Türk ve İslam Büyüklerinden Hazır Cevaplar 1

Cevap gönder


Bu soru spambotlar tarafından otomatik form gönderimlerini önlemek için sunulur.
İfadeler
:) :D :b :(( :oo :? :( :a :k :u :d :o :dus :uyku :op :gul :hipnoz :opucuk :seytani :selam :dil :hayir :pufff :gozkirp
Daha fazla ifade görüntüle

BBCode AÇIK
[img] KAPALI
[flash] KAPALI
[url] AÇIK
İfadeler AÇIK

Başlık incelemesi
   

Geniş görünüm Başlık incelemesi: Türk ve İslam Büyüklerinden Hazır Cevaplar 1

gönderen No.SympaThy » Pzr 06 May, 18:13

:D

gönderen kısas » Pzr 06 May, 17:53

"bir polis anlatmıştı;
kavsakta nöbet tutan polisler eşeği üzerinde karsıya gecmeye calısan yaşlı amcaya saka yapmak isterler ve;
-amca dur!radara yakalandın ceza kesecez.
-etme oglum be.kaç para?
-100 ytl amca
-peki oglum bunu ben mi ödeyecem,eşek mi?
-(saskın vaziyette)kim öderse ödesin sonuçta 100 ytl ödenecek.
-oglum aman eşek ödemesin,ben ödeyeyim.
-neden ki amca?
-pazartesi günü polislik sınavına girecek.morali bozulmasın!..."

bu amcayı tanıyorum : )

gönderen onurxt » Pzr 06 May, 17:47

Kadıköy Camiinde vaaz vermekte olan Osman Demirci Hoca'ya:
- Hocam, diye sormuşlar. At nalını evimizin kapısına asarsak uğur getirir mi?
- Demirci Hoca:
- Zannetmiyorum, diye cevap vermiş. O nallardan her atta dört tane var ama, bütün gün kamçı yiyip duruyorlar.
:)

Teşekkürler sevgili tutku.

gönderen No.SympaThy » Pzr 06 May, 17:01

tutku yazdı:bu da çok hoşuma gitti...


İngiliz garson, Türk müşteriye:

“Çanakkale’de çok askerimizi öldürdüğünüz için sizleri pek sevmeyiz” deyince, bizimkinden gayet soğukkanlı bir şekilde şu cevabı almış:

“Orada ne işiniz vardı?”
:)

gönderen tutku » Pzr 06 May, 16:59

bu da çok hoşuma gitti...


İngiliz garson, Türk müşteriye:

“Çanakkale’de çok askerimizi öldürdüğünüz için sizleri pek sevmeyiz” deyince, bizimkinden gayet soğukkanlı bir şekilde şu cevabı almış:

“Orada ne işiniz vardı?”

gönderen tutku » Pzr 06 May, 16:55

Hastalıktan ötürü gözleri kapanmış olan bir adam, halk şairi Seyrani'ye:
- Bende dünyayı görecek göz mü kaldı? diye şikayette bulununca, söz eri Seyrani:
- Hiç üzülme dostum demiş. Zaten dünyada da bakılacak surat kalmadı.
.............................
Mehmed Âkif, Berlin'den döndüğünde sormuşlar:
- Berlin'de ne var ne yok üstad!
Şöyle cevap vermiş:
- Gördüğüm kadarıyla işleri dinimiz gibi sağlam; dinleri ise işlerimiz kadar çürük.

....................................

A. Geylanî Hazretlerinin üzerine hiç sinek konmazdı. Onun bu haline vakıf olanlardan biri sordu.
- Üzerinize sinek konduğunu hiç görmüyoruz? Sebebi nedir?
Şu cevabı verdi:
- Niçin konsun ki? Üzerimde ne dünyanın pekmezi var, ne de ahiretin balı...

..............................
Kanuni Sultan Süleyman, sarayın bahçesindeki armut ağaçlarını kurutan karıncaların öldürülmesi için Şeyhül İslam Ebussud Efendi'den şu beyitle fetva istemiş:
Dırahta ger ziyân etse karınca
Zararı var mıdır ânı kırınca
(Ürünlere zarar veren karıncaların öldürülmesinde dinen bir zarar var mıdır?)
Ebussud Efendi bir beyitle cevap vermiş:
Yarın Hakkın divanına varınca
Süleyman'dan hakkın alır karınca

...............................
M. Akif yapmacıklı jest ve mimiklerle şiir okuyanlarda hoşlanmazdı. Bir gün böyle biri, Taceddin Dergâhında Akif'in bülbül şiirini okur. Bu okuyuşa canı sıkılan Akif, şöyle söylenir:
- Bu bülbül bizim Bülbül'e benziyordu ama, adam ne kanadını bıraktı, ne kuyruğunu!..

............................
Gökyüzünde birtakım uçan cisimlerin görüldüğü iddia edildiğinde, bunlara ilk önce "uçan tabak" adı veriliyormuş. Nizamettin Nazif, bu esrarengiz olay hakkında Prof. Salih Murad'ın fikrini sorarak: - Ne dersiniz, hocam? demiş. Bu uçan tabaklar sizce gerçek midir? Ve daha önce görülmüş müdür? Profesör:
- Elbette gerçektir, diye gülümsemiş. Karı koca arasında sık sık görülür.

...........................
Ahmak bir adamın eline "Kıyafet ilmi"ne dair bir kitap geçer. Okurken şöyle bir yazı görür. Bir adamın başı küçük, sakalıyla boyu uzun olursa aklı az olur"
Meğer herifin de kitabın tarif ettiği gibi, başı küçük, sakalıyla boyu uzundur. Kendisini bu tarifin dışına çıkarmak ister. Ne yapması gerektiğini düşünür. Başını büyültmenin imkanı olmadığı gibi, boyunu kısaltması da mümkün değildir. Bari sakalımı küçülteyim diyerek şamdanı eline alır. Bir eliyle sakalının yarısını tuttuktan sonra ikinci yarısını mumun alevine yaklaştırır. Biraz yanıpta sıcaklık parmaklarının uçlarına dokununca eline çeker. Yüzü cascavlak kalır. Bunun üzerin hokkayı kalemi eline alarak kitabın kenarına şunları yazar:
- Bunun gerçek olduğu üzerinde yaptığım deneyle anlaşılmıştır. Dolayısıyla ben de tasdik ederim.

gönderen tutku » Pzr 06 May, 16:42

Kadıköy Camiinde vaaz vermekte olan Osman Demirci Hoca'ya:
- Hocam, diye sormuşlar. At nalını evimizin kapısına asarsak uğur getirir mi?
- Demirci Hoca:
- Zannetmiyorum, diye cevap vermiş. O nallardan her atta dört tane var ama, bütün gün kamçı yiyip duruyorlar.

....................................

Serdengeçti'ye sormuşlar:
- Konuşmalarında niçin bu kadar çok "ALLAH" lafzını söylüyorsun?
- Serdengeçti kendinden beklenen cevabı verir.
- Öyle mi?ALLAH! ALLAH !
...........................................

İmam-ı Azam hazretleri, üzerine doğru gelmekte olan bir hayvana yol vererek
kenara çekildiğinde, yanındakiler neden böyle yaptığını sormuşlar.
Hazret, düşünmeden cevap vermiş
--Onun boynuzları var, benim ise aklım.

.....................................

Alaaddin Başar’a:
--Şeytan,niçin meyhaneye gidenlere vesvese vermiyor? diye sorduklarında:
--Vermez tabi, demiş. Eğer verse kazayla camiye giderler.

.............................................

bir polis anlatmıştı;
kavsakta nöbet tutan polisler eşeği üzerinde karsıya gecmeye calısan yaşlı amcaya saka yapmak isterler ve;
-amca dur!radara yakalandın ceza kesecez.
-etme oglum be.kaç para?
-100 ytl amca
-peki oglum bunu ben mi ödeyecem,eşek mi?
-(saskın vaziyette)kim öderse ödesin sonuçta 100 ytl ödenecek.
-oglum aman eşek ödemesin,ben ödeyeyim.
-neden ki amca?
-pazartesi günü polislik sınavına girecek.morali bozulmasın!...

.......................................

"musiki derneginde ne çalıyorsunuz"diye soran arkadasına Selim gündüzalp
-vakit efendim,sadece vakit.

.......................................

kırkıncı hocama:"kabeyi ilk görünce yapılan dualar kabul oldugu için ne dua edelim?" diye sorarlar.cevap:
-"yarabbi!bundan sonra edeceğim tüm duaları kabul et"

Türk ve İslam Büyüklerinden Hazır Cevaplar 1

gönderen muzip_yay » Cmt 05 May, 17:32

Ne Yedirelim?

Lokman Hekim'e:
-Hastalarımıza ne yedirelim?diye sorduklarında,şu cevabı vermiş:
-Acı söz yedirmeyin de,ne yedirirseniz olur.

Ben Çekilirim

Dünya nimetlerine önem vermeyen yasayış ve felsefesiyle ünlü filozof Diyojen, bir gün çok dar bir sokakta zenginliğinden başka hiçbir şeyi olmayan kibirli bir adamla karsılaşır. İkisinden biri kenara çekilmedikçe geçmek olanaksızdır. Mağrur zengin, filozofa:
-Ben bir serserinin önünde kenara çekilmem.
Bunun üzerine Diyojen kenara çekilerek,gayet sakin su karşılığı verir:
-Ben çekilirim.

Sabır

Cüneyd-i Bağdadi'ye "sabır nedir?" diye sorduklarında şu cevabı vermiş.
- Yüzünü ekşitmeden, acıyı yudumlamaktır.

Biz de Onlara Yaklaşıyoruz

Sultan Alparslan 27 bin askeriyle Bizans topraklarında
ilerlerken, keşfe gönderdiği askerlerden biri huzuruna gelip telaşla:
- 300 bin kişilik düşman ordusu bize doğru yaklaşıyor, der.
Alparslan hiç önemsemeyerek şöyle der:
- Biz de onlara yaklaşıyoruz.

Bal ile Sirke

Hocaya "bal ile sirke uyuşmaz" derler. Niçin uyuşmasın der ve gider yarım okka bal yer, yarım okka da sirke içer, gelir oturur. Yüzünün yemyeşil olduğunu görenler sorar:
- Bal ile sirke uyuşmadılar değil mi?
Hoca hiç erkekliği elden bırakır mı?
- Yo yo onlar uyuştular da, şimdi beni aradan çıkarmaya çalışıyorlar.

Başa dön