gönderen EffEndY » Sal 24 Nis, 20:00
SİYAH_AKREP yazdı:teşekkür ederim...Peki sen imzan olan bilinçaltını hapsedebiliyor msusun? Yapabildiysen...bana önerilerin olabilir mi bu çok mühim konuda...
Bu sorun için teşekkür ederim Siyah_Akrep. Bu konu önemli.
Bunu yapabilmenin birinci şartı, öncelikle bilinçle bilinçaltı arasına net bir çizgi çekebilmekten geçiyor. Ne bilinçten geliyor, ne bilinçaltından geliyor ya da gelebilir. Bunu yapabilmek için de insanın kendisini çok iyi tanıması gerekir. Yani bilincin derinliklerine inip, bunları keşfedip; arta kalanları yani bilinçaltını bilinç seviyesine çıkarmak.
Bilinçaltını da keşfettikten sonra ikinci aşama bunların nedenlerine inmek. Bunu biraz daha açayım. Bilinçaltı demek duygular demektir. Duygular, bilinçaltından akan kontrolsüz düşünceler sonucu meydana gelir. Mesela kimse ben şimdi sinirleneceğim diyerekten sinirlenmez. İnsanı sinirlendiren bilinçaltında bulunan şifrelerdir. Bunları kontrol edebilmenin ya da hapsetmenin yolu da ancak ve ancak bilinçaltınızdaki kodlanmaların şifrelerini çözebilmekten geçer. Burada çok önemli bir şeyi vurgulamam gerek: Duyguları kontrol etmek demek, onları bastırmak demek değildir. Bastırmak, bilinçten uzak tutup yok saymak demektir. Yok saydığınız bir şeyi de kesinlikle kontrol edemezsiniz. Önce orada olduğunu kabullenmek gerek. Bunu yapamadıkça da yarardan öte zarar getirir; gün gelir çok şiddetli bir biçimde patlar. Bu, özellikle de Akrepler için çok tehlikelidir, hem kendisi hem de çevresi için. Duygularını bastırma yolunu seçen Akrep, bastırdığı duyguları, üzerinde sürekli bir baskı olarak hissettikçe, bundan kurtulmak için sürekli bir şekilde etrafını sokar ve gün gelir bir işe yaramadığını da anlayınca şuurunu yitirip döner kendisini sokar. İşte Akrebin gücünü aldığı olgu da budur zaten: Duyguların bilinçaltındaki köklerine inip, bunları kontrol edebilmek. Kontrol edemediğiniz her şey sizin dışınızda gelişir ve bu, acziyetin bir ifadesidir. Kendilerini kontrol edemeyen insanlar acizdirler.
İnsan, ancak ve ancak nedenlerini saptadığı şeyleri kontrol edebilir. Burada kontrolden kasıt, bir nevi duyguları öldürmedir. Ancak tek bir farkla: Kontrolü bıraktığınız anda tekrar dirilirler. Kendi adıma söylemek gerekirse, elbette ben de kendimi bu derece iyi tanımama rağmen, benim de kontrolü kaybettiğim zamanlar oluyor. Çünkü bilinçaltı sürekli orada duruyor, ona bir şey yapamazsınız. Ancak ben bilincimle bilinçaltımı net bir şekilde ayırabildiğim için bu acziyet hali çok kısa sürüyor, hemen kontrolü devralıyorum. Beni benden başkasının yönetiyor olması katlanabileceğim bir durum değil açıkçası. Mesela bilinçaltımda mevcut bulunan herhangi bir korku, zor bir zamanımda fışkırıverip beni esir ettiği anda ben rahatlıkla "Hmmm, bu his sana bilinçaltından akıyor, çünkü sen çocukken şu tarz tecrübelerin olmuştu, sakın kendini onlara kaptırma!" diyebiliyorum.
Peki yok mu bu kontrolü sürekli hale getirebilmenin bir yolu? Elbette var. O da portalımızda sıkça işlenen telkin olgusudur. Sadece mp3 telkin olarak söylemiyorum, telkinin yazılı sözlü her türlüsü... Ancak kendi kendimize telkin yapabilmek için dediğim gibi yaşadığımız duyguların nedenlerini keşfedebilmek lazım. Kendi kendime yaptığım sözlü telkinler, benim kontrolsüz duygularımı ele almakta kullandığım en geçerli metot.
Duygularla yüzleşebilmek aslında işin en önemli kısmı ve çok acılı bir süreçtir. İşte Akrep de bu acıya hazır olmasından ötürü bu konuda doğuştan yeteneklidir. Tüm kararlılığıyla çıbanın üstüne gider ve onu deşer. Duyguları öldürmenin tek yolu önce kendinizi öldürebilmekten geçer. Dikkat buyurun, daha ötesi var mı? Kendini öldürebilmek... Bunu yapmaya cesareti olmayanlar, elbette onları kontrol etmekten aciz kalırlar. Ve kendini öldürme ertesinde yaşanan köklü bir dönüşüm süreci ve yeniden dirilme: Akrep burcunun temel anlamı.
Yalnız insanın kendisi üzerinde aşırı bir kontrol mekanizması oluşturması da pek sağlıklı değildir. Çünkü gelip sizi bulan her his, sizde bir takım olumlu, olumsuz, vs. enerjiler meydana getirir ve bunların geçerli yöntemlerle bir şekilde atılması, aktarılması gereklidir(Bu konuların uzmanı TheGirlofSun'dır aslında, ancak kendisi şu anda aramızda değil). Zaten kendini öldürmek de budur aslında. Tüm duygularınızı tüm çıplaklığıyla yaşayabilmek. Çünkü duygular aslında bizi besleyen yanımızdır. Onları yaşamadan yüzleşebilmek ve öldürebilmek de pek mümkün değildir. Eğer ağlayacağınız varsa, uygun bir ortam bulun ve dilediğiniz kadar ağlayın. Eğer orayı burayı kırasınız varsa, uygun şeyler bulup parçalayın. Aksi takdirde biriktirilen her duygu ya sizden bir şeyleri alıp götürür ya da gün gelir çok şiddetli bir patlamayla sizi yakıp kül eder.
Peki ben bilinçaltımı keşfetme hususunda en çok neden faydalandım? Malum cevap astroloji. Şimdi astrolojide bulunan, bilinçaltının şifrelerini önem sırasına göre veriyorum.
1. Ay'ın bulunduğu burç ve akabinde bulunduğu ev (Erken çocukluk devresi).
2. 12. Ev(Kollektif bilinçaltı)'de bulunan gezegenler ve akabinde bu evi kesen burç. Eğer bu evde yoğun gezegen vurgunuz varsa, sizde çok güçlü bilinçaltı etkileri görülür. Bunu 1. sıraya almakta fayda var.
3. Son olarak çok önemli olmasa da Astrolojide kollektif bilinçaltının sembolü olan Uranüs'ün bulunduğu ev ve akabinde çok daha önemsiz olan bulunduğu burç. Bu maddede belirttiklerimi çok nadir hissedersiniz, ancak gene de bilgi olması açısından verdim.
[quote="SİYAH_AKREP"]teşekkür ederim...Peki sen imzan olan bilinçaltını hapsedebiliyor msusun? Yapabildiysen...bana önerilerin olabilir mi bu çok mühim konuda...[/quote]
Bu sorun için teşekkür ederim Siyah_Akrep. Bu konu önemli.
Bunu yapabilmenin birinci şartı, öncelikle bilinçle bilinçaltı arasına net bir çizgi çekebilmekten geçiyor. Ne bilinçten geliyor, ne bilinçaltından geliyor ya da gelebilir. Bunu yapabilmek için de insanın kendisini çok iyi tanıması gerekir. Yani bilincin derinliklerine inip, bunları keşfedip; arta kalanları yani bilinçaltını bilinç seviyesine çıkarmak.
Bilinçaltını da keşfettikten sonra ikinci aşama bunların nedenlerine inmek. Bunu biraz daha açayım. Bilinçaltı demek duygular demektir. Duygular, bilinçaltından akan kontrolsüz düşünceler sonucu meydana gelir. Mesela kimse ben şimdi sinirleneceğim diyerekten sinirlenmez. İnsanı sinirlendiren bilinçaltında bulunan şifrelerdir. Bunları kontrol edebilmenin ya da hapsetmenin yolu da ancak ve ancak bilinçaltınızdaki kodlanmaların şifrelerini çözebilmekten geçer. Burada çok önemli bir şeyi vurgulamam gerek: Duyguları kontrol etmek demek, onları bastırmak demek değildir. Bastırmak, bilinçten uzak tutup yok saymak demektir. Yok saydığınız bir şeyi de kesinlikle kontrol edemezsiniz. Önce orada olduğunu kabullenmek gerek. Bunu yapamadıkça da yarardan öte zarar getirir; gün gelir çok şiddetli bir biçimde patlar. Bu, özellikle de Akrepler için çok tehlikelidir, hem kendisi hem de çevresi için. Duygularını bastırma yolunu seçen Akrep, bastırdığı duyguları, üzerinde sürekli bir baskı olarak hissettikçe, bundan kurtulmak için sürekli bir şekilde etrafını sokar ve gün gelir bir işe yaramadığını da anlayınca şuurunu yitirip döner kendisini sokar. İşte Akrebin gücünü aldığı olgu da budur zaten: Duyguların bilinçaltındaki köklerine inip, bunları kontrol edebilmek. Kontrol edemediğiniz her şey sizin dışınızda gelişir ve bu, acziyetin bir ifadesidir. Kendilerini kontrol edemeyen insanlar acizdirler.
İnsan, ancak ve ancak nedenlerini saptadığı şeyleri kontrol edebilir. Burada kontrolden kasıt, bir nevi duyguları öldürmedir. Ancak tek bir farkla: Kontrolü bıraktığınız anda tekrar dirilirler. Kendi adıma söylemek gerekirse, elbette ben de kendimi bu derece iyi tanımama rağmen, benim de kontrolü kaybettiğim zamanlar oluyor. Çünkü bilinçaltı sürekli orada duruyor, ona bir şey yapamazsınız. Ancak ben bilincimle bilinçaltımı net bir şekilde ayırabildiğim için bu acziyet hali çok kısa sürüyor, hemen kontrolü devralıyorum. Beni benden başkasının yönetiyor olması katlanabileceğim bir durum değil açıkçası. Mesela bilinçaltımda mevcut bulunan herhangi bir korku, zor bir zamanımda fışkırıverip beni esir ettiği anda ben rahatlıkla "Hmmm, bu his sana bilinçaltından akıyor, çünkü sen çocukken şu tarz tecrübelerin olmuştu, sakın kendini onlara kaptırma!" diyebiliyorum.
Peki yok mu bu kontrolü sürekli hale getirebilmenin bir yolu? Elbette var. O da portalımızda sıkça işlenen telkin olgusudur. Sadece mp3 telkin olarak söylemiyorum, telkinin yazılı sözlü her türlüsü... Ancak kendi kendimize telkin yapabilmek için dediğim gibi yaşadığımız duyguların nedenlerini keşfedebilmek lazım. Kendi kendime yaptığım sözlü telkinler, benim kontrolsüz duygularımı ele almakta kullandığım en geçerli metot.
Duygularla yüzleşebilmek aslında işin en önemli kısmı ve çok acılı bir süreçtir. İşte Akrep de bu acıya hazır olmasından ötürü bu konuda doğuştan yeteneklidir. Tüm kararlılığıyla çıbanın üstüne gider ve onu deşer. Duyguları öldürmenin tek yolu önce kendinizi öldürebilmekten geçer. Dikkat buyurun, daha ötesi var mı? Kendini öldürebilmek... Bunu yapmaya cesareti olmayanlar, elbette onları kontrol etmekten aciz kalırlar. Ve kendini öldürme ertesinde yaşanan köklü bir dönüşüm süreci ve yeniden dirilme: Akrep burcunun temel anlamı.
Yalnız insanın kendisi üzerinde aşırı bir kontrol mekanizması oluşturması da pek sağlıklı değildir. Çünkü gelip sizi bulan her his, sizde bir takım olumlu, olumsuz, vs. enerjiler meydana getirir ve bunların geçerli yöntemlerle bir şekilde atılması, aktarılması gereklidir(Bu konuların uzmanı TheGirlofSun'dır aslında, ancak kendisi şu anda aramızda değil). Zaten kendini öldürmek de budur aslında. Tüm duygularınızı tüm çıplaklığıyla yaşayabilmek. Çünkü duygular aslında bizi besleyen yanımızdır. Onları yaşamadan yüzleşebilmek ve öldürebilmek de pek mümkün değildir. Eğer ağlayacağınız varsa, uygun bir ortam bulun ve dilediğiniz kadar ağlayın. Eğer orayı burayı kırasınız varsa, uygun şeyler bulup parçalayın. Aksi takdirde biriktirilen her duygu ya sizden bir şeyleri alıp götürür ya da gün gelir çok şiddetli bir patlamayla sizi yakıp kül eder.
Peki ben bilinçaltımı keşfetme hususunda en çok neden faydalandım? Malum cevap astroloji. Şimdi astrolojide bulunan, bilinçaltının şifrelerini önem sırasına göre veriyorum.
1. Ay'ın bulunduğu burç ve akabinde bulunduğu ev (Erken çocukluk devresi).
2. 12. Ev(Kollektif bilinçaltı)'de bulunan gezegenler ve akabinde bu evi kesen burç. Eğer bu evde yoğun gezegen vurgunuz varsa, sizde çok güçlü bilinçaltı etkileri görülür. Bunu 1. sıraya almakta fayda var.
3. Son olarak çok önemli olmasa da Astrolojide kollektif bilinçaltının sembolü olan Uranüs'ün bulunduğu ev ve akabinde çok daha önemsiz olan bulunduğu burç. Bu maddede belirttiklerimi çok nadir hissedersiniz, ancak gene de bilgi olması açısından verdim.