DENİZ KAPLUMBAĞALARI

Kategoriler Dışındaki Genel Konularla İlgili Araştırma Yazıları.
Sun's GirL

DENİZ KAPLUMBAĞALARI

Okunmamış mesaj gönderen Sun's GirL » Pzr 25 Kas, 18:34

Resim



DENİZ KAPLUMBAĞALARI

Denizkaplumbağaları yaklaşık 95 milyon yıldan beri dünyamızda

yaşamaktadırlar. Ataları, yıllar önce, dinazorların yaşadığı devirde deniz

ortamına geçmiş dev kara kaplumbağalarıdır. İlk deniz kaplumbağaları

bugünkülere pek benzemiyorlardı. Değişimleri milyonlarca yıl sürmüş ve

ayakları yüzgeç şekline dönüşmüş, ağır ve kocaman gövdeleri yassılarak

daha hafif ve su y a ş a m ı n a elverişli bir biçim almıştır. Dinazorlar ve

dev kara kaplumbağaları tamamen yok olmuşlardır; bugün ancak

müzelerde fosillerini görebilmekteyiz. Fakat denizkaplumbağaları nasıl

olduysa yaşamlarını sürdürebilmişlerdir. Bunların yedi değişik türü,

dünyamızı çevreleyen sıcak ve ılıman okyanuslarda hâlâ yüzmektedirler.

Dişilerin karaya çıkarak yuva yapıp yumurtladıkları kısa devreler dışında,

bütün hayatlarını suda geçirirler. Denizkaplumbağaları denizi balıklarla,

balinalarla, diğer deniz yaratıklarıyla ve bizlerle paylaşırlar. Ülkemiz

sularında bu türlerden sadece iki tanesi yaşar:

Sini Kaplumbağası (Caretta caretta) ve Yeşil Kaplumbağa (Chelonia

mydas).




YEŞİL KAPLUMBAĞA (Chelonia mydas) (LINNAEUS, 1758)


Türkçe ismi yeşil kaplumbağadır. Dişileri karaya çıkarak yuva yapıp

yumurtladıkları kısa devreler dışında bütün hayatları denizde/suda geçer.

Deri altında kemik plaklardan oluşmuş kabuk vardır. Üyeleri dört tane ve

yüzgeç halini almıştır. Baş gövdeye göre küçüktür ve başta plaklar vardır.

Diğer deniz kaplumbağaları gibi başını ve yüzgeçlerini kabuk içine

çekemez. Ön yüzgeçler arka yüzgeçlere göre büyüktür. Boyu yaklaşık 1

metre, ağırlığı 150kg Ya kadar çıkabilir. Deniz otlarıyla beslenir.

Üreme mevsimi Mayıs-Ekim ayları arasındadır. Yumurta bırakma yeri

yumurtadan çıktıkları kumsaldır. Bu kumsalı nasıl buldukları ise hala

anlaşılamamıştır. Kristof Kolomb Yeni Dünyayı keşfettiği zaman

Karaib Denizi;nde milyonlarca denizkaplumbağası bulunuyordu. Kolomb ve

onu onu takip eden diğer kâşifler, tüccarlar, sömürgeciler ve korsanlar

özellikle bir tür denizkaplumbağasının etinin lezzetli olduğunun farkına

vardılar. Bu kaplumbağa tamamen kahverengi olup, boyu 1 metreye,

ağırlığı ise 136 kilograma kadar ulaşabiliyor ve kıyıya yakın sığ sularda

yetişen deniz otlarıyla besleniyordu. Denizciler bu uysal hayvanı kolayca

avlayabiliyorlardı. Onu, kabuğunun üzerine sırt üstü devirip savunmasız

hale getirdikten sonra yüzgeçlerini bağlayıp taze ete ihtiyaçları olduğu

zaman öldürmek üzere gemilerine götürüyorlardı. Bu kaplumbağa,

vücudundaki yağın rengi yediği ottan dolayı yeşil olduğundan ;yeşil

kaplumbağa; diye isimlendirilmiştir. Otla beslenen tek denizkaplumbağası

türüdür. Yüzyıllar sonra günümüzde de yeşil kaplumbağalar hâlâ avlanıp,

öldürülmekte ve sayıları gün geçtikçe azalmaktadır.




SİNİ KAPLUMBAĞASI (Caretta caretta)

Sini kaplumbağası yeşilden biraz daha ufaktır. Ağırlığı 135-180 kilogram

arasında değişer. Yengeç ve başka deniz hayvanlarıyla beslenir. Bu

kaplumbağa mercan yuvaları ve kayaların yakınında avlanır. Büyük ve

kalın kafası, geniş ve kısa boynuyla kolayca tanınabilir. Diğer

denizkaplumbağaları gibi, bu da kara kaplumbağalarının tersine başını

kabuğunun içine çekemez. Kabuğu bir zırh gibi olmakla beraber, başı ve

yüzgeçleri korumasızdır. Bazı köpekbalıkları ve katil balinalar açıkta kalan

bu kısımlara saldırabilirler. Fakat sini kaplumbağası iri ve hızlı olduğundan

doğal düşmanı çok azdır.




YEŞİL KAPLUMBAĞA YUMURTLUYOR

Dişi yeşil kaplumbağa, her zaman yuvasını yaptığı kumsala tek başına

çıktı. Bir süre önce yakın sularda bir erkek yeşil kaplumbağa ile

çiftleşmişti. Artık yumurtlama zamanı gelmişti. Bir yumurtlama

mevsiminde üç veya dört kere yumurtlayabilir. Suda ne kadar hızlı ve

ortama uyumluysa, karada da tam tersine o kadar yavaş, hantal ve

savunmasızdır. Dişi kendisini denizden dışarı zorlukla çekti ve kumsalda

gelgit sularının erişemeyeceği kadar ilerledi. Yüzgeçleriyle vücuduna göre

bir yuva kazdı. Yuvaya yerleşip arka yüzgeçlerini kürek gibi kullanarak

şişe şeklinde bir delik kazdı. Sonra bu deliğe pingpong topuna benzer,

beyaz ve kaplı görünümü veren yaklaşık yüz adet yumurta bıraktı.

Kaplumbağa, yumurtlaması bittikten sonra yuvayı kumla örtecek ve

arkasında traktör izine benzeyen bir iz bırakarak ağır ağır denize

dönecektir. Ne yazık ki anne kaplumbağa yumurtalarını ne kadar çok

tehlikenin beklediğinden habersiz. Çoğu kez insanlar, yumurtaları

meraktan veya yemek için topluyor. Ayrıca köpek, tilki veya kum yengeci

yumurtaları yemeye çok meraklı. Bu yüzden kaplumbağaların ürediği

kumsallar mutlak koruma altına alınmalıdır.




YUMURTADAN ÇIKAN YAVRULAR

Kumsala varan güneş ışınları kuma gömülü kaplumbağa yumurtalarını

ısıtır. Yumurtalar yuvanın içinde gelişir ve iki ay sonra çatlamaya hazır

hale gelirler. Yavrular burunlarının ucundaki sivri kısım ile yumurta

kabuklarını delmeye başlarlar. Bu özel sivri kısım yumurtadan çıkınca

kaybolur. Yavrular kabukları çatlatarak kırarlar. Hepsinin yumurtadan

hemen hemen aynı zamanda çıkmaları gereklidir. Çünkü yuvadan kaçış

işlemini elbirliğiyle yapmak zorundadırlar. Yavru kaplumbağalar başlarının

üzerindeki kumu kazmaya başlarlar. Kum, boş kabuklarının üstüne

düşerek çukurun içinde yükselmelerine olanak sağlayan basamaklar

oluşturur. Birkaç gün içinde yuvanın tavanına varırlar. Derken bir gece

veya bir sabah erken saatlerde kumsalda koyu renkli küçük kafalar ve

yüzgeçler belirir. Beş santimetrelik yavrular sürünerek denize doğru yol

alırlar.




DENİZE DOĞRU YARIŞ

Kaplumbağa yavruları deniz yönünü denizin pırıltısından hissederler.

Suyun üzerindeki parlaklık onları çeker. Yuvadan çıkıp sel gibi akarak

denize doğru yarışlarına başlarlar. Hayat dolu ama savunmasız yavrular,

kumsal boyunca beceriksizce çabalayıp dururlar. Bunların da anneleri gibi

denize varabilmeleri için etrafın tamamen karanlık olması gereklidir. Işık

yanan bir ev, araba, sokak lambası varsa yavrular ışığa doğru ilerler ve

sonunda hepsi ölürler. Yavruların gece çıkmalarının asıl sebebi ise kızgın

güneşten korunmak içindir. Gündüz çıkacak olsalar güneşin kavurucu

sıcaklığı onları derhal kurutup öldürecektir.

Yumurtadan çıkan yavruların kabukları yumaşaktır ve kendilerini koruma

nitelikleri çok az olduğundan pek çok doğal düşmana yem olur: Yengeç

orduları onları yakalar veya deniz kuşları toplanıp, küçük kaplumbağaları

keskin gagalarıyla yakalayıp kendilerine ziyafet çekerler. Yavrulardan çok

azı denize varabilir ve bunların çoğu balıklara yem olur. Yavrulardan

ancak bir, iki tanesi hayatta kalır. Yaşamlarının ilk yılını nerede geçirdikleri

doğanın çok sayıdaki sırlarından biridir. Örneğin yeşil kaplumbağalar bir

yaşına gelip kıyılardaki sığ sularda beslenmeye başlayana kadar hiç

ortalıkta görünmezler. Bir yaşındaki yavrular bir yemek tabağı

büyüklüğündedirler.




HAYATI DENİZDE GEÇEN BİR CANLI NİÇİN KARAYA ÇIKSIN?

Denizde yaşayıp, beslenen kaplumbağa karaya bir tek amaç için çıkar;

soy devamını sağlamak. Yüzlerce kilometreyi ve büyük tehlikeleri aşarak

karaya çıkan deniz kaplumbağaları yuvalamak için kendisine uygun kum

arar. Kumu bulunca yuva yapmaya başlar. Önce, ön ve arka yüzgeçlerini

ritmik bir şekilde kullanarak geniş bir çukur oluşturur. Bu geniş çukur içine

arka yüzgeçlerini kullanarak 30-40cm çapında 60-70cm derinlikte bir

çukur açar. Arka yüzgeçlerini kullanarak kumu pençe hareketi ile dışarı

atar, çukur oluştuktan sonra çukur ağzına, saracak şekilde, arka

yüzgeçlerini yerleştirir. Böylece çukura kumun dÖkülmesine engel teşkil

etmiş olur. Bundan sonra çukura yumurtalarını bırakır. Yumurtalar ping-

pong topu büyüklüğündedir. Yumurta bırakma işi bitince arka yüzgeçlerini

kullanarak çukuru kapatır. Açmış olduğu geniş alanı, burayı terk ederken,

arka ve ön yüzgeçleri kullanarak kumla kapatmaya çalışır. Bu şekilde

yavruların gelişimi yumurta içinde güvenle olur. Artık kaplumbağa yorgun

argın denize doğru yol alır. Kum güneş ışınları ile ısınır ve altındaki

yumurtaları ısıtır. Bu şekilde yavruların gelişimi yaklaşık olarak 45-60 gün

sürmektedir. Yavrular gece veya sabaha doğru yumurtadan çıkar.

Yavrular suyun üzerindeki ışık yansımalarını görerek denize doğru

yönlenirler. Suya varmaları normal koşullar altında 10-15 dakika sürer.

Ancak sahilin kirli oluşu, yengeçlerin, tilkilerin, köpeklerin, deniz kuşlarının

bulunması halinde bu süre işlemeyebilir. Ya ölürler ya da yem olurlar.

Denize girdikleri zaman da büyük balıkların saldırısına uğrarlar.




DENİZ KAPLUMBAĞALARI NERELERDE YUMURTLAR?

Denizkaplumbağaları dünya çevresindeki geniş, ılıman kuşak içinde

yaşarlar. Akdenizde olduğu gibi Pasifik ve Atlantik okyanuslarında

yaşayan kaplumbağa topluluklarının sayıları da her geçen gün

azalmaktadır. Denizkaplumbağalarının başka bir özelliği büyüdükleri

zaman yumurta bırakmak için doğdukları kumsallara geri dönmeleridir. Bu

kaplumbağaların yumartlamak için binlerce kilometre yüzdükten sonra

doğdukları yeri nasıl buldukları bilim adamlarınca halen tam

anlaşılamamıştır. Akdenizdeki denizkaplumbağalarının bir kısmının da

sadece Akdenizde yaşadığı ve kışladığı sanılmaktadır. Kaplumbağaların bu

göç hareketleri markalama, yani üzerlerine konan özel işaretler ile

ancak izlenebilmektedir.





KAPLUMBAĞALARMI ? KAPLUMBAĞA ÜRÜNLERİ Mİ? TERCİHİNİZ NEDİR?

Denizkaplumbağaları dünyamızdan hızla yok olmakta. Oysa yok olan bir

hayvan türü bir daha hiçbir zaman geri gelmeyecektir. Yok olma

sebeplerinden biri de insanların kaplumbağaları çeşitli amaçlarla

avlamasından ileri gelmekte. Bazı kaplumbağaların kabuğundan

taraklar, gözlük çerçeveleri, düğme vb. yapılmakta. Çok pahalı olan

bu maddeleri artık insanların satması da alması da doğru değildir. Bazı

kaplumbağaların derisinden çanta ve pabuç yapılmakta. Bazılarından ise

çorba... Kimi yörelerde kaplumbağa kanının bazı hastalıklara iyi geldiği

inancı yaygınsa da bunun doğru olmadığı artık anlaşılmıştır. Unutmayın, siz

veya çevrenizdekiler yukarıda saydıklarımızı kullanıyorsanız, bu ender

hayvanın yok olmasına sebep oluyorsunuz demektir.




KAPLUMBAĞA AVI

Çok eskiden beri kıyılarda yaşayanlar, ailelerinin beslenmesine katkıda

bulunmak için denizkaplumbağalarını avlamışlardr. Bazen tek bir balıkçı bir

kaplumbağayı besin olarak kullanmak amacıyla zıpkınlamış; bazen de

grup halindeki balıkçılar, soluk almak için su yüzüne çıkan kaplumbağları

ağlarla yakalayıp yemek üzere köylerine götürmüştür. Yıllar boyunca

denizkaplumbağalarının bol olduğu zamanlarda bu tip avlanmaların

kaplumbağa sayısını çok az etkilediği zannediliyordu. Fakat

denizkaplumbağasına istek giderek arttı. Ya kaplumbağa avlayıp satarak

ya da kaplumbağadan yapılmış ürünler satılarak para kazanılıyordu.

Denizkaplumbağası avlamak kazançlı bir iş haline gelmişti. Böylece avcılar

kaplumbağaları kimi zaman denizde, kimi zaman da yumurtlamaya

çıktıklarında daha yumurtalarını bırakamadan yüzlercesine yakalamaya

başladılar. Kaplumbağalar giderek azaldılar ve hemen hemen yok oldular.

Ülkemizde yasalar bütün denizkaplumbağalarını koruma altına almış ve

kaplumbağa ürünlerinin ticaretini yasaklamıştır. Yine de bu yasaklara

uymayan kişiler halen aramızda bulunmaktadır.





TROLCÜLER VE KAPLUMBAĞALAR

Dünyanın her yerinde ticari balıkçı tekneleri denizlerden yiyecek sağlar.

Bu teknelerin bazıları kıyı sularında dolaşıp deniz dibini TROL denen büyük

ağlarla tarayarak avlanırlar. Deniz dibini tarayarak yapılan bu tarz

balıkçılık, balık, karides, mercan yuvalarına çok zarar verdiği gibi, ne

yazık ki çoğu zaman Caretta Caretta cinsi kaplumbağalar da tesadüfen bu

ağlara yakalanmaktadır. Örneğin, birçok kaplumbağa, karides trolcülerin

büyük huni şeklinde ağlarına yakalanıp, karideslerle beraber ağın içinde

sürükleniyorlar ve su yüzeyine çıkıp nefes alamadıkları için de boğulup

ölüyor. Böylece az sayıda kalan denizkaplumbağaları daha da azalıyor. Bu

soruna bir çözüm yolu bulunması gerekmekte. Amerika Birleşik

Devletlerinin güneydoğu kıyılarındaki karides balıkçıları bu konuda

yardımcı olmakta ve sadece karidesi içine alıp, kaplumbağanın

giremeyeceği şekilde yapılmış yeni ağlar yapmaktadırlar.





YUMURTLAYACAK YERİ YOK!

Bir denizkaplumbağası Türkiyenin güney sahillerinin cennet köşelerinden

biri olan Side kıyılarında bir kumsala sürünerek çıkar, şaşırır. Bir de ne

görür? Kumsalın büyük bir kısmını apartman ve oteller işgal etmiş. Geri

kalan dar kumsal şeridinde ise insan kalabalığı vardır. Kaplumbağa tekrar

denize açılıp gece geri döner. Bu sefer pencerelerdeki yüzlerce ışık ortalığı

aydınlattığından kumsal pırıl pırıldır. Kumsalın bazı yerleri ise beton

rıhtımlarla çevrelenmiş ve yükselmiş. Kaplumbağaya artık yumurtlayacak

yer kalmamıştır. Kıyının başka bir yerinde başka bir kaplumbağa boş

kalmış ufak ber kumsal şeridine çıkıp yumurtlar. Yavrular yumurtalardan

çıkma günü gelince ışıklara doğru sürünürler. Fakat vardıkları yer deniz

değil, yakındaki bir yolun sokak lambalarının ışığıdır. Ertesi gün yakıcı

güneşin altında hepsi ölecektir. Bir zamanlar denizkaplumbağalarının

güvence içinde yumurtlamalarına uygun yüzlerce kilometre uzunluğunda

kıyılar vardı. Bugün artık her şey değişti.


*Doğal Hayatı Koruma Derneği'nin "Bütün Yönleriyle Denizkaplumbağaları" adlı yayınından alınmıştır.*





AKDENİZ KAMLUMBAĞALARI CARETTA CARETTA'LAR

Akdeniz kaplumbağaları, 200 milyon yıldan bu yana nesillerini sürdürmeyi

başaran dünyadaki en eski canlı türü.

Dünyadaki 7 tür deniz kaplumbağasından 2 türü Akdeniz'de yaşam

mücadelesi veriyor.

Bunlar hepimizce yakından tanınan caretta caretta ve chelonia mydas türü

deniz kaplumbağaları. Akdeniz'in mavi sularında yaşam mücadelesi veren

caretta caretta ve chelonia mydas türü deniz kaplumbağaları binlerce

kilometrelik Akdeniz'de nesillerinin tükenmemesi için yumurtlayacak

sahillerin önemli bölümünü Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde buluyorlar.

Bugüne kadar yapılmış olan çalışmalar, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti

sahillerinin özellikle koruma altına alınan deniz kaplumbağaları bakımından

Akdeniz'de önemli yumurtlama alanlarına sahip olduğunu ortaya koyuyor.

Bu çalışmaların süreklilik kazanması ve her yıl yapılması KKTCnin

tanıtılması ve turizm açısından büyük önem taşıyor. Hazırlanan broşür ve

çıkartmalar kumsalları ziyaret eden yerli ve yabancı turistlere dağıtılıyor.

Dünyada "nesli tükenme tehlikesi" altında olan caretta caretta ve chelonia

mydas türü deniz kaplumbağalarının KKTC kumsallarına gelerek

yumurtalarını bırakmakta olmaları KKTC sahillerinin çok temiz ve halen

bakir olduğunun en güzel göstergesi. Alagadi, Karpaz, Altınkum ve Kuzey

Karpaz sahilleri olmak üzere toplam 4 alanda yumurtlama alanları mevcut.

Alagadi bölgesi "Özel Çevre Koruma Bölgesi" olarak ilan edilip

projelendirildi. Bu çerçevede Karpaz sahillerinde de özel koruma alanları

çalışmaları yürütülüyor.

200 milyon yıllık bir canlı Deniz kaplumbağaları için neden bu kadar

korunma uğraşı veriliyor? Diye bir soru akla gelebilir. Yapılan bilimsel

araştırmalarda elde edilen sonuçlar bu sorunun yanıtını fazlasıyla veriyor:


"Yaklaşık 100-200 milyon yıldan beri nesillerini devam ettirebilen

deniz kaplumbağaları, hızla gelişen sanayileşme ve insan aktiviteleri

sonucunda hızla kirlenen dünyamızda günümüzde nesillerini devam

ettirebilmek için büyük mücadele veriyorlar. Bu büyük mücadeleye

rağmen başta caretta caretta ve chelonia mydas olmak üzere 7 tür deniz

kaplumbağasının nesilleri hızla yok olmaya doğru gitmektedir. Denize

kıyısı olan tüm dünya ülkelerinde 1979 yılında bir stok sayımı yapıldı. Stok

sayımı sonuçları 1979 yılında Wasington'da yapılan Dünya Deniz

Kaplumbağalarını Koruma Konferansı'nda açıklandı. Buna göre dünyada

100-200.000 ergin caretta caretta dişisi kaldığı rapor edilmiştir. Bu azalma

karada ve denizde çok fazla olan predatörleri, deniz kirliliği ve

insanoğlunun bilinçli ve bilinçsizce yaptığı tahribattan kaynaklanmaktadır.

Tüm Akdeniz'de yılda 300-400 adet dişi chelonia mydas ve 2000 adet dişi

caretta carettanın yumurtladığı bilinmektedir. 3 bin 171 yuva Kuzey Kıbrıs

Türk Cumhuriyeti sahillerinde 1992-1996 yılları çalışmalarda şu sonuçlar

elde edildi:1992 yılında 65 kumsalda 200 yuva; 1993 yılında 68 kumsalda

571 yuva; 1994 yılında 77 kumsalda 980 yuva1995 yılında 876 yuva; 1996

yılında 544 yuva. Sadece yuvalar hesaplanacak olursa, deniz

kaplumbağalarının 1992-1996'yı kapsayan 5 yılda KKTC kumsallarına

toplam 3 bin 171 yuva yaptığı ortaya çıkar.

Bu verilere göre tüm Akdeniz'de yaşadığı kabul edilen chelonia mydas türü

deniz kaplumbağalarının yaklaşık yüzde 25'in, caretta caretta türü deniz

kaplumbağalarının ise yaklaşık yüzde 10'u yumurta bırakmak için Kuzey

Kıbrıs Türk Cumhuriyeti sahillerini seçiyor.

Bu gerçeğin bilincinde olan (Marine Turtle Conservation Project) Deniz

Kaplumbağalarını Koruma Projesi gönüllüleri, 1992 yılından beri, Kuzey

Kıbrısta Kuzey Kıbrıs Kaplumbağaları Koruma Derneği (KKKKD) ile işbirliği

halinde çalışıyorlar. İngilteredeki çeşitli üniversitelerde okuyan İngiliz ve

yabancı uyruklu öğrencileri yanında Türkiyeli ve Kıbrıslı öğrencilerin

oluşturduğu grup, bu yıl yine merkezleri durumundaki Alagadide deniz

kamplumbağalarının korunması yönünde çok yoğun ve özverili bir çalışma

yürüttüler. Çeşitli ülkelerden gelip tek bir amaç için Kuzey Kıbrısta

buluşan gönüllü gençler, tam anlamıyla deniz kaplumbağalarını koruma

melekleri gibi çalıştılar. Alagadi de bu çalışmalar sürerken Çevre Koruma

Dairesi de Karpaz kumsallarına çıkan kaplumbağaların korunması yönünde

çalışmalarını yürütüyor. Uluslararası açıdan Kuzey Kıbrıs Türk

Cumhuriyeti nin yüzakı durumundaki deniz kaplumbağalarını koruma

çalışmaları her yıl çok daha iyi düzeye çıkarılıyor. Dünyanın uyguladığı

abmargolara rağmen Kuzey Kıbrıs a gelerek gönüllü kaplumbağaları

koruma meleği gibi çalışan onlarca ülke gencine olanaklar sağlanıyor.

Dünyanın ortak malı olan değerler yaşatılıyor.




Kullanıcı avatarı
akrepstyl
*SiyahAkrep*
*SiyahAkrep*
Mesajlar: 715
Yaş: 38
Kayıt: Çrş 22 Ağu, 02:07

Okunmamış mesaj gönderen akrepstyl » Pzr 25 Kas, 18:50

konu için sağolasın güneşin kızı : )
Hayat Benim İstediğime Rol;İstediğime Yol Veririm

Cevapla
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“Araştırma Genel Konular” sayfasına dön