BAŞKA BİR NET SİTESİNDEN AYNI KONU HAKKINDA BAŞKA BİR ANLATIM:
Çok farklı bir hayat şekli yaşayan aile, çevreleriyle, doğayla karşılıklı bir uyum içinde, mutlu hayatlar sürdürüyorlar… Onlar, büyükanneyle büyükbabadan, anneyle babadan, çocuklar ve evin hayvanlarından oluşan bir aile...
Byambasuren Davaa ve Luigi Falorni, konforlu ve iyi tasarlanmış bir çadırda, en yakın yerleşime 50 kilometre uzaklıktaki bu yaşamı anlatıyorlar...Yaklaşık 60 deve, 300 koyun ve keçileri var. Ailenin en büyük erkek çocuğu olan Dude, yatılı okulda okumuş fakat erkek kardeşleri, anne-babası ve büyük anne-babası ile yaşamak için evine geri dönmüş. Göçebe yaşamını tercih etmiş.
Bugün, genç kuşak yaşamak için şehirleri seçiyorlar ve çöl yaşamından uzaklaşıyorlar. Şehirdeki işçi sınıfına katılıyorlar. Coca cola içmeyi ve bilgisayar oyunlarını tercih ediyorlar. Davaa bu durumun dışında. Henüz , "AĞLAYAN DEVE'NİN ÖYKÜSÜ" var.
O ailesinin yanında geleneklerine bağlı ve mutlu...
Develer
İlkbahar süresince Gobi Çölü'nde göçebe aileler koyun ve develerin doğumuna yardım ederler. Ve bir deve çok zorlu bir şekilde doğum yapar. Aile doğuma yardımcı olur. Devenin bu zorlu doğumun sonucunda beyaz bir yavrusu olur. Deve büyük bir çaba harcayarak doğurduğu yavruyu reddeder. Yavru devenin süt ihtiyacını reddeder. Anne devenin yavrusunu kabul etmesi için defalarca "Deve bebeğinin ağlamasını durdur" diyen Byambasuren Davaa bu durumu hatırlatır.
"Yavru deve ağlamayı bırak, üzülme..."
Anne deve İngen ile yavrusu Botok arasındaki mesafe devam eder, anne İngen yavrusunun ağlamalarına ve bağırışlarına duyarsız kalır...
Sonunda, Bu üzüntüyü nasıl bitireceklerini bulurlar.
Ailenin en büyük oğlu ve kardeşi Agna, müzisyeni getirmek için en yakın kasabaya giderler...
Tek umutları eski dönemlerden beri uygulanan müzik törenidir. Aile, anne ve yavruyu birleştirmek için müzik hocası getirtmeye karar verir. Anne deveye dakikalarca anlamlı müzik ritimleri ile sinyaller verilir. Annenin bebeğine olan duygusunun canlanması ve onu kabullenmesi için.
Hikayeye göre anne deve müzik ile ağlatılabilirse yavrusunu kabullenecektir...
Denir ki, “bir deve müzisyenin şarkısını dinleyip de yavrusunu emzirmeye karar verirse eğer, gözyaşı dökermiş”...
Katıldığı uluslararası festivallerde seyirci ödüllerini toplayan ‘Ağlayan Devenin Öyküsü / The Story of the Weeping Camel’ belgeselinin, Münih’te film okulu öğrencisi Moğol Byambasuren Davaa ile İtalyan Luigi Falorni adlı iki yönetmeni var. Film bu ikilinin mezuniyet projesi. İkili, Moğolistan’a iki seyahat sonucu, önce filmlerinin hazırlıklarını yapmış, sonra da develerin yavrulama mevsiminde projelerini gerçekleştirme şansı bulmuş.
[url=http://imageshack.us][img]http://img525.imageshack.us/img525/7472/wcposter1gu7.jpg[/img][/url]
[url=http://g.imageshack.us/g.php?h=525&i=wcposter1gu7.jpg][img]http://img525.imageshack.us/img525/7472/wcposter1gu7.0711acfeef.jpg[/img][/url]
BAŞKA BİR NET SİTESİNDEN AYNI KONU HAKKINDA BAŞKA BİR ANLATIM:
Çok farklı bir hayat şekli yaşayan aile, çevreleriyle, doğayla karşılıklı bir uyum içinde, mutlu hayatlar sürdürüyorlar… Onlar, büyükanneyle büyükbabadan, anneyle babadan, çocuklar ve evin hayvanlarından oluşan bir aile...
Byambasuren Davaa ve Luigi Falorni, konforlu ve iyi tasarlanmış bir çadırda, en yakın yerleşime 50 kilometre uzaklıktaki bu yaşamı anlatıyorlar...Yaklaşık 60 deve, 300 koyun ve keçileri var. Ailenin en büyük erkek çocuğu olan Dude, yatılı okulda okumuş fakat erkek kardeşleri, anne-babası ve büyük anne-babası ile yaşamak için evine geri dönmüş. Göçebe yaşamını tercih etmiş.
Bugün, genç kuşak yaşamak için şehirleri seçiyorlar ve çöl yaşamından uzaklaşıyorlar. Şehirdeki işçi sınıfına katılıyorlar. Coca cola içmeyi ve bilgisayar oyunlarını tercih ediyorlar. Davaa bu durumun dışında. Henüz , "AĞLAYAN DEVE'NİN ÖYKÜSÜ" var.
O ailesinin yanında geleneklerine bağlı ve mutlu...
Develer
İlkbahar süresince Gobi Çölü'nde göçebe aileler koyun ve develerin doğumuna yardım ederler. Ve bir deve çok zorlu bir şekilde doğum yapar. Aile doğuma yardımcı olur. Devenin bu zorlu doğumun sonucunda beyaz bir yavrusu olur. Deve büyük bir çaba harcayarak doğurduğu yavruyu reddeder. Yavru devenin süt ihtiyacını reddeder. Anne devenin yavrusunu kabul etmesi için defalarca "Deve bebeğinin ağlamasını durdur" diyen Byambasuren Davaa bu durumu hatırlatır.
"Yavru deve ağlamayı bırak, üzülme..."
Anne deve İngen ile yavrusu Botok arasındaki mesafe devam eder, anne İngen yavrusunun ağlamalarına ve bağırışlarına duyarsız kalır...
Sonunda, Bu üzüntüyü nasıl bitireceklerini bulurlar.
Ailenin en büyük oğlu ve kardeşi Agna, müzisyeni getirmek için en yakın kasabaya giderler...
Tek umutları eski dönemlerden beri uygulanan müzik törenidir. Aile, anne ve yavruyu birleştirmek için müzik hocası getirtmeye karar verir. Anne deveye dakikalarca anlamlı müzik ritimleri ile sinyaller verilir. Annenin bebeğine olan duygusunun canlanması ve onu kabullenmesi için.
Hikayeye göre anne deve müzik ile ağlatılabilirse yavrusunu kabullenecektir...
Denir ki, “bir deve müzisyenin şarkısını dinleyip de yavrusunu emzirmeye karar verirse eğer, gözyaşı dökermiş”...
Katıldığı uluslararası festivallerde seyirci ödüllerini toplayan ‘Ağlayan Devenin Öyküsü / The Story of the Weeping Camel’ belgeselinin, Münih’te film okulu öğrencisi Moğol Byambasuren Davaa ile İtalyan Luigi Falorni adlı iki yönetmeni var. Film bu ikilinin mezuniyet projesi. İkili, Moğolistan’a iki seyahat sonucu, önce filmlerinin hazırlıklarını yapmış, sonra da develerin yavrulama mevsiminde projelerini gerçekleştirme şansı bulmuş.