Oğlak Burcu Analizi

Oğlak Burcu (Capricorn) 22 Aralık - 20 Ocak
Kullanıcı avatarı
çıkmazsokak
Mesajlar: 34
Yaş: 37
Kayıt: Pzr 15 Eki, 19:03

Oğlak Burcu Analizi

Okunmamış mesaj gönderen çıkmazsokak » Prş 15 Mar, 22:12

Oğlak karakterini kavramak, bir esintiyi yakalamaktan başka bir şey değildir. Bu burcu öğreneceksiniz. Ama birkaç çalışmaya ihtiyacınız var. Köşedeki sessiz örümceğe dikkat edin. Hızla uçan böceklere karşı hiçbir yakalama şansı yok. Ne var ki, o uçan böcekler örümceğin akıllıca örülen ağına yakalanırlar ve örümcek kazanır. Ezopun, yarışta alay edercesine sürünüp giden ağır aksak kablumbağasını hatırlayın. Hızlı, zeki tavşanın karşısında hiçbir kazanma şansı yoktur. Ama deli dolu tavşan hedefi unutup o yöne, bu yöne koşuşup dururken kaplumbağa kazanır. Dağa tırmanırken keçiyi gözleyin. Kendisini izleyen daha akıllı insanoğlunun stratejisine karşı hiçbir şansı yoktur. Ancak, eşsiz bir şekilde bu iş için yaratılmış tırnaklan üstünde azimle kayadan kayaya seken inatçı keçiye avcılar yetişemez — ve keçi kazanır.
Şimdi bir Oğlak'ı inceleyin onu nerede bulacaksınız? Kendisini yetiştirebildiği ve yükselebildiği her yerde., ilerleyebildiği ve gizli ihtiraslarını daha da geliştirebildiği heryerde onu bulabilirsiniz. Bir sosyal toplantıyı deneyin. Oğlak pervasız bir parti tipi değildir, ama o dağ keçisi gibi dikkatli bir sosyal tırmanıcıdır. Tercihan yüksek gelir seviyesindeki, kancık bir grubu seçin. Orta gelir seviyesini de deneyebilirsiniz, ama bu seviyenin altına indikçe Oğlak'ı bulma şansınız azalır. O kafasına bir abajur başlığı geçirip step dansı yapmayacak, her ne şekildi olursa olsun, dikkati üstüne çekmeyecektir. Geri plandaki hayran gözlemci olacaktır. O etrafındaki çok gösterişli, hareketli, çekici saldırgan ve parlak kişileri sessiz sakin seyrederken, ilk bakışta dikkatinizi bile çekmeyebilir. Gruptaki herkes yansı -herhangi bir yarışı kazanmak için her türlü olağanüstü teçhizatla donanmış gibi görünürse de, bunların çoğu blöf yapmakta, bazıları korkmaktadır; ama hepsi bir hayli cilâlı durumdadır. Oğlak bunların yanında hiçbir şansa sahip değilmiş gibidir -- gene de O kazanacaktır.

Bir iki yıl önce New York'lu bir astrologun kitapçı dükkanını ziyaret ettim. Rastgele cevherler yumurtlarken, O'na hangi kitapları stok etmesi gerektiğine dair öğütler verdim, astrolojik teoriyi onunla tartıştım; o arada O'nun bir Oğlak olduğunu öğrendim, o da benim Koç olduğumu öğrendi. Kendini beğenmişçe O'nun gerçek yükselen burcunu tahmin ettim, O'ndan daha hızlı konuştum, daha hızlı davrandım ve güya duruma hakim oldum. Oradan ayrılmadan önce, bana çekici, nazik bir şekilde gülümseyerek ve büyüleyici bir Macar aksanıyla komik birşey söyledi. Dedi ki "Oğlak her zaman Koç'u yenecektir." Bu sözler önemsizce söylenmişti ama oldukça ciddiydi. Kitapçıdan çıkınca kendi kendime güldüm. "Şu kendini beğenmişe bak," diye düşündüm. "Bir Koç üstü Koç'a kimse üstün gelemez." Ne oldu biliyor musunuz? Hiçbir yerde bulamadığım, belki Nuh Peygamber gemisini yaptığından beri basılmamış ihtiyacım olan bazı kitapları o Oğlak bulup çıka-geldi. Yavaş yavaş Onun bu üstünlüğüne saygı göstermek zorunda kaldım. Şimdi O'nun burcunun özelliklerine gıpta ediyorum, ama sahip olamıyorum. Gördünüz mü? Oğlak kazandı.

Başka bir itiraf. Bir Koç olarak, emir almaktan nefret ederim. Hiçbir zaman Koç yazar işinin kendisine öğretilmesine tahammül edemez. Son günlerde, bir Oğlak kadının yazdığım bazı yazılan düzeltmeye kalkıştığını duydum. Son derece öfkelendim. Kabullenmiş gibi göründüm, ama gizlice dehamın meyvesi olan yazımın bir tek kelimesini bile değiştirmemeye azmettim. Onunla aynı fikirdeymiş gibi davrandım. Sakin sakin, neredeyse ürkekçe, tavsiyelerde bulundu. Nasıl olmuş da o cümleyi kesmeyi ve şu sözcüğü değiştirmeyi kendim akıl edememiştim? Dişlerimi gıcırdatarak, yazımda onun söylediklerini yerine getirince yazının düzeliverdiği acı veren bir açıklıkla ortaya çıktı. Oğlak gene kazanmıştı.
Sonunda o saldırgan Koç kafama şu gerçeği soktum ki, Oğlaklarla savaşmak faydasızdır. En iyisi onların yaptığını yapmak. Oğlak çaylağı ölçüp biçtikten sonra, "Bu arkadaş kolay bir av, ona Tower Bridge'i satabilirim." diye düşünen uyanık satıcıya acımak lazım. Öğreneceği çok şey var.

Keçi bir gruba çok nazikçe katıldığından ve farkında olmadan kendini geri plana çektiğinden, bu burcun fizik özelliklerini farketmek her zaman kolay olmaz. Oğlaklar kemikli ve kalın, ince ve çelimsiz, ya da şişman ve yumuşak olabilirler. Ama gövdesi nasıl şekillenmiş olursa olsun, keçi başka bir yere hareket etmeye karar verinceye kadar, olduğu yere kök salmış intibaını verecektir. Genellikle Satürn insanı düz ince siyah saçlı, koyu renk gözlü, sabit bakışlı, esmer veya yanık tenlidir. Bukleli san saçlı, mavi gözlü Oğlak'lar göreceksiniz. Onlara yakından bakın . Şimdi doğruyu söyleyin, sanki siyah saçlı ve gözlü , esmer tenli doğmuş gibi görünmüyorlar mı? Bu çok hassas bir nokta, ama geçerli. Mesela Marlene Dietrich'i alın. Dresden porseleni bir yüz, yeşil gözler ve mısır püskülü ipek saçlar. Tekrar bakın. Sakin, kararlı hareketlerini gözleyin. Derin, gırtlaktan gelen sesini dinleyin. Efsanevi şaşmaz iş kafasına ve dünyevi ihtiraslarına dikkat edin. Bunlar, daha çok kararlı güvenilir bir esmerle aynı izlenimi vermiyorlar mı? Bu inceliği iyi öğrenin, o zaman bir Oğlak'ın görünüşü sizi hiçbir zaman yanıltamaz.

Her zaman Satürn kişiliğini saran hafif bir melankoli ve ciddiyet havası vardır. Hiçbiri, Satürn'e has disiplin ve kendini inkâr etme etkisinden tamamiyle kurutulamaz. Oğlakların bir çoğunun güçlü ayakları vardır ve uygun ayakkabılar giyerler. Elleri maharetli, sesleri ekseriya düz ve rahatlatıcıdır. Muhtemelen bu seste gururunuzu okşayıcı ve ikna edici bir nezaket sezeceksiniz. Oğlaklar bir kuştüyü yorgan kadar zararsız görünebilir ve davranabilirler, ama aslında bir iğneli fıçı kadar çetindirler. Bunlar bıkmadan, yorulmadan, yılmadan amansızca; hakaretleri, baskılan, hayal kırıklıklarını ve her görevi hazmederek, sükûnetle durmadan çalışırlar; tıpkı keçinin paslı tenekeleri, cam kırıklarını, kartonları hazmettikleri gibi. Aynen keçi gibi demirden mideleri ve tehlikeli boynuzlan vardır. Şen, neşeli, dışa dönük hareketli insanlar enerjilerini şuraya buraya saçıp dağıtırken, Oğlak'lar sağa sola asla bir santim sapmazlar'. Bunlar hiç şaşmadan yukarı tırmanan yolu izlerler. İçlerinde doğuştan varolan inançla, kestirme yolların çukurlarla dolu olduğunu bilerek ve bunları küçümseyerek, hep iyi bilinen yolların güvenliğini tercih ederler.

Oğlaklar, kendilerinden önce dağın zirvesine varanlara ve bu yolculuğun kanunlarım koymuş olanlara çok büyük bir hayranlık duyarlar. Başarıyı sever, otorite ve şerefe saygı duyarlar. Pek çok enerjik ve hareketli insan bunları snop ve suratsız olarak etiketler. Keçi de kendisini eleştirenleri cüretkâr ve aptal olarak etiketleyebilir, ama, genellikle böyle bir savunmaya geçerek gereksiz düşmanlar kazanmayacak kadar zekidir. Satürn'lüler boyun eğer, hak verirler, uyum gösterirler. Yoksa, sadece Öyle yapıyormuş gibi mi görünürler? Oğlak, başkalarının Önden yürümesine izin verir, ama hiçbir mantığa sığmayan şekilde, hedefe önce O varır. Gözleri yıldızlara takılıp kalmaz. Bakışları daima ileriye dönüktür ve ayaklan sımsıkı yere basar. Kıskançlık, ihtiras, heyecan, öfke, hafifmeşreplik, müsriflik, tembellik, dikkatsizlik bunların hepsi O'nun için, kaçınılması gereken engellerdir. Bırakın, başkaları bunlara takılıp düşsün. Oğlak değil. O, arkasında düşenlere dönüp acıyarak bir göz atacak, ya da geçmişteki öğütlere ve yardımlara minnet duyacak, ama hemen tekrar dönüp, hedefine ulaşıncaya kadar yukarı doğru tırmanmaya devam edecektir.

Çok tatlı şekilde romantik olan Oğlak'lar vardır. Bunlar Ay'ın o garip ışığını ve kelebeğin kanadındaki o harikulade renkleri anlarlar. Ancak duygularının kendilerini gerçeklere karşı kör etmesine izin vermezler. Eğer bunlar tipik Starün insanlarıysa, bu böyledir. Oğlak, hayallerle dolu güzel bir şiir yazarsa, teması somut ve noktalamaları yerli yerinde olacaktır. Ne dernek istediği anlaşılacak ve duygusallığın kenarlardan taşmasına asla izin vermeyecektir. Oğlak'ın saygısını kazanmak istiyorsanız, sakın geleneklere karşı gelmeyin. En cüretlileri bile, ki bunlar istisnaidir, toplum tarafından kabul edilmenin gözle görülen kurallarını hiç değilse görürler. Toplum içindeki gösteriler ve çiğ, çıplak, kontrolsüz hevesler onları utandırır.

Pek az Oğlak ihtiraslarını gizlemeyi unutur. Yaptıkları işin en üst mevkiine geçmedikçe de çalışmayı hiç reddetmezler. Sonra inatçı keçiliği tutar ve tırmanmaya merdivenin en üstünden başlamakta ısrar eder, çünkü oraya ait olduğunu hissetmektedir. Doğal olarak böyle bir davranış kasvetli, karamsar, soğuk ve bencil bir insan yaratır ki, bu insanı tatmin etmek mümkün değildir. Ancak bir iki kere sert taşlara toslaması genellikle doğru yolu bulması için yeterli olur.

Genç Oğlak'lar bir bakıma yaşlı Oğlaklardan daha çok hayatlarından memnundur ve bunun iyi bir nedeni vardır. Satürn etkisindeki gençler, Çinliler kadar, atalarına ve büyüklerine sonsuz hayranlık duyarlar. Yaşlıların bilgilerine ve tecrübelerine hürmet etmek Satürnlülerin doğal karakterinde kökleşmiş bir unsurdur. Bu gençler yaşlanıp olgunlaştıkları zaman, o "saygıdeğer atalar" ve çevrelerindeki yaşlılar çekilip gidince, modern kuşağın çılgın hareketleri bu tutucu keçileri korkutup şaşırtabilir. Bunlar başlarını sallayıp "çık, çık!" diyerek ve eski güzel günleri anarak homurdanıp dururlar. Bununla birlikte, şans eseri olarak bunların büyük bir yüzdesi yeni şartlara uyum sağlarlar. Kır saçlı bir Oğlak'ın gençlerle birlikte neşe içinde sıçrayıp oynadığını ve ciddi çocukluğu sırasında kaçırdığı eğlenceleri hayatında ilk kez öğrendiğini izlemek hoş oluyor doğrusu. Yaşlı Oğlaklar ya bozulmuş salatalık turşusu gibi davranırlar, ya da şen şakrak çember çevirip, görülmemiş danslar yaparlar. Pek azı bir kenara çekilip baskı altında tutulan bir heyecanla tebessüm ederken ve ayağıyla müziğe tempo tutarken yakalanır; ama bunlar asla bir içki sofrasının üstüne atılacak cesareti bulamazlar.

O düzgün, biçimli Oğlak burnunun başka insanların işlerine sokulduğunu, ya da Satürn dilinin dedikodulara karıştığını nadiren görürsünüz. Şayet bu burç ikizler veya Balık etkileriyle karışmışsa belki biraz gevezelik eder, ama normalde kendi işleriyle uğraşmak O'na yeter. Kendisinden istenmedikçe öğüt vermeye pek hevesli değildir, ama O'nun pratik zekâsından yararlanmak istediğiniz zaman hiç tereddüt etmeden ve ciddi bir sesle size akıl verecektir. Aynı zamanda, sizin bu öğüdü tutmanızı da bekleyecektir. Oğlak görev ve sorumluluk duygusunu, ve aksilikleri hoş görüyle karşılamayı iyi öğrenmiştir. Siz O'nun koyduğu örneğe uymazsanız size bunları öğretmeye çalışmakla vakit harcamayacak, sadece bir tutamcık sempati göstermekle yetinecektir.

Oğlak'ların para veya sosyal mevki için evlendiklerini belki bir yerlerde okursunuz. Bu abartmadır. Bununla birlikte, "orkestra şefine âşık olmak, ikinci kemanla gönül eğlendirmek kadar kolaydır" diyen kişinin hiç kuşkusuz bir Oğlak olduğunu söyleyeceğim. Pratik keçi, birincisine mali yönden, ikincisine duygusal olarak hazır olmadıkça; ne iş hayatına, ne de evlilik hayatına atılır. Bu insanlar güvenlikleri için tuhaf şeyler yaparlar. Satürn kafasında sürekli olarak yaşlılık vardır. Küçük Oğlak'lar bile içgüdüsel olarak Jasper Amca'yı ya da Minerva Teyze'yi ziyaret etmekten hoşlanırlar. Ne de olsa yalnız kalmış akrabaların bir kaç bonosu veya biraz malı mülkü vardır; hem de bunlar aslında rahat ve cana yakın kişilerdir. Bir Oğlak için bu gayet makuldür. Fırsat, bir keçinin kapısını asla iki kere çalmak zorunda kalmaz. Doğrusunu isterseniz, O kulağını kapıya dayamış dinlemekte ve fırsatı beklemektedir.

Çocuklukta Oğlak'lar akranlarına göre daha zayıf, daha hastalıklı olmaya yatkındırlar. Ancak, yaşlan ilerledikçe kuvvetleri ve hastalığa dayanıklılıkları da artar. Tipik keçinin aklı başında, ılımlı yapısı ona şaşırtıcı bir dayanıklılık verir ve böyle bir yaşama gücüyle yüzyıllık bir ömrü geride bırakanlar pek az değildir. Satürn insanları doktorlardan ve hastanelerden uzak yaşayabilirler, ama bunu yapmazlar. Çünkü onlar için korku, şüphe, üzüntü ve kasvet mikroplardan daha öldürücüdür. Pratik diyetler, tutucu alışkanlıklar veya hastalıklara karşı inatçı dayanma gücü gene de kötümserliğin yarattığı tehlikelerin üstesinden gelemez. Hastalıktan sakınmak isteyen Oğlak'lar açık havada bol miktarda egzersizler yapmalı ve daha olumlu, dışa dönük bir kişilik geliştirmelidirler. Temiz hava, temiz hoşgörü rüzgârları Satürnlü-nün sağlığında mucizeler yaratacaktır. Her iki cinsten hemen hemen bütün keçiler hassas bir cilde sahiptirler. Ciltlerinde asabi kızarıklıklar, alerjiler, sertlikler ve çatlaklar, acaip bir terleme, mesamat genişliği veya sivilceler olabilir. Zararlı yiyeceklere bağlı mide bozuklukla-n ve zihinsel sıkıntılar yaygındır. Kol, bacak kırılmaları olabilir. Diz kapaklan, eklemler ve kemikler hassas bölgelerdir, ve psikosomatik felçler, ciddi başağrıları, böbrek iltihaplan Satürn melankolisinin başka meyveleridir.

Ya güzel, beyaz, kuvvetli dişleri vardır - ya da devamlı çürüme şikayetleriyle durmadan dişçiye yapılan ziyaretler. Genel olarak söylemek gerekirse, sürüp giden depresyonlara bağlı sürekli hastalıklardan sakınırlarsa, Oğlak'ların yaşama gücü harikuladedir. Öte yandan, mafsal iltihabı, romantizma ağrıları çekip duruyorsanız, ağaçta kalan son yaprak olmanın hiç de eğlenceli bir yanı olmasa gerek. Keçinin sağlıklı yaşamak için gün ışığına çıkması ve yağmurda gülebilmesi gerekir.

Öyle de utangaç ve tatlıdır ki... Belki biraz inatçıdır, ama gene de naziktir. Pek de zararsız görünür. Güvenmek ve inanmak için biçilmiş kaftan — gururumuzu da ne hoş okşuyor. Kim O'nu kırabilir, ya da O'nun ihtiraslı oluşundan kim şüphe edilebilir? Siz böyle düşüne durun, Oğlak da kendini güçlendirmek için sizin zaaflarınızdan , kendini beğenmişliklerinizden, kıskançlıklarınızdan faydalanıp durmaktadır. O, öylesine gerekli öylesine vazgeçilmezdir ki, sonunda dizginleri ele almasını siz istersiniz. O zaman köşesinden, gayet mütevazi bir şekilde otorite iplerini çekerek, hiç sıkıntı vermeden size hükmeder. Keçi, egosunu suyun altına iter. istediği şey gerçek liderlik pozisyonudur, iyilikle ama ciddi, dikkatli bir dirayetle, geçmişi ihmalden, şimdiki zamanı karışıklıktan korur ki, güven içinde yapınızı inşa ede-bilesiniz.

O'nun, resmi geçidi büyük pirinç çubukla idare etmesine gerek yoktur. O, resmi geçit için gerekli izni verir ve perde arkasından, geçeceği güzergâhı planlar. Bütün cüretli yüksek ip cambazlarının bir hesap hatasıyla düştükleri zaman Oğlak'ın sağlam, güvenilir ağına ihtiyaçları vardır. Disiplin ve resmiyet sembolü siyah, denizci mavisi, somut pratikliğin sembolü kahverengi, derin dürüst rüyaların neftisi Oğlak'ın sağlam, güvenilir ağına ihtiyaçları vardır. Disiplin ve resmiyet sembolü siyah, denizci mavisi, somut pratikliğin sembolü kahverengi, derin dürüst rüyaların neftisi Oğlak'ın gökkuşağındaki değişmez sakin renklerdir. Onun yumuşak yosunlar ve sarmaşıklarla döşenmiş sessiz ormanında ağır ağır yürüyün ve Satürn'ün sekiz gizli hazinesini arayın. Oğlak'ın salkım söğüdü altında kırmızı yakutlar gömülüdür. Durun --saf, pürüzsüz akik taşının ebedi güzelliğini öğrenin. Oğlak'ın kurşunu somdur, ve Oğlak kömürü hiç sönmeyecek ateşler yakar.


Yumuşak başlı isem kim dedi uysal koyunum
Kesilir belki fakat çekmeye gelmez boynum...!!


Armagedon

Okunmamış mesaj gönderen Armagedon » Prş 15 Mar, 22:29

işte oğlağın destansı tanımı: ) ellerine sağlık çıkmazsokak zevkle okudum: )

Kullanıcı avatarı
EffEndY
*SiyahAkrep*
*SiyahAkrep*
Mesajlar: 947
Yaş: 40
Kayıt: Pzr 07 May, 21:44

Okunmamış mesaj gönderen EffEndY » Cum 16 Mar, 01:16

Oğlak burcu burada gerçekten çok hoş ve akıcı bir uslupla anlatılmış. Paylaştığın için teşekkürler sevgili Çıkmaz Sokak...

Burada yeterince değinilmiş, ancak gene de bir noktayı vurgulamak, daha doğrusu Akreple Oğlak arasındaki bir farkı izah etmek istiyorum. Oğlağın azmi zaten dillere destandır, ancak rekabet konusunda Akrepten ince bir noktada ayrılır. Yukarıda da değinildiği gibi Oğlak, zirveye zaten yerleşmiş olana hayranlıkla bakacaktır. Onun yarışı zirveye varana kadardır ve yukarıda da ifade edildiği gibi genelde önde bitirir. Ancak Oğlak, zirve zaten kapılmışsa, zirvede bulunanı Akrep gibi sözüm ona entrikalarla veya adil ve makul bir şekilde yerinden etme eğiliminde kesinlikle değildir. O, kendisine başka bir zirve seçecek ve bir keçi inadıyla orayı zorlayacaktır.

Buradan da anlaşılacağı gibi Oğlak için en önemli gölge toplumun kabulleridir. Bunları sorgulama ihtiyacını kendinde pek hissetmez, onun derdi zaten toplum içinde yükselmektir. Dolayısıyla Oğlak burcu pek devrimci bir yapıda değildir. Eğer bir toplum kokuşmuşsa, Oğlak da buna uyar genelde. Öğrenmesi gereken, mutsuz olacağını bile bile, toplumun beklentileriyle hareket etmekten ve bu yönde kendini kısıtlamaktan ve duygularını bastırmaktan vazgeçmesidir.

Oğlak Burcu yakında temsil ettiği daha derin anlamlarla analiz edilecektir.
BİLİNÇALTINI HAPSET ki O SENİ HAPSETMESİN;
İÇGÜDÜLERİNE HAKİM OL ki ONLAR SANA HAKİM OLMASIN!!!

Armagedon

Okunmamış mesaj gönderen Armagedon » Cum 16 Mar, 11:59

Eğer bir toplum kokuşmuşsa, Oğlak da buna uyar genelde.
nedense ben bu sözlerin tam aksini idda edenlerdenim. değişmek adına sürekli adımlar atmışımdır değişir ve değiştiririm.
hee başarılı olmuşmuyum kısmen diyelim.. iş hayatımda zirveyi sürekli kollarım yanımdakilerde bu olumlu yanımı çok sever. zirvede olmak güzeldir ama! başkalarının kuralları ile değil kendi yargılarım ve yasalarımla ve emin olun buda oldukça zevkli bir iş.
siz topluma değil illa uyulacaksa toplum bize uysun.

Kullanıcı avatarı
EffEndY
*SiyahAkrep*
*SiyahAkrep*
Mesajlar: 947
Yaş: 40
Kayıt: Pzr 07 May, 21:44

Okunmamış mesaj gönderen EffEndY » Cum 16 Mar, 14:21

Armagedon yazdı:nedense ben bu sözlerin tam aksini idda edenlerdenim. değişmek adına sürekli adımlar atmışımdır değişir ve değiştiririm.
hee başarılı olmuşmuyum kısmen diyelim.. iş hayatımda zirveyi sürekli kollarım yanımdakilerde bu olumlu yanımı çok sever. zirvede olmak güzeldir ama! başkalarının kuralları ile değil kendi yargılarım ve yasalarımla ve emin olun buda oldukça zevkli bir iş.
siz topluma değil illa uyulacaksa toplum bize uysun.
Hocam, bütün Oğlaklar böyle olacak diye bir şey yok, öyle olsaydı zaten "öğrenmesi gereken" diye bir tabir kullanılmazdı. Demek ki bunu yenmek denen bir gerçek de var. Ancak bilinç yapısı nedeniyle Oğlak böyle bir eğilime yatkındır. Kaldı ki, sen zaten sürekli bünyende Akrep karakterini de yoğun biçimde barındırdığını ifade ettiğin için, bu eğilim sende olmayabilir. Ancak varsa etrafındaki Oğlakları gözlemlemen sana bunu gösterecektir, çünkü benim gördüklerim istisnasız böyleydi, ama bunlar genelde 30 yaşın altındaydı. Bilirsiniz, Oğlak genelde 30 yaşından itibaren zincirlerini kırmaya ve o büyüleyici bütünsel yapılarını kazanmaya başlarlar.
BİLİNÇALTINI HAPSET ki O SENİ HAPSETMESİN;
İÇGÜDÜLERİNE HAKİM OL ki ONLAR SANA HAKİM OLMASIN!!!


Armagedon

Okunmamış mesaj gönderen Armagedon » Cum 16 Mar, 14:32

30 yaşa şurda az bi zaman kaldı EffEndY kardeşim bakalım o zamanda düşüncem bu yolda ilerleyecekmi: )

Kullanıcı avatarı
EffEndY
*SiyahAkrep*
*SiyahAkrep*
Mesajlar: 947
Yaş: 40
Kayıt: Pzr 07 May, 21:44

Okunmamış mesaj gönderen EffEndY » Cum 16 Mar, 14:41

Hocam, senin o vakitten itibaren kitleleri peşinden sürükleyeceğini düşünüyorum:)
BİLİNÇALTINI HAPSET ki O SENİ HAPSETMESİN;
İÇGÜDÜLERİNE HAKİM OL ki ONLAR SANA HAKİM OLMASIN!!!

Armagedon

Okunmamış mesaj gönderen Armagedon » Cum 16 Mar, 14:52

kitlelermi amman deyim EffEndY kardeşim ne yaptın sen. ben bu ayarda kalayım oda yeter bana ama şimdilik : )

TheGirlofSuN

Okunmamış mesaj gönderen TheGirlofSuN » Cum 16 Mar, 15:03

yükselen oğlak bir akrep olarak yazıda kendimden çok fazla şeyler bulduğumu söylemek istiyorum.

Armagedon

Okunmamış mesaj gönderen Armagedon » Cum 16 Mar, 16:55

yükseleninin oğlak olduğunu bilmiyordum xelnx öğrenmiş oldum bu sayede azıcıkta olsa ben tarafa geçtin: )

Kullanıcı avatarı
çıkmazsokak
Mesajlar: 34
Yaş: 37
Kayıt: Pzr 15 Eki, 19:03

Okunmamış mesaj gönderen çıkmazsokak » Cum 16 Mar, 17:57

Kabulleniş bendede yok o da serde akrep olmasından dolayı galiba..: ))

Yorumlarınız ayrı bir renk katmış ben teşekkür ederim..: ))
Yumuşak başlı isem kim dedi uysal koyunum
Kesilir belki fakat çekmeye gelmez boynum...!!

Kullanıcı avatarı
defne
*GriAkrep*
*GriAkrep*
Mesajlar: 450
Yaş: 40
Kayıt: Çrş 16 Ağu, 10:10

Okunmamış mesaj gönderen defne » Cum 16 Mar, 19:54

Sevgili Çıkmaz sokak yazıyı bizle paylaştığın için teşekkürler. bazen beni kızdırsalar da oğlakları seviyorum:)))

Kullanıcı avatarı
EffEndY
*SiyahAkrep*
*SiyahAkrep*
Mesajlar: 947
Yaş: 40
Kayıt: Pzr 07 May, 21:44

Okunmamış mesaj gönderen EffEndY » Pzt 19 Mar, 01:34

Yukarıda yapılan bazı açıklamaların altını doldurayım. Oğlak burcunun azminin altında yatan ve bilincine tamamen hakim olan en büyük duygu, “kendisini yetersiz hissetme” duygusudur(Satürn’ün öncelikli anlamı). Oğlak kendini yetersiz hissede hissede gelişir ve sonunda kendi için en yeterli kişiliği oluşturma azmindedir; bu yolda ağır ama kararlı ve sağlam adımlarla ilerler. Yukarıda bahsedilen Oğlağın kendinden yukarıdakilere beslediği hayranlık duygusunun ve kendisini kaptırdığı derin melankolinin altında yatan en temel gerçek budur. Çünkü, o hedefe kendinden önce ulaşanlar yeterli, kendisi yetersizdir, onun anlayışına göre. Ancak en büyük arzusu da gün gelince onlar gibi olmaktır.

Mesela bir Akrebin gelişimindeki en temel dürtü de “kendini aciz hissetme” duygusudur(Pluto’nun öncelikli anlamı). Akrep kendini aciz hissede hissede gelişir. Bu Başakta da “kendini kusurlu hissetme” duygusudur. (Ancak Merkür bunu açıklamaya yetmiyor. Belki şu anda Astrolojinin bir parçasının eksik olduğu keşfedilen ve bu boşluğu dolduracağı düşünülen yeni keşfedilecek bir gezegenin Başak burcuyla ilintili olacağını düşünüyorum.). Buradan da anlaşılacağı üzere, bu karakterlerin taşıdığı melankoli duygusunun altında da bu gerçek yatar. Ancak Akrep ile diğerleri arasında şöyle bir fark vardır. Akrebin melankolisini dışarıdan göremezsiniz, bu duygusunu kendisiyle baş başa kaldığı ana saklayacaktır. Gözlerindeki tüm güç ifadesiyle piyasada olacaktır. Çünkü Akrep kendisini sadece aciz hissettiği konuda aciz olacaktır, diğer alanlardaki gücünün ve üstünlüklerinin sonuna kadar farkındadır. Ancak bu bile onun psikolojisini altüst etmeye yeter de artar bile. Eğer Akrep bu acziyetini serinkanlılıkla kabul edip bu acı gerçekle yüzleşecek kadar gelişmişse, bu hastalığın üzerine kendisine acımadan kararlılıkla gidecek ve ihtiyaç duyduğu dönüşümü sessiz sedasız ve ağır bir biçimde gerçekleştirecektir. O yok olana kadar da huzura eremeyecektir. Bu süreçte Akrebi pek ortalarda göremeyeceksinizdir. İşte bu, şu meşhur “fırtına öncesi sessizlik” halidir. Eğer ki, sürekli etrafınızda olan bir Akrebi bir süre hiç görmemiş ve ardından bir anda karşınızda bulmuşsanız, onun gözlerine iyi bakın. Bu fırtınayı iliklerinizde hissedeceğinizden şüphem yok. Mütevaziliğin “m” sine bile rastlayamazsınız o anda. Bunlar Akrebin gücünün doruğunda olduğu ve en tehlikeli anlarıdır, hastalıktan yeni çıkmıştır. Tüm ihtirasıyla gözlerinizin içine bakacak ve bir dokunuşu bile içinizi yakmaya yetecektir. Sakın fazla yaklaşmayın, en ufak bir meydan okumaya tahammülü yoktur. Çünkü zaten bu zamanlar artık deney süreçleridir, Akrep hırçınca aranmaktadır. Geçirdiği dönüşümü test edecek “taze kan” arayışındadır. Habire oraya buraya sokulur, zehrini akıtacağı beden/ruh arar. Bu, sakın siz olmayın ve en ufak bir açık vermeyin. Çünkü zehrini akıtmakta en ufak bir tereddüde düşmeyecek ve içinizi delik deşik edip, kendi karanlık dehlizlerinde kaybolacaktır.

Ancak başlangıçta; ister Akrep olsun, ister Yılan olsun, ister Kartal olsun; kesinlikle acziyetini kabul etme eğiliminde değildir. Bu, üzerinden belli bir zaman geçtikten sonra gerçekleşecektir. Çünkü acziyet, Akrebin kabul edebileceği ve yanaşabileceği bir şey değildir. Onlar ölümü bile kabullenemezler başlangıçta, karşılarında aciz olduklarını düşündükleri tek varlık, daha doğrusu varlığın da üstünde olan, yüce Yaratıcı’dır. Ölümü de ancak bu yolla kabul ederler, onun karşısında aciz olduklarının farkına varınca. Bilenler bilir, Kral’ın imzasındaki “Akrepler de ölür!” ifadesinin altında bu yatar. Akrebin sürekli zirveyi zorlamasının altındaki temel gerçek de budur, kimseyi kendilerinden üstün göremezler, bu, kabul edebilecekleri bir şey değildir. Ancak bir de acziyetiyle yüzleşmeye cesareti olmayan Akrepler de vardır. İşte bu, sıkça bahsedilen gelişmemiş Akrep türüdür. Bu hissini kendinden uzak tutmak için akıl almaz yöntemlere başvurabilir. Sürekli bir meydan okuma, çatışma arzusu görünümündedir. Paranoyaktır, sanki etrafındaki herkes onun düşmanıymış gibi tavırlara bürünür. Her hareketi bir tehdit olarak algılar, olmadık şeylerden olmadık şeyler çıkarmaya başlar ve zorbalık artık bilincini tamamen kaplamış durumdadır. Kendisine yapılan en ufak bir itirazda cinnet geçirmeye başlar. Saatli bomba gibidir, ama tüm bunlara rağmen göründüğü kadar da güçlü değildir. Çünkü kontrolü tamamen kaybetmiş vaziyettedir. Başka bir Akrep veya Koç bu balonu rahatlıkla patlatabilecek kapasitededir.

Yeniden Oğlakla Başağın melankolisine dönersek, bu tip melankoliyi dışarıdan rahatlıkla gözlemleyebilirsiniz. Hatta gözlerindeki alık ifade sebebiyle 50 metre öteden de fark edebilirsiniz. Çünkü Oğlağın kendisini tek bir konuda bile yetersiz hissetmesi, onun kendini tamamen yetersiz hissetmesine, Başağın da kendisini tek bir konuda kusurlu hissetmesi, onun kendini külliyen kusurlu hissetmesine yol açacaktır. Kusur da, ara ara bitmez, illa ki bir şeyler çıkacaktır, bu nedenle Başak ölene kadar tasalıdır. Ancak Oğlak belli bir noktadan sonra kendisini yeterli hissetmeye başlayacaktır; bunun için de zikredilen, yukarıda ifade edildiği gibi 30 yaştır. Ve bu yaş genelde Oğlak için bir dönüm noktasıdır. Yukarıdan da anlaşılacağı üzere Oğlak, bütünlüğün sembolüdür. O kendisini tüm ruhuyla yeterli hissetmediği sürece, yeterli değildir onun anlayışına göre. İç huzurunu ancak bu hissi kazandığında bulacaktır ve ondan itibaren Oğlak için yeni bir hayatın kapıları aralanacaktır. Kendinden emin, gücünü dış dünyaya göstermeye kararlı(Güneş, Oğlak burcunda bu nedenle güçlüdür) kişilik.

Oğlak ile Başağın kendilerini yetersiz ve kusurlu hissetmelerine yönelik geliştirdikleri bir iç huzur mekanizmaları vardır, o da duygularını bastırmak. Böylece kendilerini iyi hissederler. Oğlak ve Başağın duygularını gösterememesinin altında da bu gerçek yatar. Yetersiz ve kusurlu olduklarından dolayı, insanların bunu bilirlerse onları inciteceği korkusu. Sürekli tetiktedirler. Bununla beraber, Oğlağın simgesine sonradan, su burçlarında rastladığımız bir kuyruk eklenmiştir. Bu Oğlaktaki sezgiye işaret eder. Oğlak bu sezgisinden yetersizliklerini keşfetme yolunda yararlanacaktır, daha doğrusu Oğlağın kendinde yetersizlik arama arzusu böyle bir sezgi geliştirmelerine olanak sağlayacaktır. Başakta ise böyle bir durum yoktur. Çünkü kusurları yakalamak için adeta bir bebek misali dünyayı safça gözlemek, incelemek zorundadır. Sürekli hiçbir şey bilmediğini hissetmedikçe, her şeye ürkekçe yaklaşmadıkça, detayları yakalamak mümkün değildir. Başağın bu kusur bulma yeteneği, onun eleştiriye olan aşkını da açıklayacaktır.

Buradan Oğlak ve Başak karakterinin gölgelerine de geçebiliriz. Bunları da sırayla anlatayım. Oğlak eğer gerçekte öyle olmadığı halde kendisini bir konuda yeterli hissettiğine kanat getirmişse, imkanı yok onu tekrardan bu konuya el attıramazsınız. O kendince keskin zekasıyla olayı analiz edip, o defteri çoktan kapatmıştır. İşte buradan Oğlağın adeta bir bela niteliğindeki iki özelliğine, dar zihin ile anlamsız bir keçi inadına ulaşırız. Ona laf anlatmak artık imkansızdır. Başakta da gene aynı şekilde, eğer bir konuda tüm kusurlarını yok edip kusursuz olduğuna kanaat getirmişse, imkanı yok onu kusurlu olduğuna dair ikna edemezsiniz; hüküm verilmiştir artık. Bunun da adı gene dar zihin ve sabit fikirliliktir. Başaklar bilhassa da yaşlanınca böyle bir yapıya bürünürler. Onlar istedikleri kadar eleştirebilirler, ancak onları eleştirmek günahtır. Buradan Başağın bir gölgesine daha ulaşabiliriz ki, o da detaylara sıkışıp kalıp bütünü görememektir.

Tüm bu anlattıklarımdan da toprak burçlarının neden değişime direndiklerini de idrak edebiliriz. Onlar üstlerini çizdikleri konulara bir daha değinmek istemezler. Bunun altında da toprağın simgelediği kendilerine bir temel yaratma, yani kök salma, sağlamlık eğilimleridir. Çünkü özgüvenlerini ancak böyle kazanabilirler, güven arayışları had safhadadır. Kök saldıkça da kendilerini monotonluğa kaptırırlar.
BİLİNÇALTINI HAPSET ki O SENİ HAPSETMESİN;
İÇGÜDÜLERİNE HAKİM OL ki ONLAR SANA HAKİM OLMASIN!!!


Cevapla
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“Oğlak Burcu (Capricorn) 22 Aralık - 20 Ocak” sayfasına dön