gönderen Şekerpare » Çrş 16 Oca, 17:50
Uranüs Döngüsü - 42 Yaş Bunalımı
Uranüs, güneş etrafındaki dönüşünü 84 yılda tamamlar ve doğum anındaki konumuna kişinin 40 ila 42 yaşı arasında karşıt açı yapar. Bu dönem Jung’un “orta yaş krizi” diye adlandırdığı zihinsel gelişim dönemine denk gelir. Bu kritik yaşlarda insanlar Uranüs döngüsünün yanı sıra Satürn’ün ikinci yarı dönüşünün etkisi ile karşılaşır (29+14=43 yaş). Bu dönemi yaşayanlar öyle senkronistik olaylar ile karşılaşır ki, bu yaşları hayatının en önemli dönemi diye adlandırabilirler.
Uranüs özgürlük, liberasyon, yaşamak zorunda olduğumuz tecrübeler için adeta içine itildiğimiz olaylar, zihinsel perspektifin genişlemesini semboller. Uranüs ile gözümüzün önündeki perde aralanır.
Jung’a göre orta yaş krizi zihnimizin yaşanmamış parçaları –özellikle anima ve animus ve diğer gelişmemiş bilinçdışı faktorler- egomuzun kapısını kuvvetli olarak çalmaya başlar. Eğer egomuz bu zamana kadar tek taraflı gelişmişse bilinçaltımızdikiler yukarıya patlayan volkan misali aniden ve şiddetli olarak çıkacaktır ve bizi ani ve şaşırtıcı olaylara sürükleyecektir. Oturmuş bir evlilikten, kariyerden vazgeçme, hayatı boyunca yaşadığı yerlerden taşınma gibi dramatik kararlar artık egonun bariyerine takılmayacaktır. Genelde daha önce yaşanamayan derinlik ve yüksekliklerde hayat tecrübe edilmeye başlanır.
Bu dönemde de realiteyi dışarıya yansıtıp, kendimizi bir başkasının bizi şaşırtan hareketlerinin mağduru olarak görebiliriz. Artık varsa çocuklar ergen yaşa gelmiş, desteğe ihtiyaçları kalmamıştır, birçok kadın bu yüzden aile sorumluklarından bağımsız olarak dış dünya ile iletişime geçer. Aktive olan animus’un etkisi ile sosyal hayata zihinsel ve ruhsal katkı, eş ve çocukların verdiği duygusal bağlılık ve sorumlulukların üstüne geçer. Erkekler için genelde başarı ve finansal stabilite bu yaşlarda elde edilmiştir ve bilinçaltındaki anima’nın aktive olması ile kendilerinden yaşça küçük veya evlilik dışı ilişkilere sürüklenebilirler. Fakat bağlantı kuramadıkları eşlerinin onları aldatması veya terk etmesi yine de onları şok eder. Bütün bunlar daha derin ilişkiler ve zihnin daha yaratıcı ifadesi için bilinçaltındaki anima’nın sembolik arayışlarıdır.
Uranüs’ün doğum haritasındaki pozisyona karşıt açıya gelmesi içimizdeki yaşanmamışlıkların kuvvetli bir dürtü ile açığa çıkmasını sembolize eder. Bu dönemde yaşayacaklarımız bu yaşa kadar ne kadar yaşanmamışlığın içimizde birikmiş olmasına ve bireyleşme (individuation) olgusunun ne kadar farkında olduğumuza bağlıdır.
Uranüs döngüsü insanı en yaratıcı, en üretken dönemine sokabileceği gibi eğer içindeki bu fırtınalara direnirse zihinsel, duygusal ve fiziksel yıkıma kadar götürebilir. Bu yeni hayata kendimizi yabancı hissetsekte o hayatın temeli içimizdedir, eğer onları bastırmaya kalkarsak kendimize ancak zarar veririz.
Uranüs ile Satürn’ün doğum pozisyonlarına karşıt açı yaptığı bu dönem bize bilinçdışımızın gelişmemiş, değer verilmemiş veya göz ardı edilmiş yönleri üzerinde çalışmamız için bir fırsat daha verir. Bu iki gezegenin doğasında yıkım, belirsizlik ve karışıklık olsa da bize karakterimizin gelişimi için mükemmel fırsatlar yaratır. Tekrar hatırlatmak gerekirse bu gelişim ve değişim artık bizim elimizde değildir, volkan lavlarını püskürtmeye başlamıştır, fakat bu olayı anlayıp, direnmemeyi seçmemiz yararımıza olur .
Pelin Hattatoğlu
Referanslar:
1-Murray Stein, In Midlife-A Jungian Perspective, Spring Publications, Inc.,1988.
2-Liz Greene, Relating, Red Wheel/Weiser, LLC, 1977.
[b][size=150]Uranüs Döngüsü - 42 Yaş Bunalımı[/size][/b]
[img]https://www.akrep-burcu.com/dat/uranus-dongusu-42-yas.jpg[/img]
[size=150]Uranüs, güneş etrafındaki dönüşünü 84 yılda tamamlar ve doğum anındaki konumuna kişinin 40 ila 42 yaşı arasında karşıt açı yapar. Bu dönem Jung’un “orta yaş krizi” diye adlandırdığı zihinsel gelişim dönemine denk gelir. Bu kritik yaşlarda insanlar Uranüs döngüsünün yanı sıra Satürn’ün ikinci yarı dönüşünün etkisi ile karşılaşır (29+14=43 yaş). Bu dönemi yaşayanlar öyle senkronistik olaylar ile karşılaşır ki, bu yaşları hayatının en önemli dönemi diye adlandırabilirler.
Uranüs özgürlük, liberasyon, yaşamak zorunda olduğumuz tecrübeler için adeta içine itildiğimiz olaylar, zihinsel perspektifin genişlemesini semboller. Uranüs ile gözümüzün önündeki perde aralanır.
Jung’a göre orta yaş krizi zihnimizin yaşanmamış parçaları –özellikle anima ve animus ve diğer gelişmemiş bilinçdışı faktorler- egomuzun kapısını kuvvetli olarak çalmaya başlar. Eğer egomuz bu zamana kadar tek taraflı gelişmişse bilinçaltımızdikiler yukarıya patlayan volkan misali aniden ve şiddetli olarak çıkacaktır ve bizi ani ve şaşırtıcı olaylara sürükleyecektir. Oturmuş bir evlilikten, kariyerden vazgeçme, hayatı boyunca yaşadığı yerlerden taşınma gibi dramatik kararlar artık egonun bariyerine takılmayacaktır. Genelde daha önce yaşanamayan derinlik ve yüksekliklerde hayat tecrübe edilmeye başlanır.
Bu dönemde de realiteyi dışarıya yansıtıp, kendimizi bir başkasının bizi şaşırtan hareketlerinin mağduru olarak görebiliriz. Artık varsa çocuklar ergen yaşa gelmiş, desteğe ihtiyaçları kalmamıştır, birçok kadın bu yüzden aile sorumluklarından bağımsız olarak dış dünya ile iletişime geçer. Aktive olan animus’un etkisi ile sosyal hayata zihinsel ve ruhsal katkı, eş ve çocukların verdiği duygusal bağlılık ve sorumlulukların üstüne geçer. Erkekler için genelde başarı ve finansal stabilite bu yaşlarda elde edilmiştir ve bilinçaltındaki anima’nın aktive olması ile kendilerinden yaşça küçük veya evlilik dışı ilişkilere sürüklenebilirler. Fakat bağlantı kuramadıkları eşlerinin onları aldatması veya terk etmesi yine de onları şok eder. Bütün bunlar daha derin ilişkiler ve zihnin daha yaratıcı ifadesi için bilinçaltındaki anima’nın sembolik arayışlarıdır.
Uranüs’ün doğum haritasındaki pozisyona karşıt açıya gelmesi içimizdeki yaşanmamışlıkların kuvvetli bir dürtü ile açığa çıkmasını sembolize eder. Bu dönemde yaşayacaklarımız bu yaşa kadar ne kadar yaşanmamışlığın içimizde birikmiş olmasına ve bireyleşme (individuation) olgusunun ne kadar farkında olduğumuza bağlıdır.
Uranüs döngüsü insanı en yaratıcı, en üretken dönemine sokabileceği gibi eğer içindeki bu fırtınalara direnirse zihinsel, duygusal ve fiziksel yıkıma kadar götürebilir. Bu yeni hayata kendimizi yabancı hissetsekte o hayatın temeli içimizdedir, eğer onları bastırmaya kalkarsak kendimize ancak zarar veririz.
Uranüs ile Satürn’ün doğum pozisyonlarına karşıt açı yaptığı bu dönem bize bilinçdışımızın gelişmemiş, değer verilmemiş veya göz ardı edilmiş yönleri üzerinde çalışmamız için bir fırsat daha verir. Bu iki gezegenin doğasında yıkım, belirsizlik ve karışıklık olsa da bize karakterimizin gelişimi için mükemmel fırsatlar yaratır. Tekrar hatırlatmak gerekirse bu gelişim ve değişim artık bizim elimizde değildir, volkan lavlarını püskürtmeye başlamıştır, fakat bu olayı anlayıp, direnmemeyi seçmemiz yararımıza olur .[/size]
Pelin Hattatoğlu
Referanslar:
1-Murray Stein, In Midlife-A Jungian Perspective, Spring Publications, Inc.,1988.
2-Liz Greene, Relating, Red Wheel/Weiser, LLC, 1977.