FAKİR AMA KARARLIYDILAR

Kategoriler Dışındaki Genel Konularla İlgili Araştırma Yazıları.
Kullanıcı avatarı
heaven
*SiyahAkrep*
*SiyahAkrep*
Mesajlar: 2192
Yaş: 43
Kayıt: Cmt 29 Eki, 16:23

FAKİR AMA KARARLIYDILAR

Okunmamış mesaj gönderen heaven » Prş 05 Eki, 07:09

Stephen Hawking: Harap bir bedenden fışkıran büyük deha
1942 yılında İngiltere´´de doğan Hawking okul dönemlerinde hareketli ve sağlıklı bir öğrenciydi. Oxford Üniversitesi´´nin Fizik bölümünü birincilikle bitirdi.

Hayatının kabus dolu günleri, ALS Motor Nöron hastalığına yakalanmasıyla başladı. Omurilik ve beynindeki şuurlu kas hareketlerini düzenleyen sinir hücreleri dağılmıştı. Konuşma bozukluğu ve yutma güçlüğü çekiyordu.
Derken elleri de tutmaz oldu. Genç yaştaki Hawking´´in vücudu, beyni dışında resmen çökmüştü. Hatta doktorlar ancak iki yıl ömrü kaldığını düşünüyorlardı. Morali, ruh hali bir yıkım içinde olan Hawking sürekli klasik müzik dinleyip bilim kurgu romanları okumaya başladı. Ancak ailesinin ve hocası Scima´´nın yoğun ilgisi ve sevgisiyle hayata tekrar bağlanarak doktorları yanılttı. Ama artık ömür boyu tekerlekli sandalyeye mahkum konuşamayan biri haline gelmişti. İleteşimini ancak bilgisayar yardımı ile sağlayabiliyordu.

Sağlık durumunun bu kadar bozuk olmasına rağmen aşık oldu ve evlendi. Eşinin yardımıyla yüksek lisansını, ardından doktorasını yaptı ve profesör oldu. 1978 yılında teorik fizikteki en büyük ödül olan Albert Einstein ödülünü aldı. 1982 yılına gelindiğinde artık dünyanın dört bir tarafından ödüller yağmaya başlamıştı. Kraliçe tarafından verilen Britanya İmparatorluğu Kumandanı nişanı bunlardan biriydi. Küresel ısınmayı ilk ortaya atan Stephen Hawking oldu. Buna benzer teorilerin ve verilerin sahibi olan Hawking acı çekerek zirveye çıkanlara en büyük örneklerden...

Konfüçyüs: Dünyanın en bilinen filozofu bir bekçiydi M.Ö 550 yılında Çin´´de doğdu. Asıl adı "Üstad filozof" anlamına gelen Kung Fu olmasına rağmen, Avrupalılar ona Konfüçyüs demeyi tercih ettiler. Çocukluğu ve gençliği yoksulluk içinde geçti, beş yaşındayken babasını kaybetmişti.

Çok zor şartlar altında hayatta kalmaya çalışan ama kimseden karşılıksız yardım kabul etmeyen onurlu bir gençti. Bütün imkansızlıklara rağmen 19 yaşında evlenip iki çocuk sahibi olan Konfüçyüs, kendisini ilime adamıştı ama hâlâ çalışmak zorundaydı. Depo bekçiliği yaptığı yılları saraylarda öğreticiliğe terfi ettiği günler izledi. 25 yaşına geldiğinde artık birçok öğrenci yetiştirmiş saygın bir bilim adamıydı. Konfüçyüs aralarında devlet adamlarının da bulunduğu 3000´´den fazla öğrenci yetiştirmişti. İnsanlığa bilgi, ahlak, fazilet ve Tanrı´´ya saygı konularında verdiği mesajlar binlerce yıl sonra hâlâ geçerliliğini koruyor: "Sana bilmenin ne olduğunu söyleyeyim mi? Bildiğin zaman bildiğini, bilmediğinde de bilmediğini söyle- mek... Bilgi budur."

Walt Disney: Depodaki fareden dünya çapında bir çizgi kahraman çıkardı
1901 yılında ABD´´nin Chicago kentinde doğdu. O kadar fakirdi ki karnını doyuracak parayı dahi bulamıyordu. Babası çok hastaydı. Annesi oğlu Disney´´e güveniyordu. O da ne iş bulsa çalışarak yemek için para kazanıyordu. Aslında belli bir mesleği olmadığı için iş bulması da kolay değildi. Pek çok iş yerinden geri çevriliyor ancak gazete dağıtıcılığı ve ambulans şoförlüğü gibi geçici işler bulabiliyordu. Bu arada babasının durumu daha da ağırlaşmıştı. Babasının sırf yeterli parayı bulamadıkları için hayatını kaybettiğini düşünen Disney bu yüzden uzun süre kendini suçladı.

Bu arada gözüne çarpan bir ilandan esinlenerek bedava sanat kurslarına katıldı. Çizimini geliştirdi. Bazı ajanslara minik çizgi filmler çizdi ama para kazanamadı. Hollyvvood´´a gidip şansını denemeye çalıştı. Bir çok çizim yapmasına rağmen bir türlü tutturamıyordu. Hâlâ parasızdı... Ama bu meteliksiz gecelerden biri, ona hayatını değiştirecek yaratığı getirecekti. Geceleri çalıştığı bir depoda minik bir fareyle tanışmıştı. Onunla ekmeğini paylaşıyor, dakikalarca seyrediyordu. Farenin dans eder gibi ilginç hareketler yapması Disney´´e ilham verdi ve bir gece onu kağıda çiziverdi... Dünya çocuklarının sevgilisi Mickey Mouse işte o gece doğdu. Walt Disney artık ünlü ve zengin bir adamdı.

Alfred Nobel: Dinamiti icat ederken kardeşini uçurdu Nobel de çocukluğu fakirlik içinde geçenlerden... Ailesi ekmeği bile borç harç satın alabilecek kadar yoksuldu. Bu yüzden Alfred ve üç kardeşinin herbiri başka yerlerde büyümek zorunda kaldı. Babaları para kazanmak için Rusya´´ya gitmişti. Ailesini ancak beş yıl sonra yanına alabildi. Ama işleri rast gitmemiş, beklediği hayatı orada da bulamamıştı. Stockholm´´e döndüler. Bu arada Alfred de büyümüş, fizik ve kimya alanlarındaki yeteneği farkedilmeye başlanmıştı. 28 yaşına geldiğinde, kendisine ufak da olsa bir kimya laboratuvarı kurmayı başarmış, çalışmalarını burada sürdürmeye başlamıştı. O yıllarda kömür ve diğer değerli madenlerin çıkarılmasında, tünellerin açılıp, köprülerin yapılmasında dev kayalar büyük engeldi. Nobel bu yüzden özellikle patlayıcılar üzerinde çalışıyordu. Ancak yaptığı deneylerden biri hem laboratuvarına hem de kardeşinin hayatına mâlolacaktı. Bütün bunlara rağmen yılmadı. Araştırmalarına binbir zorlukla da olsa devam etti ve sonunda başarıya ulaştı. 1865 yılına gelindiğinde o artık dinamitin mucidi olarak anılıyordu. Ailesi bir anda zengin oldu, ünü ve icadı bütün Avrupa´´ya yayıldı.

Enzo Ferrari: Herkes sakatlığıyla dalga geçiyordu, ama o dünyanın en hızlı otomobilini yaptı 1898 ´´de İtalya´´da doğan Enzo, demir ta-tamircisi bir babanın oğluydu. Sakatlığı yüzünden askere alınmadı. Otomobil fabrikalarında işçi olarak çalışmaya başladı ama bedensel engeli yüzünden herkes ona aynı gözle bakıyordu: "İşe yaramaz". Bu tavır onu çok üzmekle birlikte asla yıldırmıyor, tam tersine daha da azimli olmasına neden oluyordu. Yürümekte zorlanan ve küçük görülen Enzo´´nun en büyük düşü, hızına kimsenin yet işemeyeceği bir otomobil yaratmaktı. Kafasına koyduğu bu büyük hayali gerçekleştirdiğinde yıl 1920´´ydi ve Enzo henüz 22 yaşındaydı. Katıldığı Büyük Sicilya Yarışla-rı´´nda "sakat adam arabası"yla birinci olması şahit olanları hayretler içinde bıraktı. Bundan sonra katıldığı yarışlarda da hep rakipsizdi. Hatta İtalya´´nın o zamanki lideri Benito Mussolini, Ferrari´´nin 30´´uncu yaş gününde ona "Kumandan" ödülünü verdi. Ferrari bir yıl boyunca atölyesine kapanarak zamanın en hızlı otomobilini yaratmayı da başaracaktı. 1946 yılında üretilen "Ferrari Formula 1" dünyanın ilk ciddi yarış arabasıydı. 1980´´de son dünya şampiyonluğunu kazandıktan sonra, özel spor araba üretimine geçti. Bugün bir efsane olarak yollara hükmetmeye devam ediyor.

Abraham Lincoln: Yaşamını ölümlerin biçimlendirdiği adam son nefesini tiyatroda verdi Amerika Birleşik Devletleri´´nin 5´´inci Başkanı olan Abraham Lincoln, hayatıyla da örnek olan bir kişi olarak Amerika tarihine adını yazdırmayı başardı. Lincoln 1809´´da Kentucky şehrinde doğdu. Ailesi çok yoksuldu. Okuma yazma bile bilmiyorlardı. Abraham çocukluğu boyunca işçi olarak tarlalarda çalıştı, bakkallarda çıraklık yaptı. 10 yaşında annesi ve kız kardeşini kaybetti. Bu küçük bir çocuğun kaldıramayacağı kadar ağır bir yüktü. Günlerce kendine gelemedi. Ne yazık ki ölüm ileriki yıllarda da peşini bırakmayacak, 25 yaşındayken dört çocuğundan üçü çeşitli nedenler-
den ölecekti.

Genç Lincoln 20 yaşında Ohio ırmağı üzerindeki teknelerde düşük ücretlerle ağır işlerde çalıştı. Bu arada zincire bağlı kölelere yapılan eziyetleri görüyor, bunu bir gün sona erdirmeye yemin ediyordu. Okumayı çok seven Lincoln´´ın bir merakı da mahkemelere gidip davaları izlemekti. Duruşmalardaki insanları dinliyor, tanımaya çalışıyordu. Kısa sürede etrafında bilinen ve sevilen biri olmaya başladı. Bir süre sonra Kongre üyesi seçilmeyi başarmıştı. Ardından başkanlık gelecekti. Lincoln ülkedeki karışıklığın, adaletsizliğin ve köleliğin bitmesi için Amerika´´nın güney hükümetinin Washington hükümetine itaat etmesi gerektiğini biliyordu. Güneyliler ise Lincoln´´un kölelik karşıtı tavrına katlanamayarak dört yıl sürecek bir iç savaş başlattılar. Sonunda kazanan Lincoln olacaktı. Güney kuzeye boyun eğmiş, Amerika´´nın gelmiş geçmiş başkanları arasında en sevilenlerinden biri olan Lincoln de ikinci kez seçilmeyi başarmıştı. Amerika´´nın bugünkü sistemi ve anayasasında çok büyük etkiler bırakan Lincoln´´un bu başarısını ve düşüncelerini hazmedemeyenler de vardı. Kendisine düzenlenen suikastten kurtulamayacak, son nefesini bir tiyatro salonunda verecekti.


Ben gelmedim davi için,
Benim işim sevi için,
Dostun evi gönüllerdir,
Gönüller yapmaya geldim...


POİSON

Okunmamış mesaj gönderen POİSON » Prş 05 Eki, 11:20

hepsinin ismini ve elde ettikleri, başarılı taployu daha önceden biliyordum.yalnız hepsinin hayat hikayesini okuyunca çok fazla etkilendiğimi söyleyebilirim. gerçekten onlardan sonraki nesilin büyük bir ilham kaynağı olacaklar.ne mutlu böyle kararlı ve azimli insanlara.bir kez daha insanoğlunun istedikten sonra neler yapacağının,açık bir dilde ispatı işte.teşekkür ederim heaven araştırıp bize sunduğun, ilham dolu bu konu için.

SERÇE
*SiyahAkrep*
*SiyahAkrep*
Mesajlar: 628
Yaş: 53
Kayıt: Sal 16 May, 18:37

Okunmamış mesaj gönderen SERÇE » Prş 05 Eki, 13:24

Scorpandpoison' a (birde yazabilsem ne uzun adın var) katılıyorum. paylaştığın için teşekkür ederim Heaven
Olmaz olmaz deme hiç.

POİSON

Okunmamış mesaj gönderen POİSON » Prş 05 Eki, 16:21

kısaca scorp diyebilirsin serçeciğim.ondan arta kalanlar pekde önemli değil: )

Kullanıcı avatarı
gece_akrebi
Portal Yöneticisi
Portal Yöneticisi
Mesajlar: 5308
Yaş: 46
Kayıt: Pzt 17 Eki, 13:37

Okunmamış mesaj gönderen gece_akrebi » Prş 05 Eki, 17:03

hayatta birşeyleri olupta onu kullanamayan veya kaybedenlerde var, bu yukarıdaki isimler gibi hiç bişiyi olmadan birşeyler yaratan,tırnaklarıyla başarı merdivenlerine çıkanlarda var.
böyle azimli yılmayan insanlar olmasa biz insanoğlu şuanda taş devrini yaşıyor olacaktık belkide...
bir yanımız ölüm bir yanımız düğün...


Kullanıcı avatarı
onurxt
*SiyahAkrep*
*SiyahAkrep*
Mesajlar: 3446
Yaş: 45
Kayıt: Pzr 30 Eki, 23:42

Okunmamış mesaj gönderen onurxt » Cum 06 Eki, 00:35

Söylediklerine tamamen katılıyorum gece_akrebi.
:)
Rahman Rahim olan Allah'ın adıyla

1. Asra andolsun;
2. Gerçekten insan, ziyandadır.
3. Ancak iman edip salih amellerde bulunanlar, birbirlerine hakkı tavsiye edenler ve birbirlerine sabrı tavsiye edenler başka. (ASR SURESİ)

bilge

Okunmamış mesaj gönderen bilge » Cum 06 Eki, 14:50

insan doğduğundan itibaren kişiliği şekillenen bir varlık olarak sahip olduğu niteliklerin farkında olmadan yaşayabilir. bunun tek nedeni ailesinin ve çevresel koşullarının onu bu yönde koşullandırmasıdır. yani bu niteliklerinin farkına varması gereken birey değil ailesi ve çevresidir. bu şekilde o birey niteliklerini geliştirmesi için yönlendirilir ve bir hawking veya mozart gibi bir şeyleri başarabilir.

Kullanıcı avatarı
Yönetici
Portal Yöneticisi
Portal Yöneticisi
Mesajlar: 4681
Yaş: 47
Kayıt: Sal 22 Şub, 11:33

Okunmamış mesaj gönderen Yönetici » Cum 06 Eki, 18:10

SCORPandPOİSON yazdı: kısaca scorp diyebilirsin serçeciğim.ondan arta kalanlar pekde önemli değil: )
Scorp'tan sonrasını kırpalım diyosun yani he Scorp. Gerçekten ana sayfadaki tabloları Akrebin gözleriyle birlikte uzun adın güzel sallıyor. Kısa ve Net olması daha iyi. Keselim mi
"Sükunetin vereceği huzuru hiçbir maddi imkan sunamaz"


Cevapla

“Araştırma Genel Konular” sayfasına dön