DENİZ ANALARI

Kategoriler Dışındaki Genel Konularla İlgili Araştırma Yazıları.
Sun's GirL

DENİZ ANALARI

Okunmamış mesaj gönderen Sun's GirL » Çrş 28 Kas, 12:48

DENİZ ANALARI

Denizanaları herkesin tanıdığı son derece ilginç canlılardandır. Ancak %

95'i sudan oluşan denizanalarının genelde bilinmeyen şaşırtıcı özellikleri

de vardır. Örneğin, bazı türleri ışık saçarak düşmanlarını yanıltır, bazıları

ise vücutlarında düşmanları için öldürücü zehirler üretir.




Hemen hemen bütün iklim koşullarında yaşamlarını sürdürebilen

denizanalarının pek çok türü canlılar için tehlikelidir. Saydam bir yapıları

olan bu canlıların, vücutlarının alt kısımlarından uzanan dokungaçları

vardır. Bazı türlerin dokungaçlarında zehirli bir sıvı bulunur. Denizanaları

avlarını bu zehiri fışkırtarak yakalar, düşmanlarını da bu zehirle

öldürürler. Zehiri olmayan deniz anaları türleri ise elbette ki savunmasız

değildir. Bunlardan kimileri kendilerini korumak için ışık saçma

özelliklerini kullanırlar. Düşmanları olan deniz kaplumbağalarından, deniz

kuşlarından, balıklar ve balinalardan kurtulmak için planlı ve metodlu bir

şekilde hareket ederler. Düşmanlarından kaçarken bütün vücutlarında ışık

yanar. Ancak düşman tam onları ısırmaya kalktığında çan görünümlü

kısımlarındaki ışığı kapatırlar ve ışığı yanık kalan dokungaçlarını

gövdelerinden ayırırlar. Böylece düşmanın dikkati dokungaçlara çekilmiş

olur. Denizanaları da bu durumdan faydalanarak hemen oradan

uzaklaşırlar.



Başka bir tür olan fizalyalar (yandaki sol alt resim) ise dev

denizanalarıdır. Akdeniz dahil bütün tropik ve ılıman iklimlerde yaşarlar.

Fizalyaların deniz yüzeyinden 20 cm kadar yukarıya yükselen masmavi

yelkenimsi bir organları vardır, onları yüzdüren ve ilerleten bu organdır.

Helezon biçimli dokungaçlarında felç yapıcı toksinler içeren kapsüller

bulunur.



Denizanalarının tüm bu özellikleri son derece ilginçtir. Güneşle temas

ettiğinde kısa bir süre içinde kuruyup yok olan, neredeyse tamamı sudan

oluşan bir canlı nasıl olup da kimyasal madde üretimi yapar? Veya nasıl

olur da düşmanını yanıltacak taktikler geliştirebilir?



Denizanalarının düşmanlarını ya da avlarını görebilecek gözleri, beyinleri

yoktur. Denizanaları sadece peltemsi bir su kütlesidir, ancak çeşitli

taktikler u y g u l a y a r a k avlanmak, düşmanlarından kurtulmak gibi

bilinçli davranışlarda bulunurlar.




Kullanıcı avatarı
kahve
*SiyahAkrep*
*SiyahAkrep*
Mesajlar: 913
Yaş: 50
Kayıt: Sal 12 Haz, 13:52

Okunmamış mesaj gönderen kahve » Çrş 28 Kas, 12:53

bizler ne kadar daha bu doganin güzelliklerine "sahip" olacagiz?hayvanlarinla bitkilerinle
yazik wallahi yazik
Suclar insanlarin yüzünde görünseydi aynalar satilmazdi
P.Ustinov

Sun's GirL

Okunmamış mesaj gönderen Sun's GirL » Çrş 28 Kas, 12:54

Resim


Resim

Resim

Resim

Sun's GirL

Okunmamış mesaj gönderen Sun's GirL » Çrş 28 Kas, 12:56

Tehlikeliler de elbette.. ama öyle olmak zorundalar. yaşamanın kuralı. her canlı türü beslenmek gelişmek ve hayatta kalmak zorunda..

Sun's GirL

Okunmamış mesaj gönderen Sun's GirL » Çrş 28 Kas, 12:58

Resim


Büyük denizanaları ya da Scyphozoa (Lat. Scyphus (kadeh), zoon

(hayvan)), denizanalarını içeren bir Knidliler sınıfıdır.


Hepsi denizlerde yaşayan oldukça küçük bir gruptur. Yaşam döngülerinde

polip formlar da bulunmakla beraber, medüz formlar daha çoğunluktadır.

İlk kas hücrelerinin görüldüğü gruptur.



Polip formları genellikle tekil yaşayan hayvanlardır. Medüz formlar ise,

kenarları loblu, ve strabilasyonla oluşan en büyük medüz canlıları

oluşturan grubu oluşturur.




Yapısal olarak, dört ışınlı radyal simetri gösterirler. Vücutlarının iç ve dış

çeperleri arasındaki mezoglea tabakasıyla birlikte jelatin tabakası halinde

bir görünümleri vardır. Vücut şeklilleri kadeh, borazan, kubbe, tabak,

piramit, vs. şeklinde olabilir. Bazılarında ışık verme yeteneği bulunur.

Vücutlarının mezoglea tabakaları içide simbiyotik canlılar bıulunabilir.

Karnivor olarak, küçük deniz canlıları, yumurtalar ve larvalarla beslenirler.


Sun's GirL

Okunmamış mesaj gönderen Sun's GirL » Çrş 28 Kas, 13:12

Ülkemizde en sık görülen zehirli omurgasız hayvan, denizanası (Aurella

aurita). Bunun yanında dalış yapanların en sık rastladığı tür de deniz

çıyanı (Hermodice carungulata).



Denizanalarının, hidroidlerin ve mercanların içinde bulunduğu şubeye

Cnidaria (Knidliler) denir. Şubenin bu adı almasının nedeni, vücut

üzerinde çeşitli yerlerde bulunan ve "knidoblast" denen zehir hücreleri.

Kapsül biçimindeki bu hücrelerin içinde "nematosist" denen ve kıvrılmış

tüp şeklinde yakıcı bir yapı bulunur. Herhangi bir uyarıyla (örneğin bir

canlının teması) hücre patlar ve zehir temas eden canlıya geçer. Bir

denizanasında bu zehirli hücrelerden binlercesi bulunur. Zehirlenmenin

etkisiyse dokuya temas eden nematosistlerin miktarına bağlıdır.



Araştırmalara göre temas sonucunda nematosistlerin %25'i patlar.


Bazı hidroid türleri zemine yapışık yaşarlar ve bitkiye çok benzerler.

Birçok dalgıç tarafından bitki zannedilen ve zehirli olduğu pek bilinmeyen

bu hayvanlara temas sonucunda zehir, temas eden kişinin vücuduna

aktarılır. Zehirin etkisi türlere göre değişmekle birlikte genelde insanlar

için büyük tehlike yaratmaz. İlk temastan hemen sonra iğne batıyormuş

gibi bir acı hissedilir, ardından kaşınmalar başlar. Zamanla ağrının etkisi

geçer.



Denizanaları türleriyse denizlerde zemine bağlı olmadan suda hareket

halinde yaşarlar. Hareketleri daha çok akıntılara, gel-git hareketlerine

bağlıdır. Vücut yapıları şemsiye şeklindedir. Şemsiyelerinin ucunda çok

sayıda nematosistin bulunduğu uzantılar vardır. Ana besinlerini

planktonlar oluşturur. Bunun yanında büyük türler, küçük balıkları

avlayarak beslenirler. Genel olarak saydam olan bu hayvanlar bazen kirli-

beyaz, mavi-beyaz olarak da görülürler.



Türkiye denizlerinde en sık rastlanan denizanası türü olan Aurella aurita,

denizle ilişkisi olan herkesin bildiği bir tür. Ortalama 25-30 cm olan vücut

çapları en fazla 50 cm'yi bulur. Üreme dönemlerinde üreme organlarının

rengi, mor-menekşe rengini alır. Tüm denizlerimizde bulunurlar. Bu türün

yol açtığı zehirlenmeler, genelde hafif kaşıntılar ve kızarıklarla atlatılır.



Kıyılarımızda rastlanan diğer bir denizanası türü Rhisostoma pulmo'nun

vücut yapısı da çan şeklindedir. Bu türde uzantılar bulunmaz.

Nematosistler ağız kolları üzerinde ve şemsiyenin çevresinde bulunurlar.

Denizlerimizde yaşayan en büyük denizanalarından biridir. Vücut çapı 70

cm'yi bulabilir. Planktonlarla beslenirler.



Rhopilema nomadica ise kıyılarımız için yeni bir denizanası türü. Dış

görünüşü Rhisostoma pulmo'ya çok benzeyen bu tür Mersin - Taşucu'nun

doğusunda, özellikle yaz aylarında daha fazla görülür ve yüzücüler,

balıkçılar ve dalgıçlar için potansiyel tehlike oluşturur.




DENİZANASI VE HİDROİDLERİN YOL AÇTIĞI ZEHİRLENMELER


Belirtiler:

Türlere, mevsime, nematosistlerin nüfuz ettikleri bölgeye, deriye nüfuz

eden nematosist miktarına, zehirleyen türün büyüklüğüne, bireyin

bağışıklık sistemine ve yaşına (çok yaşlılar ve çok gençler daha hassastır)

göre değişiklik gösterir. Genel olarak hidroid kaynaklı zehirlenmeler lokal

deri tahrikleriyle kendilerini gösterir. İlk anda ortaya çıkan kaşıntı hissi

birkaç saat içinde sona erer. Knidlilerin uzantılarına temas eden bölge

kızarır; su toplanması veya hafif bir kanama da görülebilir.



Ciddi zehirlenmeler kas krampları, karında sertlik, dokunma hissinde ve

sıcaklığın algılanmasında azalma, mide bulantısı, kusma, ciddi sırt ağrısı,

konuşma zorluğu, istemsiz kas kasılmaları ve nefes alma zorluğuna

neden olabilir. Ölüm olaylarına ender olarak rastlanır, fakat Akdeniz'de

yaşayan türler çok kuvvetli toksinler içermediklerinden böyle bir

tehlikenin olmadığı varsayılır.



Tedavi Yöntemleri:


Tedavi yöntemleri uygulanırken acının hafifletilmesi ve zehir etkisinin

azaltılması yönünde hedefler gözetilmelidir. Dünyanın pek çok bölgesinde

Knidlilerin neden olduktan zehirlenme olaylarındaki en yaygın tedavi,

lokal olarak amonyak ve sirke uygulanmasından ibarettir. Ama genel

olarak yapılması gereken işlemler şöyle:



Deri hemen deniz suyuyla hafifçe yıkanmalıdır. Kesinlikle tatlı su veya

buz kullanılmamalı ve deri asla ovuşturulmamalıdır. (Tatlı su kullanımı

derideki patlamamış zehir hücrelerinin patlamasına neden olabilir).



Acı veya kaşıntı sona erene kadar sirke, % 40-70'lik alkol veya amonyak

uygulanmalıdır. Tavsiye edilen bu çözeltilerin bulunamaması durumunda

idrar da kullanılabilir.



Eğer deride gözle görülebilen uzantılar, iplikçikler vs. varsa çıplak elle

dokunmadan bir cımbız yardımıyla deriden uzaklaştırılmalıdır. Bu

uzantıların alınması sırasında mümkünse bir eldiven giyilmelidir. Uzantılar

alınırken tahriş olan bölgeye kuru kum serpilerek bölgenin daha sonra bir

havlu yardımıyla çok bastırmadan silinmesi de yararlı olabilir.



Tahriş olan bölgeye tekrar sirke uygulanmalıdır (15 dakika boyunca).

Ağızdan alınacak antihistaminik bir ilaç ve tahriş olan bölgeye

uygulanacak topikal bir krem yararlı olabilir.



Eğer uzantılar gözle temas ettiyse, gözler en azından 1-2 litre tatlı suyla

yıkanmalıdır.




Denizanası (Rhisostoma Pulmo) Korunma Yolları:

Knidliler arasında bir dalgıç veya bir yüzücü için en fazla tehlike oluşturan

canlılar kuşkusuz denizanaları. Özellikle fırtınalı havalardan sonra veya

sıcak yaz aylarında populasyonları artan denizanalarına ait bazı türlerin,

bazen metrelerce uzunluktaki uzantılara sahip olabildikleri göz önüne

alınırsa, hayvana yakın bir yerde olmanın zehirlenmek için yeterli olduğu

görülür. Aslında dalışlar sırasında giyilen dalış kıyafetleri bu tür bir

tehlikenin önüne kolaylıkla geçebilir, ancak yüzücülerin böyle bir şansları

olmadığından denizanalarının bulunduğu bir ortamda denize girmekten

çekinilmelidir.



Üreme dönemlerini geride bırakıp kumsallara vuran denizanası ölüleriyse

başka bir tehlike; çünkü zehir hücrelerinin büyük bir kısmı halen etkin

durumdadır ve herhangi bir temas sonucunda zehirlenmek mümkün

olabilir. Denizanalarının büyük miktarlarda bulunduktan ortamlarda

vücutlarından kopan uzantılar ve iplikçikler de potansiyel bir tehlike

oluşturabilir; dalış kıyafeti giyilmesine rağmen açıkta kalan el ve yüzün

bu kopan parçalara teması hafif ve orta şiddetli adlara neden olabilir.



Hidroidler iskele ayaklarında, teknelerin altında, midye kabuklarının

üzerinde ve buna benzer ortamlarda yaşayabildiklerinden ve nispeten

küçük boylu canlılar olduklarından dikkatsizlik sonucunda zehirlenmeler

meydana gelebilir.


Resim

Kullanıcı avatarı
gnc_scrp
*SiyahAkrep*
*SiyahAkrep*
Mesajlar: 894
Yaş: 45
Kayıt: Sal 05 Ara, 17:30

Okunmamış mesaj gönderen gnc_scrp » Çrş 28 Kas, 14:40

çok güzeller değil mi? salına salına...

Sun's GirL

Okunmamış mesaj gönderen Sun's GirL » Çrş 28 Kas, 22:17

evet gonca:)

Resim

Sun's GirL

Okunmamış mesaj gönderen Sun's GirL » Prş 29 Kas, 00:38

Resim

Sun's GirL

Okunmamış mesaj gönderen Sun's GirL » Prş 29 Kas, 00:39

aşağıdaki dalgıcın yerinde olmak isterdim...

Resim

Sun's GirL

Okunmamış mesaj gönderen Sun's GirL » Prş 29 Kas, 00:40

Resim


Cevapla
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“Araştırma Genel Konular” sayfasına dön