanır ve tüm organların faaliyeti 24-36 saat içinde tamamen durur.




gbk
*SiyahAkrep*
*SiyahAkrep*
Mesajlar: 2090
Yaş: 44
Kayıt: Sal 05 Şub, 07:48

Okunmamış mesaj gönderen gbk » Cum 04 Nis, 17:10

ORGAN BAĞIŞI VE ORGAN NAKLİ İŞLEMLERİ

Kişinin hayatta iken serbest iradesi ile tıbben yaşamı sona erdikten sonra doku ve organlarının başka hastaların tedavisi için kullanılmasına izin vermesine “organ bağışı” denir.

On sekiz yaşını doldurmuş ve mümeyyiz(doğru ile yanlışı ayırabilme yeteneğine sahip) olan bir kişiden organ ve doku alınabilmesi için vericinin en az iki tanık huzurunda açık, bilinçli ve tesirden uzak olarak önceden verilmiş yazılı ve imzalı izni gerekir. Türkiye’de herhangi bir sağlık kurumuna başvurarak ister bütün organlarınızı, isterseniz sizin seçeceğiniz istediğiniz organlarınızı bağışlayabilirsiniz. Bunun için iki tanık huzurunda “doku ve organ bağış belgesi”ni doldurup imzalamanız yeterlidir. Ancak bundan daha önemlisi bağış kartınızı sürekli yanınızda taşımanız ve bu kararınızı yakınlarınıza bildirmenizdir. Çünkü böyle bir durumda cebinizden bağış kartı çıkmasına rağmen aileniz organların alınmasına izin vermiyorsa organlar alınmaz. Yine yasalara göre, doku veya organı alacak olan hekim, verici evli ise vericinin eşinin bu karardan haberdar olup olmadığını araştırmak ve öğrendiğini bir tutanakla tespit etmek zorundadır. (www.turk-bilim.com)

Eğer organlarını bağışlamış bir hastanın beyin ölümü gerçekleşirse, bu tıbbi ölüm hali 4 kişilik bir hekim heyeti tarafından oy birliğiyle saptanır. Bu heyet bir kardiyolog, bir nörolog, bir nöroşirürjiyen ve bir de anesteziyoloji ve reanimasyon uzmanından oluşur. Ölüm halini saptayan heyette yer alan bir hekimin, organların alınmasında ve nakladilmesinde görev alan hekim heyetinde bulunması yasaktır. Tıbbi ölüm halini saptayan hekimler ölüm tarihini, saatini ve ölüm halinin nasıl saptandığını gösteren ve imzalarını taşıyan bir tutanak düzenleyip organ ve dokunun alındığı sağlık kurumuna vermek zorundadırlar. Bu tutanak ve ekleri ilgili sağlık kurumunda on yıl süre ile saklanır.

Alınan organlar en hızlı şekilde nakil ihtiyacı olan hastalara aktarılmalıdır. Bu bağlamda ülke genelinde ‘kadavra donör’ (verici) tespit edildiğinde, görevli organ nakli koordinatörleri bu bilgiyi ‘Ulusal Koordinasyon Merkezi’ne bildirir. Bu merkez, ilgili mevzuata uygun olarak organların nakil merkezlerine dağıtımını sağlamaktadır. Ancak her organ her hastaya aktarılamaz. Naklin yapılabilmesi için kan grubu ve doku uyumu, yaş, kilo, boy ve tıbbi aciliyet durumuna göre uygun hastaya nakil yapılır.

gbk
*SiyahAkrep*
*SiyahAkrep*
Mesajlar: 2090
Yaş: 44
Kayıt: Sal 05 Şub, 07:48

Okunmamış mesaj gönderen gbk » Cum 04 Nis, 17:10

ORGAN NAKLİNİN TARİHİ

İnsanda canlıdan ilk böbrek nakli 1947’de Boston’da yapılmıştır. İlk başarılı kalp nakli ise 1967 yılında Dr. Christian Barnard tarafından gerçekleştirilmiştir. Türkiye’de ilk kez 22 Kasım 1962’de Dr. Kemal BEYAZIT tarafından kalp nakli yapıldı ancak hasta kaybedildi. Türkiye’deki ilk başarılı organ nakli ise 3 Kasım 1975’de Dr. Mehmet HABERAL tarafından Hacettepe Üniversitesinde yapılan canlı donörden böbrek naklidir. Kadavradan ilk böbrek nakli de yine aynı ekip tarafından 1978’de yapılmıştır. Bunları 1988’de yapılan ilk kadavradan karaciğer nakli, 1989’da yapılan ilk başarılı kalp nakli ve 1991’de gerçekleştirilen ilk kalp kapağı nakli izlemiştir.

gbk
*SiyahAkrep*
*SiyahAkrep*
Mesajlar: 2090
Yaş: 44
Kayıt: Sal 05 Şub, 07:48

Okunmamış mesaj gönderen gbk » Cum 04 Nis, 17:11

TÜRKİYE’NİN ORGAN BAĞIŞINDAKİ DURUMU

Türkiye’de Şubat 2007 verilerine göre 44.000 hasta organ bekliyor. Ancak 2006 yılı içinde Türkiye’de gerçekleşen organ bağışı sayısı sadece 143. Sağlık Bakanı Prof. Dr. Recep AKDAĞ, Türkiye’de yeterli sayıda ‘Organ Nakli Merkezi’ ve deneyimli bilim adamı olmasına rağmen nakil sayılarının henüz istenilen düzeye ulaşamadığını belirtiyor. Çünkü organ bağışlayan gönüllü sayısı henüz istenilen düzeyde değil. Bunun en önemli nedeni ise halkın bu konuda yeterli eğitime sahip olmaması ve pek çok kişinin organ nakli konusunda kulaktan dolma yanlış düşünce ve bilgilere sahip olması.

Türkiye, organ bağışı sıralamasında Avrupa’da en gerideki ülkelerden biri. Avrupa’da her bir milyon kişiden 15-20 kişi organını bağışlarken, Türkiye’de her bir milyon kişiden sadece 2 kişi organını bağışlıyor.(tam değer=2,2/1 milyon) Organ bağışı konusunda Avrupa’nın en önde gelen ülkesi ise her bir milyon kişide 36 kişi ile İspanya.

gbk
*SiyahAkrep*
*SiyahAkrep*
Mesajlar: 2090
Yaş: 44
Kayıt: Sal 05 Şub, 07:48

Okunmamış mesaj gönderen gbk » Cum 04 Nis, 17:11

ORGAN BAĞIŞININ ANLAMI

Organ bağışı çoğu zaman hayat kurtarmak, çoğu zaman da çok zor şartlarda sürdürülen bir yaşamı kolaylaştırmaktır. Ancak bu kadarla da sınırlı değildir. Başarıyla gerçekleştirilen bir organ naklinin başta hastanın kendisine olmak üzere, hastanın yakınlarına ve ülke ekonomisine de inanılmaz katkısı olmaktadır.

Özellikle kalp veya karaciğer nakli gereken hastalıklarda tek çare naklin yapılmasıdır. Çünkü bu hastalarda böbrek hastalarındaki diyalizde olduğu gibi yardımcı bir tedavi yöntemi de yoktur. Bu hastalarda naklin yapılmaması durumunda bir süre sonra hastayı kaybetme tehlikesi ortaya çıkar. Organlarımızı bağışlayarak bu durumdaki bir hastaya organ nakli yapılmasını sağlamak, şüphesiz ki bu hastaları yeniden hayata döndürmek, onlara ikinci bir yaşam şansı tanımaktır. (www.turk-bilim.com)

Öte yandan bu tarz başarılı bir nakil, hasta yakınları açısından da başta psikolojik yönden olmak üzere pek çok yönden büyük zorlukların azaltılması veya aşılması anlamı taşıyabilir.

Organ naklinin ülke ekonomisine etkisini ise Sağlık Bakanı Recep AKDAĞ şöyle açıklıyor: “Kronik böbrek hastalığı nedeniyle diyaliz programına alınmış bir hastanın ülke ekonomisine yıllık maliyeti yaklaşık olarak 23 bin dolar civarındadır. Ülkemizde halen 30 bin kronik böbrek yetmezliği hastası, haftanın 3 günü diyaliz cihazına bağlı olarak yaşamını sürdürmeye çalışıyor. Bu hastalar için, cihaz yatırımı hariç, yılda yaklaşık 600 milyon dolarlık bir kaynak gerekiyor. Oysa organ nakli yapılmış bir böbrek hastasının ilk yıl maliyeti diyalizle neredeyse aynı düzeyde gerçekleşmekte, ancak bundan sonraki yıllık tedavi maliyeti 10 bin dolara düşmektedir.“

Hepimizin amacı hayatı dolu dolu yaşayıp, arkamızda insanların saygı ve sevgiyle anacağı bir isim bırakmak, en önemlisi de boşuna yaşamadığımızı bilmek değil midir? O halde ölürken bile başkalarına hayat vermek, bu yolda atabileceğimiz en önemli adımdır.


gbk
*SiyahAkrep*
*SiyahAkrep*
Mesajlar: 2090
Yaş: 44
Kayıt: Sal 05 Şub, 07:48

Okunmamış mesaj gönderen gbk » Cum 04 Nis, 17:12

ORGAN NAKLİ KONUSUNDAKİ SON GELİŞMELER

Türkiye’de beklenen düzeyin çok altında gerçekleşen organ bağışını artırmak için Sağlık Bakanlığı çözümler üretmeye çalışıyor. Sağlık Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı ile işbirliği içerisinde, Türkiye genelinde İlk ve Ortaöğretim Okulları’nda öğrenim gören tüm öğrencilerin organ bağışı bilincinin geliştirilmesi ve aileleri yoluyla toplumun bu konuda daha duyarlı hale getirilmesi amacıyla, eğitim programları düzenliyor. (www.turk-bilim.com)

Yayımlanan genelgelerle İl Sağlık Müdürlüklerinden özellikle 3-9 Kasım Organ Nakli Haftası’nda halkın yoğun olarak bulunduğu yerlerde konuya ilişkin bilgilendirici ve özendirici afişler asılması, konferanslar düzenlenmesi isteniyor.

Öte yandan üç ay önce(Kasım 2006’da) çıkan bir habere göre Sağlık Bakanlığı, organ nakli için bekleyenlerin özelliklerinin bulunduğu ‘Bekleme Listesi’ni internet ortamına taşıyarak, bağışlanan organın hangi hastaya uygun olduğunu daha kısa sürede belirlemeyi hedefliyor. Şu an bilgiler faks ve telefonla ulaştırılırken, bu projenin hayata geçmesi ile sadece yetkili kişilerin girebileceği bu internet üzerindeki listeye anında ekleme ve çıkarma yapılabilecek ve bu karşı taraf tarafından anında görülebilecek.

gbk
*SiyahAkrep*
*SiyahAkrep*
Mesajlar: 2090
Yaş: 44
Kayıt: Sal 05 Şub, 07:48

Okunmamış mesaj gönderen gbk » Cum 04 Nis, 17:13

GELECEKTE ORGAN NAKLİ

Avrupa Birliği’nin uzmanlar grubuna yaptırdığı bir öngörü çalışmasına göre: 2005-2015 arasında reaksiyon göstermedeki tolerans mekanizması bütünüyle anlaşılacak; böylece iç organların nakli bütünüyle kontrol altına alınabilecek. Hasar görmüş dokuların biyouyumlu malzemelerden yapılmış yapay dokularla değiştirilmesi mümkün olacak.

2015 sonrasında ise Transjenik hayvanların iç organları kullanılarak ‘ksenojenik transplantasyon’ tedavileri yaygın hâle gelecek. İnsan hücreleri ve dokularıyla entegre edilmiş, sürekli olarak kullanılabilecek implant organlar geliştirilebilecek. Hasar görmüş organlar için, embriyo kök hücrelerinin kullanılmasına dayalı, rejeneratif sağaltım yöntemleri yaygın olarak kullanılabilecek; kök hücre nakli, dokuların hasar gören bütün alanları için mümkün olacak.

Ancak yukarıda yer alanların geleceğe dair bir tahmin ve vaat niteliği taşıdığı; bu vaatlerin gerçekleşmesinin de bu alana verilecek önceliğe, araştırmalar için ayrılacak fonların büyüklüğüne ve hatta bu konudaki etik tartışmalarına getirilecek çözümlere bağlı olarak değişebileceği aklımızdan çıkarmamamız gereken önemli bir nokta.

gbk
*SiyahAkrep*
*SiyahAkrep*
Mesajlar: 2090
Yaş: 44
Kayıt: Sal 05 Şub, 07:48

Okunmamış mesaj gönderen gbk » Cum 04 Nis, 17:14

DİNİ YÖNDEN ORGAN NAKLİ

Belirli durumlarda yapılacak organ naklinin İslami yönden bir sakıncasının olmadığı Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından bildirilmiştir. Bu konuda Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan yapılan açıklamanın en önemli kısmı şöyle:

"Kurulumuzca aşağıdaki şartlara uyularak yapılacak organ ve doku naklinin caiz olacağı sonucuna varılmıştır:

Ø Zaruret halinin bulunması, yani hastanın hayatını veya hayatî bir uzvunu kurtarmak için, bundan başka çaresi olmadığının, meslekî ehliyet ve dürüstlüğüne güvenilen bir tabip tarafından tespit edilmesi,

Ø Hastalığın bu yoldan tedavi edilebileceğine tabibin zann-ı galibinin bulunması,

Ø Organ veya dokusu alınan kişinin, bu işlemin yapıldığı esnada ölmüş olması,

Ø Toplumun huzur ve düzeninin bozulmaması bakımından organ veya dokusu alınacak kişinin sağlığında (ölmeden önce) buna izin vermiş olması veya hayatta iken aksine bir beyanı olmamak şartıyla, yakınlarının rızasının sağlanması,

Ø Alınacak organ veya doku karşılığında hiçbir şekilde ücret alınmaması,

Ø Tedavisi yapılacak hastanın da kendisine yapılacak bu nakle razı olması gerekir.”

gbk
*SiyahAkrep*
*SiyahAkrep*
Mesajlar: 2090
Yaş: 44
Kayıt: Sal 05 Şub, 07:48

Okunmamış mesaj gönderen gbk » Cum 04 Nis, 17:14

ORGAN BAĞIŞINA ÇAĞRI

Ülkemizde sadece 2006 yılında 7000 kişi organ nakli için sırada beklerken yaşamını yitirdi. Oysaki aynı yıl içinde tüm Türkiye’de yapılan toplam organ bağışı sayısı sadece 143 idi.

Rakamlara bakıldığında bu konuda çok geride olduğumuz açık. Bu durumda bize düşen en önemli görev, organ bağışı konusunda bireysel olarak üzerimize düşen sorumluluk bilincinin yanında, çevremizi de bu konuda bilinçlendirmektir.

Yapılan araştırmalara göre, organ bekleyenlerin %87’si hastalık başına gelmeden önce organ bağışlamayı düşünmediğini söylemiş. Üzerimize düşen, nakil bekleyen hasta durumuna gelmeden önce sorumluluk alıp, bu konuda yapılan çalışmalara en üst düzeyde destek vermektir.




KAYNAKLAR

1. T.C. Sağlık Bakanlığı, Türkiye Organ Bağışı Araştırması, Veysi PAMUKOĞLU, 19.09.2005

2. T.C. Sağlık Bakanlığı, Organ Bağışı Hayat Kurtarır, Veysi PAMUKOĞLU, 09.11.2004

3. T.C. Sağlık Bakanlığı, 3-9 Kasım Organ Nakli Haftası, Veysi PAMUKOĞLU, 03.11.2004

4. Organ Nakli Koordinatörleri Derneği(www.onkod.org)

5. Organ ve Doku Alınması, Saklanması ve Nakli Hakkında Kanun (Tarihi:29.05.1979, Sayısı:2238, R.G.Tarihi:03.06.1979, R.G. Sayısı:16655)

6. T.C Başbakanlık Diyanet İşleri Başkanlığı, Din İşleri Yüksek Kurulu Kararları, Organ Nakli, 03.03.1980

7. Bilim ve Teknoloji Sağlık için Ne Vaat Ediyor? Gelecek Öngörüleri ve Ulusal Politikalar, Aykut Göker, XI. Tıpta Uzmanlık Eğitimi Kurultayı, 27.11.2005

8. Organ ve Doku Bağışı-Nakli, Dr. Hakan GÜRKAN, T.Ü.Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji A.D.

9. NTVMSNBC.com, Organ Nakli İnternetle Hızlanacak, 13.11.2006

10. Hürriyet, Ucundan Yakalanan Yaşam: Organ Nakli, Dr. Serdar GÜNAYDIN, 03.02.2007


Cevapla

“Araştırma Genel Konular” sayfasına dön