Başak (Virgo) 23 Ağustos - 22 Eylül

Başak Burcu (Virgo) 23 Ağustos - 22 Eylül
Kullanıcı avatarı
pazzini
*Yılan*
*Yılan*
Mesajlar: 139
Yaş: 46
Kayıt: Çrş 27 Eyl, 18:22

Okunmamış mesaj gönderen pazzini » Prş 28 Eyl, 00:52

tam üstüne bastın AkrepKral, sen olaya esprili yaklaşmışsın, yoksa yemez yedirir giymez giydirirdi arkadaşın, iltifatın içinde ayrıca tşk




Kullanıcı avatarı
Yönetici
Portal Yöneticisi
Portal Yöneticisi
Mesajlar: 4681
Yaş: 47
Kayıt: Sal 22 Şub, 11:33

Okunmamış mesaj gönderen Yönetici » Prş 28 Eyl, 01:00

Rica ederim Pazzini. Güzellik adına ne varsa her zaman ve her yerde hepimizle birlikte olması dileği ile inşallah.
"Sükunetin vereceği huzuru hiçbir maddi imkan sunamaz"

SERÇE
*SiyahAkrep*
*SiyahAkrep*
Mesajlar: 628
Yaş: 53
Kayıt: Sal 16 May, 18:37

Okunmamış mesaj gönderen SERÇE » Prş 28 Eyl, 11:13

Başaklar konusunda sevgili Akrepkral'ın söylediklerine katılıyorum, lafı ağzımdan almış. Bilinç altına inersen saflık zannettiğin şeyin orada ki iyilik çiçeklerinin yaydığı koku olduğunu göreceksin. Sevgiler
Olmaz olmaz deme hiç.

Kullanıcı avatarı
dark
*SiyahAkrep*
*SiyahAkrep*
Mesajlar: 1573
Yaş: 42
Kayıt: Prş 12 May, 23:46

Okunmamış mesaj gönderen dark » Cmt 14 Eki, 17:47

Dürüst olduklarıda bir gercek
Ey Hamza
Gördüğün Hiçbirşeyden Korkmazsın bu Doğru
Ama Heybetini Gizli Tut Zira
Yürüyüşün Ölümü Korkutuyor.

Kullanıcı avatarı
dark_venus
*SiyahAkrep*
*SiyahAkrep*
Mesajlar: 575
Yaş: 38
Kayıt: Cum 15 Ara, 22:41

Okunmamış mesaj gönderen dark_venus » Sal 24 Nis, 21:36

BAŞAK BURCU GENEL ÖZELLİKLERİ

Mükemmeliyetçilik: Başak'ın en ağır misyonudur. Aslında onun en büyük derdi “Mükemmeliyetçilik” kelimesinin olumsuz çağrışım içermeyen bir eşanlamlısının olmamasıdır. Kusursuzluk onun yaşayabileceği en doruk deneyimdir. Ne var ki doruklar aynı zamanda daralma noktalarıdır. Bir anda tepe taklak olup nevrozların ayak dibine yuvarlanma riskini de beraberinde taşır. Gene de Başak'ın standartları yüksektir ve kolay pes etmez. Zodyağın 1.evle başlayıp 6.evle biten alt dilimin en son durağıdır o. Ufkun altındaki 6 dilimlik ilk bölümde "BEN" bilinci vardır. Ufkun üstündeki 6 dilimlik ikinci bölümde ise "BİZ” bilinci yer alır. Başak, BEN bilincinin bilirkişisidir. BEN bilincini kusursuzlaştırmadan, BİZ bilincinin kavranamayacağını içgüdüsel olarak bilir. Bu nedenle oturur hiç üşenmeden BEN bilincinin uzun uzun raporunu hazırlar ve 7.ev sınırında bekleyen Terazi burcunun eline tutuşturur. Derin bir nefes alır.

Analiz Yeteneği: Başka hiçbir burç kendisini serinkanlılıkla parçalara ayırarak böyle inceleyemez. Başak, bütünü oluşturan birime hakkını verir. Parçalardaki bozukluğun bütünü tehlikeye sokacağını bilir. Bu nedenle bütün parçaları tek tek elden geçirir, sarmal bir düzen oluşturacak şekilde yeniden bir birine ekler. Böylece her hangi bir parça alınıp ayrıntılarıyla incelendiğinde diğer bütün parçaların toplam bilgisi elde edilir. Analiz sürecindeki en büyük risk “Ağaca bakmaktan, Ormanı görememek”tir.

Eleştiri ve Yargı Mekanizması: Başak'ın çıkmaz sokağıdır. Hem kendini hem de başkalarını acımasızca eleştirir, yargılar, suçlar. Sürekli şikayet eder. Öz güveni zayıftır. Kendini beğenme ve sevme konusunda ciddi problemleri vardır. Sevgiye, ilgiye, şefkate hararetle ihtiyaç duyduğu halde, tam tersi "ihtiyaçsızmış” gibi davranır. Bilinçsizce "Aslını” inkar eder, kendini olduğu gibi kabul etmekte zorlanır, serde Mükemmeliyetçilik olduğundan sürekli "olması gerektiği hali” kritik eder, fakat bir türlü beğenmez. Bu duygusunu etrafına da yansıttığından başkalarını beğenmekte ve olduğu gibi kabul etmekte sorun yaşar. ”Armudun sapı-Üzümün çekirdeği” diyerek ince eleyip sık dokur. Yüzeydeki Çok bilmiş, Akıl Hocası, Ahlak kumkuması kimliğin altında, acıdan ve suçluluk duygusundan kıvranan çıplak hali saklıdır. Başak bu çıkmaz sokaktan eleştiriyi analize (kurşunu altına) dönüştürmeyi başardığında ve insanları yargılamak yerine sevmeyi denediğinde (Bölünmeyi Bütünleşmeye) çevirdiğinde kurtulabilir.

Güçlü Mantık-Zayıf Duygular: Bu konuda Ata Ruhum Jung’un tespiti çok isabetli; "Bildiğiniz gibi Tabiat, yüksek bir zekaya aynı zamanda ruh yeteneği de verecek kadar cömert değildir. Kural olarak, birinin olduğu yerde diğeri bulunmaz ve bir yetenek kusursuz bir biçimde var ise bu, genellikle diğer yeteneklerin pahasına gelişmiştir. En iyi koşullarda birbirinin önüne çıkan akıl ile duygu arasındaki zıtlık, insan psişesinin tarihinde acı dolu bir sayfadır.” Başak Mantık dersinde Aristo’nun ruhuna rahmet okutabilir, ama duygularıyla ne yapacağını gerçekten bilemez. Dışarıdan bakıldığında duygusuz izlenimi verebilir, ama onun çilesi duygularıyla temas kurmakta çektiği ıstıraptır.

Hizmet etme ve Servis verme Kapasitesi: Bu konuda hiç kimse Başak'ın eline su dökemez, çünkü o hizmet etme ruhuyla dünyaya gelmiştir. Hizmet etmek aynı zamanda onun servis kanalıyla kendini ifade biçimidir. Kendine ve başkalarına yararlı olduğu zaman doyuma ulaşır, mutlu olur. Buradaki en büyük tuzak hizmet uğruna kendi değerini un ufak ederek pas pas olmasıdır. "Gördüğün servis kadar servis" ilkesi onu bu aşırılıktan koruyabilir, ama gene de bu onun kör noktasıdır ve istismara açıktır. Çoğu insan için sıradan bir eylem olan hizmet, Başak için bir Aşk, bir İbadet'tir. Hani, Hizmet görücüye çıksa onu hiç kimselere kaptırmayacak tek talibi Başak'tır.

Bakirelik Sembolü (Saflık): Steven Forrest’in görüşü sanırım konuya açıklık getirecektir; “Bakire. Bütün semboller içinde anlaşılması en zor olanı. Bakireliği deneyimden yoksunluk olarak düşünürüz. Ama o deneyimsizliğin sembolü değildir. Namusluluğun veya cinsel dürtüden kaçmanın sembolü de değildir. Bakire Saflığın imgesidir. Onu hiçbir şey sahiplenmemiştir. Hiçbir şeye bağlı değildir. Yine de burada, yeryüzündedir. Dünya mükemmellikten başka bir şey istemeyene ne sunabilir? Bakire ne yapabilir? Soğuk, mesafeli Meryem Ana gibi bekler. Kendisi üzerinde çalışır ve yardım edebileceği yerde yardım eder.” Başak diğer insanlara örnek olabilmek için önce kendini daha saf, daha rafine hale getirebilmek için didinir durur.

Düzen-Tertip-Plan-Program: Yaşamda bu özelliklerin hepsine yer vardır, sorun bu özelliklerin başka hiçbir şeye yer bırakmayacak kadar tüm yaşamı kaplamasıdır. Başak karışıklık ve dağınıklığa gelemez. Bu nedenle karşı komşusu Balık'la pek fazla haşir-neşir olmayı sevmez, ama ondan öğreneceği çok şey vardır. Hayatı hiç birimiz süper organize bir şekilde yaşayamayız, bazı şeyler mutlaka bizim kontrolümüz dışında gelişir. Ama Başak'ın kaos'tan aklı çıkar. Onun dünyasında her şeyin adı konmalı, her şey yerli yerine oturmalıdır. Bulunduğu eksende "Bırakma-Bırakamama” teması hakimdir. Bu temada Balık “Bırakma”, Başak ise “Bırakamama” ayağında yer alır. İkisinin de birbiriyle teması kaçınılmazdır. Başak'ın, ruh ve beden sağlığı açısından ara sırada olsa kendisini evrenin akışına teslim etmesinde fayda vardır.

Ciddiyet ve Resmiyet: Başak serin ve mesafelidir. Görgü kurallarına "Emily Post" kadar sadıktır. Saygısız ve pervazsız insanlardan hoşlanmaz. Vıcık-vıcık ilişkiler, ense-tokat şakalaşmalar ve geyik muhabbetleri ona göre değildir. Teklifsiz bir şekilde ona yaklaşmaya kalkarsanız bir bakışıyla sizi yerinize oturtur. Durun bakalım! Suyun bile bir ısınma süresi varken, siz nasıl oluyor da bir anda böyle fokur fokur kaynıyorsunuz. Niyetiniz onunla yakınlaşmaksa sabırlı olmak ve sonuca değil sürece önem vermek zorundasınız. O sizi bir dizi testten geçirmeden, yedi göbek ötenize kadar analiz etmeden (İyi hal kağıdı getirmeniz de gerekebilir) ne gönlünün ne de evinin kapılarını asla açmaz. Başak gerçekten çetin cevizdir. Bu kilitli sandığı zahmetsiz açamazsınız. Her katmanı sabırla ayıklamak zorundasınız. Önce, Yeşil dış kabuk (buruk-acı) sonra Sert orta kabuk (zorlu-hırçın), daha sonra ara İç zar (utangaç-çekingen) en sonda enfes beyaz iç (zahmete değer öz) bulunur. Bir lokmada yutmaya kalkarsanız ya dişleriniz ağzınıza dökülür ya da midenize oturur. (Yükselen Başak ya da Ay ve Venüs Başak

Utangaçlık-Çekingenlik-Mahcubiyet: Bu konu da J.A.Bertrand’a başvuralım, bakalım o ne diyor; “Başak çılgınlık derecesinde usludur. Ara sıra çılgınlıklara kalkışsa da, bunu çok uslu bir şekilde yapar. Başak'ı çılgınlıklar yapmaya yüreklendirmek zordur. Küçük tutkular Başak'ın başını döndürür, büyük tutkular birkaç beden büyük gelir. Başak'a küçük bir çılgınlık teklif edin, sizi çılgınca cüretkar bulacaktır; orta boy bir çılgınlık teklif edin, zırdeli olduğunuza hükmedecektir.” Buna bir de Başak'ın “El-alem ne düşünür, ne der” fobisini ekleyebiliriz. (Yükselen Başak, Ay ve Venüs Başak'ta içinde aynı şeyler geçerlidir.)

Temizlik-Titizlik, Takıntılı düşünceler-Saplantılı davranışlar: Hijyen Başak'tan sorulur. Normal ölçülerde temizlik ve titizlik sağlık açısından gereklidir, fakat doz aşıldığında "Obsesif-Kompulsif" bozuklukları besler. Bir düşünceye takılıp kalma ya da bir davranışa saplanıp kalma genellikle şu üç türde kendini gösterir; 1) Bireyin kendine ya da başkalarına zarar vereceğiyle ilgili düşünceler; Bu duruma örnek olarak yeni doğum yapmış bir anneyi gösterebiliriz. Anne küçük bebeğini öldürüvereceğini düşünür ve bu düşüncesinden dolayı kendini suçlu hisseder. Bunu kimseye söyleyemez, ancak bu fikri kafasında sürekli tekrar eder. Bu nedenle doktorların çoğu, ilk doğum yapan annelere ara sıra çocuğa kızgınlık duymalarının, hatta onu terk etmeyi düşünmelerinin doğal olduğunu, böyle duygular geldiğinde pek ciddiye almamaları gerektiğini söyleyerek onları bir nevi hazırlarlar. Ciddiye alınmayan düşünce zamanla kuvvetinden kaybederek ortadan kaybolur. 2) Pislik ve bulaşıcı hastalıkla ilgili düşünceler; Ellerini günde elli bazen yüz defa yıkayan insanları örnek verebiliriz.

Bu kimselerin bazen yıkanmaktan ellerinin derisi soyulup yara olur. Daha uç bir örnekte ise; her türlü salgı ve sıvıdan midesi bulanan, bu nedenle de cinsellikten iğrenen, tensel temastan nefret eden takıntılı-saplantılı hastalar yer alır. 3) Sürekli olarak tekrar tekrar şüphe etme; Bu duruma da eve hırsız girmesinden kuşkulanan insanı örnek verebiliriz. Eve yeni kilitler vurdurur, pencerelere yeniden demir parmaklıklar koydurur. Bununla da yetinmez, geceleri uyuyamaz, her yarım saatte bir kalkarak kapıyı ve pencereleri yeniden kontrol eder. Aldığı önlemler onun yeniden tekrar tekrar şüphe etmesini önleyemez. (Başak-Akrep karışımı veya Pluto Başak'ta takıntılı ve saplantılı davranışları artırabilir/ 6-12.ev ekseniyle, 1., 4. ve 8. evlerde yer alan Pluto özellikle dikkat çekicidir.)

Alçakgönüllülük: Başak'ın en büyük meziyetidir. Aslan ne kadar saraylı ise Başak o kadar alaylıdır. Aslan ne kadar ön planda ise, Başak o kadar geri plandadır. Aslan ne kadar haşmetli ve azametli ise, Başak o kadar sessiz ve mütavazidir. Aslan’ın "Ben söylerim sen yaparsın” çalışma anlayışına karşılık Başak'ın, "Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz” ilkesi çalışma anlayışına damgasını vurur.

Sorumluluk Duygusu: Başak'ın en ağır çeken duygusudur. Bazen altında kalır. Ezilir. Bazen de üstesinden gelir, kendi kendisinin efendisi olur. Aşırı vakalarda karşımıza iflah olmaz bir “iş-kolik” olarak çıkar.

Çıraklık-Kalfalık-Ustalık süreci: Başak'ın düsturudur. Onun ilkelerine göre merdivenler basamak basamak çıkılır. Emek vermeden ve hak etmeden bir yere gelinmez. Her şeyin bir adabı ve usulü vardır. Çıraklık süresi dolmadan kalfalığa geçilmez, Kalfalık süreci de bitmeden Ustalığa terfi edilmez. Başak enerjisine yaşadığımız çağda (özellikle ülkemizde) aslında çok ihtiyaç var. Tarihimize bir göz atacak olursak büyük ustaların bu sürece hakkını verdiğini görmekte zorlanmayız. Mimar Sinan’ın eserleri çıraklık-kalfalık-ustalık dönemlerine ayrılır. Günümüzde ise sürece değil genelde sonuca önem verildiğinden her yol mübah hale gelmiştir.

Hiciv yeteneği: Merkür İkizler'in hava sahasından Başak'ın toprağına mecburi iniş yaptığında dünyası değişir. Espiri anlayışı yerini hicve bırakır. Tatlı dil ve güler yüz, sivri dil ve çatık kaşla yer değiştirir. İkizlerin ele avuca sığmaz haşarı Merkür’ü, Başak'ın eline düştüğünde akıllı-uslu bir talebe olup çıkar. Başak, Merkür’ün asker ocağıdır. (Pluto Başak'ta, Merkür Akrep'te karışımı ya da Merkür- Pluto karesi diliyle adam öldürebilir) Başak kendi kusurlarına gülmeyi ve kendi kendiyle dalga geçmeyi bir şekilde öğrenmelidir

Kronik Stres: Başak dünyaya yüksek gerilim hattıyla bağlıdır. Yüksek standartlar, üstün kalite anlayışı, 'meli-malı' yaşam tarzıyla kronik strese göbek kordonuyla dolanır. Garip bir şekilde stresle beslenir. Bir kriz esnasında diğer insanlar sapır sapır dökülürken, Başaklar tık etmezler. Dışarıdan bakıldığında sanki hiç bu kadar iyi olmamış, kabına sığmayan bir enerji ile doluymuş gibi gözükmesine karşın aslında uzun süreli strese uyum sağlamanın bedelini bedeni sessizce öder. Tükenmiş kişiler zayıf yönlerini iyi gizleyebilen, becerikli ve yeterli insanlar oldukları için, çoğunlukla bu durumun ilk dönemlerinde, içlerinde olup bitenlerin farkında değillerdir. Ama tükeniş yavaş ve sinsice bütün hücrelerini esir alır. Kalp krizi-Felç-Kanser, bünye hangisine yatkınsa kapıyı çalmakta gecikmez

Huysuzluk-Memnuniyetsizlik: Başak'ın en çok tepki alan negatif uçlarıdır. Ama olaya bir de Başak'ın gözleriyle bakmayı denersek gerçek durumu belki kavrarız. Huysuzluk ve memnuniyetsizlik aslında kusursuzluğun doğması için çekilen doğal doğum sancılarıdır. (Maalesef, kusursuzluk sezaryenle dünyaya gelmiyor) Bu kadar çok meziyetine karşılık, kusurları için ancak "Bu kadar kusur kadı kızında olur” Atasözümüzü hatırlatmakta fayda var. Başak yolun bir yerinde kusurlarıyla yüzleşir. Onu tutan ne kadar şey varsa hepsini bırakır. (İçi cız ederek-eli titreyerek) Yani bırakmaya çalışır. Ödül olarak evren ona kusursuz bir kusursuzluk tarifi sunar;



Ödül olarak evren ona kusursuz bir kusursuzluk tarifi sunar;

"KUSURLAR SERBEST BIRAKILDIĞINDA, KUSURSUZLUK KENDİLİĞİNDEN ORTAYA ÇIKAR”
Bu bilgiyi aramakla bulamazsın.
Ama ne var ki bulanlar, yalnızca aramış olanlardır


Mucizeler olmaktadır.Doğaya aykırı olarak değil,bizim doğa hakkındaki bilgilerimize aykırı olarak...


Kullanıcı avatarı
EffEndY
*SiyahAkrep*
*SiyahAkrep*
Mesajlar: 947
Yaş: 40
Kayıt: Pzr 07 May, 21:44

Okunmamış mesaj gönderen EffEndY » Sal 24 Nis, 22:40

Gerçekten çok güzel bir Başak burcu analizi olmuş, ancak herşeyi nedenleriyle birlikte açıklasaymış daha iyi olacakmış.
"Bildiğiniz gibi Tabiat, yüksek bir zekaya aynı zamanda ruh yeteneği de verecek kadar cömert değildir. Kural olarak, birinin olduğu yerde diğeri bulunmaz ve bir yetenek kusursuz bir biçimde var ise bu, genellikle diğer yeteneklerin pahasına gelişmiştir. En iyi koşullarda birbirinin önüne çıkan akıl ile duygu arasındaki zıtlık, insan psişesinin tarihinde acı dolu bir sayfadır.”
Bu da bir tek Akrep burcu için geçerli değildir. Mümkün olduğunca faydalanmaya bakın.

Bir de Merkür'ün Başak burcuna yetmediği kanısındayım. Bir gezegen daha lazım.
BİLİNÇALTINI HAPSET ki O SENİ HAPSETMESİN;
İÇGÜDÜLERİNE HAKİM OL ki ONLAR SANA HAKİM OLMASIN!!!

Kullanıcı avatarı
dark_venus
*SiyahAkrep*
*SiyahAkrep*
Mesajlar: 575
Yaş: 38
Kayıt: Cum 15 Ara, 22:41

Okunmamış mesaj gönderen dark_venus » Çrş 25 Nis, 00:28

Evet Merkür dediğin gibi Başak burcuna yetmiyor.Zaten İkizlerle daha çok bütünleştirilir.Başak burcunun asıl gezegeninin Vulcan olduğu konusunda mitolojik yazılar okumuştum topal tanrı Vulcan
onun da keşfedilişinden sonra Başak burçlarının tüm kuruntu ve vesveselerinden kurtulacakları ve asıl kişiliklerini rahat gösterebileceklerinden bahsediyordu.Bir bakıma Başak burcu Merkürde misafir ve pek de huzurlu değil,tıpku Uranüsün keşfinden önce Kova burçlarının Satürn ile tam manasıyla rahat edemediği ve kısıtlandığı gibi..
Bir de Başak burçlarını Chiron ile de ilişkilendiriyorlar ama bir kesinliği yok
Terazi ve Başak arasında bir gezegen biraz benim gibi yani : )
Başak_Terazi..
Bu bilgiyi aramakla bulamazsın.
Ama ne var ki bulanlar, yalnızca aramış olanlardır


Mucizeler olmaktadır.Doğaya aykırı olarak değil,bizim doğa hakkındaki bilgilerimize aykırı olarak...

Kullanıcı avatarı
gece_akrebi
Portal Yöneticisi
Portal Yöneticisi
Mesajlar: 5308
Yaş: 46
Kayıt: Pzt 17 Eki, 13:37

Okunmamış mesaj gönderen gece_akrebi » Çrş 25 Nis, 01:12

başaklar akrepleri sever ama balıkları pek sevmezler nedense. tanıdığım hiç bir başakla negatif durumlara düşmedim. titiz oldukları için kendi doğruları var, buna saygı gösterdiğin sürece sert yüzünü göstermezler. senin sırrını başkasına açmazlar, boşboğazlık görmedim onlarda. muhabbetleride dinlenir, insanı sıkmaz ama hayat görüşlerinde fazla titizler bu biraz olumsuz.
bir yanımız ölüm bir yanımız düğün...

Kullanıcı avatarı
dark_venus
*SiyahAkrep*
*SiyahAkrep*
Mesajlar: 575
Yaş: 38
Kayıt: Cum 15 Ara, 22:41

Okunmamış mesaj gönderen dark_venus » Pzr 06 May, 23:00

"Mantığı ve kalbinin birleştiği yerde hayatı durdurur , sınırları kaldırır , yaşar , yaşatır" ..
Bu bilgiyi aramakla bulamazsın.
Ama ne var ki bulanlar, yalnızca aramış olanlardır


Mucizeler olmaktadır.Doğaya aykırı olarak değil,bizim doğa hakkındaki bilgilerimize aykırı olarak...

Kullanıcı avatarı
pazzini
*Yılan*
*Yılan*
Mesajlar: 139
Yaş: 46
Kayıt: Çrş 27 Eyl, 18:22

Okunmamış mesaj gönderen pazzini » Sal 29 May, 12:20

dark_venus yazdı:"Mantığı ve kalbinin birleştiği yerde hayatı durdurur , sınırları kaldırır , yaşar , yaşatır" ..
mükemmel bir açıklama, tşkler
мєνzυ-υ вαнιѕ ναтαηѕα gєяιѕι тєƒєяяυαттιя

Kullanıcı avatarı
serqet
*SiyahAkrep*
*SiyahAkrep*
Mesajlar: 638
Yaş: 34
Kayıt: Sal 15 Ağu, 01:33

Okunmamış mesaj gönderen serqet » Sal 29 May, 15:01

başakları severim de başak erkeğinin aşkı bi noktadan sonra ürkütücü oluyor ama
avuçlarımda aynalar...

Kullanıcı avatarı
pempe
*GriAkrep*
*GriAkrep*
Mesajlar: 328
Yaş: 39
Kayıt: Cmt 19 May, 18:16

Okunmamış mesaj gönderen pempe » Sal 29 May, 15:41

basakların sevmediğim huyları sunlar:


cimri uykucu

iyi yönleri: saf
sakın üzmesin seni karşılıksız sevgiler.

yüreğine taş basarsın acılar birgün diner gider

gitsin aldırma yangınlarda söner

sakın bakma arkana KRALLAR önde gider

Kullanıcı avatarı
dark_venus
*SiyahAkrep*
*SiyahAkrep*
Mesajlar: 575
Yaş: 38
Kayıt: Cum 15 Ara, 22:41

Okunmamış mesaj gönderen dark_venus » Sal 29 May, 21:31

Başak'ın aşkındaki korkunç yön bağlılığı ve sizi kimsenin bu kadar sevemeyeceğine inandırmış olması ve bağımlılık yapması olmasın ?
Başak sevdiğinde sınır tanımaz bağlılığı da sonsuzdur "bağımlı" değil...."bağlı" tam istediğinizin bu olduğunu düşünürsünüz tabii güven ve mantık+kalp birlikteliği varsa...
Bu bilgiyi aramakla bulamazsın.
Ama ne var ki bulanlar, yalnızca aramış olanlardır


Mucizeler olmaktadır.Doğaya aykırı olarak değil,bizim doğa hakkındaki bilgilerimize aykırı olarak...

Kullanıcı avatarı
serqet
*SiyahAkrep*
*SiyahAkrep*
Mesajlar: 638
Yaş: 34
Kayıt: Sal 15 Ağu, 01:33

Okunmamış mesaj gönderen serqet » Sal 29 May, 22:50

takıntı haline getiriyor; bu ürkütücü olan.
avuçlarımda aynalar...

Kullanıcı avatarı
dark_venus
*SiyahAkrep*
*SiyahAkrep*
Mesajlar: 575
Yaş: 38
Kayıt: Cum 15 Ara, 22:41

Okunmamış mesaj gönderen dark_venus » Pzt 18 Haz, 13:13

Ben bu kadar berbat birimiyim...
Değilim ya bu kadar değilim...
Olmasam iyi olur... (:
Başakları mekanik robotlarmış gibi anlatıyor her astrolog şikayetim var sesimi duysunlar (: ben mekanik bir robot değilim...
değlimmmmm (:
Çok da duygusalım işte ):
Hayatlarındaki her insanın daha iyi olmasını arzu edip onlar için uğraşan birine haksızlık değilmi bu.Ben başak burcunu tanımlamak istiyorum yeniden öğreteyim biz kimiz (:
Bir gün yapıcam (:
Bu bilgiyi aramakla bulamazsın.
Ama ne var ki bulanlar, yalnızca aramış olanlardır


Mucizeler olmaktadır.Doğaya aykırı olarak değil,bizim doğa hakkındaki bilgilerimize aykırı olarak...


Cevapla
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“Başak Burcu (Virgo) 23 Ağustos - 22 Eylül” sayfasına dön