gönderen EffEndY » Sal 08 May, 15:42
Başak burcu temizlik bilincidir. Bir evi temizlemek nasıl ki öncelikle çöpleri, döküntüleri uzaklaştırmak ve her şeyi yerine yerleştirmeye dayanıyorsa, Başağın zihni de böyle çalışır. Her şey yerinde olmalı, olmaması gereken hiçbir şeye de izin verilmemelidir. Bu zihniyet bazen hoşgörüsüzlüğe neden olabilir. Çünkü insan ilişkilerinde her zaman her şeyin yerli yerinde olması sağlanamaz. İşte bu yüzden duygusal ilişkiler Başağa çok zor gelir.
İnsan dünya hayatında bir eğitim, gelişme ve olgunlaşma süreci geçirmektedir. Bu yüzden her işte insan faktörü daima kusursuzluktan uzaktır. Bu ise Başağın hoşgörmekte zorlandığı bir şeydir. Hele duygusal konulu insan ilişkileri tamamen hoşgörüye ve kusurları görmezden gelmeye dayanmak zorundadır. Başağı asosyal, geçimsiz ve eleştirici yapan da budur.
Mükemmellik, insan zihninin ancak hayalini kurup özlemini çektiği bir ütopyadır. İnsan yeryüzüne kusurlar işlesin, bunun şuuruna vararak özür dilesin, kusursuzluğun hasretini duyup onun tek sahibine hayranlıkla bağlansın diye indirilmiştir. Bir hadis-i şerifte kusur işlemeyen, tövbe de etmeyen bir insan topluluğu yetiştirilebilecek olsa, o neslin ortadan kaldırılıp yeniden kusur işleyecek ve tövbe edecek neslin getirileceğini söylemiştir. O halde amacın kusursuzluk olmadığı, kusurlardan tövbe ile Allah(c.c)’a yönelmek ve yakınlık aramak olduğu anlaşılmaktadır.
Başak burcu temizlik bilincidir. Bir evi temizlemek nasıl ki öncelikle çöpleri, döküntüleri uzaklaştırmak ve her şeyi yerine yerleştirmeye dayanıyorsa, Başağın zihni de böyle çalışır. Her şey yerinde olmalı, olmaması gereken hiçbir şeye de izin verilmemelidir. Bu zihniyet bazen hoşgörüsüzlüğe neden olabilir. Çünkü insan ilişkilerinde her zaman her şeyin yerli yerinde olması sağlanamaz. İşte bu yüzden duygusal ilişkiler Başağa çok zor gelir.
İnsan dünya hayatında bir eğitim, gelişme ve olgunlaşma süreci geçirmektedir. Bu yüzden her işte insan faktörü daima kusursuzluktan uzaktır. Bu ise Başağın hoşgörmekte zorlandığı bir şeydir. Hele duygusal konulu insan ilişkileri tamamen hoşgörüye ve kusurları görmezden gelmeye dayanmak zorundadır. Başağı asosyal, geçimsiz ve eleştirici yapan da budur.
Mükemmellik, insan zihninin ancak hayalini kurup özlemini çektiği bir ütopyadır. İnsan yeryüzüne kusurlar işlesin, bunun şuuruna vararak özür dilesin, kusursuzluğun hasretini duyup onun tek sahibine hayranlıkla bağlansın diye indirilmiştir. Bir hadis-i şerifte kusur işlemeyen, tövbe de etmeyen bir insan topluluğu yetiştirilebilecek olsa, o neslin ortadan kaldırılıp yeniden kusur işleyecek ve tövbe edecek neslin getirileceğini söylemiştir. O halde amacın kusursuzluk olmadığı, kusurlardan tövbe ile Allah(c.c)’a yönelmek ve yakınlık aramak olduğu anlaşılmaktadır.