gönderen MAVİ LOTUS » Cmt 25 Tem, 16:42
Persephone'nin yeraltı dünyasına geri dönüşünü yıllık mevsim döngüleriyle
özdeşleştirirsek, insanlar için de kazanç ve kayıp yıllarının döngüsü olarak
yorumlayabilir, ya da ruhun yaşamdan sonraki hayata yolculuğu ve yeni bir
vücutta tekrar hayata dönmesi olarak düşünebiliriz. Persephone'nin efsanesi,
bir piyesin, sıklıkla canlandırılan yaşam ve ölüm sahnesi gibidir.
Belki de en güçlü Pluto efsaneleri Yunan'dan ziyade eski Mezopotamya'dan
alınanlardır. Bu, tanrıça Isthar'ın yeraltına inişi ile ilgilidir. Isthar
Babil ismidir, ve aynı hikaye Isthar'ın Sümer karşılığı olan Inanna için de
anlatılır.
Isthar, sevgilisi Tammuz'un ölümü sebebiyle yas tutmaktadır. Yeraltı
yolculuğuna sevgilisini geri getirebilmek için başlamıştır. Ölüler diyarına
giden tüm kapılardan başarıyla geçmiştir. Her yeni bir kapıya ulaştığında
gardiyanlar sahip olduğu şeylerden istemektedirler, mücevherlerini, tacını
vs. En sonunda giysilerinden de vazgeçmiştir. Aşk Tanrısı neticede yeraltı
kraliçesinin tahtına ulaştığında artık tamamen çırılçıplaktır.
Bu yeraltı kraliçesi - Pluto'nun feminen vücut bulduğu hal - Sümer
mitolojisinde Ereshkigal olarak bilinmektedir. Yunan mitolojisindeki Gordon
Medusa benzeri gibidir. Medusa'nın acıdan kıvranan yılanlardan oluşan
saçları vardır, Ereshkigal'in de sülüklerden. Isthar'ı karşılaması hiç de
olumlu olmamış, onu sanki bir ölüymüşçesine et kancasına asmış, cesedini de
cehennemin en dibine gömmüştür.
Fakat tanrılar aşk tanrıçası olmayan bir dünyaya dayanamayacakları için
elçilerini göndermişler, yeraltında Ereshkigal'in tanrıçayı bırakması için
talepte bulunmuşlardır. Bu şekilde Isthar tekrar yaşayanların arasına
dönmüştür. Şimdi, artık, aşk tanrıçasının ötesinde cennetin kraliçesi de
olmuştur.
Isthar'ın İnişi mitolojisinin astronomide de yeri vardır. Venüs'ün Sabah
yıldızı olarak görünürken kaybolup Akşam yıldızı olarak tekrar görünmesi ile
bağlantı kurulabilir. Fakat psikolojik seviyede bunun etkileri daha da
önemli boyuttadır.
Isthar yolculuğuna çok kuvvetli bir kayıp duygusu sebebiyle başlamıştır -
sevgilisi Tammuz'un ölümü. Doğum haritamızdaki yeri ya da transiti
sebebiyle, ne zaman bir Pluto etkisiyle karşılaşsak, biz de aynı kayıp
duygusunu yaşarız. Bazen, bizim için çok değerli olan bir şeyin bizden
koparılıp alındığını görürüz. Bu her zaman fiziksel bir ölüm sebebiyle
olmaz. Onun yerine, bir ilişkinin bitiminde, işimizi kaybettiğimizde, çok
sevdiğimiz evimizi satmamız ve tanımadığımız yeni bir yere taşınmamız
gerektiğinde "ölüm"ü deneyimlemiş oluruz. Şu ya da bu şekilde "onsuz
yaşayamayacağımızı" düşündüğümüz bir şeyden vazgeçmek zorunda kalırız.
Yaşamdaki desteğimizin ve güvenliğimizin elimizden alınıp, buhar olup havaya
uçtuğunu görebiliriz.
Fakat bu daha başlangıçtır. Kaybettiğimiz şey ne olursa olsun, bizi
tırmanmakta olduğumuz ruhun bilgelik spiralinden aşağıya doğru kaydırır,
bilinçaltının derinliklerine indirir ve bizi kendi kişisel şeytanlarımızla
karşı karşıya getirir. Biz aşağıya indikçe, giderek güvende ve emin
hissetmemizi sağlayan şeylerden daha fazla kaybeder görünürüz. Isthar gibi,
bizim de üzerimize giydiğimiz ihtişamlı giysileri çıkartmamız gerekir. Bu
giysiler maddi varlıklar olabildiği gibi, daha ziyade tavırlarımız,veya
hayata dair detaylı varsayımlarımız olabilir.
Sahip olduğumuz şeyler anlamını yitirmeye başlar. Ahlaki, duygusal ve ruhsal
bir altyapıya sahip olduğumuz bilincini kaybederiz. Sonunda, mutlak
karanlıkla karşı karşıya kalırız. Ereshkigal, ölüm kraliçesi, saçındaki
sülüklerle, aynada gördüğümüz akistir. Persephone'nin isminin anlamı
"korkulacak kişi" demektir. Pluto tecrübesinin kalbinde yatan, kendi
korkularımızla yüzleşmektir. Biz sadece ham duygulardan oluşan, ya da tüm
organları bir ten altında toplanan bir varlığız. Dibe ulaşmış; et kancasında
cehennemin en karanlık ve dip kısmında öylece asılı dururuz. Sonra Pluto'nun
diğer yüzünün ortaya çıkma zamanı gelir. İçimizde cılız bir ses, tıpkı
tanrıların göndermiş olduğu elçiler gibi, inceden bize umut verici
tesellilerde bulunur. Bir şeyler içimizde değişmeye başlar, öyle ki
başlangıçta bunu tarif etmek olanaksızdır. Sonra yükselmeye başlarız. Aşk
tanrıçası Cennet Kraliçesi olmaya başlar. Biz de yeniden doğarız.
Yeraltına iniş draması "yılan bilgeliğinin" yani kadınsı bilgeliğin
kazanılmasını temsil eder - Medusa'nın saçlarında yılanlar vardır, orijinal
sembolü yılanla gösterilen Akrep burcu Pluto ile yönetilmektedir. Acı,
keder, karanlık ve duygusal çalkantı sonucu yeniden başlama süreci aslında
kadınsı bir süreçtir. Jung'cu analist Sylvia Brinton Perera bu dramayı
"kadınlar için inisiyasyon yolu" olarak adlandırır. Erkekler bu yolculukta
kadınlar kadar başarılı olamamışlardır. Orpheus gelini Eurydice'yi geri
istemek için yeraltına inmiş ancak onu gün ışığına çıkartmakta başarılı
olamamıştır. Theseus yeraltı dünyasına yolculuk yapmış, fakat orada tuzağa
düşürülmüş ve taştan bir sandalyede dondurularak hapis kalmıştır, ve ancak
deneyimin dışında kalabildiği için Hades'i idare etmeyi başarabilen Herkül
tarafından serbest bırakılmıştır. Sadece Dionysos annesi Semele'yi kurtarmak
için yeraltına başarılı bir iniş yapmış ve onu yeryüzüne geri çıkarmıştır -
tabii ki Dionysos bir kadın tarafından kadın gibi büyütülmüştür. Homer
Dionysos için: "bir erkek, ama kadın gibi" der. Hermes de Hades'e başarıyla
gidip gelmiştir, ancak onun da çift cinsiyet özellikleri vardır. Pluto
etkili iniş, erkekler tarafından da tecrübe edilse bile, öncelikle kadınsı
bir yoldur. Erkekler için, iniş ve yükseliş yolu daha ziyade Chiron'un
kurban edilmesi ve Prometheus'un serbest kalması ile daha yakın ifade
edilebilir. Erkekler Pluto'yu kadınlardan farklı deneyimlerler, ancak bir
erkekte en az bir kadın kadar Pluto transiti ile kendini dönüşmüş
hissedebilir.
Roma tanrısı Pluto aynı zamanda zenginlikle de bütünleşmiştir, çünkü eski
zamanlarda dünyevi zenginlik minerallerle ( gümüş, altın vb.) ölçülürdü. Ve
mineraller dünyanın yeraltı kaynakları olduğu için bunlar da Pluto'nun
yönetimi altındadırlar. Fiziksel ve materyal zenginlik bazen önemli bir
Pluto etkisi sonucu olabileceği gibi, daha önemli zenginlik bilinçaltımızın
derinliklerinde yatmaktadır ve orada yatanları keşfettikçe ruhen daha da
zenginleşiriz. Ancak Pluto'su güçlü insanların maddi zenginlik de elde
edebildiklerini gözardı etmeyelim. Zenginlik kanalıyla yöneten anlamına
gelen "Plutokrat" tabiri Pluto'nun isminden türetilmiştir. Yöneticiler ve
politikacılar güçlü konumdaki bir Pluto'ya sahiptirler. Ancak bir Pluto
transiti ailenin kaderini değiştirip, zenginlik katacağına, varolan serveti
de silip süpürebilir. Eğer bir insanın hayatı dengesizse, sadece maddi
varlıklar üzerine kuruluysa veya onları elde etmek için çaba sarf ediliyor
ve ruhen gelişim ihmal ediliyorsa, Pluto kişinin sahip olduğu varlıklar
üzerinde harap edici etkiler yaratabilir. Büyük depresyon sırasında (1929 ve
1930, Pluto'nun keşfedildiği yıllar) insanlar, paraları olmaksızın yaşamaya
dayanamayacakları için kendilerini öldürdüler. Maddeye bu derece bağımlı ve
tabi olma dünyamızı çok etkilemiş ve koyanisqaatsi, (Hopi deyişinde
"dengesiz hayat") ortaya çıkmıştır. Politikacıların ve finans devlerinin
çoğunun haritasında çok güçlü Pluto konumları bulunmaktadır. Bu insanlar
dünyaya karşı son derece acımasız, Pluto'nun volkanik etkilerini gösteriyor
olabilirler - volkanik bir patlama ya da atom bombası etkisi ile gün ışığına
çıkan büyük bir güç.
Bu insanlar kendilerini göstermek, belli etmek için çok güçlü bir istek
duyarlar. Bu Pluto'nun kompleksleri ve güvensizliklerinin bir yansımasıdır.
Tabii ki bu insanlar bilinçaltlarıyla derin, güçlü ve yoğun ilişkiler kurma
potansiyeline sahiptirler. Psikolojik derinliklerini inkar edip Pluto'nun
gücünü dışa yansıtmaya kalkıştıklarında, kendi düşüşlerini hazırlarlar.
Persephone'nin yeraltı dünyasına geri dönüşünü yıllık mevsim döngüleriyle
özdeşleştirirsek, insanlar için de kazanç ve kayıp yıllarının döngüsü olarak
yorumlayabilir, ya da ruhun yaşamdan sonraki hayata yolculuğu ve yeni bir
vücutta tekrar hayata dönmesi olarak düşünebiliriz. Persephone'nin efsanesi,
bir piyesin, sıklıkla canlandırılan yaşam ve ölüm sahnesi gibidir.
Belki de en güçlü Pluto efsaneleri Yunan'dan ziyade eski Mezopotamya'dan
alınanlardır. Bu, tanrıça Isthar'ın yeraltına inişi ile ilgilidir. Isthar
Babil ismidir, ve aynı hikaye Isthar'ın Sümer karşılığı olan Inanna için de
anlatılır.
Isthar, sevgilisi Tammuz'un ölümü sebebiyle yas tutmaktadır. Yeraltı
yolculuğuna sevgilisini geri getirebilmek için başlamıştır. Ölüler diyarına
giden tüm kapılardan başarıyla geçmiştir. Her yeni bir kapıya ulaştığında
gardiyanlar sahip olduğu şeylerden istemektedirler, mücevherlerini, tacını
vs. En sonunda giysilerinden de vazgeçmiştir. Aşk Tanrısı neticede yeraltı
kraliçesinin tahtına ulaştığında artık tamamen çırılçıplaktır.
Bu yeraltı kraliçesi - Pluto'nun feminen vücut bulduğu hal - Sümer
mitolojisinde Ereshkigal olarak bilinmektedir. Yunan mitolojisindeki Gordon
Medusa benzeri gibidir. Medusa'nın acıdan kıvranan yılanlardan oluşan
saçları vardır, Ereshkigal'in de sülüklerden. Isthar'ı karşılaması hiç de
olumlu olmamış, onu sanki bir ölüymüşçesine et kancasına asmış, cesedini de
cehennemin en dibine gömmüştür.
Fakat tanrılar aşk tanrıçası olmayan bir dünyaya dayanamayacakları için
elçilerini göndermişler, yeraltında Ereshkigal'in tanrıçayı bırakması için
talepte bulunmuşlardır. Bu şekilde Isthar tekrar yaşayanların arasına
dönmüştür. Şimdi, artık, aşk tanrıçasının ötesinde cennetin kraliçesi de
olmuştur.
Isthar'ın İnişi mitolojisinin astronomide de yeri vardır. Venüs'ün Sabah
yıldızı olarak görünürken kaybolup Akşam yıldızı olarak tekrar görünmesi ile
bağlantı kurulabilir. Fakat psikolojik seviyede bunun etkileri daha da
önemli boyuttadır.
Isthar yolculuğuna çok kuvvetli bir kayıp duygusu sebebiyle başlamıştır -
sevgilisi Tammuz'un ölümü. Doğum haritamızdaki yeri ya da transiti
sebebiyle, ne zaman bir Pluto etkisiyle karşılaşsak, biz de aynı kayıp
duygusunu yaşarız. Bazen, bizim için çok değerli olan bir şeyin bizden
koparılıp alındığını görürüz. Bu her zaman fiziksel bir ölüm sebebiyle
olmaz. Onun yerine, bir ilişkinin bitiminde, işimizi kaybettiğimizde, çok
sevdiğimiz evimizi satmamız ve tanımadığımız yeni bir yere taşınmamız
gerektiğinde "ölüm"ü deneyimlemiş oluruz. Şu ya da bu şekilde "onsuz
yaşayamayacağımızı" düşündüğümüz bir şeyden vazgeçmek zorunda kalırız.
Yaşamdaki desteğimizin ve güvenliğimizin elimizden alınıp, buhar olup havaya
uçtuğunu görebiliriz.
Fakat bu daha başlangıçtır. Kaybettiğimiz şey ne olursa olsun, bizi
tırmanmakta olduğumuz ruhun bilgelik spiralinden aşağıya doğru kaydırır,
bilinçaltının derinliklerine indirir ve bizi kendi kişisel şeytanlarımızla
karşı karşıya getirir. Biz aşağıya indikçe, giderek güvende ve emin
hissetmemizi sağlayan şeylerden daha fazla kaybeder görünürüz. Isthar gibi,
bizim de üzerimize giydiğimiz ihtişamlı giysileri çıkartmamız gerekir. Bu
giysiler maddi varlıklar olabildiği gibi, daha ziyade tavırlarımız,veya
hayata dair detaylı varsayımlarımız olabilir.
Sahip olduğumuz şeyler anlamını yitirmeye başlar. Ahlaki, duygusal ve ruhsal
bir altyapıya sahip olduğumuz bilincini kaybederiz. Sonunda, mutlak
karanlıkla karşı karşıya kalırız. Ereshkigal, ölüm kraliçesi, saçındaki
sülüklerle, aynada gördüğümüz akistir. Persephone'nin isminin anlamı
"korkulacak kişi" demektir. Pluto tecrübesinin kalbinde yatan, kendi
korkularımızla yüzleşmektir. Biz sadece ham duygulardan oluşan, ya da tüm
organları bir ten altında toplanan bir varlığız. Dibe ulaşmış; et kancasında
cehennemin en karanlık ve dip kısmında öylece asılı dururuz. Sonra Pluto'nun
diğer yüzünün ortaya çıkma zamanı gelir. İçimizde cılız bir ses, tıpkı
tanrıların göndermiş olduğu elçiler gibi, inceden bize umut verici
tesellilerde bulunur. Bir şeyler içimizde değişmeye başlar, öyle ki
başlangıçta bunu tarif etmek olanaksızdır. Sonra yükselmeye başlarız. Aşk
tanrıçası Cennet Kraliçesi olmaya başlar. Biz de yeniden doğarız.
Yeraltına iniş draması "yılan bilgeliğinin" yani kadınsı bilgeliğin
kazanılmasını temsil eder - Medusa'nın saçlarında yılanlar vardır, orijinal
sembolü yılanla gösterilen Akrep burcu Pluto ile yönetilmektedir. Acı,
keder, karanlık ve duygusal çalkantı sonucu yeniden başlama süreci aslında
kadınsı bir süreçtir. Jung'cu analist Sylvia Brinton Perera bu dramayı
"kadınlar için inisiyasyon yolu" olarak adlandırır. Erkekler bu yolculukta
kadınlar kadar başarılı olamamışlardır. Orpheus gelini Eurydice'yi geri
istemek için yeraltına inmiş ancak onu gün ışığına çıkartmakta başarılı
olamamıştır. Theseus yeraltı dünyasına yolculuk yapmış, fakat orada tuzağa
düşürülmüş ve taştan bir sandalyede dondurularak hapis kalmıştır, ve ancak
deneyimin dışında kalabildiği için Hades'i idare etmeyi başarabilen Herkül
tarafından serbest bırakılmıştır. Sadece Dionysos annesi Semele'yi kurtarmak
için yeraltına başarılı bir iniş yapmış ve onu yeryüzüne geri çıkarmıştır -
tabii ki Dionysos bir kadın tarafından kadın gibi büyütülmüştür. Homer
Dionysos için: "bir erkek, ama kadın gibi" der. Hermes de Hades'e başarıyla
gidip gelmiştir, ancak onun da çift cinsiyet özellikleri vardır. Pluto
etkili iniş, erkekler tarafından da tecrübe edilse bile, öncelikle kadınsı
bir yoldur. Erkekler için, iniş ve yükseliş yolu daha ziyade Chiron'un
kurban edilmesi ve Prometheus'un serbest kalması ile daha yakın ifade
edilebilir. Erkekler Pluto'yu kadınlardan farklı deneyimlerler, ancak bir
erkekte en az bir kadın kadar Pluto transiti ile kendini dönüşmüş
hissedebilir.
Roma tanrısı Pluto aynı zamanda zenginlikle de bütünleşmiştir, çünkü eski
zamanlarda dünyevi zenginlik minerallerle ( gümüş, altın vb.) ölçülürdü. Ve
mineraller dünyanın yeraltı kaynakları olduğu için bunlar da Pluto'nun
yönetimi altındadırlar. Fiziksel ve materyal zenginlik bazen önemli bir
Pluto etkisi sonucu olabileceği gibi, daha önemli zenginlik bilinçaltımızın
derinliklerinde yatmaktadır ve orada yatanları keşfettikçe ruhen daha da
zenginleşiriz. Ancak Pluto'su güçlü insanların maddi zenginlik de elde
edebildiklerini gözardı etmeyelim. Zenginlik kanalıyla yöneten anlamına
gelen "Plutokrat" tabiri Pluto'nun isminden türetilmiştir. Yöneticiler ve
politikacılar güçlü konumdaki bir Pluto'ya sahiptirler. Ancak bir Pluto
transiti ailenin kaderini değiştirip, zenginlik katacağına, varolan serveti
de silip süpürebilir. Eğer bir insanın hayatı dengesizse, sadece maddi
varlıklar üzerine kuruluysa veya onları elde etmek için çaba sarf ediliyor
ve ruhen gelişim ihmal ediliyorsa, Pluto kişinin sahip olduğu varlıklar
üzerinde harap edici etkiler yaratabilir. Büyük depresyon sırasında (1929 ve
1930, Pluto'nun keşfedildiği yıllar) insanlar, paraları olmaksızın yaşamaya
dayanamayacakları için kendilerini öldürdüler. Maddeye bu derece bağımlı ve
tabi olma dünyamızı çok etkilemiş ve koyanisqaatsi, (Hopi deyişinde
"dengesiz hayat") ortaya çıkmıştır. Politikacıların ve finans devlerinin
çoğunun haritasında çok güçlü Pluto konumları bulunmaktadır. Bu insanlar
dünyaya karşı son derece acımasız, Pluto'nun volkanik etkilerini gösteriyor
olabilirler - volkanik bir patlama ya da atom bombası etkisi ile gün ışığına
çıkan büyük bir güç.
Bu insanlar kendilerini göstermek, belli etmek için çok güçlü bir istek
duyarlar. Bu Pluto'nun kompleksleri ve güvensizliklerinin bir yansımasıdır.
Tabii ki bu insanlar bilinçaltlarıyla derin, güçlü ve yoğun ilişkiler kurma
potansiyeline sahiptirler. Psikolojik derinliklerini inkar edip Pluto'nun
gücünü dışa yansıtmaya kalkıştıklarında, kendi düşüşlerini hazırlarlar.