Akrebİn Anotomİsİ

Kategoriler Dışındaki Genel Konularla İlgili Araştırma Yazıları.
Kullanıcı avatarı
adamas
*SiyahAkrep*
*SiyahAkrep*
Mesajlar: 1276
Yaş: 49
Kayıt: Pzr 06 Kas, 21:38

Akrebİn Anotomİsİ

Okunmamış mesaj gönderen adamas » Cmt 09 Şub, 15:36

BÜTÜN AKREPLERE KARŞI DİKKATLİ OLUN BAHSEDİLEN GELİŞMİŞ AKREP FAZLA ORTALIKTA GEZİNMEZ YANLIZDIR TEKTİR.
SAN DİEGO ÜNİVERSİTESİ,kütüphanesinden alıntılıdır.AKREP İNSANLARI ÜZERİNDE ARAŞTIRMA.YAPLARAK HAZIRLANMIŞTIR..
Kimilerine göre ANKA KUŞU'NUN Kimilerine göre KARTAL'IN Hikayesidir...
öncelikle bu erkekten korkmaya gerek yoktur zira yaklaşmazsanız, canı istemedikçe o size yaklaşmayacaktır. neden yaklaşsın ki? haftanın 7 günü, 7 günün 24 saati, 24 saatin her bir dakikası* etrafında kadın vardır. pasta' da krema neyse, bu erkekte kadın o dur. Ama eğer fakirse asla bir kadınla beraber olmaz kadının onun için lüks olduğunu
düşünür.uzak durur soğuk davranır konuşmaz ;konuşursa kızın etkilenceğini çok iyi bilir başına bela olmasını istemez .Onun felsefesi ya hep ya hiçtir.
ÖRN:sevgiliniz en yakın dostunuz akrep�e aşık oldu ve akrep bunu anladı inanın bana dostluğunuzu bitirir...BU BÜYÜK BİR ERDEM DİR.ama sakın onun kızlara karşı zaafı olduğunu düşünmeyin (abaza,beceriksiz,vss....Sevgilinizi onun kucağında bulabilirsiniz...)KARTAL her zaman büyük şeyleri hedefler ve başarır.Başaramassa İNTİHAR eder.bu nadir görülür ama başarısızlık onun kitabında yazmaz.. Bütün akrepler zekidir.KARTALI zeki olmanın da ötesindedir.O yanlızlığı,alayları,komplimanları,ailesini, (genelde
fakir ve orta halli ailelerden çıkarlar ) cenneti ,cehennemi,(mahşer,yaşam hırsı)yaradılışın bütün sırlarını çözerek gelir...Eğer inançsız bir insansanız ona fikrini sorun.Eğer kartalsa...artık inançlısınız.YIKMAYAN ACI GÜÇLENDİRİR KARTAL içindir..Siz 15 yaşında kısa donla devlet memuru olmanın hayalini kurarken O FERRARİ'ye binmenin BAŞBAKAN olmanın büyük olmanın yolarını arar.Kafasında kesinlikle bir hedef vardır.o hedef artık arzudur,tutkudur;asla ama asla vazgeçmez.hedefine kilitlenmiş füze gibidir.ya tutkularına sahip olucak TABULARI YIKICAK ya da ÖLÜCEKTİR.(Çok ciddiyim)Artık MUCİZEVİ süreç başlamıştır.Bu adam izler,düşünür,sabreder kontrole inanır.asla acele etmez.yıllarca bekleyebilir.neyimi bekler bu gizli bilgidir ve bu bilgiyi ağzından alcak insan doğmamıştır.söylemez..bu süreç,içerisinde Ezik ve sıradan insanlar ancak arkasından kompliman kurar;işte bu komplimanlar onun için de bir volkan oluşturur..KARTAL olup MUHTEŞEM BAKIŞLARIYLA karşınıza dikildiğinde,artık İNTİKAM vaktidir.yakın diplomalarınızı,vasıflarınızı en güçlü olduğunuz yer neresiyse oraya bir ok bekleyin.volkanın lavları ananızı ağlatacak emin olabilirsiniz.kavga etmeye kalkarsanız kinci yapısı devreye girer veeee.KENDİNİZE GELDİĞİNİZDE SURATINIZ DAĞILMIŞTIR.intikam davası sadece SİYAHA boyadığı taraf için geçerlidir.düşmanlarını cok iyi bilir.eğer düşmanıysanız kaybediceğinizden emin olabilirsiniz.peki ya BEYAZA boyadıği taraf...çok ama çok şanslısınız.O'dayak yerseniz bir SAVAŞ TANRISI.lafla ezildiğinizi hissederse bir FİLOZOF (Müthiş laf koyarlar yıllarca hatırlanır)parasız kalırsanız bir BANKA,bununda ötesi eğer size güvenirse gözünü kırpmadan "ÖLÜME" gelicektirr.(hadi canım ordan demeyin;tarih okuyun.."M.KEMAL ATATÜRK","SALİH BOZOK")asla sırtınız yere gelmiyecek emin olun.. Zengin insanlar fakir akrepleri asla çekemezler çünkü Zenginin gücü maddiyatındadır.Akrebin Doğasında.. (Test edin zengin bir arkadaşınızla bir akrep hangisi daha ASİL duruyo)bir kızı istiyorsa o kızı ancak ondan ölüm ayırabilir..bu özelliklerini yanınızda göstermiyosa siz sadece onun�la AHBAB�sınızdır..maddiyatla insanların üstünde hakimiyet kuran bir insansanız sizden NEFRET eder. Dalkavuklara cehennem azabı çektirir,en nefret ettiği tiptir.SESSİZLİĞİ bile iki yüzlü yalaka insanlara acı verir.Çok adam tanır kimseyle muhattap olmaz yalnızdır, Şimdiiiii bu üstün kişilikli adamı nerde mi buluruz..................


YA BİR ÖLÜ OLARAK MEZARI BAŞINDA....(ne yazıkkı dünya genelin de intihar edenlerin çoğunluğu Akreptir.ölümden korkmazlar,başarısızlıktan korkarlar.)

YA DA BİR ÖNDER OLARAK ZİRVEDE.(DÜNYANIN EN BAŞARILI İŞ ADAMLARI,SPORCULARI,SANATÇILARI SİYASETÇİLERİ,DOKTORLARI,GENERALLERİ,DEVLET LİDERLERİ,DİKTATÖRLERİ,
DİN LİDERLERİ,DÜŞÜNÜRLERİ,BİLİM ADAMLARI..TARİHE BAKIN ÇOK AKREP GÖRÜCEKSİNİZ...)

HAAA Bİ DE... UNUTMADAN...DÜNYANIN EN PİSİKOPAT SERİ KATİLLERİ......(UNUTMAYIN O HİÇBİR ŞEYİ UNUTMAZ...İNTİKAM SOĞUK YENEN BİR YEMEKTİR,VE BUNU FİLM TADINDA YAPAR..)

Hayelleriyle Alay etmeyin er ya da geç sahip olucaktır...Yalnız sanmayın YANLIZLIK TANRI VASFIDIR,DEHA'nın Okuludur.Her insan yalnız KALAMAZ.(ünlü düşünürlerin laflarıdır)

EĞER KARTAL OLABİLMİŞ BİR AKREP'LE TANIŞIRSANIZ..ONA SIMSIKI SARILIN
KORKAKLARIN ASLA GÖREMEYECEĞİ UFUKLAR GÖRECEKSİNİZ...........


SIRADAN AKREP...
bu erkeği gözünden tanıyabiliriz çünkü gözleri de kendisi kadar karanlıktır. eğer o size bakmaktaysa mümkünatı yok uzağında duramazsınız. eblek eblek bakan bir akrep erkeği görmedim, duymadım.

bu adamın yıldızı pluto(ara sıra mars da dürter bunu), yani ne demek? "allah belanı vermesin hemen kaçmazsan 1 saat içinde cenaze marşı senin için çalacak" demek. bu adam zodyak kuşağının en bela adamıdır, bi kere bunu aklımızda tutalım (korktuğum çok mu belli?).

akrep erkeği üç dakikada, sadece bakarak ya da konuşarak kişilik analizi yapabilir*, sizden uzak durması gerektiğini ya da yaklaşması gerektiğini anlayabilir. izlemeyi sever oturtun bu adamı sevdiği bir şeyin karşısına* izlesin dursun, sıkılmaz, eğlenir, şen olur.

akrep genel anlamda zodyak' ın en sır dolu, en ileri, en tehlikeli evidir. akrep burcuna denk gelen günde doğan erkeğin, en büyük hediyeye layık görülmüş olduğu da bir gerçektir. sürekli sırtından itekleyen pluto var bi kere, sonra ara sıra mars da dürter bu adamı. bir çok alanda başarılı olması söz konusudur.

ancak gel gör ki, bu adamların dünyaları bi gariptir. kendi içinde en çok çelişen kişiler akreplerdir zaten. kuşkucudurlar hayatta kendileri dışında kimseye güvenmezler, bu nedenle hep tedbirli sayılabilirler. her şeye karşı hazır ve soğukkanlıdırlar. eğer bir şeye kızdıysa toplanıp şehri, hatta iyisi mi ülkeyi terkedin. mutlaka öcünü alacaktır. erkek-kadın farketmez hızlı ve cevik ataklarla yedi ceddinizi ağlatmayı becerebilecektir. bu noktada kaçamadıysanız artık sizin için çok geçtir ve hayatınızın bir kısmı öldü bitti demektir, çünkü kesinlikle "saçımı çekti, burnuna vuruyum" tarzında saldırı yapmaz bu adam. düşünür... konuşmaya başladığınız ilk anda tüm zayıf yönlerinizi dikkatle incelemeye başlar. ne yazık ki küfür ediyor olsanız dahi buradan zayıf yönünüzü bulabilir. bu kadar anlattım, ayrıca neyi anladık? kindardır, suyuna gidin. zaten su burcu oynasın dursun, izin verin.

bu adam kıskanır. sevdiği bir şey varsa dokunmayın, bırakın orda dursun onu sadece akrep erkeği sevsin. yoksa fena olur(taş düşebilir, ayı çıkabilir). ayrıca izleme olayı sadece gözü önündeyseniz olmaz, sürekli izleyebilir, sürekli tahlil eder, sürekli düşünür, sürekli, sürekli...sürekli bir şeyler yapar bu. hiç rahat durmaz, en boş anında bile aklında milyon tane soru vardır. size bir şey sorduysa merak ettiğinden değil, bildiğini doğrulamak istediğindendir genelde. nasıl olduğunu anlamazsınız ama bu adam her bi boku bilir.

akrep erkeğinin statüsü hep yüksektir. kimileri statü için kıçını yırtarken, akrep erkeği sadece duruşu, konuşması ve doğal yüklenimleriyle göz önünde olabilir, bunun için uğraşmaz. bir akrep erkeğinden "buraya gelmek için çok çırpındım" lafını duymazsınız. uğraşmamıştır yalan söylemez. sevmez.

alkolle arası pek bi hoştur, yakın arkadaştır ikisi. akrep burcu erkeği eğlenceyi sever, derin kasvetli havaları falan sevmez bu tür ortamlardan uzaklaşmak için elinden geleni yapar.

duygu sömürüsü yaparsanız ve samimiyetinize inanmazsa en canınızı yakan şekilde size yaklaşacaktır. öyle herkese, her şeye karşı anlayışı yoktur ve merhametsizlerin şahıdır. bir davanız varsa ve eğer inanıyorsa size yardımcı olacaktır diğer türlü hiçbir şekilde peşinizden gelmez.

bir kadını istiyorsa alır, öyle ya da böyle. ama onun ilgisini çekebilmek için en azından üç tane güzel özelliğiniz olmalı(cazibe, zeka, konuşabilme yeteneği. ama dekolte de olabilir, hoş olur, renk katar). eğer hoş ve boşsanız sabah uyandığınızda tepenizde dikilmiş "ne zaman gidiceksin?" bakışıyla oturuyor olur ya da daha kötüsü hiç olmaz. kırmadan size yol vermek isterse -ki bu mümkün değildir- biraz konuşur, "uyuşamadık", "olmadı" der. olmuyorsa "*Yasak Kelime* git" der ve bu şekilde yollar(merhametsiz demiştim di mi?). eğer ilgisini çekebildiyseniz ne mutlu size, bir süre sizinle kalmayı kabul edecektir ama bu sefer uğraşmanız gereken başka bir şey vardır. sürekli yenilenmek, bakım, onarım.

cinsel konusunda mantıklı düşünemeyebilir, "hepsini, hepsini istiyorum" diyebilir ama "bana ne lan cinsel meks makina mıyım ben" diyeni de çıkabilir.

yanında gezdirdiği kadın en az onun kadar bir şeye benzemelidir, bir şeyler konuşabilmelidir. eğer çok uçlarda bir balık ya da delicesine ateşli bir aslansanız yaklaşmayın en güzelinden. eğer severse gerçekten de sizin için bir çok şeyi göze alabileceği gibi, sadık da kalır. çünkü bu adam pis dolaplar çevirmekten hoşlanmaz. aldatmak onun kitabında* yer almaz, gururludur. kimseyi yerinde olmak istemediği duruma düşürmez*. kısasından terk eder ve ne yapacaksa yapar*.

sürekli sevin bunu, dokunun falan hatta kendinizi adayın. memnun olur "doğru seçim yapmışım kendimi çok seviyom" der ve hep doğru seçim yapmaya özen gösterir.

hayatınız mahvettiyse üzülmeyin bir daha yapmaz, zira bir daha sizi göreceği ortamlara bile girmez. ipte oynayan cambaz burçlardan birine sahipseniz yaklaşmayın zira iki cambazla bir ip durumu olur, oynayamazsınız sizi ipten atar. bazısı hafiften bencildir, eğer cümlelerinin başında, kıçında sürekli "ben" diyorsa kesinlikle ondan geride olmanız gerekmektedir. öyle olun olmazsanız yine ipten atar, elekten eler, gözünden çıkarır.

akrep erkeği şöyle böyledir ama kötü değildir[x2]. eğer ona yaklaşmanıza izin verdiyse bildiği bir şey vardır ama yine de dikkatli olumakta yarar var. yumruk atarsa yüzünüzü dağıtır.

dünya işleri kaderdir, kısmettir. eğer olacağı varsa olur geçmiş olsundur, aferindir. ama ennihayetinde insandır, sevin, okşayın, yemek falan verin, suyuna gidin, eşşeklik etmeyin en az hasarla KENDİNİZİ KURTARIN...........


Force Be With You


Kullanıcı avatarı
LeeCH
*Yılan*
*Yılan*
Mesajlar: 135
Yaş: 34
Kayıt: Çrş 06 Şub, 14:42

Okunmamış mesaj gönderen LeeCH » Cmt 09 Şub, 21:34

akrebin basarıdaki en buyuk silahı tutku....hersey için yeterli bnce...
We entry where you say to hell everynight....We're Mad as Hell, and We're Not Going to Take It Anymore...

Kullanıcı avatarı
lotus2
*SiyahAkrep*
*SiyahAkrep*
Mesajlar: 2702
Yaş: 51
Kayıt: Pzr 11 Şub, 07:13

Okunmamış mesaj gönderen lotus2 » Cmt 09 Şub, 21:36

Şimdi tutup erkekler üzerine yazılmış bir yazıya benim olmam biraz tuhaf ama akrepleri anladığımı ve yukarıda sayılan tüm "merhametsiz" akrep darbelerini yaşadığımiçin yzma gereği duydum..

babam ve eşim akrep..

eşim yay ama akrepaynı zamanda..yay olduğundanbiraz akrep özellikleri yumuşasada onda akrepliği görebilmekteyim..ve bunu kafamın bir köşesine yıllardır yazmış durumdayım..

yptığımonca şeyiaffetti..yada öyle göründü..ama beyninin bir köşesinde bunları beklemede tuttuğundan eminim..:(ve inanın bana o masum yüzü hiç hafife almıyorum..Bana diyorlarki eşin ne masum ne zararsız..bilirsiniz tüm akrepler öyle görünür..ben neyle karşı karşıya olduğumu iyi biliyorum..

YANİ "EN AZ HASARLA KURTULMAK ADINA ELİMDEN GELENİ YAPIYORUM..

BU insanlar eşsiz olsad onlarla yşam zor..çünkü devamlı tetikteler..yukarıda da bu hususa değinilmiş zaten..devamlı devamlı düşünceler içndeler..asla durağan değiller..onları takip etmek zor..ayak uydurmk zor..

peki çözüm ne:ben çözüm bulamadım..ve herzaman ki hayat koyduğum tavrı koydum:o bana ben buyum dedi..kabul edersen böyle..Ben tahminettiğiniz şleyi yaptım:ben buyum..kabul edersen böyle..

peki başrılı oldummu?elbetteki hayır..yoksa bu başlığa yazarmıydım siz akreplerle dertleşme adına..

ama sonuç ne olursa olsun tavrım hayatada akrebede budur:ben buyum..

ve eşim hala beni değiştirme gayretinde..ama bunu oldukça diplomatik ve sinsi gayretlerle gerçekleştirmeye çlışıyor..çünkü yılların verdiği tecrübeyle bunun nekadar zor olduğunu düşünüyor..

peki neden halabenden vazgeçmedi?:ÇÜNKÜ BENİM BUNA DEĞDİĞİMİ DÜŞÜNÜYOR..Emin olun insafından daha çok mntığı bunun için uğraşmya değer diyor..diyorki:sen değerli bir insansın..içinde bir cevher var..ve ben bunu çıkarmaya kararlıyım..ve bilirsiniz akrebin tespitleri genelde isabetlidir.. :D

ve son olarak şunu söylemek istiyorum:BEN DE BİR AKREBİM..BEN KELİMESİNE DİKKAT :D

VE Yukarıdaki bir parağrafı buraya kendimle ilgili olarak koymak istiyorum:

"HAYALLERİYLE ALAY ETMEYİN..ER YADA GEÇ SAHİP OLACAKTIR...YALNIZ SANMAYIN..YALNIZLIK TANRI VASFIDIR..DEHANIN OKULUDUR..HER İNSAN YALNIZ KALAMAZ.."

VE benim özel olduğumu vurgulamm bunlrın bilinmemezlikten gelmesidir..akrep olanbunları bilmeli ve insanlara böyle yaklaşmalı diyorum..farkı olan "farkı" anlamalı diyorum..

ve yalnız değilsin diyenlere :hayır diyorum..yalnız olduğumu bu portaldaki genel tavır açıkça gösteriyor..peki niyemi bunu size söyleyip duruyorum:bana olan yalancı duygu sömürüsü yapan insansın tavrını hazmedemediğim için..ve çok şeyi hazmederim..çok sabırlıyım..ama bir yere kdar..

ben yalnızım hem de çok..ve sanırım yıllarcada kalsam burda yalnız olacağım..
"ALEM HEPİMİZE YETER, BİR LOTUS MU FAZLA GELDİ?.."

VE YİNE DİYORUM: "İLLAKİ İNSAN OLMAK"..

Kullanıcı avatarı
che_tanesi
*SiyahAkrep*
*SiyahAkrep*
Mesajlar: 924
Kayıt: Pzr 11 Kas, 13:58

Okunmamış mesaj gönderen che_tanesi » Pzr 10 Şub, 05:51

Bazı akrep erkekleri psikopat derecesinde takıyo,taktığına. Nerde ne yapacakları belli olmuyo,entrikacı oluyolar,hani sağ gösterip sol vurmak gibi...Sıkıştıkları zaman profosyonellik derecesinde yalan söyleyebiliyolar,hiç anlamıyosunuz ve eğer bişiyi elde etmek isterlerse bunun için yapamayacakları şey yok. Eğer karşısındaki kişide beğenmediği bi huy varsa ve bu kişiyi değiştirmek istiyorsa ve bu çok zorsa,hiç çaktırmadan alttan alta o kişiyi istediği kıvama getirebiliyo.Hipnoz yapıcı bi etkileri var. Aslında çok sert gibi duruyorlar ama çok duygusallar. (Bazıları)
Kötümser yanlız tüneli görür, iyimser tünelin sonundaki ışığı görür, gerçekçi tünelle birlikte ışığı ve de gelecek treni görür...

Kullanıcı avatarı
lotus2
*SiyahAkrep*
*SiyahAkrep*
Mesajlar: 2702
Yaş: 51
Kayıt: Pzr 11 Şub, 07:13

Okunmamış mesaj gönderen lotus2 » Pzt 11 Şub, 19:14

Siz Adamas'ın v benim "akrep erkeği"hakkındaki söylediklerimi unutun gitsin..

Bu konuda şınu söyleyebilirim:

Bu erkeğe BİR TEK "GERÇEKTEN"sevdiğinde güvenin derim..Gerçekten severse inanın bana hayatının "tek"odak noktası olursunuz..Sizin yaşamaya başlar..diğer hiçbir şeyin değeri yoktur..hiçbir şeyi görmez,görmekte istemez..

bu yazdıklarım tecrübeyle sabittir..MESELA:Eşim bana aşık olduğu için evlendim onunla..Ve biliyormusunuz geçenlerde şunu söyledi.:..hem de tüm yüreğiyle:"Seni o zaman az seviyormuşum..şuan çoook seviyorum..herşeyden çok..inanın bu kadarını bende beklemiyordum..

O sığınılacak tek limandır hayatta..bana inanmıyormusunuz?..siz bilirsiniz..

belki de bu yazdıklarımın nedeni eşimin akrep olması değil de gerçek sevginin kalpteki ve ruhdaki etkisidir..Ayrıca kova ve yay olması da etkili..ama kesinlikle akrep olması da etkili..akrep derinlik ve yoğunluk katan bir burçtur..
"ALEM HEPİMİZE YETER, BİR LOTUS MU FAZLA GELDİ?.."

VE YİNE DİYORUM: "İLLAKİ İNSAN OLMAK"..


Kullanıcı avatarı
kahve
*SiyahAkrep*
*SiyahAkrep*
Mesajlar: 913
Yaş: 50
Kayıt: Sal 12 Haz, 13:52

Okunmamış mesaj gönderen kahve » Pzt 11 Şub, 22:28

BURÇLARIN ZODYAKLA ANATOMİK EŞLEŞMESİ,

PLANETLERİN ORGANİK VE PSİKOLOJİK FONKSİYONLARI



AKREP





"Eğer EN İYİ için bir yol varsa,

bu yol EN KÖTÜYE gidene bakmaktan geçer”

Thomas Hardy

Hepimizin içinde yüzü karanlıkta kalmış hiç tanımadığımız bir yabancı gizlidir. Bazen ansızın aynada ya da rüyada belirir ve bizimle tanışmak için yanıp tutuşur, ama onu şuursuzca inkar ederiz. "Hayır, bu ben değilim!” Onu apar topar geldiği yere geri göndeririz ve bir kabus gördüğümüzü varsayarak kendimizi rahatlatmaya çalışırız. Akrep sembolü bu inkar mekanizmasını çok güzel açıklar; O yerde sürünen bir 'Yılan'dır. Hayır.O gökte süzülen bir 'Kartal'dır. Sahi Akrep hangisidir? Aslında Akrep Kartalın tırtılıdır.Tırtıldan Kartala dönüşmesi efsanevi bir süreçtir. Kuyruğunda taşıdığı zehri seruma dönüştürmeyi başardığında mucize gerçekleşir. O yanıp, küllerinden yeniden doğan "Zümrüd-ü Anka Kuşu”dur artık. Akrep insanlığın HABİL kutbundan, KABİL kutbuna uzanan ekseninde yer alır. Şimdi, lütfen arkanıza yaslanın. Bir fincan kahve ve yanına da bir parça konyak alın. Buna ihtiyacınız olacak. Zodyak’ın en uzak planetine doğru yol alacağız. Yolculuğumuz uzun ve zahmetli olacak. Eğer kendinizi tanımaya istekli ve hazır değilseniz katılmayabilirsiniz. Teklif var, ısrar yok.

AKREP BURCU DERECELERİ:

1. Urethra: Uretra (İdrarın mesaneden dışarı atılışını temin eden ince kanal şeklindeki geçit.)

2. Urethral meatus: Uretra dış deliği.

3. Prostate, Uterus: Prostat, Uterus (Döl yatağı)

4. Testicles, Right side of uterus: Testisler (Erbezi), Döl yolunun sağ bölümü.

5. Testicles, Left side of uterus:Testisler, Döl yolunun sol bölümü.

6. Right epididymus, Uterine cavity: Sağ epididim. (Erbeziüstü), uterus boşluğu.

7. Left epididymus, Right fallopian tube: Sol epididim, Sağ dölyatağı borusu.

8. Scrotum, Left fallopian tube: Skrotum (Haya torbası), Sol dölyatağı borusu.

9. Sperm duct, Vagina (Alcoholism): Sperm kanalı,Vajina, Alkolizm.

10. Corpus cavernosum of penis (Nervous debility): Penisin dikleşme özelliği gösteren dokusu, Sinir zayıflığı.

11. Penis, Labia majora: Penis, Büyük vajen dudaklar.

12. Seminal vesicles: Meni keseciği.

13. Vulva, Labia minora, Glans penis (Chronic glomerulonephritis): Kadın dış genital organları, Vulvadaki küçük dudaklar, Penis başı, Kronik Böbrek iltihabı.

14. Foreskin: Sünnet derisi. (gulfe)

15. Cowper’s glands: Bulbo-uretral guddeler. (uretra soğanı)

16. Right ovary, Cochlea of inner ear (Abscess): Sağ yumurtalık, İç kulak salyangozu (koklea), Apseler.

17. Testicular lobes, Left ovary: Testis lobları, Sol yumurtalık.

18. Vas deferens, hymen (Appendicitis, hair): Sperm kanalı, Kızlık zarı, Apandisit, Saç.

19. Uterine ligaments, Haller’s net: Rahim bağları.

20. Ligaments of penis, Bartholin’s glands (Goitre): Penis bağları, Vagina dış deliğinin her iki tarafında yer almış olan iki küçük gudde, Guatr.

21. Sphenoid sinus: Sfenoid sinüs (Kama şeklindeki kemik içindeki iki küçük boşluk)

22. Ethmoid bone(and ligaments): Etmoid (Kalbur) kemik ve bağları.

23. Nasal bone, Fimbria of fallopian tubes (Rheumatism): Burun kemiği, Fallop tüpünün karına açılan ucunu çevreleyen saçak şeklinde oluşumların en uzunu. (Bu uzantının ovülasyon esnasında overle temas temin ederek dışarı atılan ovum’un tüp içine geçişini kolaylaştırdığı kabul edilmektedir.) Romatizma.

24. Nasal septum: Burun boşluğunu ikiye bölen kısım.

25. Coccyx, Fallopian tubes (Tonsils, adenoids, alcoholism): Kuyruk sokumu kemiği, Döl yatağı borusu, Bademcikler, Bez karekteri taşıyan, guddeli (Burun ahtopotu), Alkolizm.

26. Perineum: Perine (Anüs ile jenital kısımlar arasındaki yumuşak bölüm-apış arası)

27. Anus: Anüs (makat)

28. Mucous membranes: Mukazo zarı.

29. Vomer (sight): Sapan kemiği, Görme yeteneği.

30. Nasal muscles: Burun kasları

AKREP burcunu yöneten PLUTO, olağandışı yörüngesiyle Güneş'e en uzak mesafedeki en küçük planettir. Pluto, kendisine büyültücü, kendi dışında kalanlara küçültücü mercekle baktığından, Güneş’in, sistemin merkezi olamayacak kadar küçük ve önemsiz olduğuna dair hatalı bir çıkarsamada bulunur ve sistemi sabote eder. Pluto’nun 1930 yılında keşfi, "Atom bombası”nın bulunuşuyla eşzamanlıdır. Aynı zamanda yeryüzünde yaygınlaşan cinayetler, suikastlar, entrikalar, uyuşturucu pazarı, yeni palazlanmaya başlayan "Mafya" olgusuyla karşı karşıya bırakmıştır insanlığı. Ve aynı zaman diliminde yeşermeye başlayan "Varoluşçuluk Akımı” da insanoğlunun en derindeki ölüm korkusunu sorgulamaya başlamıştır. Amerikalı astrologlar Pluto'yu çoktan Evrimin Babası olarak ilan ettiler. O, en köklü dönüşümü (Transformasyon) ve Başkalaşımı (Metamorfoz) simgeleyen kollektif bilinçaltıyla bağlantılı bir planettir. Akıl almaz güç oyunları, hırs, kıskançlık, nefret, tutku, cinsel, kin, takıntılar, saplantılar ve kendimizde kabule yanaşmayıp başkalarına mal etmeye çalıştığımız tüm bilinçaltı dinamikleri temsil eder. Barış Hocamın tabiriyle “Pluto, Uranüs ve Neptün enerjileri bize 'Bizden Büyük Allah’ın olduğunu', yani herşeyi kendi istek ve arzumuz paralelinde kontrol edemeyeceğimizi, elimizden hiçbir şey gelemeyeceği durumların olduğunu” gösteren enerjilerdir. Bizim tüm yapmamız gereken bu enerjilerin bize ulaştığı kanallara ve mesajlara karşı duyarlı olmak, bu enerjilerle ortak hareket etmektir.”

BAŞLICA ORGANİK FONKSİYONLAR:

Cinsel organlar: Kadında, dışta iki çift dudaktan (Vulva )oluşur. Büyük dış dudaklar Labia majora ve içte kalan daha duyarlı Küçük dudaklar Labia minora dır. Vulvanın ön kısmında, sinirsel dokulardan oluşan Klitoris bulunur. Vulvadan, Vajen (hazne-dölyolu) adı verilen kısa bir kanal açılır. Bu kanalın içi kayganlığı sağlayan ve spermaların yaşamasını kolaylaştıran sümüksel bir zarla kaplıdır. Vajen, vulvadan Kızlık zarı (Himen) ile ayrılır. Üretra ise klitorisin hemen altında vajen ağzına açılır. Rahim (uterus), rahim boynu (serviks) denilen daracık bir kanalla vajenin üst bölümünde birleşir.

Erkekte Erbezleri (Testisler) spermaları üretirler. Penis ise bu erkek tohum hücrelerinin dışarı atılmasını sağlar. Erişkin bir erkekte, testisler vücudun dışında, esnek bir deri torbanın (Skotrum) içinde bulunur. Erbezlerinin iç yapısı spermaların üretildiği karmaşık tüplerden oluşur. Testisin içerisindeki tüpler testisin dışındaki Epididymis'e açılır.

İnsanda üremeyi sağlayan organları kısaca özetleyecek olursak; Erkekte; 1)Testis (Erbezi), 2)Epididymis, 3)Vasdeferens (Sperm kanalı) Eklenti bezleri: a)Seminal Vezikül, b)Prostat bezi, c)Cowper bezi, 4)İdrar kanalı (üretra) dır. Kadında ise; 1)Ovaryum (Yumurtalık), 2)Fallopi borusu (Oviduct), 3)Uterus (Rahim=Dölyolu), 4)Vajina (Çiftleşme borusu).

Üreme: Akrep aynı zamanda insan bekasını (Survival) temsil eder. Üremenin psikolojik tercümesi "hayatta kalma, varoluşu koruma ve sürdürmedir". Üreme, ölüme karşı kazanılan en büyük zaferdir.

Cinsel organlarla ilgili rahatsızlıklar: Freud ekolünü izleyen Melanie Klein, "Üreme, ölümün etkisini azaltmanın temel yolu olduğu için, cinsel organın kaybı hayatı koruyan ve sürdüren yaratıcı gücün sonu anlamına gelmektedir” der. Erkekte en sık görülen rahatsızlıklar; Erken boşalma, İktidarsızlık (İmpotans) Prostat vb. Kadında; Cinsel soğukluk (Frijidite) Vaginismus, Kısırlık, Rahim ve yumurtalık problemleridir.

Erkekteki İktidarsızlık durumunun hipofiz, tiroid ve testislerde hormon bozukluğu gibi tıbbi nedenleri vardır. Şeker hastalığı, Yüksek tansiyon, Sinir hastalıklarıyla ilgili kullanılan ilaçlar ayrıca alkol ve uyuşturucular da etkendir. Yine de en temelde bu bir ruhsal sorundur. Erkek=Güneş=Bilinç rasyonalizme, Kadın=Ay=Bilinçdışı kaosa yatkınlık verir. Erkeğin persfektifinden baktığımızda çocukluktaki anne veya yetişkinlikteki eş modeli onu yutmaya çalışan karmaşık ve devasa bir mekanizmadır. Erkeklerin bastırdıkları kadın (kaos) korkusu onları daha fazla rasyonalist olmaya zorlar. Pluto'nun Ay ve Venüs'le sert etkileşimine Ay-Mars açıları da destekse cinsel mekanizma sekteye uğrayabilir. Kadındaki Frijiditenin kökeninde çoğunlukla Baba veya otorite konumundaki ebeveynle çocuklukta yaşanan çatışma yer alır. Kadın kafasında sürekli cinselliği rasyonalize etmeye kalktığından yargılar ve ilişkiden zevk alamaz. Orgazm, doruk düzeyinde yaşanan bir deneyim olduğundan, Fransızlar ona; "Küçük ölüm" der. Ancak her türlü yargılayıcı ve kısıtlayıcı düşüncelerden arınıldığında, kayıtsız şartsız teslimiyette ve sınırlar eridiğinde yaşanabilir. Burada Satürn kilit rol oynar (Kısıtlayıcı-Yargılayıcı-Sınır koyucu-Otorite) Pluto-Güneş ve Mars sert açılarına, Satürn-Venüs ya da Ay açıları da destek veriyorsa cinsel isteği bloke edebilir. (4.8.12 evlerde yer alan Güney Ay Düğümü ya da Boğa-Akrep'teki Ay Düğümleri önemlidir.)

Dejeneratif Hastalıklar: Kanser ve Urlar; Özellikle Sarcoma (Sarkom) Kaynağını bağ dokusu hücrelerinden alan habis tümördür. Pluto sert açıları hücre yapılarını tahrip eder, yenilenmeyi durdurur, sağlıksız bölünmelere yol açar. Genetik yapıyı bozar.Teşhisi zor genetik problemlerin nesilden nesile aktarılmasına vesile olur.

Bulaşıcı hastalıklar-Zehirlenmeler (Toxemia): Kan zehirlenmeleri, Hayvan ısırık ve sokmaları (Yılan, Akrep, Örümcek vb) Ayrıca Fare (Veba), Kedi-Köpek (Kuduz) Küçük ve Büyük baş hayvanlar (Şarbon) Bir de apseler ve Çıbanlar.Özellikle Şark Çıbanı. Pluto-Satürn dikkat çekicidir. Pluto-Mars-Güneş-Neptün açıları da önemlidir

Anüs ve Dışkılama (Defecation): Bağırsakların boşaltılması olayında Akrep aktif rol oynar ve anüsle bire bir bağlantılıdır. Basur memeleri, Hemoroid problemleri hiç eksik olmaz. Daha aşırı vakalarda Anal Fistul (Fistula) dan muzdarip olabilir. Fistula; Anal kanaldan anüs çevresindeki doku içine uzanan patolojik geçittir.

Madde bağımlığı: Bunlar Esrar, Eroin, Kokain gibi reçeteyle verilmeyen yasadışı maddeler olabileceği gibi; Amfetaminler, Benzodiazepinler, diğer sedatif-hipnotik gibi yasal düzenlemeler çerçevesinde reçete ile verilen ilaçlar ya da kısmi yasal denetimlere tabii olan ya da olmayan uçucular;Tütün (Nikotin), Alkol (Ethanol) ya da Tiner, Bali vb.dir.Madde bağımlılığına yatkınlık tüm su grubu burçlarında görülür fakat Balık/Neptün teması ağır basar. (Kaçış, Bırakma, Çözülme, Kurban olma)

Boğa-Akrep ekseninin ana teması CİNSELLİK ve ÜREME dir. Haz, sahiplenme, yoğun duygular, aşırı tutkular, takıntılar, saplantı ve korkular bu eksende yuvalanır. Kelimenin tam anlamıyla Freud’yen bir akstır. Bu ekseni bize en iyi açıklayabilecek bilirkişi belki de Freud dur. (Güneş/Merkür/Uranüs/Pluto Boğa - Asc. Akrep)

Psikoseksüel bozukluklar: Teşhir, Dikizcilik, Fetiş, Tecavüz, Koprofili, Sado–Mazoşizm, Eşcinsellik vb.dir. Günümüzde bunların cinsel sapma mı yoksa cinsel tercih mi olduğu tartışılmakla birlikte biz sadece açıklamakla yetineceğiz.

"Birçok insan bilinçdışıyla flört etti, ama onunla ilk evlenen benim” diyen Freud’un "Psikanaliz" teorisi eşliğinde önce "Psikoseksüel Gelişim Dönemleri”ne bir göz atalım.

Yaşamın ilk 18 aylık "Oral dönem"inde anne memesi hem besleyici ve doyurucu (iyi meme) hem de yoksun bırakıcı (kötü meme) özelliktedir. Bu dönemde ağzına alma, emme, yutma gibi oral (Boğa) gereksinimler egemendir. Sonraki dönemde ağlama, ısırma, çiğneme, tükürme gibi saldırgan bileşenler de eklenir. Oral sadizm (Akrep )

1,5-3 yaş arası "Anal dönem"dir. Kasların gelişmesi çocuğun dışkısını istemli olarak tutmasına ve bırakmasına olanak sağlar. Anal işlevlerden cinsel haz alma anal erotizm olarak adlandırılır. (Boğa) Saldırgan dürtülerin dışavurumu olan anal sadizm de ise dışkı güçlü ve yıkıcı bir silah olarak görülür. (Akrep) Denetim konusunda çocuk ile ebeveynleri arasında çatışma yaşanır. Bu dönemde çocuk aşırı cezalandırılır ya da utandırılırsa parmak emme, her şeyi ağzına atma gibi daha ilkel oral davranış biçimine gerileyebilir. (Boğa)

3-5 yaş arası "Fallik" ya da "Eşeysel (Genital) dönem”dir. Çocuk cinsiyetlerarası farkları fark eder. Her iki cinsiyette de başlıca ilgi odağı penistir. Erkek çocukta İğdiş edilme (Kastrasyon) korkusu, Kızlarda ise Penis kıskançlığı baskındır. Bu dönemde çocuk her iki ebeveynle aynı anda ilişki kurar. Üçlü (triadic) ilişki, Erkekte "Oedipus Kompleks'ini", kızda "Electra Kompleks'ini" yaratır.

Freud, çocuktaki bu 3 önemli döneme ait sapmaların yetişkinlikte psikoseksüel bozukluklara zemin teşkil ettiğine, tüm Histeri ve Nevrozların bu ana kaynaktan beslendiğine inanıyordu. Freud ekolünü izleyen ve ona sosyal boyut kazandıran Erich Fromm’a göre; "Biyofilik karakter" yaşama yönelik, yaşam sever karakter (genital) ile "Nekrofilik karakter" cansız nesnelere yönelik, ölüm sever karakter (anal) birbiriyle çelişmektedir. Anal karakter; malı, parayı, mülkiyeti, sahip olmayı seven, açgözlü, cimri, titiz, dakik bir yapıdadır. Anal karakterin kötü huylu türünde (nekrofilik karakterde) arzulanan hedef, ölüm ve yapısal bozulmadır. Aşırı uçta Ölü bir bedenle cinsel ilişkiye girmek ve Koprofili de, kendisinin ya da bir başkasının dışkısına dokunma, koklama veya onu yeme arzusu vardır. Sadizm ise sadece incitme ve aşağılama isteği değil, bir insan ya da hayvan üzerinde mutlak egemenlik talep etmektir. Sadist taraf için Mazoşist (ezilen-kurban) taraf hiçbir sınırlama olmaksızın ne isterse yapabileceği basit bir obje ya da mahluktur. "Basit Sadizm"de sadistin hedefi yıkmak değil, hükmetmektir. Eğer objesine zarar verirse hakimiyetini kaybeder, kurbanının çaresizliğini ve aşağılanmasını izlemekten mahrum kalır. "Yıkıcı Sadizm”de ise öncelikle hayattan nefret etme ve onu ortadan kaldırma isteği hakimdir. Sadist Sıcak ve Duygusal bir niteliğe sahipken, nekrofilik bir insan, Soğuk ve Uzak duran (Cool) bir yapıdadır. Sadizm "Kudretli olmanın” ya da "İktidar “ tutkusunun bir perversionu (sapması) iken, nekrofili "Yakınlık duygusunu her hangi bir şekilde hissedebilme yetersizliğinin yaşamdan alınan en ağır ve en şiddetli intikamıdır."

Irvin Yalom’a göre cinsel sapmanın ayırt edici özelliklerinden biri, bireyin diğer kişiyle bir bütün olarak değil yalnızca bir parçasıyla ilişki kurmasıdır. Bu bir ilişki değil, yalnızca ilişki taklididir. Cinsel açıdan takıntılı bireyin karşı tarafın sadece ihtiyacına hizmet eden parçasıyla ilişki kurmasını İngilizler "Yatmak-yapmak-becermek-düzmek" şeklinde yalın cinsel diliyle açıklamaktadırlar. "Eğer bir insanla ruhuyla ilişki kurmaksızın birlikte oluyorsak fetişistiz demektir” Fetişist, insan ruhu ve bedeniyle değil onun bedenini hatırlatan bir giysi veya aksesuarıyla ilişki kurar.

Kişilik Bozuklukları: En çok üzerinde durulan; Psikopat (Psychopath) ya da Sosyapat (Sociopath) adıyla bilinen anti-sosyal kişiliktir (Antisocial personalty). Araştırmalar, bu bozukluğunun 5-6 yaş civarında kendini göstermeye başladığını belirtir. Sosyapat tamamıyla bencil, kendi çıkarlarını ve o andaki zevkinden ve doyumundan başka hiçbir şeyi düşünmeyen bir kişidir. Hiç kimseye bağlılık ve sorumluluk göstermez. Bu kişiler aklına geldiği gibi hareket eden, dürtüsel (impulsive) kimselerdir ve engellenmeye tahammülleri yoktur. Başkalarına zarar verdiklerinde suçluluk ve pişmanlık duymazlar. "Dünyanın düzeni bu, büyük balık küçük balığı yutar” deyip geçerler. Bu kişiler çok çabuk sıkılırlar ve sürekli heyecan ararlar. Normal zekalı psikopatların en önemli özelliklerinden biri kendilerini kolaylıkla sevdirebilmeleridir. Zeka derecesi yüksek olan psikopat kolay yakalanmaz ve yakalandığı zaman, herkes bu kimseden böyle bir davranışı beklemediğini söyler.

Paranoid (Sanrısal Bozukluk): Paranoya olarak da bilinir. Aşırı korku, öfke, kuşku, saldırganlık ve hezeyanlar görülür. İntihar riski yüksektir. Sınıflandırılan tipleri;

1)Persekütuar (Düşmanlık görme) tip; Sanrısal bozukluğun en sık görülen tipidir. Hasta izlendiğine, aleyhinde komplolar geliştirildiğine, zehirlenmek istendiğine, kendisine suikastlar düzenlendiğine, taciz edildiğine vb. dair hezeyanlar içindedir.

2)Grandiöz tip: Megalomani olarak da bilinir. Kendi değerini aşırı abartarak önemli biri olduğu şeklinde sanrılar geliştirir. Daha da ileri gidip mehdi, evliya hatta peygamber olduğuna inanıp etrafına müritler toplayabilir.

3)Kıskançlık tipi: Patalojik kıskançlık, Othello sendromu, aile paranoyası olarak da bilinir. Eşinin kendisini aldattığına inanır ve sadakatsizliğini ispat etmek için sürekli izler.

4)Erotmanik tip: Ünlü veya makam sahibi, ekonomik üst düzeye mensup biri tarafından sevildiğine inanır. Film yıldızı, şarkıcı gibi kamuoyunca tanınan kişilerin baş tacizcisidir.

5)Somatik tip: Hipokondriak (Hastalık hastalığı) psikoz olarak da bilinir. En belirgin sanrıları AİDS, Verem gibi önemli bir enfeksiyona yakalandığı ya da yılan veya böcek soktuğu veya midesinde yılan olduğu ya da kusurlu ve çirkin organlara sahip bulunduğu şeklindedir.

Düşünce bozuklukları ile beyin kimyası bozuklukları arasında bir ilişki vardır. Bir araştırmacıya göre; "Çarpık düşüncenin molekülü de çarpık olur.” Tüm cinsel ve ruhsal kökenli hastalıklarda Pluto baş roldedir. Beynin çeşitli merkezlerine sert açılarla dokunduğunda; Güneş(Thalamus), Ay (Hipotalamus-Limbik Alan), Mars (Amigdala), Venüs (Substansia Nigra), Merkür (Subthalamus), Satürn (Putamen), Jüpiter (Globus Pallidus), Ay düğümleri (Nücleus Caudatus) Şizofreniden kişilik vakalarına (yeri geldikçe açıklayacağız) kadar ciddi hasarlara yol açar.

Freud tüm içgüdülerin temelini libido enerjisine bağlıyordu. Daha sonra Ölüm içgüdüsü (Thanatos) Yaşam içgüdüsü (Eros) da teorisine eklendi, fakat bu konuya onun ekolünü izleyen ve geliştiren psikanalist Melanie Klein ve daha sonra Varoluşçu psikanalist Irvin Yalom parmak bastı. Ölüm korkusu bu aksın en temel korkusu olmakla birlikte aynı zamanda kılık değiştirerek yaşama yansıyan tüm korkuların ana kaynağıdır. Bu nedenle bunu başlı başına ele alacağız, yoksa Akrep'le ilgili söylediğimiz her şey havada asılı kalır.

BAŞLICA PSİKOLOJİK FONKSİYONLAR.

Ölüm Teması: Ölüm insanoğlunun en büyük varoluşsal kaygısıdır. Ölüm bir sınır durumudur ve insanın kişisel ölümüyle yüzleşmesi veya yakınlarının ölümüne tanık olması yaşam biçimini yeniden gözden geçirmesini ve daha anlamlı kılmasını sağlar. Ölüm yaşamın ertelenemeyeceğine dair en güçlü katalizördür. Ciddi hastalıklar da insanı ölümle yüzleştiren önemli bir etkendir. İnsanoğlu ölüm korkusuyla başa çıkabilmek için İnkar, Bastırma, Saldırganlık, Kontrol, Özel olduğuna inanma ve Sihirli kurtarıcı gibi çeşitli savunma mekanizmaları geliştirir. Bu durum nevrotik bir hal aldığında kişi yaşamayı reddederek ölümden kurtulmaya çalışır. Otto Rank nevrotik bireyi "borcu (ölüm) ödemekten kaçınmak için krediyi (hayatı) almayı reddeden” olarak tanımlar. Rank, Manilius’un "Doğar doğmaz ölmeye başlıyoruz” görüşüne de katılarak, annenin dölyatağında doğumu bekleyen dölütün güven içinde ve rahat olduğunu, doğum sırasında bedensel olarak anneden ayrılıp kopmanın ve solunum güçlüğünün temel ölüm kaygı ve korkusunu oluşturduğunu ileri sürmüştür. Peki, Akrep bu süreçte nasıl işler? Akrep, Eros ve Thanatos’la birlikte parmak uçlarında dans eder. Zevkten ölmeye dünden hazırdır, ama en ufak bir acı onu hayata döndürür. Kendini sürekli bir var eder bir yok eder. Kontrol ve saldırganlık mekanizmalarını sürekli devrede tutarak ölüme meydan okur. Acizliğe hiç tahammülü yoktur. Yöneticisi Pluto Yeraltı (ölüm) Tanrısı Hades'tir. Ölüm yalnızca onun tekelindedir, öldürme lutfunu Tanrıya bile bağışlamaz. (Ateş çemberine alınan Akrep teslim olmaktansa tüm zehrini kendine akıtarak intihar eder). İntihar, ölüme karşı bir tür egemenliktir. Çünkü Akrep korkunç bir mekanizmanın onu yutmasını beklemek yerine kaderi üzerinde aktif kontrol sağlamayı yeğler. Akrep bir "TANRI" olmadığını, "ÖLÜMLÜ BİR FANİ” olduğunu ancak "ACİZ” kaldığında öğrenir. Ölümün, danışmanlığını üstlenmesine izin verdiğinde ise "YENİDEN DOĞAR”.

Dönüşüm (Yıkmak-Yeniden yapmak): Dönüşüm doğada mevsimler, insan bedeninde de sürekli biten ve yeniden başlayan döngülerle karakterize olur. Vücudumuzdaki tüm atom sayısının % 98’i her yıl değişmektedir. Derimiz 5 haftada yenilenir. Görünüşte çok katı ve sert olan iskelet bile her üç ayda bir tamamen yenilenir. Mide zarındaki tipik bir hücre sadece birkaç gün yaşar. Alyuvarların ömrü 2-3 aydır. Karaciğer hücrelerinin yenilenmesi birkaç yıl sürer. Sadece Kalp ve Beyin hücreleri yenilenmez (şu an ki bulgulara göre). Akrep yaşamın sonsuz bir çizgi değil sonsuz bir spiral olduğuna, Başlangıç ve Sonun sürekli iç içe devindiğine inanır. Çürüyen, bozulan ne varsa söküp atar yerine yenisini yaratır. Dönüşüm (Transformasyon) ve Başkalaşım (Metamorfoz) onun temel içgüdüsüdür ve önünde duran her şeyi silip süpürecek güçtedir. Bu aynı zamanda Simyanın son safhasıdır. Önce saflaştırılıp (Başak) sonra birleştirilen (Terazi) maden (ruh-beden) en sonunda simyacıların "Siyah Altın” dedikleri (Akrep) cevhere dönüşür.

Güç ve İktidar Tutkusu: En manyakça tutkusudur. Akrep'in olduğu her yerde (olmadığı hiçbir yer yoktur) güç savaşları yaşanır. Irvin Yalom "İnsan güce ulaştığı derecede ölüm korkusu hafifler ve özel oluşuna dair inancı güçlenir" der. Bunun astrolojik tercümesi Akrep sürecidir. İktidarsızlık Akrep için ölüm anlamına geldiğinden sürekli iktidar peşinde koşar. Bir Örümcek gibi durmadan ağ örer. Ağa takılan zavallı kurbanıyla oynamaktan haz duyar. Ama ipin bir ucu da kendisindedir. En ufak bir gevşemede avının azat olacağını bildiğinden ipin ucunu kaçırmaktan ödü kopar. Kendi gücüne tutsak olur, avıyla birlikte kapana kısılır kalır. Kaderi güç ve acizlik deneyimlerinin bir toplamıdır.

Melek mi - Şeytan mı?: Bu, insanoğlunun en önemli ikilemlerinden biridir, ama genellikle Melek baş tacı edilirken, Şeytan kapı dışarı edilir. Onu kimse sahiplenmek istemez bu yüzden de o herkesi sahiplenir. Şeytan tüm kötülüklerin bilinen adresidir. C.Jung’un bu konuya yaklaşımı tam isabet; "Kötülüğün insanın, kendi seçimi olmadığı halde, doğasında daima yaşadığı gerçeğini idrak edersek, psikolojik dünyamızda kötülük iyinin eşit ve zıt partneri olarak yerini alır.” Akrep'ler ya da yoğun Akrep etkisi olanlar çoğunlukla içlerindeki şeytanı bastırıp, melek maskesi takarak masumca ortalıkta dolanırlar, ta ki kuyruklarına basılana dek. Zehirli iğnesi kuyruk ucundan damarınıza bodoslama girdiğinde canınız fena yanar, ama Akrep'in gerçek yüzüyle de tanışmış olursunuz. Aslında siz bu yüzü bir yerden tanıyorsunuzdur, o biraz size de benzemiyor mu? Hani korkup kapıyı yüzüne çarptığınız yabancı vardı ya! Hatırladınız değil mi? Oturup halleşin o zaman. Kaçmakla kurtulamazsınız.

Kuşku, Gizlilik (Dedektif Ruhu): Akrep'in dünyası gizli saklı ve şifrelidir. Ketumdur. Kendini kolay açığa vermez fakat başkalarına ait gizli kapaklı ne varsa bir dedektif gibi ortaya çıkarmakta üstüne yoktur. Sır olan, Tabu olan her şeyi hallaç pamuğu gibi atmaya bayılır. Görünenin ötesini keşfetme dürtüsü onu Faust yapar. Stratejisi iç gözlem, delip geçme ve sağlıklı şüphedir. Fakat sıkça yaşadığı doz aşımı onu normal olandan anormal olana doğru hızla savurur. Merak nasıl kediyi (İkizler'i) öldürürse, kuşku da Akrep'i öldürür. (Kedi dokuz canlıysa, Akrep kırk canlıdır.) Kuşku onu yetenekli bir dedektif yapabileceği gibi tehlikeli bir casus ya da aşk katili yapabilir.

İçimizdeki Şifacı-Büyücü-Vampir: Akrep muazzam bir ruh gücü taşır. Bu gücün olumlu yüzü Şifacıdır. Psikanalist ve Cerrah olarak eşi benzeri yoktur. Şefkat yerine neşteri tercih eder. Keser, deşer, oyar. Acı reçeteden yana katı bir tedavicidir. Olumsuz yüzü ise Büyücü (Manipülatör) ve uç noktada kan içici Vampirdir. Kurbanını kendine bağımlı kılmak, kullanmak hatta yok etmek stratejisi izler. Steven &Jodie Forrest, düşük yolu takip eden Akrep'i çok güzel tanımlıyor; “Yalnız kendisine zarar vermekle kalmaz, gölgelerin pençesindeki insanları anlamsızca "kendileriyle yüzleşmeye” zorlayarak, acı psikolojik gerçeklerle ilgilenmelerinde ısrar ederek onları da sokmaya başlar. Pandora’nın kutusu açılır.. ama kimse kutunun nasıl kapanacağını veya serbest kalan iblislerle ne yapması gerektiğini bilmez.” İnsanlarda bastırıcı mekanizmanın bulunmasının bir anlamı vardır. Bu mekanizma bilinçsizce kullanıldığında bilinç büyük bir tehlikeyle karşı karşıya kalır. Akrep'te bastırma mekanizması kusurlu çalıştığından başkalarına zarar verme potansiyeli çok yüksektir. Kaş yapıyım derken göz çıkarabilir. Kuyruğundaki zehri seruma dönüştürmeden insanları tedavi etmeyi başaramaz.

Takıntı ve Saplantılar: Pluto insan ruhunun en derin katmanına nüfuz ettiğinden en büyük takıntı ve saplantıları temsil eder. Tıp Literatüründe yer alan "Kazanova ve Don Juan sendromu" nu biraz açalım. Kazanova duyguları bir yana bırakan cinsel eylem meraklısı bir erkektir. Kafasını çalıştırdığı tek konu avını nasıl elde edeceğidir. Ahlak kuralı, toplum normu, ayıp, günah gibi etik ve moral değerlere kafa yormaz. Onun kafasındaki tek düşünce; "Hiçbir Kadın masum değildir ve onun içindeki şeytanı dışarı çıkarmalıyım” saplantısıdır. Burada Pluto’ya Mars-Merkür açıları da destek verir. Don Juan ise, Kazanova gibi cinselliğe direkt değil dolaylı yollarla yanaşır. Venüs ve Neptün işin içine girince Akrep teması yumuşar. Duygusal ve Romantiktir. İkisinin de çapkınlık maskesinin ardında ciddi iktidarsızlık problemi veya anneyle (kaos-bilinçaltı) çözülmemiş sorunları vardır. Kadında ki vahim tablo ise "Femme Fatale" (ölüm getiren, felaket getiren kadın)-“La belle dame sans merci”(Acımasız güzel kadın)-Tarantula (zehirli örümcek-kara dul) şeklinde baştan çıkarıcı, ayartıcı modellerdir. Erkek de ki cinsel fetih takıntısının da Kadındaki Fahişelik saplantısının da görünenin ötesindeki klinik tablosu ölüm korkusuna dayanabilir, çünkü aşırı cinsel ölümden bir tür kaçış şeklidir. (Yükselen Akrep, Ay-Venüs Akrep'te, Neptün Akrep'te veya bol Akrep temasıyla birlikte Pluto-Venüs-Ay-Güneş-Neptün sert açıları rol oynayabilir. Bir diğer önemli etken de Güney Ay Düğümüdür -özellikle bir planetle kavuşum yapıyorsa)

Derinlik,Yoğunluk ve Aşırılık:Akrep'in felsefesi "Ya hep ya hiç"tir. Ortası yoktur. "Ya Ak ya Kara"dır. Ara tonları yoktur. Ya öldüresiye sever ya öldüresiye nefret eder. Akrep içgüdülerinin emrindedir. Bilinçaltını, bilinç düzeyine taşımak en temel iç güdüsüdür. Bilinçaltı dipsiz bucaksız bir gayya kuyusu, kızgın bir magma tabakasıdır. Lavlarının gazabı acımasızdır. Bilinçaltı şiddetli bir depremle sarsılmaya başladığında, bilinçle durdurulması mümkün değildir. Bu ölümcül süreçte Mantık hiçbir işe yaramaz, acıyı hissetmek yaraya bir nebze merhem çalsa da, ancak acizliği kabul kesin şifadır. Ne ironiktir ki, içten içe kaynayan ve bir volkan gibi her an patlamaya hazır bu magma tabakasının dış yüzü bir buz tabakasıyla kaplıdır. Dışında kalırsanız dondurur, içine düşerseniz yakar kavurur.

Kıskançlık, Kin, Nefret, Hırs, İntikam: Akrep'in zehrinin bileşenleridir. Kuyruğuna basarsanız sokar. Basmasanız da sokar. Durduk yerde de sokar. Sokmak içgüdüsel ihtiyacıdır. En derin haz kaynağıdır. Engellenemez dürtüsüdür. Şuurunu ve kontrolünü yitirdiğinde döner kendini sokar.

Manipülasyon: Pluto, manipülasyonun babasıdır. Akrep İsteklerini elde etmek için ortalığı birbirine katması, hile yapması gerektiğini konuşmaya başlamadan önce öğrenir. Neye mal olursa olsun kendi dediğinin olmasını ister. Amacın aracı haklı kıldığını düşünür. Bazen Makyavelli’ye benzer. Hiç çekilmez olur.

Dayanıklılık ve Sebat: Hayatta kalmanın acımasız mücadelesi, Akrep'in dayanıklılık ve sebat sınavıdır. Çok badireler atlatır, ama pes etmez. Türkiye’nin burcu da Akrep'tir. Birinci evinde Pluto vardır. (Böcek gibi üreyen nüfus-belden aşağı takıntısı) Türk siyaset yaşamı fokur fokur Akrep kaynar. Siz çocukken siyaset sahnesine yerleşenler, siz çocuk hatta torun sahibi olduğunuzda bile hala hayatta ve ayaktadırlar. Pluto’nun metali Plütonyum dur. Bütün metaller içinde elektriksel direnci en yüksek olan Radyoaktif kimyasal bir elementtir. Son Tahlilde Akrep'lerin radyoaktiviteye de dayanıklı olduğu ortaya çıkmıştır. Artık gerisini siz düşünün.

Sezgi: Akrep'in paha biçilmez ve ele geçirilmez içgüdüsel hazinesidir.

Akrep'in Gözleri: Tuzaktır. Akrep tepeden tırnağa manyetizmayla kaplıdır. Mıknatıs gibi istediği her şeyi kendine çeker. Koyu ve derin gözleri hipnotize eder, ısrarlı ve delici bakışları ruhunuza işler. Akrep'in gözleri temsil ettiği 8.evin sokak kapısıdır. Hasbel-kader bu kapıdan içeri adım attıysanız eğer, burnunuz sürtülmeden çıkış yolunu bulamazsınız. Burası yarasaların çığlık çığlığa uçuştuğu, karanlık, rutubetli, soğuk, ürkütücü bir dehlizi andırır. Buradaki Malzeme Karun hazineleri kadar zengindir, ama el sürmeye korkarsınız. Ölüm ve ötesi, cinsellik, içgüdüler, büyüler, gölgeler çil çil altın gibi etrafınıza saçılır. Oysa siz sadece tek bir şey istersiniz, buradan bir an önce kaçıp kurtulmak. Buradaki ham maddeleri sabırla işleyip cevhere dönüştürmeden bir çıkış yolu var mıdır? Bilmiyorum.

Astrolog Stephen Arroyo’nun işaret ettiği gibi, 8.ev süreci ruhların cennete girmeye uygun hale gelinceye kadar dünyada işledikleri günahlardan acı çekerek arındırılmaları gereken yere "ARAF"a benzer. Ve Steven Forrest ekler; "Bu süreçte ya temizlenip, arınırız ya da psikolojik dip akıntılara direnip depresyona gireriz. Yapılması gereken, kişiliğin bilinçaltındaki kökleriyle yeniden bütünleşmesini sağlamaktır ve bu süreçte en büyük dostumuz kendimize karşı dürüst olmak ve olgunlaşma yolundaki büyüme sancılarını kucaklamaktır.”

Ve unutmamalıyız ki;

"Ağaçlar güçlü köklerini göğe uzatmazlar, aksine toprağın derinliklerine gizlerler”

(Eski bir deyiş)


Jüpiter/Yay yolculuğunda buluşmak üzere,

Yeni yılın hepinizi sevgi ve sağlıkla kuşatmasını diliyorum.

Nazan Öngiden

Faydalandığım kaynaklar:

Medical Astrology(Jane Ridder-Patric)

Planets and Their Keywords (Reinhold Ebertin)

The planets and Human Behaviour(Jeff Mayo)

Tıp ve Sağlık Ansiklopedisi(Prf.Dr.Pars Tuğlacı)

Çağdaş Tıp Sözlüğü (Prf.Dr.Ayşegül Demirhan Erdemir)

Tıp ve Sağlık Ansiklopedisi(J.A.C.Brown/Çev.Prf.Dr.Aykut Kazancıgil)

İnsan ve Davranışı(Doğan Cüceloğlu)

Psikiyatri Temel Kitabı( Editörler:Prf.Dr.Cengiz Güleç-Prd.Dr.Ertuğrul Köroğlu)

Varoluşçu Psikoterapi (Irvın Yalom)

Korkular,Takıntılar,Saplantılar (Prf.Dr.Özcan Köknel)

Astrolojide Yetişkinlerin Buuğ Çağı:(Barış İlhan)

Astroloji ders notları:Barış İlhan

Değişen Gökyüzü(Steven Forrest)

Gökyüzü Ortaklıkları(Steven&Jodie Forrest)

Mükemmel Sağlık(Dr.Deepak Chopra)

Cinsellik ve Cinsel Sapmalar (Erich Fromm)

Sahip Olmak ya da Olmak (Erich Fromm)

Bilinç ve Bilinçaltının İşlevi (C.G.Jung)

Sağlığı Yaratma(Dr.Deepak Chopra)

Cinsellikten İkmale kalmak (Dr.Erdal Atabek)
Suclar insanlarin yüzünde görünseydi aynalar satilmazdi
P.Ustinov

Kullanıcı avatarı
lotus2
*SiyahAkrep*
*SiyahAkrep*
Mesajlar: 2702
Yaş: 51
Kayıt: Pzr 11 Şub, 07:13

Okunmamış mesaj gönderen lotus2 » Sal 12 Şub, 13:38

uzun yazılar yazmak için oturup saatlerce yazmak yerine bunun bir kısa yolunu bilen varmı?..mesela bu bölümdeki uzun yazıları yazanlar bana bir yol gösterebilirmi?..

kopyalama ve yapıştırma mümkün değil çünkü sitede..benim de başka bildiğim yol yok..
"ALEM HEPİMİZE YETER, BİR LOTUS MU FAZLA GELDİ?.."

VE YİNE DİYORUM: "İLLAKİ İNSAN OLMAK"..

Kullanıcı avatarı
adamas
*SiyahAkrep*
*SiyahAkrep*
Mesajlar: 1276
Yaş: 49
Kayıt: Pzr 06 Kas, 21:38

Okunmamış mesaj gönderen adamas » Sal 12 Şub, 14:57

kopyalama mümküm internet explorer yerine mozilla firefox u tarayıcı olarak kullan
Force Be With You

Kullanıcı avatarı
lotus2
*SiyahAkrep*
*SiyahAkrep*
Mesajlar: 2702
Yaş: 51
Kayıt: Pzr 11 Şub, 07:13

Okunmamış mesaj gönderen lotus2 » Sal 12 Şub, 15:07

neden internette kopyalama mümkün değil?..

ve ben biliyorsun adamas böyle işlemlerden hiç anlamam..mesela tarayıcı olarak kullanmak ne anlama geliyor?..neyse sonra net sahibine sorarım..
"ALEM HEPİMİZE YETER, BİR LOTUS MU FAZLA GELDİ?.."

VE YİNE DİYORUM: "İLLAKİ İNSAN OLMAK"..

Kullanıcı avatarı
lotus2
*SiyahAkrep*
*SiyahAkrep*
Mesajlar: 2702
Yaş: 51
Kayıt: Pzr 11 Şub, 07:13

Okunmamış mesaj gönderen lotus2 » Sal 12 Şub, 15:13

Mozilla sanırım internet gibi bir arama yeri..şimdi anladım(yok net sahibine sormadım :D )..ama mozilladan portala giremedim..çünkü şifre kısmına yazı yazamıyorum..neden acaba?..
"ALEM HEPİMİZE YETER, BİR LOTUS MU FAZLA GELDİ?.."

VE YİNE DİYORUM: "İLLAKİ İNSAN OLMAK"..

gbk
*SiyahAkrep*
*SiyahAkrep*
Mesajlar: 2090
Yaş: 44
Kayıt: Sal 05 Şub, 07:48

Okunmamış mesaj gönderen gbk » Sal 12 Şub, 15:21

mozılla tarayıcı..ınternet explorer gıbı..sıteden copy-paste yapılamıyor dıye bılıyorum (fıre fox'ta da).en azından ben yapamıyprum.
şifre kısmına mouse'un sag tusu ıle tıklayıp ımlecı gordugunuz vakıt sıfrenızı gırebılırsınız.
sadece bu sıtede yasadıgım degısık bır durum bu.ılk gordugumde ben de afalladım ama yavas yavas alısıyorum.neden boyle oldugunu da hala anlamadım ???

Kullanıcı avatarı
lotus2
*SiyahAkrep*
*SiyahAkrep*
Mesajlar: 2702
Yaş: 51
Kayıt: Pzr 11 Şub, 07:13

Okunmamış mesaj gönderen lotus2 » Sal 12 Şub, 17:05

Site de insanlar bir yolunu bulup kopyalama yapıyor anladığım kadarıyla..sadece ben hariç.. :D

bu hiç adil değil..

siteye kopyalama yasağı koymak kimin fikriydi?..
"ALEM HEPİMİZE YETER, BİR LOTUS MU FAZLA GELDİ?.."

VE YİNE DİYORUM: "İLLAKİ İNSAN OLMAK"..


Cevapla
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“Araştırma Genel Konular” sayfasına dön