Akrepliğin Özü (Temel Kaynakları)

akrep burcunda yenilenme, akrepte dönüşüm, akrebin gözleri, akrebin gizemi, akrep ve manipülasyon, akrep kıskanç mı, kin

Akrep Burcu (Scorpio) 24 Ekim - 22 Kasım 2019 Yılı Değerlendirmeleri
Kullanıcı avatarı
EffEndY
*SiyahAkrep*
*SiyahAkrep*
Mesajlar: 947
Yaş: 40
Kayıt: Pzr 07 May, 21:44

Akrepliğin Özü (Temel Kaynakları)

Okunmamış mesaj gönderen EffEndY » Pzr 01 Nis, 08:01

Akreplik nedir, ne değildir; aşağıda az ama öz olarak anlatılmış. Başka bir kaynağa ihtiyacınız olmayacak.

Aslında Akrep, Kartalın tırtılıdır. Tırtıldan Kartala dönüşmesi efsanevi bir süreçtir. Kuyruğunda taşıdığı zehri seruma dönüştürmeyi başardığında mucize gerçekleşir. O yanıp, küllerinden yeniden doğan "Zümrüd-ü Anka Kuşu”dur artık. Akrep insanlığın HABİL kutbundan, KABİL kutbuna uzanan ekseninde yer alır.

Ölüm insanoğlunun en büyük varoluşsal kaygısıdır. Ölüm bir sınır durumudur ve insanın kişisel ölümüyle yüzleşmesi veya yakınlarının ölümüne tanık olması yaşam biçimini yeniden gözden geçirmesini ve daha anlamlı kılmasını sağlar. Ölüm yaşamın ertelenemeyeceğine dair en güçlü katalizördür. Ciddi hastalıklar da insanı ölümle yüzleştiren önemli bir etkendir. İnsanoğlu ölüm korkusuyla başa çıkabilmek için İnkar, Bastırma, Saldırganlık, Kontrol, Özel Olduğuna İnanma ve Sihirli Kurtarıcı gibi çeşitli savunma mekanizmaları geliştirir. Bu durum nevrotik bir hal aldığında kişi yaşamayı reddederek ölümden kurtulmaya çalışır. Otto Rank nevrotik bireyi "borcu(ölüm) ödemekten kaçınmak için krediyi(hayatı) almayı reddeden” olarak tanımlar. Rank, Manilius’un "Doğar doğmaz ölmeye başlıyoruz” görüşüne de katılarak, annenin dölyatağında doğumu bekleyen dölütün güven içinde ve rahat olduğunu, doğum sırasında bedensel olarak anneden ayrılıp kopmanın ve solunum güçlüğünün temel ölüm kaygı ve korkusunu oluşturduğunu ileri sürmüştür. Peki, Akrep bu süreçte nasıl işler? Akrep, Eros ve Thanatos’la birlikte parmak uçlarında dans eder. Zevkten ölmeye dünden hazırdır, ama en ufak bir acı onu hayata döndürür. Kendini sürekli bir var eder bir yok eder. Kontrol ve saldırganlık mekanizmalarını sürekli devrede tutarak ölüme meydan okur. Acizliğe hiç tahammülü yoktur. Yöneticisi Pluto Yeraltı (ölüm) Tanrısı Hades'tir. Ölüm yalnızca onun tekelindedir, öldürme lutfunu Tanrıya bile bağışlamaz. (Ateş çemberine alınan Akrep teslim olmaktansa tüm zehrini kendine akıtarak intihar eder). İntihar, ölüme karşı bir tür egemenliktir. Çünkü Akrep korkunç bir mekanizmanın onu yutmasını beklemek yerine kaderi üzerinde aktif kontrol sağlamayı yeğler. Akrep bir "TANRI" olmadığını, "ÖLÜMLÜ BİR FANİ” olduğunu ancak "ACİZ” kaldığında öğrenir. Ölümün, danışmanlığını üstlenmesine izin verdiğinde ise "YENİDEN DOĞAR”.

Dönüşüm (Yıkmak-Yeniden Yapmak): Dönüşüm doğada mevsimler, insan bedeninde de sürekli biten ve yeniden başlayan döngülerle karakterize olur. Vücudumuzdaki tüm atom sayısının % 98’i her yıl değişmektedir. Derimiz 5 haftada yenilenir. Görünüşte çok katı ve sert olan iskelet bile her üç ayda bir tamamen yenilenir. Mide zarındaki tipik bir hücre sadece birkaç gün yaşar. Alyuvarların ömrü 2-3 aydır. Karaciğer hücrelerinin yenilenmesi birkaç yıl sürer. Sadece Kalp ve Beyin hücreleri yenilenmez (şu anki bulgulara göre). Akrep yaşamın sonsuz bir çizgi değil sonsuz bir spiral olduğuna, Başlangıç ve Sonun sürekli iç içe devindiğine inanır. Çürüyen, bozulan ne varsa söküp atar yerine yenisini yaratır. Dönüşüm(Transformasyon) ve Başkalaşım(Metamorfoz) onun temel içgüdüsüdür ve önünde duran her şeyi silip süpürecek güçtedir. Bu aynı zamanda Simyanın son safhasıdır. Önce saflaştırılıp(Başak) sonra birleştirilen(Terazi) maden(ruh-beden) en sonunda simyacıların "Siyah Altın” dedikleri(Akrep) cevhere dönüşür.

Güç ve İktidar Tutkusu: En manyakça tutkusudur. Akrep'in olduğu her yerde (olmadığı hiçbir yer yoktur) güç savaşları yaşanır. Irvin Yalom "İnsan güce ulaştığı derecede ölüm korkusu hafifler ve özel oluşuna dair İnancı güçlenir" der. Bunun astrolojik tercümesi Akrep sürecidir. İktidarsızlık Akrep için ölüm anlamına geldiğinden sürekli iktidar peşinde koşar. Bir Örümcek gibi durmadan ağ örer. Ağa takılan zavallı kurbanıyla oynamaktan haz duyar. Ama ipin bir ucu da kendisindedir. En ufak bir gevşemede avının azat olacağını bildiğinden ipin ucunu kaçırmaktan ödü kopar. Kendi gücüne tutsak olur, avıyla birlikte kapana kısılır kalır. Kaderi güç ve acizlik deneyimlerinin bir toplamıdır.

Melek mi - Şeytan mı?: Bu, insanoğlunun en önemli ikilemlerinden biridir, ama genellikle Melek baş tacı edilirken, Şeytan kapı dışarı edilir. Onu kimse sahiplenmek istemez, bu yüzden de o herkesi sahiplenir. Şeytan tüm kötülüklerin bilinen adresidir. C.Jung’un bu konuya yaklaşımı tam isabet; "Kötülüğün insanın, kendi seçimi olmadığı halde, doğasında daima yaşadığı gerçeğini idrak edersek, psikolojik dünyamızda kötülük iyinin eşit ve zıt partneri olarak yerini alır.” Akrep'ler ya da yoğun Akrep etkisi olanlar çoğunlukla içlerindeki şeytanı bastırıp, melek maskesi takarak masumca ortalıkta dolanırlar, ta ki kuyruklarına basılana dek. Zehirli iğnesi kuyruk ucundan damarınıza bodoslama girdiğinde canınız fena yanar, ama Akrep'in gerçek yüzüyle de tanışmış olursunuz. Aslında siz bu yüzü bir yerden tanıyorsunuzdur, o biraz size de benzemiyor mu? Hani korkup kapıyı yüzüne çarptığınız yabancı vardı ya! Hatırladınız değil mi? Oturup halleşin o zaman. Kaçmakla kurtulamazsınız.

Kuşku, Gizlilik (Dedektif Ruhu): Akrep'in dünyası gizli saklı ve şifrelidir. Ketumdur. Kendini kolay açığa vermez fakat başkalarına ait gizli kapaklı ne varsa bir dedektif gibi ortaya çıkarmakta üstüne yoktur. Sır olan, Tabu olan her şeyi hallaç pamuğu gibi atmaya bayılır. Görünenin ötesini keşfetme dürtüsü onu Faust yapar. Stratejisi iç gözlem, delip geçme ve sağlıklı şüphedir. Fakat sıkça yaşadığı doz aşımı onu normal olandan anormal olana doğru hızla savurur. Merak nasıl kediyi(İkizler'i) öldürürse, kuşku da Akrep'i öldürür. (Kedi dokuz canlıysa, Akrep kırk canlıdır.) Kuşku onu yetenekli bir dedektif yapabileceği gibi tehlikeli bir casus ya da aşk katili yapabilir.

İçimizdeki Şifacı-Büyücü-Vampir: Akrep muazzam bir ruh gücü taşır. Bu gücün olumlu yüzü şifacıdır. Psikanalist ve Cerrah olarak eşi benzeri yoktur. Şefkat yerine neşteri tercih eder. Keser, deşer, oyar. Acı reçeteden yana katı bir tedavicidir. Olumsuz yüzü ise Büyücü(Manipülatör) ve uç noktada kan içici Vampirdir. Kurbanını kendine bağımlı kılmak, kullanmak hatta yok etmek stratejisi izler. Steven&Jodie Forrest, düşük yolu takip eden Akrep'i çok güzel tanımlıyor: “Yalnız kendisine zarar vermekle kalmaz, gölgelerin pençesindeki insanları anlamsızca "kendileriyle yüzleşmeye” zorlayarak, acı psikolojik gerçeklerle ilgilenmelerinde ısrar ederek onları da sokmaya başlar. Pandora’nın kutusu açılır, ama kimse kutunun nasıl kapanacağını veya serbest kalan iblislerle ne yapması gerektiğini bilmez.” İnsanlarda bastırıcı mekanizmanın bulunmasının bir anlamı vardır. Bu mekanizma bilinçsizce kullanıldığında bilinç, büyük bir tehlikeyle karşı karşıya kalır. Akrep'te bastırma mekanizması kusurlu çalıştığından başkalarına zarar verme potansiyeli çok yüksektir. Kaş yapayım derken göz çıkarabilir. Kuyruğundaki zehri seruma dönüştürmeden insanları tedavi etmeyi başaramaz.

Takıntı ve Saplantılar: Pluto, insan ruhunun en derin katmanına nüfuz ettiğinden en büyük takıntı ve saplantıları temsil eder. Tıp Literatüründe yer alan "Kazanova ve Don Juan Sendromu"nu biraz açalım. Kazanova duyguları bir yana bırakan cinsel eylem meraklısı bir erkektir. Kafasını çalıştırdığı tek konu avını nasıl elde edeceğidir. Ahlak kuralı, toplum normu, ayıp, günah gibi etik ve moral değerlere kafa yormaz. Onun kafasındaki tek düşünce; "Hiçbir Kadın masum değildir ve onun içindeki şeytanı dışarı çıkarmalıyım” saplantısıdır. Burada Pluto’ya Mars-Merkür açıları da destek verir. Don Juan ise, Kazanova gibi cinselliğe direkt değil dolaylı yollarla yanaşır. Venüs ve Neptün işin içine girince Akrep teması yumuşar. Duygusal ve Romantiktir. İkisinin de çapkınlık maskesinin ardında ciddi iktidarsızlık problemi veya anneyle (kaos-bilinçaltı) çözülmemiş sorunları vardır. Kadındaki vahim tablo ise "Femme Fatale"(ölüm getiren, felaket getiren kadın) - “La belle dame sans merci”(Acımasız güzel kadın) - Tarantula(zehirli örümcek-kara dul) şeklinde baştan çıkarıcı, ayartıcı modellerdir. Erkekteki cinsel fetih takıntısının da Kadındaki Fahişelik saplantısının da görünenin ötesindeki klinik tablosu ölüm korkusuna dayanabilir, çünkü aşırı cinsel ölümden bir tür kaçış şeklidir. (Yükselen Akrep, Ay-Venüs Akrep'te, Neptün Akrep'te veya bol Akrep temasıyla birlikte Pluto-Venüs-Ay-Güneş-Neptün sert açıları rol oynayabilir. Bir diğer önemli etken de Güney Ay Düğümüdür(özellikle bir planetle kavuşum yapıyorsa).

Derinlik, Yoğunluk ve Aşırılık: Akrep'in felsefesi "Ya hep ya hiç"tir. Ortası yoktur. "Ya Ak ya Kara”dır. Ara tonları yoktur. Ya öldüresiye sever ya öldüresiye nefret eder. Akrep içgüdülerinin emrindedir. Bilinçaltını, bilinç düzeyine taşımak en temel içgüdüsüdür. Bilinçaltı dipsiz bucaksız bir gayya kuyusu, kızgın bir magma tabakasıdır. Lavlarının gazabı acımasızdır. Bilinçaltı şiddetli bir depremle sarsılmaya başladığında, bilinçle durdurulması mümkün değildir. Bu ölümcül süreçte Mantık hiçbir işe yaramaz, acıyı hissetmek yaraya bir nebze merhem çalsa da, ancak acizliği kabul kesin şifadır. Ne ironiktir ki, içten içe kaynayan ve bir volkan gibi her an patlamaya hazır bu magma tabakasının dış yüzü bir buz tabakasıyla kaplıdır. Dışında kalırsanız dondurur, içine düşerseniz yakar kavurur.

Kıskançlık, Kin, Nefret, Hırs, İntikam: Akrep'in zehrinin bileşenleridir. Kuyruğuna basarsanız sokar. Basmasanız da sokar. Durduk yerde de sokar. Sokmak içgüdüsel ihtiyacıdır. En derin haz kaynağıdır. Engellenemez dürtüsüdür. Şuurunu ve kontrolünü yitirdiğinde döner kendini sokar.

Manipülasyon: Pluto, manipülasyonun babasıdır. Akrep, isteklerini elde etmek için ortalığı birbirine katması, hile yapması gerektiğini konuşmaya başlamadan önce öğrenir. Neye mal olursa olsun kendi dediğinin olmasını ister. Amacın aracı haklı kıldığını düşünür. Bazen Makyavelli’ye benzer. Hiç çekilmez olur.

Dayanıklılık ve Sebat: Hayatta kalmanın acımasız mücadelesi, Akrep'in dayanıklılık ve sebat sınavıdır. Çok badireler atlatır, ama pes etmez. Türkiye’nin burcu da Akrep'tir. Birinci evinde Pluto vardır (böcek gibi üreyen nüfus-belden aşağı takıntısı). Türk siyaset yaşamı fokur fokur Akrep kaynar. Siz çocukken siyaset sahnesine yerleşenler, siz çocuk hatta torun sahibi olduğunuzda bile hala hayatta ve ayaktadırlar. Pluto’nun metali Plütonyumdur. Bütün metaller içinde elektriksel direnci en yüksek olan radyoaktif kimyasal bir elementtir. Son tahlilde Akrep'lerin radyoaktiviteye de dayanıklı olduğu ortaya çıkmıştır. Artık gerisini siz düşünün.

Sezgi: Akrep'in paha biçilmez ve ele geçirilmez içgüdüsel hazinesidir.

Akrep'in Gözleri: Tuzaktır. Akrep tepeden tırnağa manyetizmayla kaplıdır. Mıknatıs gibi istediği her şeyi kendine çeker. Koyu ve derin gözleri hipnotize eder, ısrarlı ve delici bakışları ruhunuza işler. Akrep'in gözleri, temsil ettiği 8. Evin sokak kapısıdır. Hasbel-kader bu kapıdan içeri adım attıysanız eğer, burnunuz sürtülmeden çıkış yolunu bulamazsınız. Burası yarasaların çığlık çığlığa uçuştuğu, karanlık, rutubetli, soğuk, ürkütücü bir dehlizi andırır. Buradaki malzeme Karun hazineleri kadar zengindir, ama el sürmeye korkarsınız. Ölüm ve ötesi, cinsellik, içgüdüler, büyüler, gölgeler çil çil altın gibi etrafınıza saçılır. Oysa siz sadece tek bir şey istersiniz, buradan bir an önce kaçıp kurtulmak. Buradaki ham maddeleri sabırla işleyip cevhere dönüştürmeden bir çıkış yolu var mıdır? Bilmiyorum.

Astrolog Stephen Arroyo’nun işaret ettiği gibi, 8.ev süreci ruhların cennete girmeye uygun hale gelinceye kadar dünyada işledikleri günahlardan acı çekerek arındırılmaları gereken yere, "ARAF"a benzer. Ve Steven Forrest ekler; "Bu süreçte ya temizlenip, arınırız ya da psikolojik dip akıntılara direnip depresyona gireriz. Yapılması gereken, kişiliğin bilinçaltındaki kökleriyle yeniden bütünleşmesini sağlamaktır ve bu süreçte en büyük dostumuz kendimize karşı dürüst olmak ve olgunlaşma yolundaki büyüme sancılarını kucaklamaktır.”

Ve unutmamalıyız ki;

"Ağaçlar güçlü köklerini göğe uzatmazlar, aksine toprağın derinliklerine gizlerler.”


(Kaynak: Thomas Hardy, Çeviren: Nazan Öngiden)
En son EffEndY tarafından Pzr 01 Nis, 21:44 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.


BİLİNÇALTINI HAPSET ki O SENİ HAPSETMESİN;
İÇGÜDÜLERİNE HAKİM OL ki ONLAR SANA HAKİM OLMASIN!!!


Kullanıcı avatarı
Elan_Vital
*SiyahAkrep*
*SiyahAkrep*
Mesajlar: 1141
Yaş: 38
Kayıt: Pzt 09 Oca, 20:40

Okunmamış mesaj gönderen Elan_Vital » Pzr 01 Nis, 10:44

Saol EffEndY.. iyi bir paylaşım
Bundan daha iyi bir tanımı; ancak bir akrebi tanıdığınızda öğrenirdiniz : )
Sarsılmaz Benim Derinliğim: ama yüzen bilmeceler ve gülüşlerle parıldar...

Kullanıcı avatarı
dark_venus
*SiyahAkrep*
*SiyahAkrep*
Mesajlar: 575
Yaş: 38
Kayıt: Cum 15 Ara, 22:41

Okunmamış mesaj gönderen dark_venus » Pzr 01 Nis, 22:22

Kendi evriminin sorumluluğunu almak başlı başına bir cesaret işidir.
Seçim zorunluluktur,seçmeme durumu bile bir seçimdir.İntihar ise insana özgü bir durumdur.İntihar;seçim sahibi olmak demektir.Ve vazgeçişler birer intihardır.Seçim ise karanlıkta yapılır çünkü ne olacağı belirsizdir.Sorumluluk almamak ve seçmemek sorunu yalnızca erteler.
Özgürlüğü cennete ya da cehenneme çevirmek kişinin elindedir ama cehennem yoksa cenneti mecburen seçmek de cehennemin ta kendisi olabilir...
Sahip olma dürtüsü ise yalnız olamamaktan kaynaklanır.
Bunları plutonik etkiler almış biri olarak anladığımı ve uygulamaya çalıştığımı rahatlıkla söyleyebilirim.Akrebi korkutucu ve güçlü yapanın da bu kavramları herkesten önce öğrenmeye ve uygulamaya çalışmasıdır.
Yani hep bir adım önde olmasıdır ruhsal güce ulaşma süreçlerinde.Ben de bu güce hayranlığımı büyük yüreklilikle dile getiriyorum.
Bu bilgiyi aramakla bulamazsın.
Ama ne var ki bulanlar, yalnızca aramış olanlardır


Mucizeler olmaktadır.Doğaya aykırı olarak değil,bizim doğa hakkındaki bilgilerimize aykırı olarak...

jağoh
*GriAkrep*
*GriAkrep*
Mesajlar: 366
Yaş: 44
Kayıt: Prş 19 Eki, 13:02

Okunmamış mesaj gönderen jağoh » Pzt 02 Nis, 00:12

Manipülasyon: Pluto, manipülasyonun babasıdır. Akrep, isteklerini elde etmek için ortalığı birbirine katması, hile yapması gerektiğini konuşmaya başlamadan önce öğrenir. Neye mal olursa olsun kendi dediğinin olmasını ister. Amacın aracı haklı kıldığını düşünür. Bazen Makyavelli’ye benzer. Hiç çekilmez olur.
:D öyle söylerler. seviyorum tüm huylarımı. güzel yazı için teşekkürler kardeşim. her yaratılanda bir güzellik var bizde boşa değiliz ya. var bizimde hikmetlerimiz işte
Hayt huyt.

Kullanıcı avatarı
yalnızadam
*GriAkrep*
*GriAkrep*
Mesajlar: 324
Yaş: 36
Kayıt: Pzr 31 Ara, 03:58

Okunmamış mesaj gönderen yalnızadam » Pzt 02 Nis, 07:15

Eyvallah hocam güzel yazı...
İnsanın dostu yoktur,saadetin vardır...


TheGirlofSuN

Okunmamış mesaj gönderen TheGirlofSuN » Pzt 02 Nis, 16:45

bu burçta doğmak elbette uyanmak için iyi bir başlangıç ama yeterli değil. yaşama ilerde başlamak arkadan gelenleri ya yok saydırır yada ilerlemeyi durdurur.

Kullanıcı avatarı
SScorpiOO
*Yılan*
*Yılan*
Mesajlar: 124
Yaş: 37
Kayıt: Prş 15 Mar, 19:54

Okunmamış mesaj gönderen SScorpiOO » Pzt 02 Nis, 18:44

sagol kardes yazılarının devamını bekliyoruz:)

Kullanıcı avatarı
onurxt
*SiyahAkrep*
*SiyahAkrep*
Mesajlar: 3446
Yaş: 45
Kayıt: Pzr 30 Eki, 23:42

Okunmamış mesaj gönderen onurxt » Pzt 02 Nis, 19:18

her yaratılanda bir güzellik var bizde boşa değiliz ya. var bizimde hikmetlerimiz işte
Yaradılanı sev yaradandan ötürü.
Her yaradılışın bir hikmeti vardır elbet.

Paylaşım için teşekkürler EffEndY.
Rahman Rahim olan Allah'ın adıyla

1. Asra andolsun;
2. Gerçekten insan, ziyandadır.
3. Ancak iman edip salih amellerde bulunanlar, birbirlerine hakkı tavsiye edenler ve birbirlerine sabrı tavsiye edenler başka. (ASR SURESİ)

Misafir_Akrep

Okunmamış mesaj gönderen Misafir_Akrep » Sal 04 Ara, 02:43

Cinsellik: ölümsüzlüktür.. (Bir Akrep atasözü..) Niye sadece bu kavrama takıldığımı merak edenler olacaktır.. Bütün akrepler aynı; partnerine cinsel doyumu tattırıp sonra o zevki karşı tarafta tutkuya dönüştürme mücadelesi.
Ya da kendinden bir parça bırakma.. (Çocuk yapma)

Misafir_Akrep

Okunmamış mesaj gönderen Misafir_Akrep » Pzt 24 Ara, 14:36

KuKi yazdı:
yalnızefe yazdı:Ya da kendinden bir parça bırakma.. (Çocuk yapma)
Yeterince tam akrep kadınına rastlamamışındır derim bu iddianla, ne mi olmalı? En son gidilecek en son yer,
kimselerin yapamayacağı ve de böyle durumda kimsenin özellikle bir kişinin seni bir ömür yanında taşıyacağı:
İZ BIRAK, ÖL!!
Akrep kadınlarıyla pek işim olmaz..Genelde aynı özellikleri taşıdığım partnerler bana bir değişiklik ve heyecan katmaz..

Kullanıcı avatarı
intuition
*SiyahAkrep*
*SiyahAkrep*
Mesajlar: 3551
Yaş: 46
Kayıt: Çrş 05 Eyl, 20:36

Okunmamış mesaj gönderen intuition » Pzt 24 Ara, 19:43

manupülasyon hı :x

Kullanıcı avatarı
izden
*SiyahAkrep*
*SiyahAkrep*
Mesajlar: 1108
Yaş: 44
Kayıt: Pzr 29 Oca, 22:20

Okunmamış mesaj gönderen izden » Sal 25 Ara, 04:00

garip şeyler bunlar...teşekkürler
ölmek için doğdum, yaşamak için öleceğim.

pluton
Mesajlar: 1
Yaş: 40
Kayıt: Cmt 06 May, 00:54

Okunmamış mesaj gönderen pluton » Sal 25 Ara, 21:05

ne desem? şaştım kaldım. sanki beni anlatmışsınız. ben de kendimle ilgili böyle şeyleri sadece kendim bilirdim sanırdım. şimdi biraz astroloji araştırmalıyım... teşekkürler çok iyi bir yazı yazılmış

Kullanıcı avatarı
ashlı
*Yılan*
*Yılan*
Mesajlar: 120
Yaş: 43
Kayıt: Pzr 19 Tem, 13:56

Re: Akrepliğin Özü(Temel Kaynakları)

Okunmamış mesaj gönderen ashlı » Sal 11 Ağu, 19:18

Çok güzel bir yazı.. Okurken kendimden çok şey buldum.
I'd like to run away from you.
But if you didn't come and find me..
I would die..


Cevapla

“Akrep Burcu (Scorpio) 24 Ekim - 22 Kasım” sayfasına dön