
Marifetnama burçlar ve özellikleri
Dördüncü Madde
Feleklerde ve yerde ortaya çıkan olayları açıklamak için, âlem üzerinde konuları ve çizilen on büyük daireyi bildirir.
Ey aziz, malum olsun ki, astronamlar, feleklerdeki ve yerdeki işleri tespit ve biribirine bağlamak için, âlem üzerinde, nice muhtelif daireleri kutuplarıyla beraber ispat etmişlerdir. Meşhur daireleri iki kısım itibar edip; bir kısmını büyük daireler, bir kısmını küçük daireler saymışlardır.
Ama büyük daireler, bir kısmını küçük daireler saymışlardır. Ama büyük daireler odur ki, yukarıda açıklandığı gibi, âlem küresine oranla büyük ise
de, ona küçük derler.
Marifetname Kitabından Astroloji ile ilgili örnekler
“Ay;
Koç burcunda doğduğunda her işe başlamayı güzel say;
Boğa’da olduğunda evlen, ticaret yap, bina yap;
İkizler’de doğduğunda gayrımenkûl al, ilim oku;
Yengeç’te iken haberleşmeye değer ver, müshil kullan, seyahate çık;
Aslan’da iken ihtiyaçlarını, giderecek kişiye arz et, ziraat, tamir ve hacamat yap;
Başak’ta iken yeni giy, dostlarla sohbet et ve ibadete ağırlık ver;
Terazi’de iken alış-veriş yap, sohbet eyle, Kur’ân dinle, devâlı nesneleri iç;
Akrep burcunda iken, temizlen, arın, yanlızlığa çekil, sükût edip iç âlemine dön;
Yay burcunda iken kan aldır, hamam ve traşı iyi say;
Oğlak burcunda iken kuyu kaz, toprakla uğraş, alış-verişi iyi say;
Kova burcuna geldiğinde vasıtalı olarak seyahate çık güzel yerleri gez;
Balık burcunda iken de deniz seyahati iyidir, ortaklık ticareti iyi olur.”
“Marifetname”de, gezegenlerin tesirinin hakikati bahsinde beşinci nevi’nde özetle şöyle demektedir İbrahim Hakkı Hazretleri:
“Yıldızlar meleklerin elinde mecbur ve muztardır. Melekler de Hak Teâlâ’nın emrinde boyun eğerler, itaat ederler. Hepsi onun iradesi ile ve kudreti ile harekette ve hareketsizliktedir.
Güneş, sıcak ve kurudur. Ay, soğuk ve rutubetlidir. Yıldızlar bu keyfiyetleri ile âlemde mutasarrıftır. Müneccim -astrolog- bu sözleri ile doğruyu söylemektedir. Ancak bütün işleri, yıldızlara bağlaması doğru değildir. Yıldızlar ancak Hak Teâlâ’nın izni ile bu tasarruflara yetmişlerdir. Yıldızlar ve tabiatların tesir ve tasarrufta rolleri vardır.
On iki burçta on iki melek vardır, yedi gezegen gece gündüz o burçların kapılarında dolaşıp hizmet ederler!”
Bu konuyu daha detaylı olarak anlatan İbrahim Hakkı, konuları geniş boyutlu görmek gerektiğini de belirterek tek bir bilimle çözülemeyeceğine işaret ederek şöyle der:
“Bu hakikati bu şekilde idrak etmek ne tıp ilmiyle, ne Hikmeti tabii ile ve ne de ahkâm-ı nücum -astroloji hükümleri- ile hâsıl olur. Ancak nübüvvet ilmiyle bilinir!..”
Günün hangi saatlerinde hangi işlerin yapılmasının uygun olacağını dahi astrolojik tesirlere bağlı olarak açıklayan Erzurumlu İbrahim Hakkı, bu konuda da şöyle der:
“Otuz beyt içinde nahs ve sa’d -menfi ve müspet saatleri- beyan ettim
İki âlemde bir bildim müessir zât-ı Mevlâyı
Fakat sebeplere bağlamış ednâyı hem a’lâyı
Eğer bilmek dilersen olduğun saat ne saattir
Hangi yıldız hükmeder ol dem nuhûset ya saadettir.”
Bu arada günün hangi saatine hangi yıldızın radyasyonu güçlüdür bunun hesabının nasıl yapılacağını öğreten beyitleri yazan Hakkı daha sonra şöyle der:
“Saat zamanlarını bir bir yedi gezegene ver gel
Olduğun vakte hangi gezegen gelirse hâkim onu bil
Zuhaldir -Satürn- nahs-ı ekber saati hem ağır olurmuş
Yeri yedinci felektir bina yap başlama hiç iş
Mübarek müşteridir -Jüpiter- sa’d-ı ekber saatini hoş bil
Bey ve şira, tezvic edip her şuğle ol mâil
Cihan Merihe -Mars- mahkûm olduğu saat hiç iş etme
Çünkü nahs-ı asgardır kan aldır kimseye gitme
Mübarek Şems -Güneş- hükmünde, taleb kıl cümle yârânı
Yeri dördüncü felektir ziyaret eyle sultanı
Zühre -Venüs- sa’d-ı asgardır o saat içtima eyle
Sohbet ve tatlı söz et güzel ses istima eyle
Utarid -Merkür- mümtezictir o zaman yaz nüsha hem mektup
Kitap oku ve okut, nakş et, hesab etmek olur mergub
Kamer -Ay- sa’d oldu bu gökte o saatte sefer hoştur
Ticaret, şirket, haber ve mektup göndermek hoştur
Yedi seyyare ahkâmı bu tertib üzere kanundur
Gel ey Hakkı bil o Hakk’ı ki, cümle hüküm O’nundur.”
Bedenin terkibi bahsinin ikinci fasıl, üçüncü nevi’nde ise Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri şu görüşü anlatır:
“Allâhû Teâlâ’nın kudreti ile, ulvî ecramın -planetlerin ve burçların- süflî cisimlerde -maddi yapılarda- çeşit çeşit tesirleri daimî olduğundan, bütün halkın şekil, hâl, ahlâk ve tavrı henüz ana rahminde nutfe iken rast gelen baht ve talileri tesirlerinden meydana gelmiştir.
Ana rahmine nutfe vâki olduğu saatte, baba ve ananın talileri hangi işte ise, o, nutfenin zâtına tesirle nakş-bend, yani işlenmiş olur.
Mesela saadeti, şekaveti, anlayışlı, ahmak, bahil cömert, korkak, yiğit, sevgi, düşmanlık, hırs, kanaat, himmet ve alçaklık, fakirlik ve zenginlik, rahat ve rahatsızlık, yaşama ve yaşamama, cemâl ve kemâl, kelâl ve melâl her ne hâl üzere ise, o nutfenin zâtına tali olur.
Çünkü o nutfe ceninin cisminin levhi mahfuzudur. Levhi mahfuz ise bu âlemin mazharı, aynasıdır.
O hâlde saîd olan, o saadetini annesi karnında bulmuştur. Şakî olan da şekavetini anası karnından almıştır.
Nitekim Habib-i Ekrem (s.a.s) hazretleri şöyle buyurmuştur:
“Saîd o kimsedir ki, annesi karnında saîd olmuş; şakî o kimsedir ki, annesi karnında şakî olmuştur!..”
Herkesin talinin tesirini remiz ve işaret ile duyurmuştur.
Halkın bütün şekil, sıfat ve mizaçları felekî vaziyetler gereğince rahimlerde ayrı olunca, eceli müsemmaları da mizaçlarına göre, orada muhtelif takdir olunmuştur.”
Erzurumlu İbrahim Hakkı'nın marifetnamesinden bir bölüm...
- Boyu uzun olanların kalbi saf ve temiz olur.
- Kısa boylu olanların hileleri, aldatmaları çoktur.
- Orta boylu olanlar akıllı ve hoş huylu olurlar.
- Saçları sert olan kimse, akılla atılganlığı bulur.
- Saçları yumuşak olan saf ve utanması az olur.
- Saçı sarı olanın işi, kibirlenme ve kızgınlıktır.
- Siyah saçlı olan sabırlıdır, onu ara.
- Kumral saç güzeldir, sahibi bedelsizdir.
- Saçı az olan lütufkar, anlayışlı ve nazik olur.
- Başı küçük olanın aklı azdır, gizli şeyin varsa ona söyleme.
- Başının tepesi yassı olan keder çekmez.
- Başının derisi ince olan, hayır yapar, zarar vermez.
- Kel adama yaklaşma, kötü huylu olur, ondan sakın.
- Alnı dar olanın, İçi de dar, sıkıntılı olur.
- Alnı yumru olan, çirkin ve kalın kafalı olur.
- Alnı enli olan kötü huylu olur, çünkü hastadır.
- Alnı normal olanı emin bil.
- Alnı buruşuksuz olan, şüphesiz tembel olur.
- Alnı uzun olan anlayışlı, az ise cömert olur.
- Kaşlarının arası buruşuk olan, üzüntü yükünü taşır.
- Kulağı çok büyük olan, bilgisiz ve tembel olur.
- Küçük kulaklı eğri, orta (normal) kulaklı doğru olur.
- Kaşının ucu ince olanın, işi gücü fitnedir.
- Kaşının kılları çok olanın, üzüntüleri de çok olur.
- Kaşı açık olan doğrudur, çatma olan eğridir.
- înce kaşlı güzel olur, uzunu ise kibirli olmanın delilidir.
- Kaşı yay gibi olan, her zaman güzel olur.
- Göz çukuru az olursa, o kibirli olmaya delildir.
- Siyah gözlüler itaatli, kızıl gözlüler cesur olurlar.
- Gök gözlü olan zeki, ela gözlü olan edepli, terbiyeli olur.
- Küçük gözlü hafif, büyük gözlü zarif, narin olur.
- Gözü yumru olan kıskanç, orta olan dost olur.
- Yarı kapalı göz ayıp, bakışı miskince olur.
- Köre yakın olma, sık bakan, emniyetli olmaz.
- Gözü şaşı adama bakma, çünkü o sana eğri bakar.
- Güleç gözlü olan güzeldir, kirpiği sık olan bedelsizdir.
- Büyük yüzlü olan illetlidir, küçük yüz kibirlenmeye delildir.
- înce yüzlü sevimli, kalın yüzlü hor (sevimsiz) olur.
- Uzun yüzlü olanlar yalancı olurlar.
- Ekşi yüzlü, somurtkan olanların, sözlerinin çoğu acı olur.
- Yuvarlak yüzlüler, ay'dan daha nurlu olur.
- Böyleleri çok güleç olur, onu gören muradını alır.
- Benzi kızıl olan terbiyeli, esmer olan da zeki olur.
- Benzi sarı olan illetli, siyaha çalan da tevekkelli olur.
- Burnu uzun olanın idraki (anlayışı) az olur.
- Kısa burunlu olanlar fazla korkak olur.
- Burun ucu top olan, neşeli olur.
- Burun ucu ağzına yakın olan adamdan sakın.
- Burun delikleri geniş olanın içi kibir ve kıskançlıkla doludur.
- Burun kanatları dar olan kişide küsme ve inat çok olur.
- Burnu enli olan kimse şehvete tutkundur.
- Burnu eğri olan kimsenin düşüncesi, işi başarıya ulaştırmaktır.
- Küçük ağızlı olan güzel ve fakat çok korkak olur.
- Büyük ağızlı cesur, eğri ağızlı kötü olur.
- Genizden söylenen sözler, kibirlenmeden olsa gerek.
- ince sesli erkeklerin işi, kadına şehvet duymaktır.
- Erkek sesli kadınların çoğu yalan söyler.
- Çabuk konuşan, ince anlayışlıdır.
- Kaba sesli olanın gayreti ve yardımseverliği fazladır.
- Çatal sesli olan, halktan kötülük geleceğini sanır.
- Yüzü güleç, sözü tatlı olan insan azizdir, sevilir.
- ince ve kırmızı dudaklı kimse, söyleneni iyi anlar.
- Bil ki kalın dudaklının kızgınlığı ağırdır.
- iri dişliler, çok defa yaman işler yapar.
- Normal dişi olanların, işi hoş ve doğrudur.
- Kokusu hoş olanın, huyu da güzeldir, hoştur.
- Çene kemiği ince olanın, aklı da hafif olur.
- Enli çenenin sahibi kaba olur.
- Çenesi normal olan, akıllı ve güzel olur.
- Uzun sakallı kişi hünersiz olur.
- Sık sakallı kişi kabadır, sohbetini de uzatır.
- Siyah ve az sakallı olmak zekaya delildir.
- Hiç kılı olmayan köse adamın hilesi çok olur.
- Sakalı değirmi olanın kemali de çoktur.
- Kafası enli olan ahmaklık illetine tutuktur.
- Boynu çok uzun olanın olgunluğu az olur.
- Boynu ince olan cahil olur.
- Boynu kalın olan gece gündüz yiyici (obur) olur.
- Boynu kısa olanın hilesi çok olur.
- Boynu normal olanın işi iyilik yapmaktır.
- Her uzvu normal olan, şüphesiz ki güzel olur.