DENİZ ATLARI
DENİZ ATLARI
DENİZ ATLARI
ovovivipari adını verdiğimiz özel bir üreme tipine sahip. Bu üreme
tipinde, yumurtalar dışarı bırakılmıyor ve vücut içerisinde taşınıyor. Bu
nedenle de, yumurtalar açıldığında dışarı çıkan yavrular, sanki anne
tarafından doğuruluyorlarmış gibi görünmelerine karşın, aslında sadece
yumurtalarından çıkıyor. Deniz atlarındaki durum ise, sadece ve sadece,
yumurtaları vücudu içerisinde taşıyan ebeveynin dişi yerine erkek olması.
Yani aslında erkekler doğurmuyor. Bu üreme tipinde, gerçek bir
hamilelik ya da plasenta oluşumu söz konusu olmadığı için (yumurtaların
vücutta bir boşlukta üst üste durduklarını düşünün) de, herhangi bir
fizyolojik sorun olmuyor. Çiftleşme gerçekleştikten sonra, döllenen
yumurtalar, bir tüp yardımıyla dişinin vücudundan erkeğe aktarıyor ve
açılıncaya kadar da erkeğin vücudunda taşıyor.Deniz atları tuhaf canlılar;
örneğin gözleri birbirinden bağımsız hareket ediyor.
ovovivipari adını verdiğimiz özel bir üreme tipine sahip. Bu üreme
tipinde, yumurtalar dışarı bırakılmıyor ve vücut içerisinde taşınıyor. Bu
nedenle de, yumurtalar açıldığında dışarı çıkan yavrular, sanki anne
tarafından doğuruluyorlarmış gibi görünmelerine karşın, aslında sadece
yumurtalarından çıkıyor. Deniz atlarındaki durum ise, sadece ve sadece,
yumurtaları vücudu içerisinde taşıyan ebeveynin dişi yerine erkek olması.
Yani aslında erkekler doğurmuyor. Bu üreme tipinde, gerçek bir
hamilelik ya da plasenta oluşumu söz konusu olmadığı için (yumurtaların
vücutta bir boşlukta üst üste durduklarını düşünün) de, herhangi bir
fizyolojik sorun olmuyor. Çiftleşme gerçekleştikten sonra, döllenen
yumurtalar, bir tüp yardımıyla dişinin vücudundan erkeğe aktarıyor ve
açılıncaya kadar da erkeğin vücudunda taşıyor.Deniz atları tuhaf canlılar;
örneğin gözleri birbirinden bağımsız hareket ediyor.
Denizatı,
yılan iğnesinin de dahil olduğu Syngnathidae familyasından Hippocampus
cinsine ait olan balıklardır. Tüm dünyada ılıman ve tropikal sularda
bulunurlar.
Denizatların boyutları 16 milimetre ile (yakın zamanda keşfedilen
Hippocampus denise 35 santimetre arasında değişen türleri bulunur.
Denizatı ve yılan iğnesi türleri erkek hamileliğinin görüldüğü tek türler
olarak bilinmektedirler.
Denizatı alt vücuttaki arka yüzgeç ve kafada solungaçların yanındaki
göğüs yüzgeçleri ile tam bir balıktır. Bazı deniz atı türleri kısmen
saydaımdır, bu yüzden akvaryumlarda orada olmalarına rağmen
görünmezler ve resimlerde pek sık görülmezler.
Denizatı nüfusu son yıllardaki aşırı avlanma nedeniyle tehlike altına
girmiştir. Denizatı geleneksel Çin şifalı bitki biliminde kullanılmaktadır ve
her yıl 20 milyon denizatı bu amaçla yakalanıp satılmaktadır.
Denizatlarının ihracatı ve ithalatı 15 Mayıs 2004'den beri CITES tarafından
kontrol edilmektedir.
Deniz ejderleri denizatlarının yakın akrabalarıdır fakat daha büyük
vücutları ve yaprak benzeri uzantıları vardır, bu uzantılar sayesinde yüzen
deniz yosunu ve esmer suyosunu yataklarının arasında saklanabilirler.
Deniz ejderleri larvamsı balıklar ve amphipodalarla beslenirler. Mysid
(deniz bitleri) gibi küçük karides benzeri kabuklu hayvanlarla, avlarını
küçük ağızlarına çekerek beslenirler. Bu amphipodaların birçoğu, deniz
ejderlerinin yaşadığı esmer suyosunu ormanlarının gölgesinde büyüyen
kırmızı algle beslenir.
yılan iğnesinin de dahil olduğu Syngnathidae familyasından Hippocampus
cinsine ait olan balıklardır. Tüm dünyada ılıman ve tropikal sularda
bulunurlar.
Denizatların boyutları 16 milimetre ile (yakın zamanda keşfedilen
Hippocampus denise 35 santimetre arasında değişen türleri bulunur.
Denizatı ve yılan iğnesi türleri erkek hamileliğinin görüldüğü tek türler
olarak bilinmektedirler.
Denizatı alt vücuttaki arka yüzgeç ve kafada solungaçların yanındaki
göğüs yüzgeçleri ile tam bir balıktır. Bazı deniz atı türleri kısmen
saydaımdır, bu yüzden akvaryumlarda orada olmalarına rağmen
görünmezler ve resimlerde pek sık görülmezler.
Denizatı nüfusu son yıllardaki aşırı avlanma nedeniyle tehlike altına
girmiştir. Denizatı geleneksel Çin şifalı bitki biliminde kullanılmaktadır ve
her yıl 20 milyon denizatı bu amaçla yakalanıp satılmaktadır.
Denizatlarının ihracatı ve ithalatı 15 Mayıs 2004'den beri CITES tarafından
kontrol edilmektedir.
Deniz ejderleri denizatlarının yakın akrabalarıdır fakat daha büyük
vücutları ve yaprak benzeri uzantıları vardır, bu uzantılar sayesinde yüzen
deniz yosunu ve esmer suyosunu yataklarının arasında saklanabilirler.
Deniz ejderleri larvamsı balıklar ve amphipodalarla beslenirler. Mysid
(deniz bitleri) gibi küçük karides benzeri kabuklu hayvanlarla, avlarını
küçük ağızlarına çekerek beslenirler. Bu amphipodaların birçoğu, deniz
ejderlerinin yaşadığı esmer suyosunu ormanlarının gölgesinde büyüyen
kırmızı algle beslenir.
Su altı dünyasının en sevimli ve dikkat çekici yaratıklarından biri olan
deniz atları, sıcak okyanus kıyılarında rahat saklanabilecekleri yosun,
mercan ya da süngerlerin arasında yaşarlar. Deniz atı ismini ise, gerçek
atlara benzeyen baş kısımlarından alırlar.
Deniz atlarının bu güne kadar 32 çeşidi belirlenmiştir. Sert ve kalın
derileri, düşmanlarına karşı zırh görevi yaparken, aynı anda bir çok yöne
bakabilen gözleri de avları için büyük bir tehlike oluşturur. Çevrelerini
birer projektör gibi tarayan gözler, özellikle karides gibi küçük canlıları
kaçırmaz. Beğenilen yemler, deniz atlarının uzun çeneleri yardımıyla
emilerek mideye indirilir.
Erkek deniz atları, dişi kangurularda görmeye alıştığımız türden bir keseye
sahiptir. Çiftleşme zamanı geldiğinde, dişi deniz atı bu keseye 1500
civarında yumurta bırakır. Yumurtalar, 6 hafta boyunca kesede kalır. Dişi
deniz atı, yumurtalar çıkana kadar eşini ziyarete gelir ve ona devrettiği
görevi iyi yapıp yapmadığını kontrol eder. Bu arada da sık sık renk
değiştirir ve birbirinin etrafında dolaşarak selamlaşırlar.
Gelişmelerini erkek deniz atının kesesi içinde tamamlayan yavrular, o
rahat yuvalarından pek çıkmak istemedikleri için, zamanı geldiğinde
babaları tarafından biraz sert yolla da olsa kapı dışarı edilirler. Erkek deniz
atı, bunun için kesesini bir kayaya çarptırarak onları okyanus sularına
bırakır.
Karınlarını avlanarak doyurmak zorunda olan bütün hayvanlar için geçerli
olan çevreye uyum sağlayarak kendini saklama kuralı, deniz atları için de
geçerlidir. Bu da renk değiştirmek suretiyle olur. Deniz atlarının bir çok
türünde görülen bu değişimdeki ana renkler genellikle bej, kahverengi ve
gridir. Ama deniz atları için diğer renklere girmek de zor değildir. Parlak
renkli ortamlarda beyaz, kırmızı, sarı, parlak turuncu ve mor renge
dönüşebilen deniz atları, bu özellikleri ile karaların bukalemunlarına
benzetilebilir.
Eğer bizim denizlerimizde de yaşayan deniz atlarından birine rastlayacak
olursanız, o küçücük vücutlarında bu kadar marifet bulunduğunu göz ardı
etmeyin sakın. Çünkü küçük görülen şeyler, bazen sanat yönüyle en
büyük görünenlerden de büyüktür.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 16 Cevaplar
- 8595 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ahmet
Cum 08 Kas, 18:24